ON YEDİNCİ YIL. NO: 5266 Başbetke BİR KIYMET Her gün yeni bir eserin başında- yız; bir fabrikanın temeli atılırken, başka bir fabrikanm açılış günü müj- deleniyor. Yeni istikamette bir de- Miryolunun ilk kazması vurulurken, başka bir yolun merhalesine kavuş- tuğu söyleniyor, Yurdun her yanından gelen gün- lük haberler bemen hernen şu maal- dedir: Bir mektep daha açılmıştır; şehir elektriğe kavuşmustur; içme suları tanzim edilmiştir; tane g- nişletilmiştir; bataklık -kurutulm ış- tur. Her birinin kendi çevresindeki kıymeti mühimce olan bu eserler, maddi bünyelerindeki ayrılığa rağ- men, büyük değerde bir manzume- nin birer âhenk unsurudurlar. Bun- ların topluluğu “Atatürk'ün Feyz- li eli ile açılan yolda bütün Tür- kiyenin bir vücud gibi ilerleyişini” gösterir. Bu ileriliğin maddi kudretini eser- lerin hacimleri ile ölçmek kolaydır. Ancak bunun manevi tarafı daima rakamların dışında ve üstünde kalan yüce bir kıymettir. Ruhlarda yaşa- yan bu kıymetin zaman zaman güzel tezahürlerini görmiyor değilirz. Bü- tün yurddaşlar her fırsatta, gerek A- tatürk'ün şahsında, gerek Kamâliz- min her başarısı önünde, “inkilâb fikirleri ile beslenmiş, inkilâb fi- kirleri etrafında toplanmış,, — ol- duklarını gösteriyorlar. Başbakanı- Mızin dört gün süren son seyahati de - her defasında olduğu gibi - bü- tün çevrede rejime saygı ve ileriliğe âzım hislerinin tezahürüne çok gü- zel bir vesile olmuştur. Bü tezabürle- rin derinliğini ve ciddiliğini her han- gi bir seçim rakamı dahi ifade ede- mez. Başka memleketlerde sık sık alınan bu ölçüye Türkiye ancak nor- mal ehemiyetini verir, çünkü kur- tuluş savaşının ateş ve kanı içinde çetin imtihanını veren ulusal şef say- gümizin ve onların emrinde ilerilik azmimizin her ölçü dışında bir kıy- met olduğuna hepimiz inanmışızdır. Bu kıymetin vekar ve samimiyet i- çindeki tezahürü ise bizim ulusal varlığımızın bir özelliğidir. Kemal ÜN*' -— Lokarno cephesinde Görüşmelerin devamı için Almanyanın Reni tahkim etmemek teahhüdüne girişmesi şart koşuluyor BB. Baldvin ve Fon Ribbentrop Londra, 27 (A. A.) — Baldvin, ADIMIZ, A“DIMIZDIR 2B MAR ! Bug 19. İlâvemiz kü sayımızda, Başbakanımısın ) son gezisine aid dört sayfalık bir ilâve ; vardır. B. Ihüann iki nuüaı «Siz zm'alı— mah küm haklardan bahsediyorsunuz, ben ebedi bir millet namına söz Berlin, 27 (A.A.) — Havas ajansı bildiriyor: B. Hitler, dün akşam Layp- zigde dokuzuncu nutkunu söylemiştir. B. Hitler bu nutukta ezcümle demiş- tir ki: “— Alman milletinden, 29 martta, siyaselimi tasvib eden - sembolik bir harekette bulunmasını istedim. alman delegesi Fon Ribbentrop'la u- |) zun bir konuşma yapmıştır. Bu ko- nuüşma etrafında sıkı bir ketumluk mubhafaza olunmaktadır. Alman mahfillerine göre, konuş- *hâ Çök saniirmi olmuştur. Baldvin'ın Hitler için Ribentrop'a bir mektup verdiği resmen tekzib olunmaktadır. Ancak şurası muhakkak ki, Bald. vin, Almanya tarafından yapılacak tekliflerin, Almanya ile Fransa