e C —e KADIN yor. Kısacamı h.a.yat onun İçin manâsız bir yükten ibaret. Çocukların neşelm'mî heyeoa.num- sevgilerini ay onları davranışlarına bu gü'nk“ a.nlayışımız- la değil de, çocuklufumuzun düşünce tarzına manâ vermek icap eder. Geri- de bırakılan uzun yıllara bakmadan, oıayla,n bir bir yeniden yaşamak mu- çocuk idarecilerinin alış- ka.nlık haline getirecekleri 'bir hal ol- malıdır. Sosyal Hayat Konuşma sanatı Baz. kimseler konuşma tarzlarıyla, Jestleriyle o kadar hoşa giderler ki, her toplulukta alâka görür ve ara- nırlar, Dikkat edilecek olursa, bunlar hareketlerinde ölçülü olmayı bilen, konuşurken ses tonunu iyi kullanan, ifadeve kuvvet veren, nerde ne anla- tacağını bilen kimselerdir. Konuşurken muhatabın anlıyacağı" âzı bir dil kullanmak ımdır. Meselâ, bilgi ve anlayışı az olanlara, ilmi ba- hislerden söz açmak, kapalı espriler yapmak, her halde Jüzumsuz olur. Aynı şekilde, kültür seviyesi yüksek olanlarla da konuşurken pek basit ifade kullanmak, lüzumsuz izahlarda bulunmak yakışıksızdır. Erkek kadı- na bilgisini, güzelliğini, sıhhatini ve giyimi'ni takdir edici sözlerle kompli- yapabilir. Hattâ bu bir neza- ket kaidesidir. Böyle komplima.nla.n. B e ve teşekkürle kabul e mek de, kadın için zarif bir hareket- tir. Sadece tevazu göste le geliyor.” gibi cevaplar vermek yan- Söze kuvvet öze kuvvet vermek, etraflıca izah edebilmek için bazı hallerde misal Vermek icap eder. Böyle hallerde, mu- hatabın bilgisi veya mesleğiyle ilgili bir şey seçmek İnce bir harekettir. Zi- ra muhatnbın yabancı olduğu bir ko- nda mü- ebilenler, sözlerini süsliye- billrler Aksi halde hikâyeden fıkra- açınmak uygun olur,. Konuşsan kimsenin dalma kendin- den bahsetmesi ne kadar ayıpsa, sık sık mevzu değiştirip, karşısındakine z bırakmamak da aynı derecede a- yıptır Dedikodunun ayıp olduğu ma- lamdur. Bir toplulukta yapılan dedi- ĞN“W önlemek mümkün değilse ü KASIM 1959 « . yğ Zun ve tatsız münakaşalara sebep ol- mamak için, tercih edilmelidir. Konu- şan bir kimsenin yüzüne bakmam: mahcubiyetteri İleri gelen bir ılıska.n- lik olsa bile, yenilmeğe ca.lışılmahdır Konuşana boyuna itiraz etmek, nü kesmek ve bilgiçlik taslamak ayıp- tır.. Nerede ne söyliyeceğini bilmiye- ne, herkesın de bildiği gibt “Patavat- sız'' derler. Böyle kimselerin az konu- şup çok dinlemeye ihtiyaçları olduğu ibi, düşünmeğe de alışmaları şarttır. ki kişi kornuşurken eğer 'bu îki kişi- özür dilemek, basit bir nezaket kaidesidir. Teşekkür eden k(mseye en kibar mukabele “Rica ederim”. demektir. “Bir şey değil” diye ceva.p vermek münasip değildir. Hele, “estağfurul- lah” pek eski bir sözdür, kullanılma- malıdır. Ehemmiyetsiz r SöÖz için teşo! edı]ocek olursa. mukabelede bulunm. uygun o! fe için "apıla.n bir teşekküm ”Vazi- femdir” gıliğini vermek müÜünasip- tir. Toph.ı.luk önünde Böz söylemek. n bi söylemek <e icap eder. O zaman dik- kaat edilecek bazı hususlar vardır. Basit ve herkes.m anlıyabileceği gibi söze başlam cümleleri lüzumun- dan fazla suslememek fikri iyi ifade edebilmek için düzgün cümle kurmak, nezaketle tenkid etmek, icap ederse zarif bir nükte yapmak; dinleyicinin ilgısm.ı cekmek ve sözü dinletmek ba- mından fayı Sermayesi : Yebeleri Hdirne, Aj)aseları Telgraf adresi Türkiye Kredi Bankası 20.000.000 T. L. İstanbul, quoğu, Galata, Osmanbey, Be yaznıt, Kadıköy, İzmir, Ankara, Samsun Bursa, Konya, Adana, Mersin, İskenderun Çapa, Haaköy Her nevi bankacılık muamelâtı Dünyanın her tarafında — muhabirler Umuam Müdürlük : BANKOÖRCGEN BANKOR