mediğini ve herkesin kırığı olduğu- nu söyledi. İşin içinden çıkamıyorum. Bunun bir şahsiyet zayıflığı olmasından ve kızımın kötü şeyleri taklit etme za- afına kapılıp, yanlış hareketler yap- masından korkuyorum. Zaten, her- kesin giymediğini giymemek, en gü- zel bir eşyasını bile "herkeste yok" diye kullanmamak gibi huyları çok eskiden beri mevcuttur. Endişeli bir anne Çocuğunuzun bu ileri hassasiyeti ve herkesi taklit etme merakı olduk- ça tabii bir yaş problemidir. Bu yaş- larda çocuklar, iyilik yönünden de ol- sa, herkesten başka türlü görünmek- ten çok kaçınırlar. Yalnız, bu "her- kese benzeme" merakının, onu rahat- sız edecek kadar arttığı görülüyor. Bunun altında bir olayın gizlendiğini sanıyorum. Bu, çocuğa üzüntü ver- mekte, onu yalan söylemeye itmek- tedir. Hattâ, onda bir altsanma duy- gusu yaratacak kadar etkili olduğu kanısındayım. Hiç belli etmeden, ço- cuğu yakından izleyin, öğretmenin- den sınıftaki durumunu öğrenin. Öğ-. retmenlerinin daima takdirini kaza- narak, başka çocukların kıskançlık Melerini tahrik etmiş olabilir. Her- halde onunla alay etmişler, ona bel- ki de bir isim takmışlardır. Bu, öğ- retmenlerin bazı çocukları diğerle- rinden çok fazla üstün tutmaların- dan, bunlara sınıfta paye vermelerin- den, bazı sınıflarda bulunan kıskanç tabiatlı çocukların arkadaşlarını tah- rik etmelerinden ileri gelebilir. Durumu iyice anladıktan sonra, Gocuğunuzla konuşarak, ödevini ya- pan bir çocuğun “uyuz çocuk" olma- dığına kendisini inandırabilirsiniz Gene de, çocuğu yakından izleyin ve daha büyük güçlükler karşısında ka lırsanız bir ruh doktoruna başvurun Tamız, çocuğa bütün bunları, en ta- bii şekilde davranarak anlatın. Du- rumu çok fazla önemsemekten sakı- nın. Kötü karne de, iyi karne de evde büyük meseleler yaratmamalıdır. Ço- cuk, okula not almak için değil, "se- verek, e ci için gittiğini his. setmelidi: Almakta acele ediniz Tükeniyor SESSİZLER SOKAĞI Yazan: CELAL HAFİFBİLEK (Roman Tevzi yeri: Rüzgârlı Sokak No: 15 (AKİS - 32) — Lütfen buraya gel ve şu karneyi elinle bana uzat! İran Kadını İ randa toprak reformu ve bazı devrimlerin kabul edilmesi için yapılan referandumda kadınların göstermiş oldukları çaba, öyle zannediyorum ki, bütün dünyadaki hemcinslerini çok yakından ve çok derinden etkile- miştir. İran kadını, oya tâbi tutulan devrim hareketlerini onayladığını oyu ile belli etmeğe çalışırken, toplumlar için en büyük önemi taşıyan bir derd- ine önayak oldu: Sayılıp sayılmıyacağını bile bilmediği, ayrı sandıklara attığı oyunu, mutaassıp ve çıkarıcı, gerçek din anlayışından uzak, sözde din adamlarının diretmelerine rağmen, ekseriyetle kullandı. Bugün İran kadınının çekmekte olduğu ıstırapları yakın bir ln çekmiş olan ve Atatürk devrimleriyle aydınlığa çıkan türk kadınının kalbi, yıllardan be- ri İranda cereyan etmekte olan "kadınlık dramı"m Ee izlemektedir. Sah, 1956 yılında, Milli Kadın istişare Heyetine kadınlara oy hakkını ve Büyük Mecliste S kişilik bir kadın kontenjanını tanıyacağına dair söz ver- mişti. Bunun için çaba sarfetti. Ne var ki, her defasında mutaassıp mol- laları karşısında buldu, çaresiz olarak, teşebbüsünü tehire mecbur kaldı. Fakat Safiye Firuzun önderliğindeki bir kadın topluluğu, mollara a- mansız bir savaş açmıştı. Son referandumda, mutaassıp bölgelerde kadın- lar toplumla, eşleriyle, yanlış bir din anlayışıyla mücadele ederek molla- lara meydan okudular, sandık başına gittiler. Dünyanın yarısından çok büyük bir kısmında bugün hâlâ büyük Mr kadınlık dramı hüküm sürmekte ve İnsini doğurup yetiştiren kadın, bütün insan haklarından mahrum, habersiz, bir köle hayatı yasamaktadır. Dün- gi bugün iie Dnlkiliğ gong ve sosyal güçlükleri yenmesi an- mükün olacaktır. İran kadınının çabası bu yolda, İnsanlık için, bir umut ışığıdır. Jale CANDAN AKİS/33