YURTTA OLUP BİTENLER yordu. Pratik neticeler krem Hayri Üstündağ ve Fevzi Lütfi Karaosmanoğlunun cephelerini al- malarının pratık ilk netıcesı, ispat hak- kı raftarlarını parti de mücadele na imkânsız hale sokmalıydı. met İnönü Cumhuriyet Halk Partisin- den çıkarılamazsa Ekrem Ü ağ veya Fevzi Lütfi Demokrat Partiden derecede aklın almayacağı bir ihtimaldi. di. Ancak çardı ki telafısı gayrı mümkün olurdu Hem parti bakımından, hem de umum! efkâr. İkinci pratik fayda, Demokrat Par- tide başlıyan yeni cereyanın * kendisine bir bas bulmasıydı. Bundan sekiz kadar evvel e Cumh uriyet Halk Partısın- de de Recep Pekere ve onun temsil et- tiği zihniyete ı. O zamanın 35'lerini bizzat İsmet ma, ediyordu. 11'ler kendi partileri içinde maalesef böyle bir du- ar olamamışlardı. İspat lanın etrafında toplananların h genç ünevver ve idealist mılletvekıl- leriydi. kuvvetleri ve zaaflı daydı. Şimdi, Ekrem Ha Üstündağ ve Lü Karaosmanoğlunun ilti- hakıyla zaafları ortadan kalkıyor, baş- larına herkesi çekebilecek ve bazı kimse- lerin muhtaç bulundukları emniyeti tel- kın edecek şalısıyetler gelıyord Bu, de- ilakis mace- karşı bır bara_ıdı Sekız sene evvel Cumlıurıyet Halk Partisinde Recep Pe- kerin temsil ettiği zihniyet, iktidarın sert tedbirler ve cebirle muhafaza edileceği kanaatiydi. 35ler ise demokrasinin kalp- larını yerine getırmenın her şeyden mü- him olduğu tezini müdafaa ediyorlardı. Seçimler kavbedilebilirdi, ama parti iti- barını muhafaza eder ve kısa zamanda yeniden iktidara layık hale getirdi. De- Tevfik İleri Sarol'cuların adayı Kapaktaki politikacı AKİS'in âdeti, haftanın kapa- ğa resmini koyduğumuz şahsiye- tini takdim ederken sıfatını değil, manevi vasfını yazmak olsaydı bu haf- ta «kapaktaki idealist» demek gerekir- di. Zir; Hayri Üstündağ'ı sa- dece bir politikacı olarak ele almak hatadır. Ekrem Hayri Üstündağ poli- tikaya yalnız ve yalnız idealini gerçek- leştirmek için atılmış, atılmakla da çok iyi yapmıştır. Çünkü şu anda o, mütekâmil insanların nasıl politika ın ve ıl polıtıka yap- bir âbi- Eğer litikamızda m ve o nisbette hayırlı tesirler yaratacağından zerrece şüphe ermemek gerektir. Ek- m Hayri Üstunda 'ın hareketi, ko- rumak zorunda ulunduğumuz - bir çok kıymetin hakikaten tehlikede bu- lunduğunu tereddüt ve çekingenlikle- rini bir türlü yenemeyenlere ispat e» derektir. Sene 1945... İki partili rejime, yani demokrasıye geçiyoruz. Yolumu- zun henüz basındayız. bilhassa Ege bölgesi ıstırap çekmiştir. Ege daima, hürriyet yolunda alem- dar olmuştur. Ama Ege'yi de ı şah- siyetler — peşlerinde sürüklemişlerdir. 1945 yılında ihtiyaç bunlaradır. İşte o tarihte Ekrem Hayri Üstündağ or- mokrasi de bu demekti. Hakikaten 35'le- rin görüşü haklı çıkmış, C. H. 1 sarimlerini kaybettıkten sadece beş yıl sonra iktidarın 1 nu alı namzedi ha- line gelmıştı Halbuki Recep Pekerin te- seçimleri gene zi galebe çalsaydı parti kayb decek — bu mukadderdi ve âkibeti ç bir şey önleyemezd -, fakat üstelik milletin nefretini ilelebet muhafaza ede- cekti. Partilerin basma iktidarda