Fakat bir olmadığı da muhakkaktır. Bi- naenaleyh stoklarda yarım milyarlık bir azalmanın milli gelir üzerinde menfi te- siri herhalde bu meblâğın bir bayıı Üs- tünde olacaktır. Yatırım, tasarruf ve har- camanın bu türlü tı sırlerı 1ktısadı fıılle— rin ve hâdiselerin bırb irine ayrılmaz rette bağlı olmasından dogmaktadır Ge— lir azalması belki bir taraftan harcama- ların ve binnetice müsbet mânadaki ya- tırımların azalmasına sebep olacaktır. Yatıranın azalması da yine gelirin dü- şük olmasına yol açacaktır. Enflâsyonun şıddetle büküm sürdü- ğü bir zamanda bu miktardaki malın pi- yasadan kaybo]ması mevcut enflasyon boşluğunun arz yönünden bir bayii mik- tar genişlemesine sebep olacaktır Gerçı bu arada gelir azalışı da olacaktır. Fakat bunun tesirleri daha ilerideki dev ede görülecektir. Şimdi içinde bulunduğumuz evrede tesirler hayat pahasının bır mik- ları millet ve belki de gelir bakımından kuvvetli olmayan sınıflar yüklenecektir. Gerçi zararları milletten başkasının yük- lenmesi diye olmamalıydı. u göz ö nünde tuttuğundan İlk tedbirleri o yol— da almıştm, Gayretlerimde Hükümetin desteklenmesi lâzımdır. Asli Hadiselerin kurbanı olan vatandaşla - olarak içinde kalacakları ik- tısadı guçlukler ucun boylu izaha lüzum bırakrmyacak kadar aşıkardır Zarara uğ- rayacaklar sadece bunlar değildir. Gerçi asıl felâkete bunlar uğramışlardır. Asıl yük bunlar üzerindedir. Seneler senesi alınteri ve emek mahsulü olarak birikti- rilen sermayeler ve servetler bir gece i- çinde yok olm uştur. Hükümet de bunu takdir etmektedir. ' Hal böyle olmakla 'beraber, bu asli kazazedelerin yanında onlarla ticari iktisadi münasebet halinde bulunan fert ler ve müesseseler de ehemmiyetli zarar- lara uğrayacaklardır. Hâdiselerin devlet maliyesi ve husu- sıyle devlet gelirleri yönünden doğuraca- ğı tesirlere gelince... Bılındıgı gıbı İs- mleketımızın en kesif ve ha- Müessif hadıseler kazazedeler ve ötekiler mek ve gayret bir çok iş adamları için heb olmuştur. Muamele hacmi daral- mıştır. İş hayatı durgu ulaşmıştır. Bu du- yalnız İstanbul'a ınhısar etmekl me düşünerek felâketzedeler ve butun erhal işlerine dönmeli, gelm elidir. anbul memleketimizde gelır ver- gisi tahsılatının en yüksek olduğu faali- millet müstahsil hale yet merkezidir. Tahsilatın son seneler zarfında 800 milyona doğru yükseldiği bilinmektedir. Bu artışın sırf bu hadıse— ler yuzunden ehemmiyetli bir azalmaya maruz kalacağı aşikârdır. Eylül ayı, gelir vergisi tatbikatında ikinci taksitlerin tahlil olundugu aydır. ayda geçen yılın ikinci devresinin vergi borçları ö- denir. Zarara uğrayanların büyük bir AKİS, 24 EYLÜL 1955 İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Yıkılan ve parçalanan dükkânlar Milletçe yardım yapmalıyız kısmının bu borçlarını eda edemıyecek— leri muhakkaktır. Bunun İstan b ü bir iş merkezındekı çok menfi tesırıbek— lunan bütçe açıklarını kapamak düşünce- siyle her gün bir yenisinin ihdas olun- duğu zamların temin edeceklerı