Esther Bikini yasak Williams ce, birbirleri ıle tek kelime konu ukları Öörülmı Ortalarında bıı' kara kedi, Vıttorıo de Lice oturuyor- du.. Vaziyeti idare etmeğe uğraştı ama herkesin gözleri onlarda idi. Sophia bir tuhaf hareket daha yaptı. Silvana'nın cası film prodüktörü Laurentıs in zıyafetıne gitmedi. Hal- buki u sahne hayatına atan Lau- yaz perdeden çekilme — arzularından sonra, yeni bir artist aramış ve Sop- rentis'tir. Geçen sene, karısının be- hia'yı bulmuştu Sılvana tekrar sah- neye döndü ve müthiş bir rakiple karşılaştı. Film mükâfatını kazanan Ame- v yaya f['l_ll bır Amer tanıtırken, yenı bir yı z da kazan- dırmıştır. Betsy Blair, Gene Kelly'nin karışıdır ve bırkaç saatin içinde meş- hur olunca, ilk düşüncesi şu olmuş- lar: kocasını acele çağırmak! Fakat Cannes'da, en güzel saat- ler geçiren yıldız, muhakkak ki, Est- her Williams olmuştur.. On dört Be- edir Amerikan filmciliğinin deniz kızı olduğu halde, henüz Fransaya gelmemişti. İki metre boya sahip o- lan kocası ile beraber geldi.. Fakat etrafına bakmadan, suya atladı ve iki saat yüzdü.. 7 senedir bu radyo spikeri ile evli bulunan Es (dostları ona Es er) 3 çocuk annesıdır Sü- küneti, evini, suyu de çeşit çeşıt mayolar' Bu seferkı pay- yetle işlenmiş bej nylondan yapılmış- tı ve başında etrafı çiçekli bir şapka- ardı.. kıyafette dedikodu, de- dıkodu rekabet e şıklık uharebe- lerine katıl mazdı tabii.. Amerikan Sansürü ona bikiniyi yasak etmesey- di, o zaman İş değişirdi!.. Çocuklar Mahzun çocuklar Bugünkü larını tedavi ederken, onların ço- AKİS, 28 MAYIS 1955 psikiyatri, ruh hastalık- , cuklarına dönüyor ve birçok muva- zenesizliklerin, komplekslerin sebebi- ni insanların hayatla temasa geçtik- leri bu ilk senelerde buluyo: Demek ki, çocuğa sıkı bir terbi- ye vermek, okutmak, prensipler aşı- lamak dalma kâfi değildir. Çocuğu mesut, rahat, komplekssiz bir insan olarak yetıştırmek meselesi en baş- ta gelir Bu mevzuda ilk ele alınacak ço- cuklar, muh kkak ki ayrılmış kan- kocaların çocuklarıdır. Vakıa annesi ve babası ile beraber büyüyen çocu- ğun da, birçok kompleksleri olabilir hattâ ruh hastaları arasında, çok kavga eden karıkocaların çocukları ayrılmış karıkocalann çocuklarından miktar' itibariyle, daha çok fazladır ama ekse rı, ayrılan karıkocalar, bil- gısızlık yüzünden, çocuklarını kinle- rine ve ıstıraplarına kurban ederler. Halbuki bu vasiyetteki çocuk, hususi bir ihtimam ister.. Boşanmaya mani olmak için bü- tün gayretler sarfedildikten sonra yapılacak hiçbir şey kalmamışsa ve ayrılık mukadderse, bunu hadısesız akıllıca ve daima Evdeki devamlı kav, vga alar s'- esiz, üzüntülü a çocuğun ıstıkba- İi ıçın ayrılıktan daha büyük bir teh- likedir ve ayrılmış karıkocalann ço- cukları daima bedbaht değildir. Bir çokları bu ayrılığı, mantıki şekilde, sebeplendirebilmiş, yeni bir evde, .a- radıklan saadeti bulabümişlerdir. Ayrı ayrı yaşıyan annelerini de, ba- ı da ayrı ayrı sevip ayrı ayrı takdır edebılmek onlara huşur ver- miştir. Fakat bu neticeye varabilmek i- çin, çocuklar çok çetın imtihanlar geçirmişlerdir., İşte imtihanda, annenin, babanın, çok yakın bir dos- tun anlayışına, zekâsına ve bilgisine muhtaçtırlar.. Bu yardım ve anla- yış, hâkim boşanma kararı verdikten sonra değil, işlerin tamır kabul etmez bir duruma- girdiğini