Cilt: XXV, Sayı: 432 YURTTA Millet Orta yol Birliğimiz hafta, Türk milletinin kadrosunu teşkil (o eden memleketin sağlam kuvvetlerinin nabzının nasıl atmakta olduğunu gös- teren bir önemli hafta oldu. Hâdise- lere serinkanlılıkla ve kendilerini hislerinden kurtararak bakmasını bi- lenler gördüler ki hangi taraftara ge- lirse gelsin, hangi konuda olursa ol- sun hiç bir aşırılık amme vicdanında tasvip görmemektedir ve hepsi infial uyandırmaktadır Belirli uçların ken- di havalarına kapılarak koydukları teşhisler bu suretle hatalı çıktı ve Türk milletinin orta yol üzerinde, de- mokratik düzene sıkı sıkıya bağlan- mış halde bulunduğu anlaşıldı. Bir süredir dozunu gittikçe art- tıran tahriklerin mukadder neticesi, bunu ta Kızılayın göbeğine çıkarma deliliğinde bulunanların başında pat- layan kabak oldu. Orada beliren tep- kiyi bilhassa 15 Eylülden bu yana daha çok vatandaşın dilinin ucuna ge- len "Yok, bu kadarı da olmaz!" sö- züne bağlamak lazımdır. Irkçı bir ekalliyetin eline düşüp tehlikeli yol- lara sapmış A.P. nin ve bilhassa o- nun kongre hatipleriyle yayın organ- larının davranışları bardağı taşırmış- tır. Çevresine toplanan üçbuçuk ada- mı millet sanan ve üçbuçuk adamdan gördüğü desteği milletin o kendisin- den yana olduğu şeklinde tefsir eden ifratçılar ilk gösterişli sokak teşeb- büslerinde Hanyayı Konyayı anlamış- lardır. Bu dersin verilmesinden içteniçe memnuniyet duyan geniş halk taba- kalarının ve bilhassa memleketin sa- kin kuvvetlerinin, onümayişlere de- vam olunması karşısındaki tepkileri değişik olmuştur. Hele cana ve mala vaki tecavüzler hiç tasvip görmemiş- tir. Hadiseli haftanın bittiği şu sıra- da halk arasında dolasan söz "Canım, yapacağını yaptın. Şimdi, ne uzatı- yorsun?" lafıdır ve bu hisse hak ver- memek güçtür. Zira, fırtınalı bir devreden çıkan Türkiyenin ihtiyacının her türlü aşı- rılıktan uzak bir sükünet olduğunda herkes müttefiktir. Bu süküneti boz- 4 A K İ S HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI OLUP Atatürk ve gençler... Emanet ve bekçisi mak teşebbüsü kimden gelirse gelsin antipati toplamakta, teşebbüs sahip- leri itibarlarını kaybetmektedirler. Türkiyenin orta yolu seçmiş bulun- 8 EKİM 1962 BİTENLER duğunda artık şüphe yoktur. Türkiye bu yol üzerinde kalacaktır. Orta yo- lun taraftarları hem kemiyet, keyfiyet bakımından uçlara nazaran o derece kuvvetlidirler ki bunun ak- sinin düşünülemeyeceği geride kalan hafta içinde bir defa daha anlaşılmış- tır. Hele, aşırı uçların gerçek hede- fi olan "iyiliğe yüz tutan iktisadi ha- yatı yeniden felce uğratma" biç ger- çekleşmemiş, aksine, niyetleri açığa vurarak memleket için kurtuluş yo- lunu iş aleminin kendisine anlatmış- tır. Şimdi, sıdır. bundan ders almak sıra- Ankara Böylesi de olur, ya! (Kapaktaki gösteriler) Bine 7 haftanın sonunda cuma Ankara Adliye binasının ikinci katındaki 2. Sorgu Hakimliği tabelasının altında bekliyen beş kişi, bundan üç dört gün evvel giriştikle- ri işin sonucunun böyle olacağını düşünselerdi belki de kendilerine söy- lenilenlerin bir tekini dahi dinlemez, lerdi. Ama hallerinden işçi anlaşılan bu beş kişi, kendilerine Remzi ağabeylerinin gelip te "Saat 5 de Yüksel Palasın önünde buluşa- lım. Çok büyük bir iş var" dediğinde üyük iş'in bu tarz büyüyeceğini akıllarına getirmedikleri gibi, getir- melerine de imkânı olmıyan kişiler- di Hakikaten, geride bıraktığımız haftanın başında başkentin banliyö- sü sayılacak bir uzaklığa taşınan Keresteciler Sitesine Remzi (Yıldız diye bilinen bir adam aceleci adım- larla geldi ve oradaki hızarhanelerde çalışan bazı kimselere "Saat 5 de, Yüksel Palasın önünde" sinyalini verdi. Remzi Yıldız, eski bir D. li olarak biliniyordu. D.P. ye olan yakınlığı, parti teşkilatında zaman zaman aldığı vazifeler (Keresteciler Sitesinde çalışanların - pek çoğu D. T P. li kişilerdir- malumuydu. Yıldı- zın sinyali, salı akşamı Kızılay mey- danında birşeyler olacağının ( delili AKİS, 8 EKİM 1962