MUSI KI Haberler V iyolonselci Pierre Fournler 7 Ocak Salı akşamı yine Konser Salonun- da Cumhurbaşkanlığı Orkestran esli- ginde bir konser verdi. Bunda da Dvo- rak'ın ünlü ve çok terilen konçerto- sunu çaldı. Çalış güzel ve eşlik de lar -Cesar Frank'ın Re minör senfo- nisi ve Richard Strauss'un Till Eulens- plegel'in şen serüvenleri hiç de <«ola- ganüstü" çalınmadı. Herhalde orkest- ra bu kez mn solocuya eslik et- mek için toplamıştı. Oysa iki konserin giriş biletleri “Sorooptimistler Derne- ği yararına satılmıştı- o «astronomik» rakamlarla değerlendirilmişti. e Anka- radakl gerçek müzikseverlerin 30, 25. 20 ve 15 lira gibi rakamları ödeyerek konsere in m zor olduğunu kabul etmek lâzım ! Nitekim bu kon- serin ikinci yarısında eme belli ol- du; Dvorak'ı dinledikten sonra salon- dakilerin çoğu Strauss'ı beklemesizin çıkıp gititler, salonda sadece gerçek dinleyiciler kaldı. G eçen haftalarda müzik alanında en önemli olay, alman asıllı çağ- daş besteci Paul Hindemith'in ölümü- dür. Çağdaş besteciler içinde en derli toplu ve bazı EE bağlı (o olarak beste yapan, bu yüzden de Neo kla- sik olarak sarilandınlar bu büyük sanatçı 1985 de vatanını terke zorlan mış ve bir süre Ankaraya da gelerek o sıralarda kurulmakta olan Devlet Konservatuarının esaslarını düzenle mekte hukükete yardımcı olmuştur. başarılı olmakla beraber diğer parça- 1 Konser KONSERİ VEREN: C. m Senfoni Orkestrası. KONSERİN YERİ: Ankara Konser Salonu. GÜNÜ: 11 Ocak 1964 Cumartesi, saat 17.00 de. YÖNETEN: Prof. Gotthold E. Lessing. SOLOCU: Pierre Foumler (Viyolonsel) PROGRAM: «Viyana Klâsikleri» nin iki parçası ile Ro- mantik ve Neo-romantik birer besteden ibaretti: 1. Mozart: Re majör Senfoni Oo «Prag». 2. Haydn: Viyolonsel Konçertosu . 3. Schumann: Viyolonsel Konçertosu. 4. Strauss: "Till Eulenspiegelb ta neşeli Serüvenleri (Senfonik şiir). KONSERİN ÖZELLİKLERİ : Bu konserde hem sanat, hem de organizasyon yönlerinden bir hayli (o yenilikler, göze çarpıyordu. Önce günümüzde sade viyolonsel çal- ma tekniği bakımından değil, müzik anlayışı ve gerçek sanat değeri yönünden de en önde gelen kişilerden bi- rinin solocu olarak katılması... Böyle bir konserin -ki Üniversite ve Halk Konseri olduğu için halka açık ve girişi parasızdı- programında ilk kez bu kadar zenginlik ve çalışta ise yüksek bir kalite de sayılması gereken bir başka önemli noktaydı. Fransız sanatçı Pierre Foumier, Yirminci yüzyılın ikinci yarısında Casals ve Cassado gibi üstadların elin de tekniği çok geliştirilmiş olan bu çalgının günümüz- deki en ünlü çalıcılarından biridir. Müzik değeri yanın- a büyük bir virtüozluk, eşsiz bir hafiza, vakur ve ol- ai bir kişilik Fourier sanatının sadece bazı yönlerini yansıtan özellikleridir. Ankaralı sanatseverler bu firsa- ta ilk kez kavuşarak onu ancak şimdi dinleyebildiler : şimdiye kadar neden dinleyemediklerini sormak gerek... «Üniversite ve Halk Konserleri» olarak adlandırı- lan ve genellikle Cumartesi