M USİKİ Caz Charlie Parker öldü immy Blanton, Charlie Christian, Fats Novarro, Django Reinhardt gibi büyük caz kıymetlerinden sonra, modern cazın en büyük musikişinası alto saksofonist Charlıe Parker de hayata gözlerini kapa Parker, Louis Armstrong la be- raber, cazın belki en büyük emprovi- zatörü olmakla kalmıyordu. Son on yıl zarfında cazda husule gelen en te- sirli hareketin, bebop'un, menşei - Dizzy Gıllespıe nin yanında - ©O idi. Bir çok bakımdan Gillespie'den üstün bir musikişinastı. Fikirleri daha zen- gin, ritmi daha sağlam, yaptığı mu- siki daha, ciddi ve manalıydı. . Fakat Gillespie, aynı zamanda bir gosterış adamıydı. Halk zevkine pek çok taviz verirdi. Mahcup ve ağırbaş- l1 Parker'in yapmadığı, yapamadığı bir şeydi bu. Yaylı sazlar refakatiyle birkaç plâk doldurmak mecburiyetin- de kaldığı zaman, sanatının hususi- yetlerine uymayan bir muhit içinde, kemanların şekerli sesleri arasında, sudan çıkmış balığa benzemişti. Ama bu plâk serisinden hiç olmazsa biri- ni, Just Friends isimli olanını bir şa- heser olarak ortaya çıkarmağa mu- vaffak olmuştu. Saf bir kuş Charles Christopher Parker Jr. 29 Ağustos 1920 de, büyü_k caz mu- sikişinasları yetiştirmiş bır şehirde, Kansas City'de doğ Çocuklu- ğunda, kendi ıfadesıyle saf bir kü çük kuş” idi. "Dünyadan haberim yoktu. Keşke olmasaydı. Keşke bazı şeyleri öğrenmeseydim." — Öğrenme- meyi, tanımamayı tercih edeceği şey- ler arasında, keşif veren zehirlere ve alkole iptilâ, bunun neticesi olan be- deni ve akli hastalıkların — ızdırabı vardı. Charlie, önce mektep bandosunda bariton saksafon çalmağa, 15 yaşın- dayken de ciddi olarak alto saksafon çalışmağa başlamıştı. 1937 yılında Kansas City'ye, devrın şöhretli or- kestralarından Jay McShann gurubu geldi. Parker, profesyonel hayata bu orkestrada atıldı. Orkestranın New- York'u ziyareti sırasında trompetist Dizzy Gillespie ile tanıştı. Gillespie o sırada Savoy Ballroom'da çalıyor- du. Savoy, dansetmekten ziyade, ca- zın estetik evsafiyle alâkalı olanla- rın devam ettikleri bir yerdi. Parker- in sololarındaki şahsiyet, mütekâmil cümleleme, yeni bir swing verme tar- zı, nüans ve enflekalyonlar, alışılan- lara benzemiyordu. Parker'in üslübu daha Kansas City'de belirmişti. Fa- kat ancak New York'ta, yeni armo- nik fikirleri araştırmağa başladı. Sonra Earl Hines'in orkestrasına girdi. Hines, eski ekolü temsil eden bir musikişinas olmakla beraber, ye- ni fikirleri desteklerdi. — Orkestrası- nın elemanlarını bu sahada teşvik e- AKİS, 28 MAYIS 1955 derdi. Hattâ orkestranın şarkıcısı Billy Eckstine bile, hiç mecburiyeti olmadığı halde, trompet çalışmağa Hines'dan ayrıldıktan ci Cadde'nin gece klüple- muhtelıf musikişinaslarla be- raber çaldı. Seyahatlere çıktı. İşsiz kaldı. Maddi sıkıntı çekti. Ne yazık ki Hines orkestrasında çalıştıgı za- manlar, Amerikada plâk doldurma yasağı vardı. Bu yuzden Parker'in bu orkestrada yaptıklarına dair eli- mizde doküman bulunmuyor. Charlie Parker Nefesi — kesildi