görüşmeler konusundaki görüşünü a- çıklamıştır. Türkiye, ilk iş olarak, A - güvenlik kurulduktan ikili, üçlü, dörtlü veya daha çok taraf lı görüşmeler yapılması düşünülebilir. Tabii, temeldeki hakların korunduğu nun kabul edilmesi şartıyla . . . Bu beş noktadan anlaşıldığı gibi, en barışçı niyetlerle (Amerikaya gi- den İnönü, amerikan idarecileriyle yaptığı görüşmeler sırasında (o başlıca şu fikri savunmuştur: Türkiye, oKıb- rısta kendisine milletlerarası andlaş malarla verilmiş olandan fazla hiç- ri alınmasına da asla izin vermeye- cektir Amerikanın görüşü Saraydan sızan haberlere ba- kılırsa, hiçbir kesin çözüm yolu ileri sürmemekle beraber, amerikan idarecileri, (Kıbrıs (o anlaşmazlığının yepyeni formüllerle çözülmesine (o ta- raftar olduklarını İnönüye açıklamış lardır. Amerikan liderleri ne Enosis, ne de Taksim tezine taraftar olduk- larını, anlaşmazlığın ancak yeni for- müllerin kabul edilmesiyle (o çözülebile ceğini' söylemektedirler. Tabii, bunun için hem Türkiyenin, hem de Yuna- nistanın karşılıklı (o tavizler i gerekecektir. Bu bakımdan, İnönü ile Papandreu'nun derhal buluşup başba- şa vermeleri, anlaşmazlığa (OAmerika- nın istediği gibi yepyeni bir çözüm yo- lu bulmaları uygun olacaktır. Amerikanın, bulunmasını istedi- ği bu yeni çözüm yolu nedir? owas- hington'daki bütün amerikan idare- cileri' bu konuda hiçbir şey söyleme meğe büyük bir dikkat göstermektedir ler. Fakat dolaşan söylentilere ( göre. gerek Amerika, gerek İngiltere bu yo- lun Türkiye ile Yunanistan arasında bir toprak değiş-tokuşu olduğuna inan maktadırlar. Başka bir deyişle, o İn- giltere ve Amerikaya göre Türkiye, Kıbrıs adası üzerindeki (| isteklerin- den vazgeçip, Kıbrıs türklerini, Yu- nanistânın vereceği bir toprak Üze- rine yerleştirmelidir. . Fakat (Kıbrıs adası içinde bir ahali değişimini uy- gun bulmayanlar,, şimdi nasıl olup da daha geniş ye Zor bir değişimi gerek- tiren bu yolu uygun görmektedirler, bunu kavramakta insan güçlük (oçek- mektedir! Ayrıca, böyle bir (o toprak değiş-tokuşuna acaba Türkiye ve Yu- nanistan razı olacaklar mıdır? o Yu- nanistan, Kıbrıs türklerinin bugün ellerinde (o bulundurdukları (o toprağın YURTTA OLUP BİTENLER Ekrem Alican - Ahmet Oğuz Akılsız başlar yüzölçümüne eşit bir parçayı Adanın hangi kısmından gözden çıkarmağa hazırdır? Bu sorular, hiç değilse şim- dilik, ortalıkta durmaktadır. Kıbrısta durum Bir yandan Atlantiğin ötesinde türk ve amerikan devlet adamları ara sındaki görüşmeler yapılırken, diğer yandan oKıbrıstan gelen haberler de Adadaki ramların tutumunda hiçbir değişiklik olmadığım (göstermektedir. li talimat vermekten kaçınarak yal- nızca kuvvetin Adada kalış süresini üç ay uzatmakla yetinmesinden cesaret alan rumlar, şimdi türklere karşı dav, ranışlarını daha da sertleştirmiş o bu- lunmaktadırlar. Bu hafta içinde Ada nın birçok yerlerinde yeniden silâh- lar konuşmuş ve rumlar türk oköyle- rine ateş açmışlardır. Türkler arasın- da yeniden ötenler ve o yaralananlar vardır. Ancak, haftanın en önemli olayı, hiç şüphesiz, emekli General Griva- sın yeniden Adaya dönmesidir. Bu haber bir ara Yunan hükümeti ta- rafından yalanlanmışsa da, çok geç- meden yalanlamanın ipliği (opazara çikıvermiştir. o Söylenenlere | bakılır- sa, Grivas Adaya, bir türk saldırısına karşı yapılan hazırlıkları gözden ge- çirmek için gitmiş bulunmaktadır. Fakat bunun yanısıra Ada türkleri- ne yapılacak saldırıları da yönetece- gine şüphe yoktur. , Hükümet Değişik bahisler Kromit sanıklarından olan yeni AP senatörü, TBMM binasındaki Kah- veci Haşimin bulunduğu kulis-salonu- nu cin gibi bakışlarla taradı, bir kaç kişiye takıldı. Her haliyle, yeni se- çilmiş olmasına rağmen, muhite ya- bancı olmadığını belli ediyordu. Uzaktan geçen lâcivert elbiseli gar- sonu göstererek yanındakilere: "— İsmi Haşimdi, değil mi?" diye sordu ve müspet cevap alınca seslen- di : "— Haşim! Bana beyden bir sade kahve.." Kromit sanığı (OAP'li senatörün, kahve parasını alması için Haşime i- şaret ettiği "bey", CHP Sakarya mil- letvekili Burhan Akdağdı. arada cebinden çıkarttığı havana pu- rosunu ateşleyen AP'linin (o ensesine tatlı bir şamar indirdi ve — Şu Senatoda bir senin e yoktu. Sen de geldin tamam oldu. dedi. Öteki, cin bakışlarını etrafta gez- dirmeğe devam ediyordu birden aklı- na bir şey gelmiş gibi Akdağın kula- gına eğildi: — Kulüpte ne var ne yok?" diye sordu. — Ne olacak, poker devam eder..* "— Eece, vaziyet nasıl?" Akdağ, AP'li senatör (arkadaşının bu sorusuna kıs kıs gülerek şu ceva- bı verdi: AKİS/L1