YURTTA OLUP BİTENLER olduğu soruldu. Mevzuatta ne gibi aksaklıklar görüyorlardı, ne gibi engel- lerle karşılaşıyorlardı, idari oOkurmuş- lar bakımından ne düşünceleri vardı?. Mutlu bir heyecan B” davranış Türkiyenin genç o Kay- makamlarında tatlı bir (o heyecan yarattı. İlk defa olarak bu genç adam- ların fikirleri soruluyor, tecrübe Oo ve görgülerinden faydalanılmak istenili- yordu. Türkiyede iki tip kaymakam var- dır.. Birinciler hizmet aşkı ile yanmak- ladırlar. Bunlar, bir ilerici yüksek okul olan Siyasal Bilgiler Fakültesinde tah- sl ve terbiye görmüşler, memleketin konusun rıldılar. Bu suretle idari teşkilâtta bir mutlu dalgalanma oldu ve bu Reform Kabinesinin gerçekten bir şeyler yap- mak niyet ve azminde olduğu inancı daha çok kalbe saplandı. Ankete verilecek cevaplar, yeni. bir kuruluş olan Köy İşleri Bakanlığının tatbikattaki yerini ortaya çıkaracak- tır. Plan ve program Kİ İşleri Bakanlığının çalışma gra- fiği başlıca üç önemli noktada sey retmektedir: I — Plânlama hazırlığı. 2 — Dış memleketlerdeki tatbikat. 3 — Bizdeki tatbikattan alınan ders ve bugünkü durum . Bir köy Bakanım da.-her halde fazla ılımlı dahi sayıla- mayacak- bir fikre sahip olmuşlardır. Sonra çeşitli bölgelere "tayin olunmuş lar, oralarda realitelerle de karşı kar- -ıya gelmişlerdir..Böyle kaymakamlar kendilerini aşırılıklardan korudukları nisbette bugünkü Türkiyenin O havası nı veren kimselerdir. Bu kaymakamlar, yeni Köy Bakanlığının anketini son derece müsait karşıladılar Öteki sınıf kaynama klâsik ey- yamcılardır. İdealleri bir iyi merkeze tayin olunmak, ilerlemek, statükonun ralarındaki ruhlarını kaybetmiş olan- lardır. Ama bunların da gayesi (o göze girmek olduğundan onlar da kaleme sa AKİS/10 buldu Yurdoğlu bu plânın gerçekleşmesi için, e içinde bu mecmuaya şunla- rı söyledi: — Köy kalkınması bir aydın me- selesidir. Kabul edilmelidir ki köyü, si yaseti öne alan bir görüş değil, ilmi fine alan bir görüş kalkındıracaktır. o Bu ekonomik kalkınma savaşma her aydın seve seve katılmalıdır. Yurdoğlu inandığı bu teze ilk ola- rak, Üniversite öğretim üyeleri ve öğ- rencileriyle yaptığı temaslarla hız ver- di. Bakanlığa oturur oturmaz hemen İstanbul Üniversitesinde bir (seminer tertipledi. Bu seminerde memleketin isim yapmış öğretim üyelerine fikirle rini anlattı ve onlardan ışık istedi. İşık, Üniversiteden geldi. Esasta ve hatta teferruata müteallik (omeseleler de Üniversite ile Köy İçleri Bakanlığı arasında görüş birliği sağlandı. Yurdoğlu bundan sonra Üniversite öğrencileriyle konuştu. Onlara gunu söyledi ve gençlerden (yardım aldı. vaadi Bu iş nasıl olur?. Yy urdoğlu öğrenciler tarafından pek çok suale muhatap oldu. Öğrenci- ler heyecanla vazife kabul o ediyorlar, fakat vazifenin mahiyetini soruyorlar- dı. Yurdoğlu, bazı tasavvurlarını an- lattı: Bir defa, aydın köye girecek, köy içinde inceleme yapma imkânı bulacak, köyü tanıyacaktır. Ekonomi tahsil edenler, köy ekonomisini en hüc ra köyde inceleyebilirler. (Mimarlar, doktorlar köye giderler, köylü ile içli- dışlı olurlarsa yeni bir nesil köyü ta- nıyarak, bilerek yetişir. Bu arada köy- lü de kendisini idare edecekleri yakın- dan' tanıma fırsatını bulur. Yurdoğlu bunu şöyle ifade etti : — Toplum Kalkınması.. Bu mese- le, köyden başlar. Şimdi biz şu sualin cevabını aramaktayız: Köye nasıl gidi- lir?" Gerçekten, meselenin bu olduğu hu susunda hiç kimsenin zerrece şüphesi yoktur ve demagoji ile realitenin iyi ayrılmasına şiddetle lüzum vardır. Ay dm zümrelerin sözleriyle gerçek dav- ranışları arasındaki farkı bilmek lâ- zımdır. Bu bilinmediği takdirde, "Kal- kın ey ehli vatan!" denildiğinde arka- da hiç kimsenin bulunmaması kuvvet le muhtemeldir. Bugün O gazetelerde "zavallı millet-perişan memleket" ede- biyatı yapanlardan çoğunun birer vis- kici sosyalist olduğu, büyük kısmının çeşitli komplekslerle dolu (bulunduğu düşünülürse, böyle ihtiyatlara hak ver- mek şart haline gelir. Lebit Yurdoğlu bu konuda demagojiye realiteden daha fazla önem vermenin tehlikelerine kar- şı fazla masun sayılır bir durumda görünmemektedir. Mamafih İzmirli po litikacı meselede bir de "hava mese- lesi" olduğunu görmüştür ve ona göre adımlarını atmaktadır. Bu da, 1964 Türkiyesinin bambaşka bir (o Türkiye olduğunun delilini teşkil etmektedir. Bugün Türkiyede tam 70 bin me- mur köy hizmetlerinde çalışmakta, fa- kat köyü tanımamaktadır. o Doğrusu, idareci tabiata terkedilmiş idarecidir, Eğitimden geçmiş idareciler (meselesi de Köy. İşleri Bakanlığının ele aldığı konular arasındadır. Tasarıda, Köy