28 Mart 1936 Tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 15

28 Mart 1936 tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yolları yataklarına aldı sel, Kızıl örtülere büründü dağlar. Güneşle beraber uluklardan gel, Bu yerden seni de alacak rüzyür. Vücudunu simsiyah mantona sar ; Senin rüyalarını kim bilevek, Rabbimin ışıklar verdiği diyar, Bütün günaliları bizden silecek, Bu gece yavaşcn uykudan uyan, . Şelirini, evini, barkını, birak. kimseler olmasın sesini duyan, Denizden, yurdundan her şeyden uzak, Karanlık çökünce sensiz bu suya, Ayrılmaz geceler belki gündüzden. © kadar hasretin sonsuz uykuyu, Usandım yıllaren giden bu düzden. Günlerim geçerken, seni dağlarda, Gözlerim yollara dalmış beklerim. Dağlara çıkmışım bu genç çağlarda, Ümüdim, hevesin ve çiçeklerim. e Rİ sıkmış, kimisi bir kızı kucaklamış kocaman şapkalar kafalarında, atlar üstünde deli- kanlılar gördü. Sinema karanlık bir yer de- gil... Resimlere bakıyordu. Ondan ötesini ertesi gün Hödüğe an- lattı : “Herif bana, Sinemaya sokayım mı oğ- lum seni, dedi. Burası sinema değil, dedim. Yok, dedi, içerisini bir görsen bayılırsın, sen hiç sinemaya gitmedin mi ?. Gittim be, de: dim, karanlık bir yer. Ne iyi işte dedi, bili- yorsun, gel girelim. Girdik. Ayaklarım don- muştu, içerisi sıcacıktı. Tabanlarım buz kes. mişti. Herif beni bir yaldızlı parmaklığın yanına götürdü. Bu yaldızlı parmaklık de- mirdendi. Ama kül rengine boyanmıştı. AĞAÇ ONLAR HAYATA BOYLE DOĞMUŞLARDI 14 çe TM e ag a Netip Fazıla Feridun Fuzul TÜLBENTÇİ Hayalin, yüzlerce büyür korkurla, Işıklar yol olür önünde nurdan, Kübuslar küçülür kalır uykuda, Kiz neler bekleriz, neler yağmurdan. Meyveler dallarda yansın kuraktın. İçinden kurtulup dar çenberlerin geliyor bit yağınır sesi uzaktan, Ömrü uzun olsun yol verenlerin, Feridun Fazıl TÜLBENTÇİ Ayaklarımı oraya dayar dayamaz yandılar. Herif bana kenarında dur, ısınırsın dedi. Bu ne amca dedim. Buna kalorifer derler dedi, Hikâye oldukca uzundu. O kadar uzun- duki Japon ismi o gün içinde unutulmuş, Japonun ismi kalorifer olmuştu. Ve karın iki karışı geçtiği zamanlarda ateşsiz kulübelerde kalorifer hikâyesi anla: tılır dururdu. Beyaz, bem beyaz kış gecelerinde yalın ayak çocuklar köpeklerle beraber koşuşur- larken içerisi ağır bir insan kokusu dolu kahvenin önünde dinlenirler : — Ulan kalorifer, derlerdi. Isıtıyorsun insanı be ! (BAHAR gelecek sayıda) Sait Faik ADALI

Bu sayıdan diğer sayfalar: