YURTTA yet almasını bilmektedirler. Bu, sis- temin gerçek teminatıdır. o Tehlike yokken sükünet hâkim olacaktır. Bir tansiyon elbette ki hep muhafaza edilmeyecektir. Ama alarm zili çal- dı mı, derhal silah başı edilecektir. Bu yapılmıştır. Bunun yanında, Ordu'nun davra- nışı hiç bir memlekette eşine rast- lanmayacak kadar asil ve vakur ol- muştur. Tecavüze ve hakarete maruz bırakılmak istendiği halde Ordu tem- kinini bozmamış, hiç bir aşırılık yap- mamış, sükünetle görevi başında kal- mış, haysiyetinin korunmasını Hükü- metten ve milletten istemiştir. Bu o- nun, Hükümete güveni kadar demok- ratik sisteme bağlılığının da en par- lak delilini teşkil etmiştir ve bunun- la Silâhlı Kuvvetler milletin şükran ve minnetine bir defa daha hak ka- zanmışlardır. Şimdi onun ihtiyacını karşılamak, onun haklı talebini, ye- rine getirmek Hükümet ve millet i- İ bir şeref borcudur. 27 Mayısa kimsenin el sürmesine müsaade et- memek kararıyla bir anda sokağa fırlayan Gençliğin Ordu lehinde yap- tığı gösteriler ve tıpkı bundan üç se- ne önce olduğu gibi sokakta görü- len üniformalıların sevgi ve saygı dolu gözlerle seyredilmesi halkın i- çindeki hisleri belli etmektedir. Demokratik rejime inanmadıkla- rından dolayı seçimlerden bu yana yapmadıklarını bırakmayan iki üç iki umacıyla ortaya çıkmıştır. Bir OLUP BİTENLER, Kulağa Küpe Kelin merhemi! Adalet Partisi, Celâl Bayarın direktifleriyle hareket et- mektedir. tanesi demektedir ki: ("27 Mayısta tahrip edilen zihniyet İsmet Paşanın budalaca Demokrasi Kaprisi yüzün- den hortlayacak ve hepimizi okese- cektir!" öteki demektedir ki: "Bu Ordu, iktidara oturmak için fırsat a- rıyor. Gözü iktidardadır. Demokrasi- ye filân inandığı yoktur!" Şimdi bunların ikisi de iğne ye- miş balona dönmüştür. 27 Mayısta tahrip edilmiş zihniyetin hiç bir şe- ye gücünün bugün de, yarın da yet- meyeceği, onun Türkiyede bir daha iktidarı ele geçirmesine asla, asla, asla müsaade edilmeyeceği gün gibi ortaya çıkmıştır. Buna mukabil Türk Silâhlı oKuvwvetlerinin bütün ve en halis arzusunun Türkiyede Demokra- siyi payidar kılmak ve huzur içinde kendi asil görevinin başında kalmak olduğu, tahrikler karşısında bile bu yolundan döndürülemeyeceği herkes tarafından görülmüştür. Bugün geçtiğimiz kapı, mutlaka geçmek zorunda olduğumuz kapılar- dan biridir. Öteki kapılardan geçer- ken çektiğimiz sıkıntılar nasıl bu- gün hafızalardan bile silinmişse bu geçit de öyle unutulacaktır. Bir mer- haleyi aşmış olduğumuz o zaman da- ha iyi anlaşılacaktır. Gemi, selâmet kıyısına biraz daha yaklaşmıştır. Mesele, milletçe bunun kadrini bilmekten ibarettir. Demokrasi Benden sonra tufan! (Kapaktaki oHâdise) İngiliz gazeteci, sordu: Nilüfer Gürsoya abanız A siyasi haya- ta animeyi istiyor m Celâl Bayarın kazı sual karşısın da hiç bir hayret duymadı. "Babam siyasi haklarından mahrumiyet ceza- sı almıştır da demedi. Dudaklarında bir manalı tebessümle şu cevabı ver- i "— Daha bunları Vakit pek erken değil m Vakit hakikaten pek Srlendi, Zi- ra muhavere Kayseride, Celâl Baya- rın tahliye edildiği gün cereyan etti. Ancak Nilüfer Gürsoyun sözlerinde gerçeğe uyan bir cümlenin yanında gerçeğe uymayan bir cümle de vardı. Celal Bayarla kızı, Celâl Bayarın si- yasi hayata atılmayı isteyip isteme- diğini daha konuşmamışlardı. Ama Celâl Bayar siyasi hayata atılmıştı km 27 Mayısçılar kar altında subaylarla birlikte yürüyor Kan sıcak olduktan sonra,,. AKİS/8