At ve Üsküdar Problemi Tarık D. KAKINÇ Türkiye, 14. Berlin film m biri resmi - "Nemrut Dağı Tanrıları"- öbürü gayriresmi - "Sus z" - iki filmle katılmaktadır. Birincisi, kısa metrajlı dokümanter belge - filmlerde, diğeri de uzun ve konulu filmler bölümünde yarışmakta ve şans denemektedir. Kazanırlar veya el- leri boş dönerler, işin o yanı ayrı bir tartışma konusudur. rtada olan gerçek şudur: Türkiye, uluslararası bir yarışmaya girmiş ve festival sa- rayı direklerine kendi bayrağım çektirmiştir. Berlin, festival süresi bo- yunca, iyi-kötü bütün dünyanın sinema yoluyla ilgisini üzerinde topla- maktadır. Yarışmaya katılan bütün ulusların Bonn büyük elçileri - yâni Almanyadaki temsilcileri otanıtmacılarıyla birlikte, oniki gün süre ile Berlinde karargâh kurmuşlardır. Elçilere ve tanıtmacılara, o Berlindeki konsolosluklar da katılmışlar, böylece çalışma güçlerini arttırarak ulus- alının adlarını daha bir başarıyla yaymanın üstesinden gelmişlerdir. İçiler, yalnızca filmlerinin gösterilerinde ve şereflerine verilen top- lantılarda hazır bulunmuşlar ve sonra da Bonn'daki görevleri başına dön- müşlerdir. Ama yerlerine mutlaka temsil edicileri bırakmışlardır. Bun- lar, tanıtmacılarla Berlindeki konsolosluklarıdır. Oniki gün süren fes- tival boyunca, tanıtmacılar ve konsolosluk ilgilieri, o - doayısıyla kendi ulusları ile kendi ülkelerinin - dikkati çekmesi uğrunda bütün çabalarını e harcayacaklardır da. Çünkü bu, onların temsil görevini arasındadı Gayriresmi olarak katılan "Susuz Yaz"ı bir yana koyunuz; bir "Nem- rut Dağı Tanrıları" 14. Berlin film festivalinde Türkiyeyi temsil etmeye gelmiştir, dalgalanan bayrak ona ii Neyazık ki filmin iki gösterilişin- de - bırakınız Bonn elçimizi, n belki de Berlin festivalinden ve Tür- tüyenin bu festivale katılıdığından haberi bile yoktur- ne bir tanıtmacı- r. Buna karşılık, bir avuç türk işçisi, iki sine- maya da gelmişler, kendi ceplerinden devşirdikleri bir kaç markla yapım- cıya bir küçük çiçek buketi sunmuşlardır. Berlinli türk ilgilileri, ei herhalde pasaportlara bir damga vurmak ve bunun ötesin ir şeye bulaşmamak sayıyorlarsa, bu elbette ki yanlıştır ve başka ulusların konsolosluklarına bakarak, bizim konsolos ve konsolosluk ilgililerimizin öğrenecekleri çok şey vardır. Bu öğ- renim süresi içinde de, başka ulusların atı alıp Üsktidarı her zaman geç- mesi normal karşılanmalıdır. Striptiz Yıldız'ında ve "Days, of wine and Roses - Şarap ve Gül"de de rast- layacağız Bu, Hollywood sineması için bir çeşit değişme ve Ne çabası mı demektir? Mümkündür. Çünkü Holly- wood sineması, bir a seyircisini elinden çekip alan televizyona - iç ve dış pazarda- ve hepsinin üstünde bir gerçekçilik türküsü tutturarak kendi- rinin fabrikatörlüğünü yaptığı rüya- lar dünyasının -yani gerçek dışının— ürünlerini ve ticari değerlerini bir an- da sıfıra indiren Avrupa sineması da vurucu gücün önemlilerindendir. Holly- wood, eski ticari itibarını kazanmak için yenileşmeye, hiç olmazsa rakip ül- kelerin sinemalarına benzemeye zorun- ludur. Son yıllarda Amerikan yardımı kanalıyla zorlama olarak film sokuş- turulması da mümkün olmadığına gö- re, Hollywood için bundan başka kur- tuluş yolu yoktu. Denemeler şimdilik kaydıyla olum- luca görülmektedir. Ama bu ne kadar sürecektir? Bu gidişin tersi bir oluşta Hollywood, ilk ağızda gürültüyle çöküp yıkılacağı için, bir yerden sonra nasıl olsa bu yeni yolda erk ve bunu sürdürecektir. Yeni yolun yeni çabalama ürünle- rini Konakçıların listelerindeki Holly- wood filmlerinden de görüp anlayaca- ğız. AKİS/33