YURTTA OLUP, BİTENLER konuşmalarda A.P. li temsilciler C. H.P. ye, Ismet Paşaya hulüs çak- makta, Orduya methüsena yağdır- makta birbirleriyle (o yarışıyorlardı. Hâdiseleri ne C.H.P., ne İsmet Pasa hazırlamıştı. Ordu boşuna tahrik e- dilmiş değildi. Bütün mesul o "Koca Papaz", Celâl Bayardı! A.P. ola- rak "Koca Papaz *ı telin ediyorlar- dı. Yapılacak iş, derhal huzurun ça- resini aram. AP. nin en müfrit- leri kendilerini ve Bayarı suçlamak- ta en ileriye gidenler oldu. Hele Gök- han Evliyaoğlu, hele Gökhan Evliya- oğlu.. öyle bir güzel günah çıkarı- yordu ki... ilk sağanak bütün sahte kahramanların (o foyasını meydanı sermye yetti. A P. hatasını anla- mıştı. A.P yanlış yola girdiğini gör- müştü. A.P. tehlikeli oyun oynadı- ğını a Şimdi pişmandı. Günahkârdı. Rejimi kurtarmak için İsmet Paşanın emrine giriyordu. Ama, geç kalmış olduğunu ve memleketin sağlam kuvvetleri tara- fından ebediyen bir kara lekeyle dam- galandığını da bilmiyor değildi. Ni- tekim akıl ve basiret sahiplerinden tir kısmı, kendilerini de, memleke- ti de bu noktaya getirmiş olan ida- reci takımını bırakıp partiden çekil- meyi tercih etti. Tedbirler alınıyor İsmet İnönü, Pazartesi gecesi saat * 21'de Kabineyi toplantıya çağır- dı. Toplantı saat dörde kadar sür- dü. Y.T.P. liler Bayarla selam saba- hı kesmişlerdi. Buna rağmen, ken- di partilerinin manasız bir hal aldı- AKİS/18 gi endişesi ve kompleksi yüreklerin- de mevcuttu. Bilhassa Alican huzur- suzdu. Gerçekten Y.T.P. nin içinde- ki basiret sahipleri gidip Bayan gö- ren ve ondan bir güzel azar işiten mensuplarını bir ikinci defa kendi- leri azarladılar. Rifat Öçten bile Ce- lâl Bayarın davranış: karşısında ha- yal sukutuna uğramıştı. Hükümette konuşmalar uzun sür- da. Ama fikir mutabakatına varıl- ması güç olmadı. Bazı prensipler it- tifakla kabul edildi. En esaslı me- sele, 27 Mayısa karşı her hareketin önlenmesiydi. Bunun çareleri aran- dı. Zira bizim Demokrasimizin bir temel prensibi bu vesileyle ortaya çıkmıştı. Hükümeti'kim isterse ten- kit edecektir. Hele Başbakan, ken- disi tenkit edilince kılını kıpırdatmı- yordu. Ama nasıl Cumhuriyet kötü- lenip Padişahlık övülemezse, bugün- kü rejim kötülentp D.P. devri, zih- niyeti, idaresi ve idarecileri övüle- meyecekti. Buna ne partilerin, ne uydurma gazetelerin cüret etmesi- ne müsaade edilmeyecekti. Zira ha- diseler göstermişti ki bu memle- kette 27 Mayısı kanıyla, canıyla sa- vunmaya azimli bir kuvvet vardır ve bu kuvvet daima var olacaktır. 27 Mayıs milli bayram ilân edilecektir. 27 Mayısı yapanlara, Orduya ve Gençliğe tecavüzler kati şekilde ön- lenecektir. Tedbirler Kanunu daha sert şekilde işleyecektir. Hükümet ertesi günü bu tedbir- leri Güvenlik Konseyine götürdü. Güvenlik Konseyinde bunlar ittifak- la kabul edildi. 27 Mayısa karşı ha- yal sahiplerinin giriştikleri teşebbüs böylece, daha başlamadan boğulu- yordu. Bunda Ordu ile Gençlik baş rolü oynadı. Ş lik Gençler ilk hassasiyeti, Bayarın gösteriş yaptığı Ankarada gös- terdiler, sonra bu ruh dalga dalga bütün vatanı kapladı. Tabii istanbul, bunda çapıyla mütenasip, yani muh- teşem bir yer Devrimci gençlerin ilk protesto sesi pazar günü yapılan miting ve yürüyüşle yükseldi. Sabahleyin lanan öğrenci temsilcileri o gün saat 17'de bir miting yapılmasını ve Ba- yann evine yürüyerek kendisinin tel'in edilmesini karar altına aldılar. Saat 17 de Kızılay meydanı tıp- kı eski günleri andırır bir hava için- deydi. Gençler saat 17 de yapılacak miting için hazırdılar ve tıpkı hü- kümlü Bayarın "tenkil tenkil" diye bağırdığı iktidar devrinde olduğu gi- bi heyecanlıydılar. Miting bu hava i- çinde başladı. MR ONE rın nüvesini hep 27 Mayıs, Ordu v Atatürk Devrimleri teşkil « etti. Son. ra yürüyüşe geçildi. Dudaklarda ge- ne eski devirlerin hatıralarını taşı- yan "Gazi Osman Paşa" marşı var- dı. Yürüyüş başlayınca kalabalık birden büyüdü. Bu sırada A. P. li mi- litanlar da bir karşı nümayiş için hazırlanmaktaydılar. Organizatörleri gene Orhan Sakarya idi. Garip kı- lıklı bir takım adamlar gençlerin bü- tün bulvarı dolduran heybetli man- İzmir gençliği devrimi savunuyor Bir uçtan bir uca