DÜNYADA OLUP BİTENLER A.B.0O. Geç ve güç bir başarı Amerikan Senatosu, geride bıraktı- gımız haftanın sonunda ,bütün Bir- eşik Amerikada geniş etkiler yapacak bir kanun tasarısı kabul etti. Tasarı, lan Başkan Kennedy tarafından Kong- reye sunulmuştu ve "Medeni Haklar Tasarısı" adım taşıyordu. o Başkan Kennedy, üzerinde o kadar dikkatle durdugu bu tasarıyla Amerikada si- lahlara beyazlarla eşitlik sağlayaca- ğını umuyor, bu bakımdan tasarının biran önce kanunlaşması için sabır- sızlanıyordu. (o Fakat talihin cilvesine bakınız ki, bu amaca ulaşmak Ken- nedy'ye o nasibolmadı. Onun yerine ta- sarıyı kanunlaştırmak şerefi, Birleşik Amerikada zencileri en hor gören Gü- ney bölgesinden gelen bir Başkana, teksaslı Johnson'a düştü. Bütün Amerikada büyük ümitler sağlanan bu tasannın en büyük özel- -iği, siyahların oy hakkını sağlamlaştır ması ve kamuya açık yerlerdeki ırk ay- rımını yasaklamasıdır. o Gerçi Ameri- kan anayasasına göre bütün insanlar kanun karşısında dil, din, soy ve renk ayrılığı olmaksızın Mr ve gene I Amerikan Anayasasına (ogöre kölelik bir yüzyıldır yesakİanmnst ama, bu- n bu koca ülkenin özellikle güney kesimlerinde siyahlar beyazlarla aynı hastahanede doğamazlar, aynı okula gidemezler, aynı taşıtı kullanamazlar, aynı lokantada yemek yiyemezler, aynı eğlence yerinde eğlenemezler, işin acı- sı, aynı kilisede tapınamazlar. Bunlar da yetişmiyormuş gibi, Güneyin birçok Ferinde, üzerinde yaşadıkları toprak- la birlikte el değiştirirler. İşte Ken- Naci Dürer KADIN TERZİSİ Karanfil Sokak No. 27/3 ANKARA (AKİS — 1028) AKİS/20 Kennedy - Biri ekti biri biçiyor nedy, haklarını korumak için o yavaş yavaş şiddete bile başvurmaya başla- yan siyahileri ou durumdan kurtarmak için büln ümitlerini bu "Medeni Haklar Tasarısı'nın kanunlaşmasına bağlamıştı. Ne yazık ki, bu kanunun çıktığını görmeden o hayata gözlerini yumdu. Tasarının Kongreye sunulmasından bu yana tam bir yıl geçti. Fakat Kong- redeki güneyli temsilci ve senatörle- rin muhalefeti (Oyüzünden, Başkan Kennedy'nin sağlığında gündeme bile alınamadı. Bilindiği gibi, bu temsilci ve senatörlerin büyük bir çoğunluğu dixiecrat diye isimlendirilen güney de- mokratlarıdır ve ırk ayrımı konusun- daki hertürlü kayıtlamaya karşıdırlar. Temsilciler Meclisi ve Senato komis- yonlarının başkanlıkları, kıdeme göre atandıkları için, bunların elindedir. Kennedy iş başında olduğu sürece, gündem komisyonlarının başkanlarını razı edip, tasarıyı Kongreye getirmek mümkün olamamıştır. Diğer yandan. Kennedy, Kongre ile münasebetleri iyi olan bir balkan da değildi, dixiecrecrat- tarla muhafazakâr cumhuriyetçiler he- men her meselede genç ve ilerici baş- kanın karşısına dikilmeyi sanki kendi- lerine görev saymışlardır. Bir kurnaz teksaslı Oysa Johnson, Kennedy'nin yerini al- dıktan sonra işler oldukça değişti. Johnson Uzun yıllar Senatoda çoğunluk parti- sinin liderliğini yapan Johnson, Kong- e ile münasebetlerini (oKennedy'den çok daha düzgün tutmasını becermek- te güçlük çekmemektedir. Johnson, çe- tin pazarlıklardan sonra, "Medeni Haklar Tasarısı'nı önce (o Temsilciler Meclisinin, sonra da Senatonun günde- mine koydurmayı başardı. Gene çetin pazarlıklar sonucunda, tasarı bundan dört ay kadar önce Temsilciler Mecli- si tarafından kabul edildi. Fakat Se- natodaki görüşmeler daha uzun bir za- man aldı. Güneyli dixiecrat'lar. içtü- züğün verdiği imkânlardan yararlana- rak, görüşmeleri uzatmayı ve tasarının kanunlaşmasını (o geciktirmeyi denedi- ler. Fakat bu deneme ancak 75 gün sürebildi. Bundan üç hafta önce her senatörün bu konudaki konuşma süresi bir saat olarak sınırlanınca, güneyli senatörler ellerindeki en önemli silâh- tan yoksun kaldılar ve bunun sonu- cunda, geçen haftanın sonunda oyla- maya gidilebildi. Bütün siyası yorumcular tarafından “tarihi bir oylama" diye nitelendirilen bu oylamaya, yüz, senatörün hepside katıldı. Tasarının lehinde oy veren- lerin sayısı 73, aleyhinde oy verenle- rin sayısı 27'dir. Bu 27 kişinin çoğu gü- ney demokratları, altısı da muhafaza- kâr cumhuriyetçilerdir. £ Bunların a- rasında oOCumhuriyetçi Partinin en