yi oldu. Akılları başlarına gelir. B kalım bu memleket sahipsizmiymiş.." diye içten içe sevindi. A.P.yi ilk bahaneye fırsat ya- ratmak için itenler, ilk günden son- raki nümayişlerde gençleri ileri itti- ler. Bunda başlıca yardımcıları, ge- ne A.P. organı gazetelerin tahrikçi yayında devamları oldu. Gaye, arzu- lamadıkları halde İnönü ve Hükü- met lehinde devam eden gösterileri af aleyhine çevirmekti. Nitekim bun- da hiç muvaffak olamadılar (değil. Ama uyanık gençler A.P. liler gibi olmadıklarından, teşvikçilerin bur- nuna gülmekte geç kalmadılar. Gös- teriler güçlerinden ve itibarlarından kaybederek haftanın sonuna okadar sürüklendi, orada söndü. Siyasi plan pp siyasi planda beliren man- zarası şudur: Dört senelik ceza indirmesi şeklinde bir af, Hüküme- tin temelini teşkil eden protokolde mevcuttur. Hükümet, bunu 29 Eki- me kadar gerçekleştireceğini taah- hüt etmiştir. Herkes omükemmelen bilmektedir ki İsmet İnönü ne derse onu yapan adamdır. İnönünün bu partilerce, Meclisce ve nihayet millet- çe kabul edilmiş affi gösteriler olu- yor diye yapmamaya kalkışması dü- şünülemez bile.. Böyle bir durum memlekette yaratılırsa İnönü hesiz istifa edecektir. lis protokolün hudutlarını bir mili- metre geçtiği takdirde de emaneti teslim edecektir. Zira "4 sene" geli- şigüzel bir müddet olarak değil, ba- şı görüşlerin icabı olarak tesbit e- dilmiştir Hükümet düşünce ne olacaktır? C.H.P. nin beraber kabine kuracağı bir teşekkül kalmayacaktır. (Milli Koalisyon denilen Ur ucubeyi CHP. nin asla destekleyemeyeceği bilin- mektedir. C.H.P. dışında bir koalis- yonun kabul edilmeyeceği (o açıktır. Demek ki Parlamento içinden bir hükümet çıkmayacaktır. Bu ya Ana- yasanın değiştirilmesine, ya Parla- mentonun feshedilmesine, ya da akl-ı evvel Sıtkı Ulayın meşhur formülü- ne yol açacaktır ki bunların hepsi demokratik düzenin sonu, komünist- lerin beklediği devrin ise başı ola- caktır. Gayeleri bu olanlar için o söyle- necek bir söz yoktur. Nitekim, yel- kenleri kuzey rüzgarlarıyla şişen bü- tün şahıslar, teşekküller ve organ- lar tekneyi o kayalara çarptırmak i- çin var güçleriyle (o çalışmaktadırlar. Bu çalışmalarında geniş maddi yar- dımlar gördükleri de ilgililerce tes- bit edilmiştir. Ama iyiniyet sahibi o- lup ta durumun böyle düzeleceği i- AKİS, 8 EKİM 1962 Kulağa Küpe Parti (o disiplini! Bi adam bir yerde konuştu. Konuşan adam İnönü, konuş- iuğu yer . Konuşmanın Zaferdeki başlığı: "İnönü ter- tipli nümayişler ve çirkin teca- vüz hareketlerime taviz verim yor!" Konuşmanın İncüdeki : "İnönü gene gençlere Allah Allah, bir adam aynı yerde aynı zamanda iki konuş- ma mı yaptı? Yoo, İki konuşma yok, iki parti politikası var. İ- ki organ, elbette ki hadiselerin iki partinin 'resmi görüşüne göre verecek.. O çeşit partilerde, "parti görüşü'nün dışına çıkan- ları maazallah kıtır kıtır keser- ler, firınlarda yakarla.. Zaferin partisi, ye ekal- liyet eline düşmüş Tabii. Öncününkine ni elan onu bilmeyen mi kaldı? nancı içinde oyunlar oynayanlar sa- dece kendi felaketlerini hazırlamak- tadırlar. i Her halde İnönü, memleketin menfaatinin ne okluğu hususundaki görüşünü değiştirmek niyetinde ol- madığını haftanın sonundaki ogün yapılan Kabine toplantısında ( belli etti. Af konusunda protokolden faz- YURTTA OLUP BİTENLER la bir şeyler vermenin kendi parti- lerinin lehinde olacağını söyleyen ba- zı koalisyon arkadaşlarına "Hey rabbi!" der gibi baktı. Şimdi affın zamanı olmadığını bildiren kendi partisinden kabine dışı arkadaşları na da "Bunun manası no olur, bili- yor musunuz?" dedi. Sonra da, pa- zar akşamı radyoyla millete hitap etmeye karar verdi. Opera-komik kısmı diselerdeki bu karışıklık, hafta- ın sonunda vakalarına yal açtı. re "Milli Devrim Ordusu" taşıyan ve Çeka üslubuyla yazılmış beyannameler atıldı. Bu imzayla da- ha önce de, eski Demokratlar pek azıttıklarında gizli (o beyannameler yayınlanmıştı. Bir otomobil bunları kapı kapı dolaştırdı, sonra sırra ka- dem bastı. Emniyet (kuvvetlerinin aciz içinde bulunması ve bütün ha- yatiyetlerini kaybetmiş olması ma- rifeti yapanların hemen yakalanma- sını önledi. Ertesi gün, iş telefonlara döküldü. Gazetelerin zaman zaman telefonları çaldı, çeşitli sesler "Milli Devrim Ordusu", yok "Kuvayı Milliye" adı altında birbirlerine teh- ditler yağdırdılar ve bunların gaze- telerde yayınlanmasını istediler. Böy- lece, mahallelerde türeyen "Beş Par- mak Çetesi", "Kara Pençe Çetesi" gibi teşekküller daha büyük insanlar tarafından oyunlar haline getirildi- ler. Kayıp Aylaya ait ihbarlar yeri- ni tehditlere bıraktı. Bu karışık ortamda ne yaptığı- nı bilerek çalışan ve herkesi birbiri- ne katan, aldıkları direktifleri har- fiyen yerine getirenlerin sadece ko- Atatürk Bulvarının Gençleri Kürkçü dükkânı