21 Ağustos 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

21 Ağustos 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER miştir ama Sovyetler Birliği (o komü- nist partilerin liderliği yarışında kötü bir puvan almaktan kurtulamamıştır. Tonkin buhranı sırasında Moskova - dan yükselen bütün sözler, görüşümü kurtarmak için söylenmiş birtakım ku ru lâflar olmaktan öteye (o gidebilmiş, değildir. Kıbrıs buhranında ise, büyük devletlerin herbiri, bu buhranın daha büyük bir çarpışmaya yol açmadan ve en kısa zamanda giderilmesini | iste- diklerini açıkça ortaya (o koymuşlar- dır. Gerçekten, şu sırada ne Birleşik Amerika ve Batıdaki büyük dostları, :ne de Sovyetler Birliği bir kara sa- kallı papaz yüzünden bütün dünyanın kana bulanmasını isteyecek durumda- dırlar. Amerikanın bu buhran sıra- sında bütün endişesi NATO birliğini koruyabilmek, Sovyetlerinki de NATO' nun güney kanadının çöküşünü bü- yük bir zevkle gözlemek olmuştur. Gerçi şimdiki durumda Sovyetler Bir liği bu zevkli gösteriyi ogörememiştir ama, Birleşik Amerika da bütün gay- retlerine rağmen NATO birliğini oko- ruyabilmiş değildir. Zaten, Ağustos ayı girdiğinden bu- yana dünyada olup bitenlerin (ortaya koyduğu gerçek şudur: İhtiyar dünya- mızda patlak veren buhranlar artık iki bloku karşı karşıya getirmekten çok, blok için parçalanmalar yaratmakta- dır. Günün birinde günümüzün millet- lerarası münasebetler tarihini yaza- cak olanlar, hiç şüphe edilmesin, bu nokta üzerinde önemle duracaklardır. Tonkin olayı Sovyetlerle Birleşik Ame- rikayı karşı karşıya getireceği Oo yerde. Sovyetler Birliğiyle Komünist (o Çinin arasını biraz daha açmış, bu iki ll arasındaki liderlik (yarışmasını kırıcı bir yola sokmuştur. Aynı, tekil. de, görünüşte bir birlik kurulmasına rağmen, Tonkin olayı sırasında Batı dünyasında da iz bırakıcı iç kırıklıkları görülmüştür. Bunların en önemlisi Fransa ile Birleşik Amerika arasında- dır. "Büyük Charles" Atlântiğin öte- sindeki, dostlarını bir kere daha kırmak şüpheler ortaya atılmıştır Kıbrıs buhranında işlerin gidişi bi- raz daha değişik olmuştur NATO'nun güney kanadındaki iki müttefikin Tür- kiye ile Yuhanistanın Kıbrıs konusun- daki tutumları zaten uzun bir süredir birbirine aykırı görünüyordu Buhran. bu aykırılığı Oo suyun yüzüne çıkarmış, AKİS/20 diğer NATO üyeleri için tehlike çanla- rını çalmıştır. Artık herkes oanlamış- tır ki, anlaşmazlık aklın ve sağduyunun gösterdiği biçimde, pazarlık masasın- da Ve karşılıklı tavizlerle giderilemez- se, ittifakın yalnız güney kanadı değil, hepsi birden büyük bir gümbürtüyle çö- kecektir. Ne yazık ki, nasılsa bir lider- lik kapan birçok delinin bazan bütün bir dünyayı ateşe verdiği tarihte çok görülen gerçeklerdendir, * Gelecek yılların kaderine bloklar arası çatışmalardan çok bloklar için- deki parçalanmaların yön Vereceğine kimsenin Oo hiç şüphesi olmamalıdır. Bundan bir süre öncesine kadar sessiz- ce ve derinden gidip duran bu iç an- laşmazlıklar, şimdi her milletlerarası buhranda açıkça ortaya çıkmakta, işin daha önemlisi, artık hiç kimse de bunu gizlemeye bile çalışmamaktadır. Kongo