İNEMA Pilincilik Pronlü: 1958 - 1959 & on birkaç üydan beri Fransız si- Remamıilslan Soz acan hemen bü- (U*. slanan tâbir, ) Y a!, bırbiri ıu..uen tayae ;)duklan mmlerle Gikkati Üzüinde topliyan kalabalık bı gcııç rejisörler grupunu anlatı- 'tTübir yerindedir ve “yeni dal- ga. Tün en kuvvetle hissedildiği sine- ma mevs'mi de bu mevsimdir. Sa- vaştan beri başka hiçbir. memleket- te bu kadar kalabalık bir genç toplu- lağunun, aynı anda, birbiriyle yarışa cçıkarcasına bu kudar değişik ve e- hemm.yetli eserler verdiği görülme- Taışt.r “akat “yeni dalga”yı, meselâ İtal- vadaki “Neo-realizm” gibi, İngilte- rede savaştan önce ve savas sırasın- daki dokümanter okulu gibi, belirli bir anlayış, aynı görüş — etrafında toplanan insanların meydana getir- diği bir sinema cereyanı saymak yan- liştir. “Yeni dalga'nın tek ortak yö- nÜ, hsu—ekcte katilanların hemen hep- şlarında oluşlarıdır. Hep- çeşitli sinema eseri vardır. “Yeni dalga”, büyük ölçüde, uzun yıllardan hberi sağlam 'bir sinema kılltumvle beaslenmiş bir genç toplulu- ğunun. elverişli şartlar bulur bulmaz biedenbire harekete geçmesinden doğ- mustur. Bunda, Fransada yürürlük- te olan Sizemaya Yardım Kanunu- nuün büyük rol oynadığı şüphe götür- sa kısa filmlerdeki geliş- menin, bir zamanlarm İngiliz dokü- v » £ manter ortulunu hatırlatan bir can- hlığa erişmesinde bu kanunun rolü daha büyüktür. Fakat yardım Kkânu- nu 1948 den beri yürürlüktedir, "ye- ni dalışa”nın ortaya çıkışı ise birkaç yılı zeçmemektedir. “Yeni dalga”nın kajar mühim olan başk prodüktörlerin yeni bir prodüksiyon siyaseti denemeleridir. Bu mevzuda prodüktörlerin bâaşka bir tecrübeden, Kkitapçıların tecrübesinden faydalan- dıkları muhakkaktır. Bundan beş yıl kadar önce Framçoise Sagan'ın "Bon- jour tristesse -Günaydın hüzün"ü ile başlıyan, daha sonra Minou Drouet, Berthe Grimault gibi “hârika çocuk”- tecrübenin tesri, yük olmuştur. Bu tecrübe bütün Ba- tılı kitapçıları günün birinde bir “hâ- rika çocuk” keşfetmek hülyasına dü- Ürmüş, İngilterede bu us H bir şekilde — geliştirilmiştir. “Öfkeli delikanlılar”'ının kitapçılıktâ veya tiyatroda çalışma imkânı bula- bilmesi büyük ölçüde bu tecrübeye dayanmaktadır. Fransız prodüktör- lerinin aynı teccrübeyi sinema saha.— sına aktarmaları da “yeni da'ga”nın ortaya cıkubılmeqim alabıldiğine ko- laylaştırmıştır. Esasen, “yeni ga”- nın başlangıcında yer alan e—erin hu- susiyeti aradaki — münasebeti acığa vuracak — cinstendir. “Yeni dalga”, -bâzılarınca hatırlanması ne kadar hoşa gitmezse de yine kabul edilmesi gereken bir vakıadır-. Roger Vadim'- n “EBt... Dieu ecrd&a la femme -Ve Al- lah kadını yarattı”sıyla başladı. Dana doğrusu Vadim'in eseri, tıpkı Sagan'- ın romanı gibi prodüktörlere yeni bir teşebbüs sahası açtı: Gençlerin üze- rine para yatırmak. Büyük bir - “Yeni Dalga”nın bir kısmı Fransa 1959 hâtırası mutluluk eseri olarak, sonraki genc- sağlam çıktılar. Geçen yıldan beri, bütün büyük mil- letlerarası festivallerde Fransa artık genç rejisörler tarafından temsil o- dilmekte ve co. re yarışmalarda bu saysde Üstün gelmektedir. Festival şampiyonları G eçen yılır Venedik — Festival.nde i alle'in “Les amants -Â- Şıklar'ı, İtalyadan genç — Francesco Rosi'nin “La sifda -Meydan okuma”- siyle birlikte jüri özel armağanını pay- laşmıştı. Alexa m upassant'dan aktardığı “Un vie -Bir hayat” aymı feşttvalde armağan ka- zanmamakla birlikte büyük bir alâ- kaile seyredilmişti. 1958 Cannes Fes- tivalirnde Jacgues Barratler'nin “Go- ha'sı aynı alâka ile karşılanıyordu. u yıl ise hemen bütün festivaller Camus “Ovpheu Negro -Kara Orpheu"suyla büyük ar- magğanı, François Truffaut “Les 400 cents coupg -400 darbe” ile reji ar- mağanını aklılar. Aynı festivale ya- rışma dışı katılan Alain Resnais'nin, smen katılaaydı mutla- lerce ileri sürülüyordu. Resnais'nin yine yarışma dışı katıldığı Moskova festivali için de aynı şey söylenebilir- di. Venedikte bu yıl Fransayı temsil eden iki eserin ikisi de -Robert Hos- t des espions -Casus- tence -Hüküm”ün linde armağan almaması, çok jüriyi şüphe altında bırakmıştır. Sayıları otuza yaklaşan ve ortala- ma yaşları 33 olan bu rejisörlerin bir sinema için en güvcnmr kuvvet kay- telik gerek yetişme tarzları, tek bir eserle parlayıp sönmemeleri, bunun bir saman alevi olmadığını or- a yuyor. Amerikada gittikçe kothjUyen “eskiler”in aksine, Fran- s1Z “eskiler”'inin hAlâ zinde olmaları, öte yandan bu genclere yenilerinin de katılabileceği düşünülürse, “yeni dal- ” Fransız sinemasının en az bir ne- sillik geleceğini garanti altına almış sayılabilir. “Yeni dalga”n:ın tek bir fikır, belirli bir düşünüş — etrafında foplanmamasına rağimen — küvvetini meydana getiren de bunlardır: Sağ- lam bir eğitim, stürekli bir başarı ve dalgaya yenilerinin kat'lması. Eğitim bakımından “yeni da'ga'- da yer alanların çoğt belirli birkac kaynaktan ortaya çıkmışlardır: Ço- ğu kısa filmlerden gelmiştir -Astruc, Resnais, faut, Valere...-, çoğu sinema tenkitçisi olarak calısmıştır. -Astruc, Chabrol, Jean-Luc Goddard, Truffaut, Rivette...-, coğu tanınmış rejisörlerin — yardımcılığında bulun- muştur -Boisrond, Malle, Valere, Ca- mus, Jean-Pierre Mocky...- “Yeni dalga”dakilerin cofu ilk e- serleriyle dikkati cekmiş, ikinci veya üçüncü eserleri, birincinin verdiği ü- midi kırmamış sinemacılardır. Mar- cel Camus, “Mort en fraude -Kaçak- AKİS, £2 EYLÜL 1959