AĞAÇ A KS AI YMO N Dilimize evvelâ mali ve ticari bir te- tende bu mertebeler tabiatın tekâmülün- şebbüse ait olarak “ hisse senedi , diye de hareketlerin şuursuzluktan şuura doğru giren bu kelime şimdide Necip Fazıl'ın olan zaferlerini aksettirir; daha doğrusu “ Ağaç ,ında mecmuanın üç ana temayü- Leibniz'in tabirile şuurun “ Jâhzalık” olmak- lünden birine işaret olmak üzere alınmış tan çıkarak Bergson'un tabirile “ durde ,, görünüyor. Fransızcada “bir kudretin be- olması ve böylece geçmişi toplayarak ge- lirmesi, uğraşma, hareket, tesir, eda, ateşli leceğe sarkması zaferiledir ki aksiyon mef- sözle birlikte yapılan hareketler, bir şiirin humunun hususiliği belirmiştir. Meselâ aya- mevzuu, bir tiyatro piyesinin m ğımızın ansızın kaymasile mu- vazenemizi korumak için yap- tığımız davranışlar, bir tren >, kazasını atlattıktan sonra ken- “ dimizi tutamayarak kaçmakta devam etmemiz, sırf babalık © veya analık şefkatile evlât. — larımıza bağlı kalmamız ak- siyon olmadığı gibilalıştığımız şeyleri yapmamız, görenek: lere göre hareket etmemiz, örf ve âdetlere bağlanmamız da aksiyon olmaktan çok u- zaktır. Şuurumuzun evvelce çalışmadığı bir vadide geviş gelirircesine sayıklama ve kuruntularımız, uykuya dalar- ken hayallerimizin başı boş i akışlarını seyretmemiz, musal- lat ve sabit fikirlerimiz dahi gidişi, hisse senedi” gibi ma- | nalara gelen bu zengin ve | kuvvetli kelimenin canlanan Türkçeye girmek istediği gö- rülüyor. Kelimenin asıl kuv- veti hareketler dünyası içinde bilhassa insan harekelleri- nin en şuurlu ve en manalı- larını ayırt elmesi olduğun- dan bu kuvvette bir kelime- nin uyanan dillere kendini beyendirmemesi kabil değildir. Necip Fazıl gibi bir şairin bu yabancı kelimeye kucak aç- ması da aksiyon kelimesinin dilimiz tarafından sempati ile karşılanacağına bir işaret o- luyor. O halde bu kelimenin ? mümeyyiz vasfı üzerinde du- rarak pisikolojik bir tahlilden (“© o — aksiyon değildirler. Kısaca ba- geçirmek fena olmayacaktır. Mustahe Şekip TUNÇ sit ve mutlak davranışlarımız Aksiyonun delâlet ettiği hareket, ken- la otomatik bir hale gelen veya bir nokta- dini yalnız cansızların hareketinden ayır- ya saplanmış bulunan davranışlarımız aksi- makla kalmayarak o canlılardan nebat ve yon mefhumuna giremezlar. Bütün bu ha- hayvanların hareketlerinden ve hatta insa- reketlerde geçmişi toplayıp geleceğe ilerle- nında bir çok hareketlerindan ayırıyor. Böy- yen dinamizmadan eser yoktur. Aksiyonda le olunca hareketlerimizin değer ve mer- yalnız görünür harekellerimizi düşünmek tebeleri (Okasdediliyor demektir. Hakika. de abestir. Bir müddet için hiç görünmiyen e BA e Mistik telâkkiye göre her şeyden ve her ifadeden evvel var olan Allah, âlemleri, bir aşk hamlesi içinde, görünmek, bilinmek ve sevilmek için yarattı. O halde hayut, ilk sebep ve ilk hamlenin, fildişi kulesini yırtması ve göm- leğini sıyırması hadisesidir. İçinde sonsuz varlıkların tazyikini duyan her kes ve her şey, bir gün göm” leğini parçalıyacak ve bu gömleğin altından çıkacak şekli başka gözlere arze- decektir. Necip Fazıl KISAKÜREK