sin ve başına geçsin.. Parti içindeki ıslahatı da İsmet İnönüden bekleme- si, durumu tenkid etmesi, fakat ken- disinin hiç bir şey yapmaması biraz bu huyu yüzündendir. Günaltay gurubu Kurultayda da- ha ziyade menfi bir tavır takınacak- tır. Kurultayın sonunda seçilecek ze- vat beğenilmezse, Şemseddin Günal- tayın o zaman paçaları sıvaması kuvvetle muhtemeldir. — Hakikaten pek çok kimse de eski başbakana ye- ni bir muhalefet için vaktin son de- rece müsait olduğunu fısıldamakta- dır. dası yaptığımıza kanarak avunu- yoruz. Memleketimizde pek husus! bir bankacılık anlayışı var. Mevduat toplamak için birbirleriyle türlü orijinal şekillerde rekabet eden ve mütemadiyen yenılerı kurulan ban- kaların memleketi kalkınma e- konomisine en fayd alı şekılde hiz- met etmeleri imkân verecek bir banka polıtıkamız da yok üzumsuz masraflar yapıyo- Tuz. Torenlere gereğinden çok faz- la para sarfediyoruz. Devlet hesa- bına lüks merakından kurtulamı- yoruz. Devlet dairelerinde, değil rasyonel çalışmayı, hattâ sarfiyat- ta makuliyet hududunu aşmamayı, İsraftan kaçınmayı bir âdet hali- ne getiremedik. Zenginlerimizin bir kısmı ka- zançlarından kibarca istifade et- mek usulünü ogrenememış görünü- yorlar. Kaba bir lüks merakı, ho- vardaca israf yansı sürüp gıdıyor Bütün bunlar normalleşmeğe muhtaç mevzulardır ve devletçe Amerikalı olmak için bu mevzula- rı bir an evvel ele alıp mühim bir kısmım Amerikan örneklerine göre kısa bir zamanda islah edebiliriz. Etmeliyiz de, zira neticede ço kârlı çıkarız, hazineye hayli yük- sek bir gelir temin etmiş oluruz. Bunlar olağanüstü tedbirler is- teyen şeyler de değildir, içlerinde doğrudan doğruya devleti ilgilendi- renler gelecek yılların bütçeleri ile ve çıkarılacak yeni kanunlarla normalleştırılebılır Kanun mevzuu olmıyanlar için de halkın içtimat ve iktisadi terbıyesını yükseltecek, yuks ek örnek v sallere daya- Amerikan usulu, sistemli devamlı propagandalar yapılabilir; bunun için üniversite hocaları ile talebe cemiyetlerinin yardımların- dan istifade edilmek mümkündür. Geniş bir kalkınmanın dört bu- utlu bir sistem içinde plâna, prog- rama bağlanmasını, kendimize mahsus bir anlayışla, demokratik esaslara aykırı buluyoruz. Fakat u kadar azametli bir kalkınmanın tam bir basan ile gelişmesi için mutlaka milli bir disipline muh- taç bulunduğumuzu kabul etmek mecburiyetindeyiz. Kalkınmanın AKİS, 28 MAYIS 1955 İki mutedil münevver ansları hemen hiç bulunmayan bu iki gurubun yanında iki isimden daha bahsedılmektedır Bunlardan bi- ri Faik Ahmet Barutçu, diğeri İsma- il Rüştü Aksaldır. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının bu iki muvaffak eski bakanı da birer hakiki kıymet- tir ve politika hayatımızda pasif kal- maları memleket bakımından bir ka- yıptır. İkisi de, yaşlarının icabı olan fark mahfuz kalmak üzere, itidalin ve aklı selimin timsalidir. Faik Ah- met Barutçu temkinli aklı selimin, İsmail Rüştü Aksal atılgan aklı se- devamı müddetince devletçe ve milletçe bir takım sıkıntılara, dar- lıklara, külfetlere katlanmak z0- runda kalabılırız Halkın bunları tabii görüp her türlü kulfete razı olması, hattâ hoşnutlukla kat- lanması için her şeyden önce de- mir gibi bir moral lâzımdır, ki bu da ancak