bekle- nen gelır fazlaları da maalesef fazla bir şey yapamıyacaklard Bu şartlar mu- vacehesınde bir kım yeni zamların or- taya çıkması beklenilebilir Zararların vergi tahsili bakımından doğuracağı tesirler bu kadarla bitmemek- edır Zararlar 1955, 1956, 1957 yılların- da üç sene tahsılatın duşuk olmasına se- bep olacaktır. Bu e doğrudan doğ- ruya vergi usul kanunu tarafından der- piş olunmamaktadır. ükümet gelecek yıl veya yıllar büt- çelerini hazırlarken bütün bu hususları göz önünde bulundurmak mecburıyetını hıssetmelıdır Aksi halde bun doğ cak güçlükler vatandaşın hayatla müca- dele imkân Ve kuvvetlerini, biraz daha zayıflatmak yolunda tesir edecektir. Hal- buki vatandaşın hayat pahası - karşısın- daki tahammül Ü saten kendılıgın— den udulen pohtıkalar yüzünden - a- zalmaktadır Bunu daha da azaltmaktan kaçınmak icap eder. aya kadar soyledıklerımızle kısa- ca hadısenın sebep olabileceği kısa va- dedekı durumları gözden geçirmiş bulu- Şimdi de, yıne kısaca, uzun va- delı netıcelerı görebiliriz Uzun vadeli neticeler İlk — tesir yanlış bir telakkiyle iktisadi iyet duygusunun sarsılması ola- bilir. Mal emniyetinin ve mü kının titizlikle koru nmadığı bır yerde mal edinmeye ve servet toplamaya karşı arzular çok zayıflar. Bu arzunun ol a— dıgı yerde ise teşebbüs fikri v lamaz, ölür. Bizim şimdiye kadar 1ktısad1 gerılıgımızın başlıca — saiklerinden biri de bu olmak gerekir. Teşebbüs fikrini ve müteşebbis denilen iktisat öncüsünü bi- rşnız âzı olarak, çok çeşitli sebep ve faktörlerin tesiri neticesinde, bu konuda çok yeter- siz kaldığımız malümdur Burada yukarıda soyledıgımız fikrin tam zıddı bir fikri de mülâhaza etmek gerekir. Bu da şudur: Azınlık vatandaş- lar bilâkis teşebbüslerini artıra'caklardır. Yabana sermaye — meselesi Uzun — vadeli çok önemli olabilecek bir tesir de yabancı sermaye üzerinde doğacak olandır Cumhuriyetin ilanından birinci ikti- dar değişikliğine kadar geçen devre zar- fında yabancı sermayeye karşı antipati besledıgımız tam mânasiyle soylenemezse pek fazla sempati duyduğ; 1ddıa edilemez. Bunun boyle olmasında pek çok tarihi, iktisadi ve içtimai amil- ler rol oynamıştır Bu d Vre boyunca yabancı sermayenin de mleketimize gelmek çalışmak hususunda uzun boylu arzu gösterdiği olmamıştır. Bunda da muhtelif faktörler müessir olmuşlardır. Bunlar arasında başlıca, memleketimizin geo - politik durumu ve takip olunan ik- tisat pohtıkasıyla iç emniyetin mevcu- diyet v olan güvenin zayıflı- ğı zikre şayandr n de bazı bakımlardan şartlar- Yalnız yabancı a olduk- değişmeler meydana - geldi. Bunların neticesi olarak yeni iktidar ta- rafından petrol ve yabancı sermayeyi teş- vik kanunları çıkartıldı. Artık istiyoruz ki, leket ekseriyeti şımdılık arzu etmektedir kı memleketın iktisadi kaynaklan eko- vvetleri lâyıkı veçhile faşdala- nılır hale getırılsın Petrolumuzden en geniş mânada faydalanalım. Bunlar ikti- sadi kalkınmanın sermaye ve k bek- liyen imkânlarıdır. Kendi guçlerımızle 25