5s P Haberler G eçtiğimiz pazar günü, emektar Mithat Paşa stadında gene bir «dev maç» oynandı ve aslında maç bu isme sadece, Teşkilât ulularının ba- şına açtığı "büyük dert ile hak kazan- dı. Halbuki küçük takımlara boyun eğ- dikleri' sıkça görülen büyük takımların bu karşılaşması için neler yazılmış, ne koca koca lâflar edilmişti... Ama gün- lerce haftalarca estirilen bu havanın etkisi altında, sayısı 40 bini bulan me- raklı, stadyuma,. gerili yay gibi geldi ve doksan dakika boyunca gevşeye bo- zula, sonunda evine hayli tatsız dön- dü Bu , gerçi birinci devrenin li- derini bile. ort aya koyamıyacaktı. a- radaki puan farkı buna yer koymuyor- du ama bu ne de nisa bir Fenerbahçe —Beşiktaş maçı idi. Puan kadar renk prestijinin de değeri vardı. Takımlar, ırslı, eski ve şöhretli birer kurt olan akıl hocaları ise iddialı idiler. Üste- lik işe, bir güven oyu kadar sinir bo- zucu, «Güven hâdisesi» karışmıştı. Beşiktaş kadrosunun O santrforvet mevkiinde görünen Güven, sonradan pek çok kişiye nefes ve mürekkep har- catacak cezalı delikanlı idi- Maç, ilk dakikalardan"itibaren —bunda hakemin de tesiri, vardı—- korkulanın tam aksine, pek efendice takımların özelliğini teşkil eden (o bir taktik görülmüyordu. Ama hiç olmaz- talığı gladyatör arenasına (o çevirmeğe hevesli görünmüyorlardı. Bu az şey miydi? Oyunun altıncı dakikası dolarken Selim. Beşiktaş kalecisinin oyumrukla çıkardığı topa yetişti ve sura dayandık Bunu, ceza sahası içinde Muhittin, an- cak elle kesebilir ve penaltıyı hak ede bilirdi. Fakat Aydın, beceriksiz ve ta- lihsiz bir vuruşla hem bu fırsatı hem de Fenerbahçenin bir türlü düzelmiye çeki olan şansını harcadı. Nitekim bu atıştan az sonra Nedim, ustaca yer de- giştirip, ceza sahasına daldı, kaleci i- le karşıkarşıya, gözgöze geldi ye yara- daha sığınıp, topu avuta atmanın yo- lunu buldu Tehlike savuşturmada şanslı Be- şiktaşlılar. gol yolunda rakiplerinden farklı değillerdi. Meselâ, devrenin or- talarına doğru Yavuz, kaleci Hâzıma elle değecek bir mesafede topu kaptı ve fakat, beklenmedik bir şekilde Hü- seyine kaptırdı. Hedefsiz akınlar, bo- şa giden kornerler, mutad «vesaire»ler birbirini kovaladı ve devre «0-0» bit- AKİS/34 OR ti. Siyah - beyazlılardan bir hamle bek- leyenleri, ikinci devrenin ilk dakikala- rı ümitsizliğe. düşürmeğe' yetmişti. Gergi oyun Fenerbahçe yarı sahasına aktarılmıştı ama. defans hele Hazım, tam günlerinde idiler. (o Beşiktaşlılar 72. dakikada. verimlenebilcek bir fir- sat yakaladılar. Hâzim sert bir şarja tutulup kontrolü kaybetti ve top yere düştü. Buna Coşkun yetişti, fakat to- pu boş kaleye sokmağa kudreti yetme- di. İsmail ayak , koyup işi Hazıma devretmenin kolayını buldu. Sonra gene tıpkı birinci devrede olduğu gibi, hedefsiz akınlar. rastgele paslar alışılmış «vesaireler biribirini kovaladı, «dey maç« dev bir yavanlık içinde, ama efendice «0-0< ile sona er- di. G eçen hafta cumartesi günü Saat- lerin 11.30'u gösterdiği bir sırada İstanbul Beden Terbiyesi Bölge Mü- dürlüğüne gelen "Uçak - Özel Ulak' i şaretli resmi zarf, spor işlerimizde çok şeyin gün ışınına çıkmasına sebep oldu ve çoğu ağzına kadar dolu bardaklar- dan birini taşıran damla yerini seçti. Ayrıca spor işlerinin bütün yükünün altına cesaretlegiren Devlet Bakanı Malik Yolaça da iş emanet edilmiş ki- şiler hakkında çok. şeyöğretti. ya, usülü dairesinde, kararları ve davranışlarıyla şöhretli M. Ceza Heyetine geldi ve Heyet, alışılmadık bir gayretle işe sarıldı. Hakem ye mü- şahit raporlarına bakıldı. yan hake- ve sanığın ifadeleri alındı kıl kır- ka yarıldı ve hadisede tahrik görüle- rek, Güvene sadece «21 gün« ceza ve- di Yankılar uyandırmağa istidadı o- lan hadiseleri yavaşa almağa (hevesli teşkilâtı nedense bu sefer, birden aya- ğına çabuk kesilivermişti! Kararı, kır- baçlanmış mitoloji küheylanı gibi bir hamlede Ankaradan -İstanbula, İstan- buldan Bölgeye, Bölgeden sahaya, ha- keme, kulüplere ulaştırdı ve o anda iş- leri arap saçına, ceviriverdi. şin ooucu Ü ere ve dev maça dayanıyordu- Telefonlar işledi, temsil- ciler, muhabirler kapılara dayandılar, İdari ve teknik işlerin usta pişirip ko- tarıcısının formülle hazırdı: Onu bir ustalıkla Bakana da onaylatır, o tez- gâhlar karar durdurulur, o Beşiktaş sevindirilir, Beşiktaş Güveni oynatma- mağa ikna edilir. Fener rahatlatılır ve böylece şiş de, kebap da kurtarılır- Ne çare ki, evdeki Di çarşıya uymadı. Güven maça çıktı, S. Akel is- tifa etti ve Fenerbahçe, itiraz dilek- Ancak, işlere dört elle sarılan Devlet Bakanı, usta kişilerin kendisini günlük problemlerin hayhuyuna' çek- me gayretini zamanında sezdi ve bir- çok nedenlerin cevabını aramağa ko- vuldu.