Sil baştan Kongodaki oOKatanga eyaletinin ünlü Başbakanı Çombe bundan bir yıl kadar önce Belçikaya kaçmak zorun- da bırakıldığı zaman, Afrika işleriyle uğraşan uzmanlar da dahil, hiç kim- se, bu adamın günün birinde yeniden Kongoya dönebileceğini oummuyordu. Fakat, bu garip ülkede olup bitenler şimdiye kadar hep umulanın aksine çıkmıştır. Nitekim Çombe de bir yıllık bir sürgünden sonra Kongoya, hem de Leopoldville'e (odönmüştük ve bugün, Kongo Başbakanıdır. Bilindiği gibi. Kongo bağımsızlığı- nı aldığı zaman isyanlar sırasında es- HEPİMİZİN EL KİTABI İslâmi Bilgiler Ansiklopedisi İslâmiyetle ilgili bütün konuları bir araya toplayan kitap — ÇIKTI — Lüks ciltli, 1250 TL. kuşe gömlekli HİZMET KİTAPLARI Bâbilali Cad: 64, İstanbul Ödemeli gönderilir (AKİS — 1144) ki sömürgeci Belçikalılar bu ülkeden atılmışlar, fakat Katangada oÇombe başkanlığında gelişen bir bağımsızlık hareketini fırsat bilip hiç değilse bu eyaletteki zenginliklerini korumak is- temişlerdi. e Fakat Kongolular yeraltı kaynakları bakımından en zengin eya- let olan Katanganın ülkeden ayrılma- sına karşı koyunca, Belçikalıların bu- radaki çıkarları da tehlikeye düşmüş- tür. Belçika uzun bir müddet Katan- tutmaya çalışmış, silâh vermiş, fakat sonunda Çombenin Katangadan atılmasını ve bu eyaletin de Leopoldville'in otoritesi altına gir- mesini önleyememiştir. Çombe Katangadan ayrıldıktan son- ra hayatını Fransa ve Belçikada ge- çirmiştir. Bu arada Kongoda mali ve iktisadi güçlükler birbirini kovalamış ve Belçikanın desteği oOolmadan değil bütçesini denkleştirmek, ordusunu bi- le besleyemeyeceği açıkça ortaya çık- mıştır. Fakat Belçika bir kere ağzı yandığı için Kongodan yapılan çağrı- lara başlangıçta kulak verir görünme- miştirf O zaman da Leopoldville hükü- sorunda kalmıştır. Gerçekten, Çombe, Kongoda Belçikalıların güven ve des- teğini kazanan tek adam olarak gö- rünmektedir Başkan Kasavabu, Çombeyi iş ba- ---a çağırırken bütün siyasi iktidarı kendi elinde tutabileceğini, Başbakanı bir gölge olarak kullanabileceğini sa- nıyordu, Nitekim, bundan bir süre ön- ce yeni bir Anayasa hazırlatıp bütün yetkileri kendi elinde toplamıştır. An- cak, bu arada yaptığı bir yanlış hesap, bütün işleri altüst etmiştir. Kasavabu Çombenin Kongoya dönmesini bir hu- kuk! esasa bağlamak için bütün siya- si mahkümları kapsayan bir af çıka- rınca Çombeyle beraber eski Lumum- bacılar da yeniden siyasi hayata dön- müşler ve tabii, yeniden isyan bayra- ğını açmışlardır. Şu satırların yazıldı- ğı sırada, Kongonun kuzey eyaletleri mumbacılar tarafından ele geçirilmiş, bulunuyordu, Lumumbacı asilerin giriştiği bu is- yanı bastırmak için yardıma koşacak ilk ülke Belçika olduğuna göre Çom- be şu sırada iktidarın gerçek hâkimi sayılabilir. Nitekim Kasavabunun mu- halefetine rağmen, Belçikadan her tür- lü yardımı kabule hazır olduğunu açık lamıştır. Fakat bu tutumu Çombeyi büyük halk kütleleri arasında sevim- -iz yanacağından, isyanın bastırılması daha da güçleşir ve Çombe günün bi- rinde yeniden Kongodan atılırsa buna hiç şaşmamak gerekir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: