zü: "Londrada hiç böyle sıkı kavga görmemiştim! Vay br. , Bin İr- lerine ne vuruyorlar, ya hu Arjantin Başa, gelen akıl B- hafta Salı günü, Arjantin Silah- lı Kuvvetlerinin Başkomutanı Ge- de 35'ine yakın bir nöbet kapanmış- lardı. Bu sefer ilerlemişler miydi, ge- rilemişler mi? Yurt dışından gazel okuyan Perona göre ilerlemişlerdi. Fakat Salı günü, bazı bölgelerde nis- bet bir ara yüzde 30'a çıktığı halde, umumi nisbetin yüzde 20'den ibaret bulunduğu anlaşıldı ve herkes derin bir nefes aldı: Arjantinde Peroncu- luk iflas yolunu tutmuştu. Pazar günü arjantinliler, çok ka- rışık bir seçim, sistemiyle o Cumhur- başkanlığı ve diğer bazı mevkiler i- çin oylarını kullandılar. Cumhurbaş- kanlığı için üç aday vardı. Bunların en şanslısı Radikal Halk Partisinin adayı İllia idi. Adaylar arasında, Perona karşı ihtilâlden sonra geçici idareyi ele alan Aramburu da vardı. Bir üçüncü aday Ailende idi. Netice- ler, İllia'nın, diğer iki adayın toptan oyu civarında oy aldığını gösterdi. Peron Mazi olan adam jantin, Peron i Hikâyenin Sonu pzm Anadolu Ajansını, ruhunu taziz etmeye çalışır şe- kilde idare eden ekip, ntin seçimlerinin neticesinden pek mü- teessir olmalıdır. Ajansın. bültenlerini her fırsatta "eskiye hasret" tür- küleriyle dolduran ve satırlar arasında cambazlık edip içlerindekini dökme fırsatı arayan bu ekip seçimlerden önce parlak tefsirler bulup yayınlamıştır. Bunlar öyle tefsirler olmuştur ki, Türkiyedeki durumu eski D.P. lilerin görüş tarzını hatırlamamak mümkün halden çıkmış- tir. Arjantinde bir Peron yaşamıştır. Bu Peron, şöyledir böyledir ama büyük hizmetler etmiştir. Sonra askerler bir gün, bu mübarek zatı devirmişlerdir. Ama geniş kütleler eski diktatörü unutmamışlardır. Pe- ron, Arjantinin hakiki hâkimi olmakta devam etmiştir. Askerler, ne zaman onun kazanması muhtemel bir seçim olsa hemen vaziyet al- mışlardır. Nitekim, eski Cumhurbaşkanı Frondizi'yi de bu yüzden at- mışlardır. Şimdi buldukları çare, Peroncu adaylara seçilme hakkı ta- nımamaktır. Ama İberik yarımadasında yaşayan Peron, taraftarları- na müstenkif oy kullanma emrini vermiştir. Hava odur ki, sandıklar- dan bol sayıda müstenkif oy çıkacaktır. Aslında, anlatılan durumda doğru taraf çoktur. Ancak A. A.nın bültenlerinde bu gerçekler öylesine sıralanmıştır ki Türlüye ile Ar- e Menderes arasında bir paralel dikkat ve itinayla se- kilmiş, bir takım şeyler söylenmek istenmiştir. Menderesin devrinde bu edebiyat ters istikamette yapıldığı için, alışkın gözler omanevrayı fark etmekte biç güçlük çekmemişlerdir., Ajanstaki "D.P. Ekibi" de zaten malüm olduğundan iki ile iki altalta konulunca dört rakkamı hemen ortaya çıkmıştır. Ancak arjantinli seçmenler, paraleli biraz vE uzatmışlardır, ga- ra Peroncular hiç bu- yerde yüzde yirminin üstüne oçıkamamışlardır. Bu suretle görülmüştür ki arjantinliler gözlerini açmkiİar ve realist davranmışlar, bir sahte peygamberin yolundan gitmekten, vazgeçerek memleket gerçeklerini dikkat nazarına almışlardır. Peroncular kazan- salardı Ordu iktidarı vermeyecekti. Bu da iki kere ikinin dört ettiği kadar açık bir gerçektir ve şanını tabiatı icabıdır. Zira Peroncularla Ordu artık birbirinin ebedi düşma O halde, Arjantin herkesin leri ve siviliyle gerçekten istedi- gi sivil, idareye nasıl kavuşacaktır? Orduya güven veren bir iktidara halkın oy vermeliyle.. Arjantinliler bunu yapmışlardır. Nitekim se- çimlerden sonra, neticenin tatminkar olduğunu asker ve sivil, herkes teslim etmiştir. Bunda iyi bir istikbalin Arjantinin ufkunda görün- düğünü halkın anlaması da rol oynamıştır. Arjantinliler, sandık başı- na poe aleketi o ufka doğru götürmek niyetiyle gittiklerini belli et- mişler ai sonu bu m hele bizde mahalli seçimlerin gününün Mi 4 edildiği bir sırada, i D.P. lilerin yüzlerinin aşılmasındaki se- bebi anlamamak hiç kabil id Ancak kati seçim ikinci turda yapıl- mış sayılacaktır. Buna rağmen, İlli- a'nın zaferi kesin mahiyettedir. Böylece Arjantin, Perondan bu ya- na geçirdiği buhranlı devreyi geride bırakmışa benzemektedir. Perondan beri Ordunun geniş ekseriyeti demok- ratik bir sivil idare kurmak istemek- teydi. Ama bu idare, elbette ki Pero- nist olmayacaktı. Peroncular ise, es- ki devri hortlatmak istikametinde kendi kütlelerini ve bir ara kendile- rine çektikleri grupları mütemadiyen kışkırtıyorlar, kuvvetlerini muhafa- za ettikleri havasını (o yayıyorlardı. Bu ise, Ordu içinde mevcut ve Arjan- tinin askeri idare altında kalmasını isteyen kliğe ümit veriyor, onlar da Orduyu tahrik ediyorlardı. Nitekim Pertondan bu yana bir çok defa ma- ceracılar Ordunun ekseriyetinin te- tanlar duruma hâldin olmuşlardı. Şimdi, arjantin milletinin gözü- nü acımış olduğu anlaşılıyor. Bu, kriz- zin sonu manâsına gelebilir. Zira de- mokratik rejim, en sonda daima, mil- letin gözünü açmasına gelip dayan- maktadır. AKİS/21