deki Roof Mini de eğleniyordu. As- lında sadece üye olanların ( girebil- dikleri Hoof Mini o akşam bir düğün sebebiyle davetlilere açıktı. Başken- tin güzel ve neşeli hanımlarıyla bü- tün yakışıklı erkekleri içtima halin* devdiler. Düğün sahibi, Bayındırlık Bakanlığı omemurelerinden o Şengül Köprücü bekârlığa veda etmenin sevinci içinde dostlarını ağırlamak için elinden geleni yaptı. Amerikalı damat ise doğrusu pek o utangaçtı. Gecenin sürprizi saat 12 ye doğru patlatılan nefis alman şampanya- ları oldu. Geçenlerde bir gün Dışişleri Baka- nı Feridun Cemal Erkin, bir yere davet edildi. Erkin davet edil- diği yerde göreceklerinden pek hoş- lanacaktı. Yılların diplomatının bu konularda hassasiyeti fazlaydı. Da- vet edildiği yer Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkeziydi ve Ge- nel Başkan Galip Göker, Erkine ba- -1 Çocuk yuvalarını gezdirecekti. Erkin görüşmesinin ertesi günü randevusuna -Dışişleri (OBakanı bu konuda son derece titizdir ve ran- devusuna geç kaldığı görülmemiştir- tam vaktinde gitti. Biraz bekledi. Genel Başkandan haber çıkmadı. Bi- raz daha bekledi, gene haber çık- madı. Hafif sinirlenerek bir par: ça daha sabretti, Göker ortalıkta gö- rünmüyordu. Erkin, fena halde canı sıkkın, geldiği gibi gitti. İşin kötüsü, daha nel Başkan Galip Gökari randevuyu unuttuğunu öğrendi! TASS haberler ajansının Türkiye- deki muhabiri Bay Olek Meclis- te gazetecilerle sohbet ediyordu. Bir ara yanında bulunan bir meslekdaşı- na sordu: "- Bil bakalım hangi kulağım çınlıyor.." Meslekdaşı cevap verdi: — Sol kulağın Olek..." Rus gazeteci hayretle cevabı verene baktı ve: — Bravo! Nasıl tahmin ettin?" ” — Ah.. Sağ kulağının çınlamak haddi mi?" Olek hariç, oturanlar (o gülüştü- ler... AKİS/30 (İlancılık - 9738) — 72