VİCDAN AZABI Aldülhak Hüâmit, manzum bir pi- yese çalişiyor. Piyes bitmek üzeredir. Mevzuunu Osmanlı tarihine ait bir devirden a'an bü piyesin ismi “Vicdan Azahbı,, dır. Ne Ahdü'hak Hâmit, çalışmaları üzerinle bir şey söyliye- cek değiliz. Tek şey söylemek istiyoruz : Her gün azası olduğu (Cerele d' Örientj) a gilmek için, aparlımanından sokağa kıvrılan üç dört basamaklık merdiveni, gözümle tek yözlüğü, sır- lında kahve rengi kadif-li paltosu ve elinde incecik bastonu, karınen adım- larile on beş yirmi dakikada inen bu muhteşem, mubarek ve şık sanatkârın ne olursa olsun hüla bir esere çalışa- İhilmesi, işte hayranlıkla seyredilebile- cek eşsiz Laralıdır. Sadi Gülistanı sekseninden sonra yazmışlı. Şeyh Galip de ihtiyarlık ke- malini ifade için : Henygâmi heremde söylemiştir Pir olduğu demde söylemişlir ne de son bir der. Şiir enerjisi, bem bu yaşa kadar yaşalan, hem de çalıştıran enerji de- ğil de nedir ? 26 yaşında tükenenleri, 86 yaşında devam edenlerden ayıracak bir miyar da budur. N. F.K. PROUST ve İNGİLTERE Harold Nicolson isminde bir İngiliz entellektücli, Pariste (Proust ve İn- giltere) başlığı altımda bir seri könle- rana verecektir. Bu konferansların ga- yesi, Proust İngilizleree çok sevilmiş ve anlaşılmış bir mularıir olduğuna göre, Fransız ve İngiliz entelektüel anlaşmasına yardım etmektir. Esasen bunu temin için de Due d'Harcouıt' un reisliği altında bir grupman yapıl- mıştır. Bu konferanslar, Proust bütün hayatınca İngiltereye geçmemiş oldlu- gundan, Proust'un, İngiltere ve İngi- İizlerle olan slâkalarından bahsetmek için değildir. Nicolson, Proust'un eses rini bir İngiliz gözü ile, doğrudan doğruya tahlil edecek ve İngiliz par- lamentosundaki nuluklarda ismi yeçe- giren cek kadar ngilizlerin ruhuna üyük F nasıl bu büyük Frausız muharririni anladığını çerçeveliyecektir. ALTINCI ENTERNASYONAL PSİKOLOJİ KONGRESİ Altıncı o Ehternesyonal oPsikoloji köngresi, Kopenling kongresindeki küs rar mucibince, önümüzdeki Eylülün al- tisından on ikisine kadar Madrid'de toplanacaktır. İspanyol hükümetk bu Enternasyo- nal Psikoloji Kongresini himayesinde bulümdluracağını bildirmiştir. Keongre- ye işlirak edecek olan âlimler ve psi- kaloglar günün en ehemmiyelli psiko- İoji mesele ve davaları üzerimle kon- ferunslar verecek, etüller yapacak. ve tezler müdaflan edeceklerdir. Altıncı İnlernasyonal | Psikoloji Kongresi bu münasebetle tertip ettiği bir programı İstanbul Üniversilesi vasılesiyle psiko» loylarımıza göndermiştir. ENTERNASYONAL BİR FELSEFE CEMİYETİ VE TÜRK FELSEFECİLERİ Almanyada ( Kant ) i tetkik cemi- yeli reisi olup şimiliki halde Belgrad- da bulunan ve Belgrad Üniversitesi lelsele ve pedagoji prolesörü dekter Arthur Leibert, Enternasyonal bir fel- sele cemiyeti . kurmuştur. o Almanya içindeki, yalınız Almanlara mahsus fel- sele cemiyetlerinin tesiri dışında olan bu yeni cemiyet, dünyanın bütün bü- yük felsefe adamlarını nzası arasına al- mişlir, Cemiyet (| Ağaç ) muharrirle- rinden ve İstanbul Üniversitesi prole- sörlerinden Mustafa Şekip Tunç üsia- dımıza «da mürncant etmiş ve âzalığını rica elimişlir. İşte Enternasyonal kül- tür ve fikir işlerinde hakkını a'mıya başlıyan Türk tesirinin ilk kımılda- nışları... Mustafa Şekip Tunç bu tek- lile teşekkürle mukabele etmiş ve muvafakatini bildirmiştir. HENRİ DE REGNİER ÖLDÜ Fransız şiirindesembolizma hareketi baş göslerdiği zaman yirmi iki yaşin- da olan Henri de Regüier, o günden ölümüne kadar, yani elli sene içinde durmaksızın iklim ve saz değiştirmiş, giltlerce şiir meemuasına sahip, hayli velüt bir şaiıdi. Verlaine'i tanımış, Mallarmâ'nin “Roma,, sokağındaki salı toplantılarına munlazaman devam et- GM EZ NN Iİ yi miş olan Henri de Regnier, 1910 da Mödaillen d'argile adındaki şiir mec- munsını neşrettiği sıralarda, Fransız Akademisi azalığına seçilmişti. Son zamanlara kadar şiir yazmasına rağ- men, Leon - Paul - Fargue, Glâudel, Va'ery, Jules Supervielle gibi bugün- kü Fransiz şiirine bükim isimler ara sında sayılmamasına, ölmeden evvel bir ölü uzleline düşmesine, yeni gelen nesillerin © kadirnaşinaslığından o Zi- yade o eserindeki osığlık o sebebiyet vermişlir. Henri de Rögnigr, insan ruhunun kâinatla olan gizli ve çapraşık müna- sebellerini kelâmın mucizesinde tesbit edip ebedileştirmek kaygusundan zi- yade, karanlık ormanlar, durgun gül- ler ve garip elsaneler diyarı olan mu- hayyilesine karşı gönüllü bir esaret hissi İaşıyan. ve şiirin ancak ses, renk ve oyun kısmında muvalfak olmakla iktila etmeye mahküm bir şairdi. Par- nasse'in #'ricl İormundan serbest vez- nin ince bir üslüp çevikliği icap etli- çen kıvrak formuna kadar bir çek tecrübeler yapmış olduğu halde şiirin asıl cevherini bir türlü yakalıyamamış, yapmacıklıktan hiç bir zaman kurtu- la namıştır. Nesirlerinde ve romanla- rında da hep aynı şairane meyli göze çarpar. Ölümü bu günkü Fransiz şiirinden ziyade, bir zamanlar hararetli müdadii e ei ai i mütecasir else yerek. C.S5.T. EDEBİYAT TARİHLERİ 23 Mayis 1B35— Lamartine “Şark- ta bir seyahatin hatıra ve intibaları , adındaki eserini bastirdi. 24 Mayıs 1745— “ Esaretin zincir- İeri,, isimli meşhur eserin sahibi ihti- lâlei Marat doğdu. 25 Mayıs 1681 — Binden fazla pi- yei yazmış olan piyes şampiyonu Cul- deron öldü. 26 Mayıs 1822 — Nancy şehrinde Edmont de Goncourt doğdu. 26 Mayıs 1905 — Necip Fazıl Kıs sskürek, o İstanbulda, Çemberlilaşta, büyük babası adliye ricalinden ve Kı- sakürek oğullarından Maraşlı Hilmi Beyin evinde doğdu. 16