YURTTA OLUP BİTENLER D. P. İki Cephe Bundan bir ay kadar evvel Anadolu- ge bö lgesıne dahil addedilen vılayetlerın birinde seçmenleriyle temas etmekte olan bir milletvekiline köylü- milletvekilinin hiç beklemediği bir hakkı, m sordular. Mil- letvekili, basına bu hakkın tanınmasını yürekten isteyen genç — demokratlardan biriydi. Ancak bir köyde kendisine — is- pat hakkından bahsedileceğini hatırı- na getirmemişti. 11 1ler -şimdi 12 ler olmuştur * tekliflerini Meclise ilkbahar- da vermışlerdı Aradan geçen bir mev- ler, sırada — ispat etmiş olmasına - mamak kabil değildi. Bunun başlıca iki sebebi vardı. Evvela basın, da- i asl man istisna edılırse bil ha kkı eyhinde içinde gelişmişti. De- mokrat Partinin bu tavır da büyük man- şetlere vesile olmuş- 11 lere partinin gazetelerin sayfalarında almış, — <ispat hakkı» az zamanda adeta meşhur olmuştu. Fakat davanın köylere kadar intikali yapılmış, teklif şekillerde gösterilmeye çalışılmıştı. En ağır başlı olması gereken kimseler, hat- ta hukukçular ispat hakkını kötüleyebil- mek için en hafif şekilde konuşmaktan çekinmemişler, kimisi bununla düşürüleceği misi de teklif kabul edilirse şerefli in- sanların devlet hizmeti — göremeyeceğini ileriye sürmüştü. Hatta bazı yerlerde bu kkın | üzerine — komünist damgasının vurulduğu bile görülmüştü. Ancak tün propagandalar hakkı kotulemekten zi 4 yade duyulmasına yol açmıştı. Zira bir propagandacıdan İ el lduğunu sormuşlardı. Mesele şuydu: eğer devlet i i yüksek mevkilere çık- ispat hakkı tanınacaktı. Eğer devlet hiz- meti gören kimse ikaten — hırsızlık yapmışsa, bunu yazan hapse — atılmaya- caktı. İşin burasında seçmen, ekseriya s0- rTumvordu: Fevzi Lütfi Karaosmanoglu Açılan ayra — Ya, hırsızlık yapmamışsa Bunun cevabı şuydu: zaman gazeteci, yalan yazdığı için gene hapis yiyecektir» Bunu işitince köylü: — Varsın yazsın, diyordu. Hırsız- hk yapmayanın ne korkusu olacak.. Bi- zim alnımız açık, vicdanımız ak değil mi?» Bunun karşısında akan sular duru- yordu. Ama gazeteci yalan yazarmış da, onu ispat edeceğim diye bu yalanlarını mahkemede de devam ettirirmiş te, iki yalana şahit bulup şerefli insanla- üzerlerine sıçratmamak için ış ta, baş vururlarsa aleyhindeki — bütün yazarlarmış ta.. Bunla- ra seçmenler kulak asmıyorlar. Ekseriya şu soruluyordu: al propagandalar geri «— Cezasını göze aldıktan — sonra bunları, bugün de yapmak kabil değil mi?» *- bilıı» İspat hakkı çıkınca yalana gene cezalandırılmayacak mı?» <— Cezalandırılacak » — Ete alde.. Evet, o halde"' O halde hakıkaten korkusu olmayanı! varım ka bir reaksiyon gostermesı gerekirdi. ütün yaz boyunca Karadeniz — kı- yılarından Ege ve Marmara sahillerine kadar ispat hakkı aleyhinde — yapılan tepmiş ve bir — tek etice — doğurmuştu: anlamı- lebe çalmıştı n yazsın! Millet böyle di- yordu, millet böyle düşünüyor İlk iltihak İspat kkı raf tarları heye- canlı bir yaz geçin- mişlerdi. Daha işin başında teker teker den 10 u kave met etti. Bunların da imzalarını geri alması için. uam- mer Karacaya kadar ataya bir çok mu- tavassıt kondu. Hiç bir şey para etmedi Gerçi imzasını geri almayanların içinde - davalarına hakikaten inanıyorlardı- iki tane sabık bakan vardı ve b bakanlık etmiş şahsiyetleri ihraç etmek zordu ama, başka çare kalmayınca o bi- le denendi. 10 kişi toptan atılmıyacaktı. esde cesde hepsi partiden uzaklaştırı- labılırlerdı Ele başı olarak Fethi Çelik- Ü vazifeten lâ ondan — başlanılabilirdi. Demokrat Partinin Genel İdare Kurula o istika- mete sevkedilmek istendi, bir — Ankara gazetesinde 11 lerin partiden ihraç edi- leceğine dair — haberled AKİS, sayı: 62), rulunun ekseriyeti muhali dı. cak, ispat hakkı taraftarlarının hiç ol- mazsa Büyük Kongre karariyle parti- den uzaklaştırılmaları ananı gönüllerde AKİS, 14 EYLÜL 1955