"HÜRRİYETÇİ MİLLET PARTİSİ,, eçen haftanın sonunda İstanbulda gazeteciler, C.M.P. Genel Baş- an uyanı kanı Osm Bölükbaşıya bulunan bır sual sordular. duklerıne dair yordu? Genel Başkan alâka bir haber vardı, Ösman ükba, böyle bir teşebbüsten ndırıcı, üstelik yeni tarafı birleşmeği — düşün- akkında ne haberdar olmadığını söyledi, meselenin lehinde veya aleyhinde de bir vaziyet almadı. Za- ten almasına da luzum yoktu, zira , karada ne C.M şam gazetesinde çıkmış ve Fakat meselenın, üzerinde krasimiz için böy zun takıldıgı hutun guçlukl -gazeteciler rolden çok daha Üstelik, güçlüklerin yanında partinin birbirlerini tamamlayıcı maz. vvelâ gerek C.M.P. bag ından çık ışti Mücadel KF aim ynı prensipler yeni teşekkullerın l)ayr kları tır Mılletçıler "Kurucularla Dem halefetteyken, hakim zümre lâllerini ilân etmişler, onları birleştirici faktörler manz, krasi olmaz" tahak gecıkerek de mevzu muhayyel bir mevzu idi. An ür. E; tarafından bırleşme yolunda elle tu- tulur bır f'ıkır ortaya atılmış değildi. orada kalmı durulacak bir tarafı yok mudur? e bir harek t faydalı ol ğ Bu yolda bir haber, sadece Ak- mıştı maz mı ? İlk bakışt Osman Bolukbaşıya bu ısımden bahsetmışlerdır bır sıyası teşekkulun, bugünkü Hür P. oyn mühim bir rol oynıyabıleceğınden şuphe adıkları ez de vardır iki ara gösterdikleri ınkar oluna- ve gerekse Hür. P. aynı partinin, D.P. nin İ uştur, olarak ortaya atılmış- diye daha D.P. Mu- kumunden şikayet ederek istik- Hurrıyetçıler aynı se- a aynı istikamette olm beblerden dolayı takip etmişlerdir, iki partının de İktidara geçmemiş bulunması, bırbırlerının aleyh ta l karşılıklı lı rdin C, M. H . . C.H.P. ye karşı vazıyetı gıbı nazik deği Bund. ka, C.M. apaçık bir hakikattin simalarına sahipb de çıktır Halbukı bir seçımde, he i ru teşkılata da partı ıse, Bu ük Meclısın değil, nde açık vaz ibaret kalmıştır. Bu al an da malik bulu enden iltifat goremıyecektır dünyanın en akıllı iyet — almalarını önlemiş, bakımd bi bırlerıne karşı vaziyeti, her birinin ildir P. nin teşkılatı vardır, adamı yoktur. Bu, Hür.P. ne gelince, Büyük Maeclisin en mü z ulunduğu halde, gelişememiştir. Bu da aynı derece- le onumuzdekı seçimler gibi haya- partilerin silinip git- P. den bin nde sa bırakınız küçük vılayetlerı, en münevver — muhitlerin reylerını bıle derlemeye, yani olmuş meyvayı dalından — koparm muvaffak olamayacaktır Zaten Hür P. nin gelişememe —sebeblerini de bunda aramak lâzımdır. ı iki partinin aynı etıket altında bırleşmesı ortaya hakikt L bir kuvvet çıkaracak ır. Bu kuvv t D.P. ile C.H.P. nda yer ala- caktı irinde mutlaka ıkı büyüklerden bırını silecektir. Tıpkı İngılterede olduğu gibi.. Zira siyasi gelişme göstermektedir ki, Türkiye iki büyük partili bakımdan üç kuvvetli siyasi biri belki de ilk seçımlerd i bir Demo Bu parti muvakkat olacaktır ve ıçlerınden sonra sönecektir. Ama sönen, her halde krasi olmak istidadındadır 'Hurrıyetçı Millet Partisi olmayacaktır Güç| lıafazakar bir parti hüviyeti dir. -iktisadi manada eğil-. ninki ise solu.. Ama bugünkü topyekün Muhalefet cephesi ye işbirliği kolaylaşacak, kısacası bu k, iki partinin taraftarlarının zılınıyet farkıdır C.M.P. şımaktadır. Hü aha lıberal- Bırıncının yerı D. P nin sağıdır, ikinci - ü Türkiyede bunun aşırı izamına mahal olmadığı muhakkaktır Birleşmenin ne C.M. larında fazla bir itiraz celbedeceği tahmin olunamaz kuvvetlenecek, ana meseleler etrafında cephenin ka E, de Hür P. saf- mukabil hareket ve manevra bili yeti şaşılacak derecede artacaktır Her halde —mesele, üzerinde dikkatle meseledir. D.P. işi kıvı- Nihad Eri mıne muhtaç oldu, Kıbrıs meselesını halletsin diye ondan yardım istedi! Böylece iki taraftan, ih Erim meselesi Demokratlar için üzücü vas- fını muhafaza ediyordu teşkilâtı rahat bir AKİS, 16 ŞUBAT 1957 tap edıyordu Balanız, C.H.P. nin durumda durulup düşünülecek bir olsaydı yeni meseleyi hazmetmesi kolay olabilirdi. Ama bilhassa eski Demokratlar, senelerce bu işin mü- cadelesini yapmış olanlar partının yüksek makamları tarafından orga- nize edilen kombinezonlar karşısında her an yani bir hayal sukutuna uğ- ruyorlar, her an partılerının ne hal YURTTA OLUP BİTENLER Prof. Dr. Fuad Köprülü Mektup cebe, düşünce başa gelmiş olduğunu kendi kendilerine soruyorlardı. Zihniyetleriyle — çarpış mış oklukları kımseler, şimdi de zihniyetlerini hakim gorunuyorlard Kimler, Adnan en- deresin ağzından C.H.P. İktıdarının ordu! Genel Nihâd Erimin D.P. r yüzünden kaybet- memiş miydi? Daha doğrusu o tutu- mağlübiyetindeki rolü na- sıl unutulabılırdı Şimdi o ba kalem D.P. çalışacaktı o kalemle D. P Genel Başkanı istişa- rede bulunacaktı.. Bir çok Demok- bu "büyük taktik"in ululu- ratın kl ğuna miyor; bunlar oturuyorlar, Ankar. ad ki — mille vekıllerıne mek- tuplar döşeniyorlârdı. Partiye hakim olmayacaklar mıydı? lneydi? Prof. Fuad Köprülü böyle mektupla- ın 1 numaralı muhat: dı. Sadece Prof. Köprülü partinin gidişi ve hâ- â D.P. ye bağlı t et- kiyedeki kâğıt sıkıntısı bir misli ar- rdı. Bu şikâyetlerin aksettirilmesi için Genel Başkanın bir türlü ele geçirile- memesi ise ayrı bir üzüntü vesilesi oluyordu. Adnan Menderes üç hafta Meclise gelmemiş, Libyaya hareke- 13