s P O R Futbol Ordu Milli Maçları u hafta 15 bin kişilik Adana stadyumu ilk defa, bir milli maça merika ve Türkiye arasında yapılacak olan bu karşılaşma şu anda pek ço sporseverin nazarlarını Adanaya çe- virmiş bulunuyor. Umumi kanaat Ör- du milli takımımızın galip geleceği merkezinde nkü futbol revaç bulan bir spor değildir. m adide çok — gerilerden ir. Bu itibarla bizi görenler ekseriyeti teşkil ediyor. Esa- sen Ordu Milli takımımız, kuvvethdır Kadrosundaki elemanlar birer kıymettir. Bug ün için her biri profesyonel mlarda yer alabile- cek bir kıvamda bulunmaktadırlar. Amerika maniasının — kolayca aşıla— cağını tahmin edenler, önümüzdeki hafta İzmirde İtalya Ordu takımı ile yapılacak maçtan da endişe duyduk- larım ifade ediyorlar. İtalya Ordular- arası şampıyonada müteaddit defa iyi neticeler almış, 'kuvvetli ir takım- dır. Saha ve seyirci avanta_ılarımızın haricinde rakiplere faik olan hiç bir tarafımız yoktur. Adanalılar şimdi- şanslı 34 den bir galibiyeti alkışlamaya hazır- lanıyorlar. Darısı İzmirlilerin başına.. Lig maçları Mithatpaşa stadının 1darecılere sus olan tribününün kapı- sında duran bir şahıs şoyle diyordu: "Deminden beri bakıyı gelen Fenerbahçeli ıdarecılerın hepsinin suratı asık. Hiç biri gülmüyor. Ne- en acaba?.." Bu, nedeni — cevaplandırmak için uzun boylu düşünmeye lüzum yoktu. ünkü Fenerbahçe tam bir hafta ev- vel 85 dakika hakim oynadığı bir o- yundan mağlüp çıkmıştı, idareciler bu durumdan çok müteessir olm lardı. Esasen Fenerbahçeyi seven" her şahsın — müteessir imkân- sızdı. Zira liderlik mevkiine yeniden e- zeli rakibi Galatasaray gelip yerleş- mişti. Bilinen bir şey vardı: Fener- bahçeliler şampiyonluk maçını Gala- t_asarayla oynamaktan çekmiyorlardı. Üstüste uğradıkları — mağlubiyetler maneviyatlarını sarsmıştı. Fenerbah- çe ezeli rakibi karşısında tutunamı- yordu. İşte şampiyonluk bahsinde en fazla endişe duyanlar böyle düşünen- lerdi ve hakları da yok değildi. Değişen sistem Beykoz mağlübiyetinden sonra ta- aderini ellerinde tutan şahıslar "artık kısa paslı ve bol lasmanlı oyuna veda etmemiz zamanı bundan sonraki maçlarda bır 1 deniyelim bakalım sıl bir netıce verecek" diyorlardı. Bu fikir başlangıçta tenkide uğradı. Bil- hassa antrenör Szekelly itiraz edenle- rin başında geliyordu. Fakat her ne pahasına olursa olsun idareciler uzun paslı oyunda ısrar ediyorlardı. İşe bir ara Kavrakoglu da karıştı: "Fenerbah- çe en parlak devirlerinde daima sant- raforunu koşturmuş, pna derınleme pas vermiştir. Şimdi ise bu tak kullanılmaz olmuştur. Aynı şeyi tek— memiz için hiç bir sebeb yok- tur" İdareciler beraberce gerıye dön- mek kararında ittifak e Mesut dakikalar dalet maçının 25 inci dakikası işte bu hava içinde geldi çattı. Tribünleri dolduran binlerce Fener- bahçe »taraftarı bir ağızdan "Beş, beş,!.." diye bagırıyorlardı Dört gol bu kadar kısa bir içerisinde hem de Adalet gıbı bır takıma atıl- mıştı. Pek çok kimse rüya mı görü- yoruz demekten kendılerını alamadı— lar. Uzun paslı oyuna fikri- nin şampıyonlugunu yapan kurmay heyeti neticeden çok memnundu. Hatta içlerinde kendisine iftihar payı çıkaranlar da vardı. Herşey duzelmış o Fenerbahçenin kısırlığı artık ka bolmuştu Fakat bu bir fırtıına, bır sagnaktı V temponun 90 dak edeceğini sanmak hakıkaten safdıllık olurdu. Zıra bu insan gücü- ında bi Fırtınanın ergeç am 2 i daki- kada tezahüratçıların sesi kesıhver— Seyfi Cenap Berksoy Günaydın!.. di. Fenerbahçe hücumları bir sabun köpüğü gibi eriyor, buna mukabil A- daletli futbolcular sahayı dolduruyor— lardı. du. Esasen 24 dakikada 4 gol atmak bir adaletsızlıktı yazlılar bir saatliık hâkim — oyunları- nın semeresını görmeden sahadan ayrıldılar İşin garibi Adaletliler uzun paslı oynamak mı unda sanki Fener- bahçe ile onceden anlaşmışlardı. Vi- yana futbolunun İstanbul temsilcili- şekilde Nitekim Kırmızı-Beyazlı — idareciler hatalarım anlamakta ecikmediler. İkinci devre takımın tertibini değiş- tirdiler ve tekrar kısa paslı bol dep- lasmanlı oyunlarına döndüler. Fakat pek çok fırsat elde etmi na rağmen alet forvetinde yer a- lan futbolcular bunları heba etmekte birbirleriyle yarışıyorlardı Federasyonda kıpırdanma S eçildiği günden bu tarafa bir tür- lü faaliyete geçemeyen Güre derasyonu nihayet geçen hafta bir kıpırdanma, bır hareket gostermeye başladı. Seyfi Cenap Berksoy'un An- karada yaptığı toplantı netıcesınde Federasyon 1957'de memleketimizde yapılacak olan Dünya Güreş Şampi- yonası için muhtelif komitelerin ku- rulmasına karar verdi. Kurulan ko- mıtelerde seçimler yapıldı ve bir ta- kım tanınmış isimler i nörlüğüne Nuri Boytorunun getiril- mesi kararlaştırıldı. i artık lışma zamanı gelmiş bulunuyor. Bu- güne kadar beyanat vermekten ileriye gidemiyen Federasyonun bundan son- a metotlu ve plânlı bir çalışmaya başlaması beklenmektedir. AKİS, 16 ŞUBAT 1957