Camarillo'da İstirahat Tekrar New York'a dondugunde a- ğır bir bedeni ve ruhi hastalık, Parker'in üstüne çöktü. Dial firması tarafından o sıralarda yayınlanan bir plak (Loverman) Parker'in hastalı- ğının en şıddetlı devresinde sese a- lınmıştır. Bu plâkta Parker, solosu- na geç girer; fikirlerinde insicam yoktur buhranlı ve kasvetli bir ha- va icrasına hakimdir. Nitekim o plâ- ğın yapıldığı akşam Parker, Cama- rillo hastahanesine gönderilmiş ve o- rada yedi ay tedavi görmüştü. 'Tabur- cu olduğunda ilk yaptığı plak, Relax- ing at Camarillo (Camarilloda isti- rahat) adını taşıyordu. Sanatkâr ye- ni bir kuvvet kazanmış gibiydi. Charlie Parker, irticalen çalma sanatını yeni bir zirveye ulaştırmış- tır. Caz, doğrudan doğruya ve ancak plâkla muhafaza edilen bir sanat ol- duğuna göre, Parker'in dehası ve ca- za getirdiği yenilikler, plaklarının in- celenmesiyle (bilhassa, en iyi icra- arının bulunduğu Funky Blues, Em- braceable You, Parker's Mood v.s. gibi plâklar) belirir. Formunda olma- dığı, ilham kaynaklarını çalıştırama dığı, sazının esiri olduğu icraları bi le bu büyük şahsiyetin hususiyetle- rini ortaya koyar. Parker'in ölüm haberi, Amerika'- da yayıldığı zaman, caz u büyük yanlar olduğu gibi, onun en son fo- tografını çektikleri iddiasiyle gazet ve mecmualara başvuran meraklılar, Parker'in hatıra albümlerini hazır lamak için ticari endişeyle faalıyete geçen plâk'firmaları da vardı. haber duyulduğu anda Parker'in plâklarının satışı birden yükselmişti. ri müptelâ bulunduğu kurtulunmaz bir hastalık.." Fakat bütün bunların üstünde bir gerçek, gün gibi aşikârdı: dünyama her köşesinde yüzlerce, binlerce sak- safoncunun (piyanistleri, trompetist- leri, aranjörleri v.s. hesaba katmıya- lım) Charlie Parker'i kopya ederek sazlarını çaldıkları. Plaklar Ticaret ahlâkı Bu — yılın başında Amerikanın başlı- ca plâk firmaları, fiatlarında mü- him bir tenzılat yaptılar : Böylece istiyorlardı. RCA Victor, Columbia, MGM, Ura- nia v.s. gibi kumpanyalar, 5 dolar 95 sente satılan uzun-çalan plâklarını, 3 dolar 98 sentten satmağa başladı- lar. Diğer taraftan Sam Goody gibi büyük plâk mağazaları, yeni düşük fiyatlar üzerinden de 0 a kadar varan bir tenzilâta devam ettiler Böylece, meselâ RCA Victor marka plâkları, 2.98 den piyasaya arzetti- ler Halbuki Amerika'daki bu tenzilât, bizim piyasamızda - gar bir tesir yaptı. Zaten 35 lıra gibi â- şırı bir fiyata satın alman plâkların fiyatı, 47 5 liraya kadar çıktı. Bugün Ankara'nın ve İstanbulun plak satan mağazalarına — uğradığınız Zzaman, Camden, Bluebird, Entre gibi ucuz markaların (fiyatlar 1 dolar 98 sent ile 2 dolar 10 sent arasındadır) bile 47,5 lira gibi hayret verici bir raka- ma satıldığını, hattâ Plymouth gıbı düşük kaliteli ve Amerıka da son de- rece ucuz bir fiyata, 99 sente (bir dolar bile değil) satılan bir marka i- çin bizde 40 lira istenildiğini görür- Resmi kuru bir tarafa bırakalım. Doları serbest piyasa fiyatı olan 7-8 liradan alalım. Diyelim ki, 3 lirayı aş-