16 Şubat 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

16 Şubat 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİLİNEN SÖZLER Yukarda ki maddelerden açıkça an- laşılacagı uzere milletvekili, Meclıs içinde bütün bir millet d ko- nuşmakta, but bır milleti temsıl etmektedir. Başk ir ifade ile, A- nayasamız, milletvekillerinin Mec- lis içindeki sözlerini ve mütalaaları- nı doğrudan oğr milletin söz- leri ve mütalâaları addetmiştir. Bu “Meclis dahilindeki beyanatın- nın ve beyana clis haricin- de ırat ve ızahatın an dolayı" mesul tutmamıştır (mad. 17/1) r yandan, madem ki mill vekılı Meclıs kürsüsünden bütün bır millet namına konuşmaktadır, hal- kın Meclıs muzakerelerınden haber- dar en tabii bir hakkı- hukuk prensıplerının ve Demokrasinin — zat bir — icabı- dır. Halk Meclis muzakerelerınden İki şekilde haberdar olur. Birin- cisi, Meclis müzak releri aleni- dir, her dinleyen vatandaş din- eb ikincisi. Meclis müza- kereleri gerek zabıtlarda ve gerek- telerde neşredilir. Nitekim ayasamızın 20. maddesi de Mec- lis müzakerelerinin harfiyen neşrini amir bulunmaktadır. Meclis yetki- lerini ve meşruıyetını Anaya sadan aldığına göre, bu redici. hükm men, aksıne bır karar veremez, mılletvekılının sozlerını sildir Bu özlerin ıza hak ensıpler karşısında mil- sözlerini zabıt sil- millet iradesinin tecellısını önlemek mânâsını taşıyal 3 Fakat, bu demek değildir ki, Mec- lis muzakerelerı her türlü kayıt, nizam ve intizamdan azadedir. Dev- let işlerinin Mecliste selametle yü- rütülmesi ve en ıyı şekilde görüşül- mesi için, şüphes ki, bir takım tedbırler almaya ıhtıyaç vardır Ni- zamsız bir topluluk- ta hıçbır iş yapılamıyacagı konuşu- lamıyacağı aşikârdır. Gerekli ted- birler ve ınzıbatı cezalar ise Meclis İç Tüzüğünde goster miştir — ve “Meclis, müzakeratmt kendi Ni zamnamei Dahilisi mucibince icra eder" (mad 21). İç Tüzük, Meclisin kanuna mahi- yetindedir. s Genel Kurula, gerek mılletvekıllerı ve ge- rekse Ba lıukumlerıyle bağlıdırlar. Ne Me anlık Divanı İç Tü- zug açı kça tanımadıgı bır yetkı- yi kullanamazlar. Çünkü - kuku alanında yetkısızlık asıl, yet— ki ise ıstısna İç Tüzük ise, rn zakerelerin selâ- metle yurutülmesi için, milletvekil- AKİS, 16 ŞUBAT 1957 lerinin ugrayacakları cezaları tadad eylemiştir: 1) İ »2 T h, S) Muv kk ten Meclısten çıkarılmak, (mad. 183). Bıııaenaleyh mılletve- kıllerının sözlerinden zadan başka bir mueyyıde tatbık etmek hukukeıı imkânsızdır. Bunlardan en ağırı Meclisten mu- ma cezasıdır. Bir mılletvekılı ne kadar agır ve şiddet- li konuşursa konuşsuıı mevzu dışı- na çıkmadıkça, sözü kesilemez ad) 02); ancak, en fazla, bir ini- kattan üç inikata kadar içtima girmekten menedılebılır 91). A Meslisten muvakkaten çıkarılma cezasını mustelzım hareketlerın başlıcaları ise, maddeni 2. ve 3. bentlerınde gu şekılde tesbıt dilmiş ir "Reisicum uru, — Meclis Reisini ve Meclis Heyet Huku- meti tehdıt ve talıkır etmek"; "He- yeti Um müzakereleri ınde hal- ki cebri muamelelere, dahili kıyam ve isyanlara veyahu asiye Kanu- tecavuze teşvık et- na ahkâmına mek". hareketler Meclis dışında ya- pıldıgı takdirde büyük bir suçtur ve cezaları ağır lıapısten idama ka- ider. Fakat, mılletvekılı Mec lis içiııde millet adına kon ğu cezalandırılamaz Tüzük ne Meclis de Baş anlık Divanına milletvekili- nin sözlerini Zzabıttan — sildirtmek yetki ve ımkAnını tanımamıştır. En ağır sözlerin bile, bir kere sarfedıl- dikten sonra, zabta aynen derci ge- rekir. Ancak bundan sonra, o millet- vekili muvakkaten Meclısten tılabillr. Esasen Mecli aklı olup olmadığını, reket edıp etmediğini anlayabilmek d için de buna zaruret vardır. Ayrıca, milli hakimiyet prensibi de bu nu ge- kılının rektirir. Halk, sözlerini olduğu gibi ogrenecek ğ e- ğenmezse onu degıştırecektır Tak- dir yetkisi Mec guna ve ve Başkanlık Dıvanına degıl doğ dan dogruya halka aitt itekim bu görüşü İç Tüz 147 nci maddesi de açıkça teyıd et mektedir. Bu madde mucibince, iste iki zabıt tutmak mecburıyeti vardır Bırı zabıt hülâ- “harfiyen zabıt"tır. Harfiyen -yani kelimesi kelime- ine- zabıt, zabıt ceridesiyle ve icabında Resmi Gazete ile ilân olunu, “Bu Zzabtın, itiraz vuku unda, muterizin ilk celsede söz at veya riyasete göndereceği bir varakanın gelecek zabıt ceridesinin sonuna aynen derci etiyle t hihi Jâzımdır" (ma 7/2). Bu emredici bir hükümdür. lis - ecli ğunluğu aksine bir kararla, zabıttan Alp KURAN bazı sözleri sildirtemez, söylenen sözler değiştirilemez. Hatta, sözle- rinin zabta yanlış intikal ettiğine inanan mületvekilinin göndereceği varakanın dahi muhtevasına ba- kılmaksızın- Başkan zabıt ceridesine aynen derci gere- kir. e 14 Ocak 1957 G örülüyor ki, tarih- li toplantının Başkanı, — verilen önergeyi aya koymakla, tamamen ısabetlı hareket etmıştır Nıtekım olay bir kere de C. . İkti- darı zamanında cer: eyan etmş 28 Aralık 1948 tarihli toplantıya Başkanlık Raif Karadeniz, muhalefet — milletvekillerinden Talıtakılıçın kursuden sarfettiği ba- 1 cümlelerin zabıt çıkarılması hakkındaki bir teklıfî, oya dahi sun- ummıştır. Meclisin bu mükerrer tat- bikatı ve mevzuatımızın sarih hü- kümleri karşısında, Osman Bölük- başı'nın geçen yıl zabıttan silinen sözlerinin yeniden zabta derci ge- rektıgı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, zabıttan çıkartılan sozler lıakk nda şu şekilde hareket etmek de ayrıca hukuken mümkün- N dür: 1. Milletvekili zabta itiraz edebi- varakanın gelecek zabıt ceridesine aynen derd mecbu- ridir (Anayasa mad. 20, İç Tüzük mad. 147) Fakat Osman Bölükba- şının gözünden bu ükümler kaç- mış ve maatteessüf zabta şifahi ve- ya yazılı olarak itiraz etmemiştir. 2. Zabıttan silinen sözler milletve- kili tarafından Meclis dışında tek- rarlanabılınır ve bundan ötürü so- rumlu tulamaz (Anayasa mad. 1f1) abıttan silinen sözlerin gaze- telerde neşri de suç teşkil etmez. Fakat itiraf edelim ki, bütün bu ylediklerimiz, sadece nazari olarak ve hukuk ilmi bakımından Ameli bakımdan, Türki- u dileme, hukuku Hukuku çiğnemek maddi partisi, üstüne çıkabilir. Parti İk 1, fet milletvekillerinin bıttan çıkarmağı kötü halinde benimseyebilir. takdırde lecek nesillerin, zarlarından kaç için geleni esirgem diğ'ne inanmaları imkânsız sayılamıyacaktır 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: