Üstündağ himmetiyle Demokrat Parti o bölgede gelışnuş, gurbuzleşmıştı Senelerce ge- cesini gündüzüne katarak çalıştı. Hiç bir şahst ihtirası yoktu, kendisi için hiç bir şey beklemiyordu. Bütün ga- yesı bu memleketin üzerinde hurrıyet güneşinin, bir daha hiç batmamak üze- re parlamasını temin etmek, onu gör- dükten sonra huzur içinde köşesinde bir tek istikrar büyük kemerelerinde de Hayri Üstündağ kongre idare etmekteki me- haretini göstermiştir. Zaten şahsiyeti, buna son derece müsaittir. Beş sene sonra 1950 zaferi gelıp çattı. Ekrem Hayri Üsi tund ğ, ki, çimlerin arefesınde İzmir Fransız ha tahanesinin başhekimliğini yapıvordu - İzmir'den milletvekili seçıldı. Parti ik- tidarı almıştı. Herkes sevmç içindey- di. Zafer kazanıldıktan sonra pek demokrat, mucadele yıllarında katlan- dıkları fedakârlığı, çektikleri ıstırabı, rem Sarol Genel İdare kuruluna giremez- se, bu <«ispat hakk» taraftarlarının zafe- ri olacaktı. Delegeler hangi tarafı tuttuk- larını en ziyade Devlet bakanının şahsı etrafında verecekleri reyle izhar edecek- lerdi. Dr. Mükerrem Sarol'un etrafında top- lananların başka namzetleri de - vardı. Mesela Tevfik İleri propaganda maksa- dıyla bir yurt gezisine bunun irin - rılmıştı. Ancak delegelerin Tevük İleri hakkında bir şikâyetleri vardı. Tevfik İ- leri mılletvekıllerı odeneklerımn 2800 liraya çıkarıldığı celseye başkanlık etmiş- ti. Bu ödenek meselesı bütün D. P. teş- kilâtı içinde en ziyade tenkit çeken ka- rar olmuştu» Milletvekilleri yunca gittikleri yerde bu şikâyetlere maruz kal- dığını ifade etmişti. O kadar ki, nasıl olup ta ekseriyet sağladığı maz hale gelmişti. Bun sebebı, oelseye baş eden Tevfik Il para İşiy- le ılgılı hususlar açık oya konuı'ken öde- nek meselesini iş'ari reyle hallediverme- Büyük Kongrede delegeleı'ın, içle- rınde en uhım ukde olan bu ödenek meselesini ortaya at tarken en zivade şid- detle hucum edecekleri şahıs Tevfik İle- ri Ol caktı. Mükerrem Sarol gurubunun öte- ki Genel İdare Kurulu namzetleri ara- AKİS, 24 EYLÜL 1955 güçlükleri anlata anlata bitiremediler. Hatta Meclis kürsüsünden kendilerini ilân edenler çıktı. Kendi- lerını veya yakın arkadaşlarını... Ek- yri Üstündağ'ın ağzından bir tek gun, bu yolda bir tek lâf işitilme- di. Halbuki U: dağ ailesi demokra- sı yolunda şehıt veı'mıştı şehit... A- tekâmil insanın yuı'egınde, başkalarmın yüreklerini beni de se- bepsız olarak yakan kinin zerresi yok- kuçukluk duygusuna müpte- la değildi, zira yaptıklarını temiz bir gayeyle yapmıştı. Zafer kazanılmıştı, memlekette de! mokrası ve hürriyet ar- tık yerleşecekti. Dr. Nihad Reşad Belgerm Saglık Bakanlığından ayrılması üzerine mevkıe getirildi ve 1954 e kadar vazi- aklı selimiyle kabinedeki arkadaşları üzerinde de çok müsbet tesirler bırak- tı. Ama çok (geçmeden gördii ki. par- laması için çalıştığı guneşı bazı bulut- lar kaplamaktadır. Bunlara karşı elin- den geleni yapmaktan bir an çekin- medi Partisinin yüksek sevk ve ida- resini deruhte edenlerle ükır ıhtıl fı halindeydi. Demokra! , partin ana gayesmden ayrılıyordu Mıllet bu ası sonra ne faydan, ne hikmeti olurdu? sında, en buyuk arzusu bir bakanlık 0- lan Muzalfer urbanoğlu ve Osman Kav- rak da mevcuttu. Bunlar H. P. nin eski müfritler gurubunun bır eşini De- mokrat Partide meydana getirmiş bul- nuyorlardı. Bir de cephelerini 'henüz almamışlar D. P. Genel İdare Kurulu- nıyordu Nitekim Samed Ağaoğlu 2 Ma- mra çıkarılan antidemokratik ka- nuıılara muhalif kalmıştı. O sırada E- min Kalafat ve Sıtkı Yırca]ı da kabine- nin dışında bulunsalardı onların da ay- nı şekilde hareket edeceklerine şüphe yok tu. Nitekim Samed Ağaoğlu, ilk teklifte kabmeye girmeyi derhal kabul ediver- kanunları yürütmek mesuliyetini yukle nivermişti. Şimdi, Ekrem Hayri Us— tündağ ve Fevzı Lütfi nun cephelerini belli etmeleri üzerine bir tarafa iltihakları daha .kolaylaşıyor- du Zıra bu şahsiyetler şahsı ihtilafların e bir sunger çekıy Ancak bu cephe tutma işinin bir an ewel ya- pılmasına lüzum vardı. Zira sonda, ha- kıkaten ortada kalmak İhtimali kuvvet: liydi. Doğrusu istenilirse Dr. Mukerrem Saml gurubunda Samed Agaogluları, min Kalafatları, Sıtkı Yırc Rıfkı YURTTA OLUP BİTENLER 1954 seçimlerini takip eden gün- ler ve o günlerde yapılan hareketler Ecrem Hayri Üstündağ'ı derin bir ü- züntüye sevketti Rahatsızdı. Ama köşesine çekıldıgı İzmir'de hakikaten, olanları görüyor ve ıstırap çekiyordu. Zaman zaman arkadaşlarıyla dertleşi- yor, nereye gittiğimizi acı acı düşünü- yordu. Istırap çeken sadece o muydu? 1950 nin arefesinde hakikaten temiz, hakikaten asil hislerle dâvaya inanmış olan daha binlerce ve binlerce insan hayal sukutu içindeydi Ege bölgesinde partinin her gün biraz daha kaybet- mekte olduğunu görüyordu. İşte bu sırada ispat hakkı lesi çıktı. Bu, parti ıçınde bir hareket— ti. Genç ve ıdealıst şahsıyetler bir 1s- lahatın temini için kendilerini ortaya atmışlardı. Onların maruz bırakıldığı muamele, İ harek eklenince Ekrem Hayr Üstündai zıfesuun ne olduğunu tesbit etti. Bır defa bunu yaptıktan sonra onu hiç bir y durduramazdı. <İspat hakkı» ta- aftarlarmın mutlaka muvaflak obua- ları lâzımdı. Gidişin istikameti değiş- tirilmeli, yurt içindeki çekişmeler dur- durulmalıydı. Ekrem Hayri Üstündağ 69 yaşuıdaydı ama mücadele etmek i ç i n hazırdı. Bunu bir vatan meselesi on yıl evvel Eğe- de oldugu gıbı, şımdı de bütün «va- nda Demokrat Parti gene onun ıtıdalı memleket sevgisini, de- mokrasi askuu ve aklı selimi temsil eden şahsiyeti etrafında toplanmayı bir çıkar yol olarak görmeye başla- mıştı. Sa]ım -Burçakları tahayyül etmek kendi- rini tanıyanları garipsetiyordu. B , ara iki blok arasında bir uçuncu blok kıu'ma teşebbüsleri de partide gö- rünmüştü. Bu blok başa Prof. Fuad Köp- Muzaffer Kurbanoğlu Bakanlık yollarında...