1 Konser dinledim Cemal Reşid Rey Sihirli değnek Şef : Cemal Reşid Rey Orkestra: İstanbul Belediyesi Şe- hir Orkestrası. Solocular: Uğurtan Aksel (harp), Suna Kan (keman), Cemal Reşid Rey (piyano). Salon: İstanbul, Şan Sineması. Konserin özelliği: Bir Debussy konseri olmasında. 22.8.1862'de doğ- muş olan Debussy, eğer yaşa- saydı, 1962 yılında yüz yaşında ola- caktı. Onun için bu yıl bütün dünya, konserlerle, festivallerle ünlü fran- sız bestecisinin doğumunu kutluyor. Türkiyede bu çeşit bir konser odü- zenlemeyi herkesten önce Şehir Or- kestrasının yöneticileri akıl etmiştir. Tabii bunda, orkestranın başında Cemal Reşid Rey gibi, Fransız mü- Ziğini iyi tanıyan, bir müzikçinin bulunmasının da rolü büyük. AKİS/30 Debussy, müzik tarihinde, çığır açmış bestecilerin arasında yer alı- yor. İzlenimci müziğe son şeklini ve- ren, olağanüstü kabiliyetiyle, daha doğrusu dehasıyla bu üslübu bir o- kul, yaygın bir akım haline getiren odur. İstanbul Şehir ( Orkestrasının konserinde "Prelude â l'apres midi d'un Faune", Noktümlerin iki tane- si -Bulutlar ve Şenlikler-, keman pi- yano sonatı, harp ve yaylı çalgılar orkestrası için iki dans ve "Deniz" çalındı. Beğendiğim: Herşeyden o evvel, . Türk sanatçılarının De- Ziğini bir İntermezzo gibi sıkıştırıp vermeleri, sakızlardan bıkmış olan dinleyicileri sevindirmiştir herhalde. Cemal Reşid Rey ne bir piya- nist, ne de bir orkestra şefidir. Ce- mal Reşid Rey sadece (omüzikçidir. Duygulu, heyecanlı bir müzikçi. Duygulu, heyecanlı ve kültürlü. De- bussy konserine baştan sona kadar kişiliğiyle şekil verdi. Sonatı, Suna Kan ve Cemal Reşid Rey, olağanüs- tü bir beraberlikle çaldılar. o Aynı kültür temeli üzerine oturan aynı kafadaki, aynı duygudaki iki insan beraber nefes alıp veriyordu. Ayrıca "Prelude"de flütçü ONa- mi Şenelin soloları ile oDans'la da harp solocusu dikkati çekecek o ka- dar iyi idi. Beğenmediğim: Genel olarak, or- kestranın tekniği ve o entonasyonu. Güç bir pasaj gelince kemanlar dö- külüyor, viyolonseller karışıyor. Ce- mal Reşid Reyin bütün gayretine rağmen, teknik güçlükler yüzünden, deniz bir parça bulanık ve kirliydi. Sonuç: Besteci Debussy ile yorum- cu Cemal Reşid Rey yanyana dur- duğu vakit sonuç elbet de iyi ola- caktır. Faruk Güvenç MUSİKİ Mızıkalar Armoni Mızıkası G eride bıraktığımız hafta içinde Ankaranın sanat çevrelerinde bir haber bomba gibi patladı: Genel Kur- may Harekat Başkanlığı Cumhurbaş- kanlığı Armoni Mızıkasını lâğvetmi- ye karar vermiş ve bu konuda teşeb- büse geçilmiştir!.. Dolaşan söylenti- lere göre, evraklar Genel Kurmay Harekat Başkanı Tuğgeneral Muam- mer Özkanın masasına kadar gelmiş ve Generalin imzasını beklemiye baş- lamıştır. Herhalde böyle bir kararın altına eli titremeden kimse imza ata- mıyacaktır. Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızı- kası, Türkiyenin, geçmişi 140 yıl ön- ceye uzanan sayılı kurumlarından bi- ridir ve senfonik çehresiyle bütün dünyaya ün salmıştır. Kökleri İkinci Mahmut zamanının Mızıkai Hüma- yununa kadar uzanan Armoni Mızıka- sı, yöneticisi İhsan Künçerin emekli- ye ayrılmasıyla ilk büyük (darbeyi DP'nin son günlerinde yemiştir. 27 Mayıstan sonra da rütbesi yüzbaşı- nın üstünde olan bütün subaylar e- revlendirildi. Bu, Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızıkasına vurulan ikinci darbe olmuştur. Şeflik eğitimi ogör- memiş bir kişinin kıt'a bandolarına marş çaldırması belki mümkündür a- ma, senfonik bir topluluğun başında değnek sallaması aklın alacağı şey değildir. Peşpeşe yediği darbelerden iyine zayıf düşmüş olan Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızıkasını lâğvetmekle, iki yıldan beri sistemli bir şekilde yürü- tülen "geri gidiş", amacına ulaşmış olacaktır. Ama sanatseverliği ile ta- nınan Türk Ordusunun, Atatürkün üstüne titrediği bir müesseseyi imha kendi için edeceğine, bir başka deyişle, yavrusunu yiyeceğine inanmak aşırı derecede karamsar olmak gerek. Cumhurbaşkanlığı Mızıkası desteklenmelidir, ıslah edilmelidir. Armoni