18 Ocak 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

18 Ocak 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nokta üzerinde geniş yorumlar yap- maktadırlar Ya güçlükler neler? jvimser olmak için beliren bu üç se- bebe rağmen, ortada aşırı ümide kapılmamayı gerektiren bazı belirti- ler de vardır. Bunların birincisi. Baş- piskopos Makariosun, düzeleceğine gün geçtikçe kötüleşen tutumudur. o Ma- karios, türklere Zürih ve Londra and- şine engel olduğunu ileri .sürerek, bu hakların ortadan kaldırılması için 1s- rar etmektedir. Ayrıca, 1960 garanti andlaşmasının diğer iki devletle bir- likte Türkiyeye de tanıdığı müdahale hakkının geri alınması ve (Adadaki türk birliklerinin geri çekilmesi konu- larında ısrara da kararlıdır. Gerçi A- dadaki türk topluluğu da son kanlı olaylardan sonra artık rumlarla aynı devletin sınırları içinde yaşamak iste- mediklerini açıkça belirtiyorlar ama, kendilerine sağlam garantiler verilir ve Türk hükümeti de bütün ağırlığımı bu garantilerin arkasına koyarsa, An- karanın sözünü dinleyeceklerdir. Fa- kat buna karşılık Makariosun, Yuna- nistanın sözünü dinlemeye hazır oldu- gunu gösterir en ufak bir işaret bile yoktur. İşin en anlaşılmaz tarafı Makario- sun, bütün bu istediklerini birbiri pe- şinden sıralarken, durup dinlenmeden, 1958 Zürih ve Londra andlaşmalarının kendisine zorla kabul ettirildiğini söy- lemesidir. Halbuki bu andlaşmalarda türklerin haklarıyla ilgili olarak ka- bul edilen esaslar, aradan iki yıl geç- tikten sonra, Kıbrıs Anayasasıyla bir- likte yürürlüğe girmiştir ve Makarios bu iki yıl içinde istediği oher itirazı yapmak, hoşuna gitmeyen her kaydı değiştirmek fırsatını bol bol bulmuş- tur. Londra konferansının başarısını gölgeleyebilecek ikinci bir etken de, İngilterenin Kıbrıs meselesinden bir an önce elini eteğini çekme konusun- da gösterdiği telâştır. Bu telâşı bir de- receye kadar denizaşırı ülkelerdeki as- kerlerin Be bütçesine (o yüklediği ağır yükü etmek, bir dereceye kadar da mühalefetin tenkitlerini ön- lemek endişelerine (o yüklemek müm- kündür. Bu bakımdan, Londra görüşmeleri- ne giden günler "içinde ingiltere orta- ya Birleşmiş. Milletleri isa karıştırmak tezini atmış, ingiliz Dışişleri Bakanı Butler, türk ve yunan meslekdaşlarını bu düşüncesinden haberdar etmiştir. Londredan alman haberlere bakılırsa, İŞTE DELİL — Kıbrıs Faciasının ne olduğunu anlatan iki küçük broşür. nihayet bizim Dışişleri Bakanlığının bu lüzumu hatırlamış olması neticesi, ingilizce olarak basılmış ve dünyaya dağıtılmıştır. Ama, Dışişleri Bakanlığı- nın "bilgi" sine bakınız ki bunlardan önce, meşhur Ajana - Türk matbaasına sadece yüz tane - evet, 100 tane - ısmarlanmıştır. Matbaa sahibinin "Yahu, yüz broşür sizin nenize yeter?. Böyle baskı olur mu?" demesi neticesidir ki adet normal hale getirilmiş ve broşürler bir dağıtım sahası bulmuştur. Hâ- disenin başka bir eğlenceli tarafı. Bakanlığın matbaaya Cumartesi günü müracaat edip broşürleri pazartesi sabahı almak istemesidir. Allahtan ki matbaa bu mucizeyi gösterebilmiştir. İnsan şaşıyor. Hiç mi bu işten anlayan bir adam yok, bizim Hariç KIRBIS OLAYLARI Yunanistan bu teklifi iyi karşılamış, fakat Türkiye, o Birleşmiş Milletlerin Kıbrıs işine karıştırılmasına taraftar görünmemiştir. Kıbrıstaki türklerin haklarını ve güvenliğini Birleşmiş Milletler garan- tisi altına koymak Türkiyeye uygula- ma imkânı bulunmayan bir çare gi- bi gelmektedir. Gerçekten, Bileşmiş Milletlerin şimdiye kadar bu gibi olay- lara yaptığı müdahaleler ya iki taraf arasında varılan ateş-kes anlaşması- nın gözlenmesine, ya da fiili bir kuv- vet yollanarak tarafların arasına gi- rilmesine inhisar etmektedir. Kıbrısta bahis konusu olan bu türlü bir tedbir alınması değil, Adadaki türk halkının haklarının ve üvenliğinin sağlam bir garantiye (o bağlanmasıdır. Bu bakımdan Türkiye, meselenin herşeyden önce bugünkü üç teminatlı devlet arasında çözülmesini istemek- tedir. Zaten Birleşmiş Milletler Ana- yasası da bir meselenin, rüvej Konseyi, ya da Genel Kurul önüne ge- tirilmeden önce bölge teşekkülleri ta- rafından çözüm yolları aranmasını ön- görmektedir. o Londradan alınan ha- berlere bakılırsa. (o Türkçe, en fazla razı olabile- NATO'nun garantisine cektir. Adada durum şte bu hafta içinde Londrada top- anan heyetler bir yandan bu mese- lelerle uğraşıp dururken, diğer yan- dan Adadaki durumda da gözle görü- lür bir yeniden gerginleşme başlıyor- , Bir kere, Makarios hükümetinin son davranışları (o karşısında (o Anayasanın ihlâl edilmiş olduğunu söyleyen Kıb- rıslı türk liderler, artık Kıbrıs devleti diye bir devlet tanımadıklarını açıkça ilân etmişlerdir ve hükümet ve meclis çalışmalarına katılmaktan kaçınmak- tadırlar. Bu boykot Kıbrıs ramlarını çok kızdırmış olmalı ki, rum çeteciler- den bir grup, haftanın başında Cum- hurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Kü- çükün makamını işgal etmiş; evrakla- rı dağıtıp yakmış, üstelik durumu tah- kik için gelen türkleri de ölümle' teh- dit etmiştir. Diğer yandan, türkleri sindirip tak- simden vazgeçirmek isteyen rum çe- teciler, Lefkoşe dışında yeniden faa- liyete başlamış bulunmaktadırlar. An u zorbalıkların Konferansında rum tezliden. ziyada Taksim olan türk tezini desteklediği- kimsenin gözünden kaçmamaktadır AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: