| HAFTANIN İÇİNDEN | E vvelâ, benim başıma gelmiş olan bir hâdise: Geçen Çarşamba günü, Ankaradan saat 17'de kalkması ge- reken uçakla İstanbula gidecektim, Saatin 16.30'u biraz geçtiği sırada hava alanına vardım, bilet kontrolunu yap- tırttım. Gişedeki memur: «— Hayli gecikeceksiniz. Rötar var. Sizi götürecek uçak henüz Samsundan kalkmadı» dedi. Niçin başka bir uçak tahsis etmediklerini sordum. Gişedeki memur bunu bilmediğini söyledi, ilgililerden öğ- renmemi tavsiye etti. Meydanda, kapıları kapalı bir Vis- count uçağı boş durmaktaydı. İlgililerde hiç bir hareket yoktu, Müşteriler bekliyor- lardı ve bekleyeceklerdi. Bunu önlemek, buna çare ara- mak kimsenin aklında değildi. İlgililere gittim. Onunla bununla konuştular, Sonra, ellerinde uçak ve uçak personeli olmadığını bildirdiler. Boş Viscount akşama İstanbul seferini yapacakmış. Per- soneli şehre gitmiş. Saat 17 uçağının en az birbuçuk 8a- at rötar yapacağı önceden malüm olduğu halde hiç kimse, meselâ bu Viscount'u veya başka bir uçağı harekete ge- tirmek için küçük parmağını kıpırdatmamıştı. O gün, Ulastırma Bakan Vekili Malik Yolaçtı, Yolaç- la iki gün evvel aym uçakta Ankaraya gelirken, onun ba- şına gelmiş bu çeşitten bir hâdiseyi konuşmuştuk. Yolaça telefon ettim, ege ilgilenirim» dedi Saat 17'de, uçağın en az bir saat rötarlı olacağını ilân imiz olabiağ yi 17.30'da bir uçağın İstanbul yol- cularını alıp götüreceğini bildirdiler. Eğer bir müdahale da tedbirlerini alsalardı bu yarım ssatlik gecikme bile olmayacaktı ve sefer hic aksamayacaktı. M üesseseleri bu olan devletle ne yapacağız? Bugün mil. letçe bin tane sıkıntımız varsa bunun dokuzyüz dok- san dokuzu devletin müesseselerinin bize verdiği ıstırap- tan doğmaktadır. Uçak yolcusunu hiç fütursuz, «Bekle- sin!» diye bekleten Hava Yolları ilgilisi trende Demir Yolları ilgilisi tarafından aynı umursamazlık dolayısıyla bekletilmektedir ve Demir Yolları ilgilisi çektiği telgra- fin P.T.T. ilgilisi tarafından yerine zamanında ulaştırı!l- mamasından şikâyetçidir. Görevinin başında «ilgili olan kimse, başkasının karşısında sadece «vatandaş»tır ve va- tandaşın ıstıraplarını çekmektedir. Şimdi, madem ki yolcuyu bekletmemenin bir çaresi vardır, adamı niçin bekletirsin? Bunun sebebini, zihniyette aramak lâzımdır. Bizde memur demek, şahsen asgari gayret sarfeden kimse de- mektir, Uçak rötar mı yaptı? Sebep? Hava muhalefeti. Tamam. O halde, hâdiseleri olduğu gibi bırakmak kendi- sine hiç bir sorumluluk getirmeyecektir, Böyle olunca, vatandas hava alanında bekleyecektir, tapuda bekleyecektir, belediyede bekleyecektir ve kayıt- sız memurun karşısında devlete karşı derin bir infiale i dolacaktır. vuku bulmadan ilgililer görevlerini yapsalardı, zamanın. Müesseselkcrimiz Metin TOKER Ç ok kimse, bu memlekette D.P. nin harikülâde kaderi- nin sebebini merak eder, Merak edecek hiç bir şey yök- tur, D.P, devlete karşı vatandaşa destek olduğundan do- layı kütleleri bir anda cezbetmiştir. «Ocak Başkanı Sal- tanatı», «Bucak Başkanı Saltanatın vatandaşı rahatsız etmemiş, aksine. onun hoşuna gitmiştir. Zira, kendisine aldırmayan memur, kendisine kötü muamele eden memur Ocak Başkanının karşısında yerle bir olmuştur. Memuru 9 halde görmek vatandaşı «adam yerine koyulmak» his» siyle doldurmuştur. Ama bu bütün devlet nizamını yıkmıştır, ama bu her mahallede onbeş milyoner yaratmıştır, ama bu görülme- miş bir vurgun devrini açmıştır, ama bu İnanılmaz bir Iâubâliliğin temelini. teşkil etmiştir ve edile bu sistem memleketi 27 Mayıs İhtilâline götürmüş- tür, Kime ne? Bugün A.P, vatandaşa aynı «iş görme tar- zıvnı teklif ediyor ve çok sayıda oy topluyor. Devlet ka- pısından şikâyetçi basit vatandaş gibi iş adamı, tüccar, ithalatçı, ihracatcı da A.P, nin vaadlerini tatlı bir ümit gözüyle görüyor. A.P. müesseselere yeni zihniyet verecek alternatif değildir. 'A.P. müesseseler üzerinde baskı yapa- rak parti rozetine göre muamele esasını geri getirecek alternatiftir. Böyle olduğu için iyi niyetli, romantik solcular daha başka çevrelerde tutulan alternatifleriyle ortaya çıkmak- tadırlar: Bütün bozukluğun sebebi memlekette bir 8ol partinin bulunmayışı ve solun Mecliste temsil edilmeyişi, hırsızlıkların, uğursuzlukların bu sol tarafından kontrol edilmeyişidir. Bu, bir başka tatlı hayaldir, zira solun böyle bir fonk- siyona sahip olduğunu sanmak için fazla md olmak lâ- zımdır. Ama, mesele Türkiyenin büyük meselesi olarak orta- tadır ve buna bir çare bulmak lâzımdir. Bugünkü iktidar başını elleri arasına alıp bu çareyi düşünmekte daha faz- la gecikmek hakkına sahip değildir. Eğer bütün Bakan- lar bir «Yolaç Titizliğis göstermekle işe başlasalar, hiç olmazsa kendi üst kademelerini kendilerine ayak uydur- maya itseler, bu üst kademeler devamlı bir kontrol siste- mini bizzat Bakanın şahsi mürakabesinde kurabilseler, memur bilse ki gayretsizlik sorumluluktur, buna mukabil şahsi inisyatif takdir sebebidir çok müessesenin pejmür- de manzarası bir anda değişebilir. Müessesesini kıyafet tebdili yapıp teftiş eden Bakan, bugün «İdeal Bakan» ha. line gelmiştir. Zira İsmet Pasa Yi ir ki ikinci Başbakarilığında devraldığı devlet, müesseseleri itibariyle, birinci Başba- kanlığında osmanlılardan devraldığı devlet kadar, belki ondan da fazla, şöyle bir iyi elden geçirilmeye muhtaç haldedir. AKİS/7 mübalağa edile