ğildi. Öyle ki, filmin tek yapımcısı, tek başarılı adamı olarak yalnızca Ul- vi Doğan görünüyordu, Doğan, bu ha- tasını festival boyunca da sürdürdü. Ancak, festival programında filmi yapan rTejisörün adının mutlak gerek- liliği karşısında yine alaturka bir kur- nazlığa başvurdu ve rejisör Metin Erk- sanın adını “İsmail Metin”e tahvil et- ti, Sorulduğunda da, “Metin Erksanın göbek adı İsmaildir” dedi, Oysa Tür- kiye sinemasında bir Metin Erksan vardı, ama bir İsmail) Metin yoktu, Hatalar kervanı Yapımcı Doğan, hata üstüne hata iş- liyordu ama, bir yandan da tek ba- şına bütün bir festival boyunca önüne çıkan herkesle savaşıyor, engelleri tek başına yeniyor, dünyanın borcuna giri- yor Ve ne pahasına olursa olsun gözü- Uz 14. ulurlararası Berlin film festivali- nin üçüncü günü gösterildi Sinemada birinci türk filmi “Kırık Çanaklar"'a bakarak hayli kalabalık vardı. Yeni montajlı ve üç kartonlu “Susuz Yaz” normal gösteri seyrini takip etti ve programdan çıktı, Asıl önemli olan er- tesi günkü gazetelerin film Üzerine yâ- zacaklarıydı.' Eleştirmeciler filmi il- giyle karşıladılar, Yine ayni gün ya- pılan basın toplantısında ise, yapımcı ve başoyuncu Doğan herkesi şaşırtan bir konuşma yaptı : Buna göre, “Susuz Yaz” 'Türkiyeden Üvey evlât muamelesi görerek gelmişti, hükümet ve ilgililer filmi katiyen desteklememişler, yapım- cısını tek başına bırakmışlardı, Fakat Doğan yılmamıştı, yılmayacak ve s0- nuna kadar savaşacaktı, En büyük ar- mağanı kazanmak istediğini de açık 8- çık söyledi “Susuz Yaz" buna lâyık bir filmdi ve festival filmleri içinde “Susuz Yaz”dan iyisi yoktu. Basın mensupları, yapımcı ve baş- oyuncu - Doğan ayrıca, filmin ssnar- yo yazarı olarak da kendisini tanıtmış- tı- yazar Doğanın bu şekilde kesin ve emin konuşmasını pek birşeye yora- madılar ama, kendine olan güvenine de alkış tutmaktan geri kalmadılar Ni- hayet herkes, her festival adayı kendi- sini büyük armağana lâyık görebilirdi. Zaten böyle olmasa Ve bunu böyle gör- mese, bu çeşit festivalde işi ne olabi- lird!? Soru Sırası, filmin rejisörüne - ya- ni filmin kimin tarafından yapıldığı ve rejisörünün kim olduğuna - gelin- ce, Doğan, O herkesi hayran birakan soğukkanlılığı Ve güvenini bir parça kaybetti ve kızararak, rejisörünün İs- mail Metin adını taşıdığını, türk sine- masında yeri olduğunu ve şimdiye ka- Erol Taş - Hülya Koçyiğit Başarılı dar ondört film çevirdiğini, arada türk sinema eleştirmecilerinden de çeşitli başarı armağan'arını kazandığını söy- ledi, Aslında söyledikleri doğruydu 4- ma, bütün bunlar: İsmail Metin değil, Metin Erksan yapmıştı, Metin Erksan kazanmıştı. İsmall Metinin hiç birşey yaptığı, ya da yapmışlığı yoktu. ..Vea Metin Erksan Berlinde bütün bu olaylar cereysn ederken, üç bin küsur kilometre u- zakta ikinci adam, Metin Erksan, olan bitenlerden habersiz, yeni filmi “Suç- lular Aramızda"sını çekiyordu Fil- mi “Susuz Yaz" Berlin film festiva- line girmişti, bunu biliyordu Ayrıca, ayni festivalde batı sinemasının en İyi ustalarının - meselâ bir Karel Relsz'in, bir Sidney Lumet'nin, bir Satyajit bir sahne Ray'ın, bir Susumu Hani'nin ve bir Ru Güerra'nın - filmleriyle varıştığını bi- yor ve büyük armağandan geçtik, her- hangi bir başka armağan için bile'pek ümitli görünmüyordu. Gerçi film iyi- niyet gösterisiydi, bir tutkunluk içinde amatörce bir çalışmanın ürünüydü a- ma, bütün bunlar ancak türk iç pazari için bir önem taşıyordu, Yoksa Batı için, hele uluslararası bir film festiva- line katılan ülkeler için bunun pek öy- le büyük bir önemi yoktu. Bu, Türkiye de ve türk yapımcıları için en uygun düşünceydi. Böyle düşündükleri 'çindir ki, ne bir türlü herhangi bir uluslara- rasi film festivaline katılacak cesareti, ne deo nitelikte bir film çevirme çabası gösterebiliyorlardı Oysa, bir yarışma ya, mutlaka kazanmak amacıyla katıl- mak diye birşey yoktu, Girilir. kazanı- AKİS/29