anlar anlamaz gosterılmelıdır yrılmak üzere bir anne, o kadar muzdar ptir kı çocuğunun İ- inde geçenleri ekserı farketmez. is- tikbal endişesi, yalnızlık, sukutu ha- yal, zaman zaman pişmanlık, zaman zaman kin ve nefret duyan bir kadın bu egoist hislerin Çemberi içinde ka- labilir, yalnız kendını duşunur hal- buki evde bir başka İi an,he de anneden ok z çocuk aynı ıstıraplarla Ekseri büyükleri aldatan şey, çocuk— ların ıstıraplarını bizlerden daha çok k mmel şekilde gizliyebilmeleri- Ayrılmaya kati şekilde karar ver- miş olan bir anne, babanın bunu ço- cuklarından gızlemelerı yalan söyle- meleri en buyu atadır.. Buna kat- iyen muvaffak ola: mazlar Çocuk bu gizlilikten büsbütün kuşkulanır lamadığı şeylere mana vermeğe ça- hşır, susar fakat kafası hep bu lale meşguldür.. Babası acaba neden eve gelmemektedır" Hep beraber mesut KADIN oldukları gunlerı araştırır ve işte, hiç mâ n bir hadise birden ço- cuğun kafasmda canlanır, — ayrılma sebebi olarak yerleşır kalır. Bir gün aba ve çocuk kır gezıntısıne gıtmışlerdır Neş İçinde gülüp oy- rken, çocuk babasının yasak ettiği bir şeyi yapmış ve neticede anne ile baba bu yüzden münakaşa etmişler- dir. ' Çocukta suçluluk duygusu baş- lamıştır.. Bu hatırayı daha bir çok hatıralar takip eder: Kedinin eti kap- tığını istemiyerek babasına o haber vermemiş midir? Ya sofraya şarabı devirdiği akşam babası - şu çocuğa, ayn yemek yedir diye - annesine çat- mamış mıydı? Ve işte o luk duygusu ile muhakeme etmekte- dir.. Ya annesi kaç defa - şu çocuk olmasaydı - ben yapacağımı bilirdim, dememiş miydi? Hayır çocukların zihninde bu ka- ranlık düşünceleri, vhamlan ya- ratmadan; onlara hakikati yavaşça, makul bir sebep göstererek, ağla dan, hadise yapmadan anlatmak en dogru harekettı En mühimi, çocu- ğun hem a h babası tarafın- dan eskisi gıbı sevildiğini, dil mediğini bilmesidir. Halbuki iki ta- raftan biri, daima öteki tarafı kötüler: — Ço gum annen na idi, seni bı- rakıp gitti. Vey Baban seni sev- şeydi, bızı terkeder miydi? gibi tel- kinlerde bulunan insan ayrıldığı in- sana değil, hayatta en çok sevdiği insana çocuğuna fenalık etmektedir.. Bu telkinleri alan çocuk, bazen evden kaçana kin besler ama bazen de, tam aksi o her zaman beraber yaşadıgı tarafı kabaha i bulur. Çün bütün kus rlarını, zay ıf ta fl rını gormekt edir ve uzaktakini kutsüeşti- rir. Bazen de, her iki tarafa, veya kendine kızar.. Her ne olursa olsun bu bedbaht kompleks dolu, sız bir çoc Nefre ve kini- ni muhtelif şekıllerde goster a gını ıslatır, greV yap, az, gülmez, kan ıken bırden tembelleşir, sınıfta kalır, yalan söyler, ahlâksız olarak yakınlarından intikam almak ister. Ayrılan birinin aleyhinde bulunur ve bu rılıktan birbirini mes'ul tutar, ala- bildiğine konuşur.. Ancak çocuğun yanında, hislere kapılmamak onu kırmamak hırpalamamak icap eder. Son harpte, bedbaht çocukların durumunu incelemek için birçok fır- satlar çıkmıştır. Bu ıncelemeler şu netıceyı vermıştır ki, bir çocuk açlı- ğa, soguga, yorgunluga, her türlü sefalet mkün mertebe mukave- met edebılır yalnız bunun için sevil- diğini, korunduğunu bilmelidir.. Bir çocuğun hayatta, her şeyden çok şef- kate ihtiyacı vardır.. Bu onun ruhu- nun olduğu kadar da vücudunun bir ihtiyacıdır.. Şefkatsiz çocuk zor bü- yür.. iki insan, kolaylıkla bir- de ay-