ZABITA ların yanına koştu. Raci Sonay jan- darmaları kelimenin tam anlamı ile bir panik içinde buldu. Jandarmalar olayı saat 16 dan beri bilmelerine rağmen kimseye bir şey söylemeye cesaret edememişlerdi. Doktor hemen gerekli emirleri vererek bir yandan hastahaneyi, bahçeyi arattırırken di- te yandan da Klinik şefi Necati Arı Ankara Savcılığı, 2. Şube ve Merkez Cezaevi Müdürlüklerine durumu bil- dirdi. Bu arada saat 20'yi bulmuş- tu. Derhal Ankaranın çıkış kapıları kontrol altına alındı, hudutların ve bilhassa Güney hududunun dikkati çekildi. Fakat bütün aramalar ve çabalar boşuna oldu. Kaçak milletvekilinin oSelanikte verdiği ifadeye göre, hastahaneden İstanbula gidecek olan uçağın Esen- boğadan hareket saati olan o 16.50'- den ancak 22 dakika evvel, ya- ni 16,28 de çıkabildiği anlaşıl- maktadır. Bundan 28 dakika evvel yeğeninin kocası kendisini t gelmiş, bulamayınca Akşemseddinoğ- luna bir kart bırakarak şunları miştir: "Amcacığım, yengemle bir- likte seni ziyarete geldik. Jandarma- larla beraber bahçe ve klinikte bü- tün aramalarımıza rağmen bulama- dık. Mahkeme gününü merak ediyo- ruz. Bize muhakkak bildir. Hürmet- ler" Akşemseddinoğlunun, pijama i- le olması sebebiyle nereden O elbise temin ettiği ve hangi otomobil ile hava alanına kaçtığı anlaşılamamış- tır. Saat 16.50 de Sacit Güley takma adı ile alınan bir biletle Trabzondan gelen Tez uçağına binen Akşemsed- dinoğlu. Yeşilköyde beklemekte olan bir otomobille Hadımköye geçmiş ve buradan 19,06 da Simplon Eks- presine binerek belki de pasaport kontrolünde yakalanırım korkusu ile 0,29 da Uzunköprüde inmiştir. Kaçak mahküm Uzunköprüde kendisini avu- kat olarak tanıtarak bir sabahçı kah- vesinde sabahlamış ve bu arada ma- kasçı Süleyman Rusçukluya 10 lira vererek ikinci mevki tren bileti al- dırmıştır. Bundan sonra olaylar nis- peten daha kolay gelişmiş ve sabah 6,25 de Uzunköprüden Edirneye git- mekte olan trene binen Akşemseddi- noğlu 10 dakika sonra 6,35 de küçük bir Yunan istasyonu olan oPityonda trenin durmasından istifade ederek, pencereden atlamış ve Yunan oma- kamlarına siyasi mülteci olarak sı- gınmıştır. Görüldüğü gibi o Akşemseddinoğlu- nun bu firarı iyi bir plân ve geniş bir şebekenin yardımlarına ihtiyaç göstermektedir. Hastahaneden hava alanına kadar (o Akşemseddinoğlunu taşıyan otomobil, Sacit Güley adı ile daha evvel alındığı tahmin edilen u- 18 Dr. Necati Arı Yaş.. çak bileti ve kendisini (oHadımköye götüren otomobil kimler tarafından teinin edilmiştir?. Bu suallerin cevabını vermesi oge- reken İçişleri Bakanı Sahir Kurutlu- oğlu bunun yerine hastahanenin per- sonelini, natta tedavi ekibini ithamla yetindi, suçun kendilerinde olduğunu bildirdi. Halbuki 25-2-1955 tarih ve 4/4502 sayılı Hastahaneler Talimat- Dr. Hami Koçaş .ve kuru namesinin 4. ağa I-h fıkrası- nın. peni aynen şudu gibi mevkuf ve mahküm- ani hastahanede kaldıkları müddet- Hastanede mahkümlara mahsus ko- guş veya oda bulunmadığı veya bun- lara tahsis edilen yataklar dolu ol- duğu takdirde mahküm veya kuf alâkalı adli makamlarca ka bir hastaneye sevkedilebilecekler- ir. Ancak müstacel vakalarda mu- vakkaten bulunduğu yerin hastaha- nesine yatırılabilir. Kurutluoğlu, madde kendisine ha- tırlatıldığında "Pardon"' dedi. Bir büyük sahtekâr slına bakılırsa (o Akşemseddinoğlu, dalambaçiı işleri becerebilme hu- susiyetine adeta doğuştan maliktir. Milletvekilliği. sırasında dillere (o des- tan olan " nük Bankası hikâyesi" bu emsalsiz kabiliyetinin tipik mi- salidir. Akşemseddinoğlunun Göynük Ban- kasını kurması, Türkiyede ancak bir- kaç yıl sonra tatbikat sahası bula- bilmiş büyük bir ticari oyundur. 1950 yılında İzmirde Konak meydanında- ki askeri kışlanın yıkılıp bir başka yerde inşasına karar verildiğinde, o sırada büyük bir meblağ olan ikibu- çuk milyon liralık bu işin peşine an- cak mali kudreti son derece büyük birkaç kişi katılabilmiştir. Bu birkaç kişinin içinde (oAkşemseddinoğluna rastlanması garipsenmemelidir. e Ak- şemseddinoğlu o sıralarda İzmir Be- lediye Başkanı olan unutulmaz Rauf Onursalla ortaktır. Ortakların yegâ- ne sıkıntıları ihaleyi alabilmek ihtiyaçlarıdır. Zira Akşemseddinoğlu- na o sıralarda ikibuçuk milyon lira- lık teminat mektubu verecek bir tek banka bulunamamıştır. Akşemseddi- noğlunun akıllara durgunluk o veren zekâsı burada büyük bir okaşkariko çevirmiş ve üstad soluğu Boluda ala- rak orada alelacele bir banka kur- muş, Sahibi bulunduğu bankadan te- minat mektubunu almıştır. Ortakların talihsizliği, o sıralar- da İzmirde yayınlanan bir gazetenin kendilerine takmasından doğmuştur. Demokrat İzmir gazetesi meseleyi Öğ- renince işin peşini bırakmamış ve Maliye Bakanlığının bankaları Oo te- minat mektubu konusundaki kısıt- lama yetkisinden faydalanarak. Göy- nük Bankasının bu mektubu veremi- yeceğini ortaya çıkarmıştır. u işten sadece Onursal kay- betmiş Akşemseddinoğluna (o gelince