günleri verilen bu konser- lerin başlangıcı ta 1936-37 yıllarına kadar uzanır. O sı- ralarda Dr. Ernst Praetorius'un Cumhurbaşkanlığı Or- kestrasını yönetmek üzere yurdumuza çağrılmasıyla ye- niden çeki düzen verilen ve bazı yabancı üyelerle de desteklenen Orkestra başarılı konserler vermeğe ve Az karalılardan ilgi görmeğe başlamıştı. Herşeye rağmen söylemek doğru olacaktır ki bu ilginin çoğu, başlarda, daha çok meraktan veya bazı diğer sebeplerden ileri gelmiştir. Ama sonraları en azından Cebecideki Devlet Konservatuvarı, eski adıyla «Musiki Muallim Mektebi», salonunu -şimdiki duruma göre daha fazla dinleyici alırdı. tamamen dolduracak sayıda ciddi müzik merak- AKİS/30 Dinledim lısı yetişti. Bunda Cumhurbaşkanlığı Orkestrasının o yıllarda verdiği «parasız» Halk Konserlerinin faydalı et- kisi tartışılamaz. Sonradan «Üniversite Konserleri» olarak Dil Ta- rih ve Coğrafya Fakültesinin, akustiği çok kötü, dışarı- dan gelen her türlü seslere karşı muhafazasız, ışıklan- dırılması ve ısıtılması bile yetersiz salonunda büyük bir keşmekeş hâlinde verilen (konserler bu ciddi ilgiyi çok azaltmıştı. Ankarada ilk kez «Konser Salonu» olarak ter- tiplenen yeni salonun açılmasıyla beraber her hafta ve- rilen üniversite Konserleri yerini birara paralı olarak verilen diğer konserlere bırakır gibi olduysa da aslında Orkestranın kanununda, kuruluş amaçlarından birisi olarak belirtilen «memlekette Batı Sanat müziğini halk arasında yaymak ve bu maksatla konserler tertiplemek ve vermek» ödevi nihayet hatırlanarak bu yıl " niversi- te ve Halk Konserlerine» gereken önem verilmeğe baş- latıdı. Bu övülmeğe değer bir tutumdur. Yalnız, tabii de vam etirilmek şartiyle... BEĞENDİKLERİM : Üniversite ve Halk Konseri, programıyla, çalanlarıyla, parçaların çalınışıyla bir se- viyenin üstünde değer taşıyordu. Mozart'ın senfonisinde hemen hissedilen titizlik bütün diğer parçalarda da sü- rüp gitti. Hattâ diyebilirim ki bir haftada üçüncü kez ayni orkestradan ve ayni şeften dinlediğim «Till Eulens- piegel'in neşeli serüvenleri» bile en üstün icrasına o gün Pierre Fourier Ankaralı müzikseverlerin (yerinde hayranlıklarıyla karşılandı, gösterişsiz, rahat ve özel- likle bestecilerin bütün ayrıntılarıyla ruhuna nüfuz eder- cesine yorumlayarak çıkardığı, teknik yönden de kusur- suz çalış dinleyicileri büyüledi. BEGENMEDİGİM : Salonun dolacağı bilindiği için da- vetiyeler yine «malüm» ve «belirli» kişilere dağıtılmış- tı; bu durumu ligi şöyle bakıveren bir (o konser «müdavimi» nin hemen anlamamasına imkân yoktu.Oy sa ki« Halk ve Üniversite Konseri» adını li böyle bir sanat törenini ciddi bir ilgiye sahip olan herkes iz- leyebilmelidir. Herşeyden önce Batı Müziğinin halk eği- timindeki önemli yerini hesaba katmak ve bunun gere- ğini yerine getirmek şarttır. SONUÇ : Geçen hafta verilen konseri Ankaralı müzik meraklıları hiçbir zaman unutmayacaklardır. Her yön- n çok başarılı bir sanat şöleni olmuştur. Daniyal ERİÇ