buldu. Bilgiçe sorulan sorular ve an- nan cevaplar şunlardır: "— Yorgancıoğlu AP'nin faşist bir idareye götürüldüğünü söylüyor. o Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" — Mehmet Yorgancıoğlu bu par- tinin kurucularındandır. Ancak kendi- sinin, biz daha parti idaresinde görev almamışken, o sunanın idarecileri ve bakanları hakkında da bu şekilde it- hamlarda bulunmuş olması, ithamları- nın ciddiyeti hakkında bir fikir vere- bilir." "— Sizin ırkçı olduğunuz yolunda yazı ve söylentiler var. Bu konuda bir şey söyleyecek misiniz? — Benim için ırkçı dedikleri gibi, ırkçılığın tam tersi olan ve daha ge- niş toplulukları içine alan ümmetçi de diyorlar. Bu arada mason da diyorlar. Bütün bu ithamların birbirini nakze- der istikametleri, ithamların ciddiye- tini ortaya koyar kanaatindeyim. An- cak şunu söyleyeyim: o Macaristanda komünist mezalimi gören macar halkı- na acıdığım gibi, Cezayirde fransızlar tarafından ezilen insanlar için üzüldü- güm kadar, Rusyada baskı altında tu- tulan türkler için de ıstırap duyuyo- rum diye ırkçı sayılıyorsam, İrkçıliğı kabul ederimi Ancak Rusya'daki türk- lere acımak, realitelerin ötesinde ta- savvurları gerektirmez. Biz insaniyet - çiyiz, İnsaniyetçilikle ırkçılık birbiri- nin tenakuzudur. "— Sizin ;için omukaddesatçı, üm- metçi diyorlar. Babanız Şarkikaraa- ğaç müftüsü imiş... — Bir kere, babam son derecede münevver bir din adamı idi. 1927'de Anadoludaki mutaassıp hava içinde fa- iz ve murabaha haram sayılırken, Tür- kiyenin ilk bankalarından biri Şarki- karaağaçta açılmıştır. Bu bankanın kurucularından biri de babamdı. Bi- zim evde demokratik bir' hava hâkimdi. Hattâ biz din konusunda bile rahatça tartışmalar yapabilirdik. Ben dine ve Allanın tek olduğuna inanırım. İsla- miyetin aracılar tarafından bozulma- mış şekliyle çok iyi bir din olduğuna da eminim. Fakat ne ümmetçiyim, ne şeriatçıyım ne de hilâfeti geri getir- mek istiyorum... Anayasanın lâikliği Eee herkes inancında serbest olmalıdır "— Siz, 1950'den sonra kapatılan Milliyetçiler Demeğinde çalıştınız mı? üye oldunuz mu — Hayır, ben Milliyetçiler Derne- gine ne üye oldum, ne de çalıştım O sı ralarda, yani 1947'den itibaren hü- kümet tabibi olarak Anadoluda, idim. Fakat kardeşlerim (Salt ve rahmetli Süreyya bu dernekte çalıştılar. Ben İs- tanbulda talebe iken Türk Ocağında Saadettin Bilgiç Fikir ve zikr meselesi çalışmıştım.” — Muntazam ibadet yapar mısı- nız?" » "— Bu faaliyet arasında Zor.." "— Hiç olmazsa Cuma namazları- nı kaçırmıyorsunuzdur?" — Bazen o bile kaçıyor... AKİS muhabiri ile Bilgiç arasında geçen bu konuşma, rahmetli Gümüş- palanın eski odasında yapıldı. Genel Başkan vekili sıfatıyla bu odaya yer- leşmiş bulunan Bilgiç, kendisine karşı parti içinden ve dışından gelen hü- cumları karşılamanın yollarını burada düşünmektedir. Gerçekten Bilgiç, par- ti liderleri arasında en zor durumda olanıdır, Türkiyenin iki büyük parti- sinden birinin başında o parti içinden kendisine karşı açılmış çeşitli cephe- lerde savaşmaya mecbur kalan Bilgiç ve ekipi, daha sadece "partinin iktida- rı"nda iken bile görülmemiş derecede yıpranma durumundadır. SABO Motel Restaurant Camping Plaj SABO Turistik Tesisleri Konya altı- Antalya SABO Hizmetinizdedir (AKİS — 1027) AKİS/15