kalma- yı her şeyın üstünde tutan ve düşmeyi bir nevi ölüm addeden şahıslar getiril- memeliydi. İnmek ve çıkmak.. Demok- rasi bu demekti, buna alışmak lazımdı. İşte, yeni cereyan Demokrat Partinin halini ve ıstıkbalını emniyet altına al- mak gayesi güdüyordu. Mücadelesini Büyük Kongrede yapacaktı. İspat hakkı taraftarları son derece kuvvetli ve emni- yet verici bir kadroyla ortaya çıkıyorlar- dı, zaferi kazanacaklarından zerrece şüp- he yoktu. Zira, belki merkezdekiler bil- miyorlardı ama bütün Demokrat Parti teşkilâtı, bilhassa onun idealist ve mü- nevverleri Ekrem Hayri Üstündağ ile Fevzi Lutfi Karaosmanoglun cepheleri- ni açıkça alma, ecbur eden ıstırabı tâ yüreklerinde duyuyorlard. Büyük — kongre Büyük Kongre ıçın 15 Ekim tarihi mü- p görülmüştü. Fakat bu tarihi ilk defa bıldırdıgı zaman AKİS toplantı- Ekrem Hayri taya çıkıyor. krem Hayri Üstündağ... Bu, bir doktorun adıdır Bir doklar kı kendı- yı mı? Hayı cesaretınden dolayı da... Ekrem Hayri Üstündağ memle- ketin en buhranlı günlerinde ve mil- Hem de nasıl fedakârlıklar ve ıstırap- lar pahasına. de de bundan başka bir şev yapamazdı O tarihte 59 yaşındaydı. 1302 de Preveze'de doğ muş, tıp tahsili yap- mış, profesör payesını almıştı. İzmir'- de serbest dokt! yapıyordu. Rum- ca. Fransızca ve Almanca biliyor, mü- İdealizmin bir başka mânası, kültürlü adam demek- arih ve hâl şalııttır ki kultursuz adamdan İdealist akmaz. Ne süzden, ne yarım kültü luden D Ek- rem Hayri Üstündağ İç hastalıktan, hijiyen ve ıç bakteriyolojli üzerinde ih- tisas sahibiydi 945 sonunda demokrasi ve hürriyeti gerçekleştirmek gayesi ile «ataya atılan teşekkül Demokrat Par- tiydi. Ankara'da temeli atılan partiye iltihakta bir an tereddüt etmedi ve bu yeni, cılız varlığın Ege'deki teşkilâı- nı kurmak vazifesini üzerine aldı. Bir kaç ay sonra, en çok onun gayret ve nın ilan edilen zamanda yapılıp yapıl- mayacağı hususunda elini ateşe sokmaya- cağını belirtmiş, tereddüt ifade etmişti. Hakikaten şu satırların yazıldığı sırada Büyük Kongrenin 15 Ekimde toplanıp toplanmıyacağı hususunda zihinlerde te- reddütler vardı. Bazı kimseler Örfi İda- renin toplantıları yasak eden kararının kongrelere de şamıl atabileceği — fikrin- deydiler. Halbuki Örfi İdare at varışla- rına bile musaade etmişti. Kongreler ite kanuni teşekküllerin kanuni uzuvlarıydı, vazifeleri, toplantı tarihleri belliydi. Bu- nun, mesela bir bankanın İdare Meclisi toplantısından zerrece farkı yoktu. Üste- lik 1946'da kongreler örfi İdare altında pek ala toplanabilmişti. Nitekim mahal- li seçimler de Örfi İdareye rağmen yapı- hvordu. Ama Rene de partinin bugün sevkü idaresini deruhte edenler kendıle- rini kâfi derecede kuvvetli hissetmezler- se kongreyi tehir etmek için sebep bula- bilirlerdi. Hakikaten Büyük Kongreye hazırla- nanlar sadece <ispat hakkı etrafında toplananlar değildi. Onların karşısında bulunanlar da kendi namzetlerini lan- ispat hakkı bir sembol olmuşsa aynı şekıld Dr. kerrem Sarol da bir sembol haline gel- mişti. Eğer Büyük Kongrede Dr. Müker- AKİS, 24 EYLÜL 1955