demokratik esaslara ve sıkı bir müsavat prensibine daya- nan milli bir disiplinden doğar. Biz eskiden beri devlete bağlı bir mille- tiz. Herşeyi her şeyi devletten, "Devlet Baba" dan beklemeğe alış- mıştır. Kalkınma disiplini de an- cak devletin, yani onu icra organı «dan hükümetin rehberliği ile ku- rulup işleyebilir. Çek şükür memle- kette akademik sahada olsun, iş ayatında olsun, bilgi ve iktidar- ları ve karakter yükseklikleri ile tanınmış, iktisat ve maliye mev- zularında ihtisas sahibi adamları- mız vardır. Bunlardan, her türlü parti mülâhazaları dışında, istişa- re meclisi kurularak istifade etmek imkânı mevcuttur. idarenin başında bulunanlardan en küçük millet ferdine kadar her- kes böyle bir disiplin içinde iman- la ve vekarla milli kalkınmada kendine düşen vazifeyi, göreceği yüksek örneklere bakarak, seve se- ve yapar ve kulfetlere de iftiharla katlanır. Bundan en azan- cımız bilhassa Mmanevi sahada o0- ur: moralimiz ve milli vekarımız yükselir, çalışma ve başarma gay- retlerimiz artar. "Sen ke! ndine yar- dım et ki Tanrı da san ardım etsin" sözü, Amerıkalılar da dahil olarak, Garplılarındır, fakat her zaman ve mekan için değerli ameli bir hakikati ifade' eder Altı yıllık müthiş bir harpten Pyrrhus zaferi ile galip çıkan in- gilizler ve Hartaca gibi yıkılıp ya- kılan memleketlerinde yere serile- rek mağlüp düşen Almanlar böyle milli bir disiplinle refahlarına ka- vuştular ve 1939 dan önceki istih- sal kudretlerinin üstüne çıktılar. Birinci Dünya Harbinden mağ- lüp çıkan milletimiz de, İstiklâl Savaşını, çok daha ağır şartlar i- çinde, böyle bir disiplinle moralini ve milli vekarını yüksek tutarak kazanmıştı. YURTTA OLUP BİTENLER İsmail Rüştü Aksal Atılgan aklı selim limin.. Kurultayda, Genel Sekreter- lik ıçın bu iki ismin etrafında topla- nacaklar bulunacaktır, inşallah on- lar da bir gayret, bir faaliyet göste- rirler ve kendilerine güvenenlere, kendilerini destekliyeceklere hayal sukutu vermezler. Zira şahsi kabili- yetler ne olursa olsun, siyasi parti- lerde rey toplamak ancak rey avcı- lığıyla kabildir ve bunun ayıp bir ta fi yoktur. Bilâkis, açık mucadele daima şeref temin eder Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi Faik Ahmet Barutçunun ve- ya İsmail Rüştü Aksalın Genel Sek- reterliği altında iyi bir ekip halinde teşekkül ettiği takdirde Muhalefet yıllarında Partinin kırılan prestıjı- nin süratle, tamir edilebileceğine i- nanmak güç değildir. —Münevverler, C.H.P. nin başında daha ziyade o tip- te kimseler görmek istiyor. Bir mem- lekette bütün gerçek hareketlerin i- se - bazı tahminlerin aksine - münev- verlerden geldiğine zerrece şüphe yoktur. Ama Faik Ahmet Barutçu veya ismail Rüştü Aksalın, Kasım Külek karşısındaki şansları pek o kadar kuvvetli değildir. Yaman politikacı: Gülek Kasım Gülek'in, Genel Sekreterliği nasıl iştiyakla istediği ortadadır ve bunu inkârın mânası yoktur. Ama inkâr edilemiyecek başka bir husus, Güleğin hedefe giden yolu herkesten İiyi bildiği ve herkesten çok çalıştığı- dır. Bu Kurultayda da delegeler sa- bahın yedisinde toplantı mahalline gitseler kapıda Kasım Güleği bula- caklardır. Tıpkı Kurultaylar arasın- da gorduklerı tek C.H.P. li lider Ka- sım Gülek olduğu gibi.