ara- sındaki çukuru dolduracak mahiyet- te olması hakkındaki Eden'in sözle- rine kuvvetle yardım etmiştir. Ribbentrop'un cumartesi günü ha- reket etmesi muhtemeldir. B. Fon Ribbentrop Berlinden talimat istedi Londra, 27 (A.A.) — B. Fon Rib- bentrop, dün B, Baldvin'le görüşdük- ten sonra Berlin'den talimat istemiş- tir. Haber alındığına göre, B. Fon Rib- bentrop'un dönmesi B. Edenin avam kamarasındaki beyanatına ve alman dış bakanlığından tağı talimata bağlıdır. Kenditi bugün Berline hare- ket edecek olursa, önümüzdeki salı (Sonu 5. inci sayfada) Afyondan sonra Nasuhi BAYDAR Hasusi treni harşılayan bir hava filomuz — Eskişehir 26 mart Ancak mayısın ilk günlerinde röttlanabiledek inaralinica' bir 1şik ve yeşillik bolluğu içinde, Kara- kuyu'ya doğra gidiyoruz. Yeni de- miryolunun durak isimlerine ba - keniz: Tınaztepe, Kocatepe, Çığıl- tepe. Hatıralarımızı ön beş. yil evvele, bir ağıstas ayının ilk gün- lerine kodar geriletiniz; Tinasta Pe, Kocatepe, Çığıltepe.... İstiklâl #yrasının ne yaman bir hakikat Oldı ğu, türkün sesi ile, cihana an- Kıttan kürsülerdir. C--he kumandanının treninde, ve onun o günkü ve bugünkü ça- lışma arkadaşlarının arasında, İs- parta'ya ilerlediğimiz şu dakika- larda kurtuluş harbının bitmiş ol- duğuna inanmak imkânı var mı? Tınaztepe, Kocatepe, Çığıltepe şimdi bir başka savaşın başka ses- leriyle doludur: Kuş sesleri, ço- cuk sesleri, kadın sesleri, işçi ses- leri ve lokomotif düdükleri. Yeni demiryolunun iki yanında yapılmakta olan daha birçok ıçler var. Buralarda çalışanlar, treni- miz geçerken, biran için kazmala- (Sonu 8. inci sayfada) söylüyorum.) bu hareketin nasıl bir hareket olaca- gını görecektlir. Bize güvenilebilir ol. duğünü isbat etmekliğim istenildiği zaman cevabım şudur: Yaşamaktan başka di 60 milyon nüfuslu bir milleti tahkir etmeyiniz. Alman milletinin şerefin- (Sonu 8. üncü sayfada) | lTanlar, hattâ İngilterede itler, son seçim nutuklarından birini ııııuh»n, dinleyicilerini ulm(ıyor Kamutay dünkü toplantısında sekiz kanun projesi kabul etti Doçentlerin maaşı arttırılmaktadır - Hava yollarına ikiyüz bin lira verildi. Kamutay dün Refet Canıtez'in re. ğinde toplanmıştır. Matbunt kananu- nun dokuzuncu maddesinin (K) fıkrası: na bir fıkra ceklenmesine nun projesi hükümetin geri verilmiştir. Kamutay ve müştemilâtındaki eşya hak kında meclis hesaplarının tetkiki en. elimeni — mazbatası okunduktan- sonra hava yalları devlet işletme idaresi 935 yılı bütçesinde yeniden bir fasıl açılma- sına ve bu fasla münakale suretiyle 200.000 liralık fevkalâde tahsisat konul. ması ve posta, telgraf ve telefon umum müdürlüğü 935 yılı bütçesinde 88010 li- ralık münakale yapılamsına — dair olan kanun projeleri kabul edilmiştir. Bun- dan sonra artırma, eksiltme ve ihale kanununa ek kanun projesi, mesine başlanmıştır. mucibesinde: “ .—. Belediveler, mahalli ihtiyaçları yerine getirmek için kurulmuş ve hu- talebi üzerine in görüşül- Hüküret esbabı ' şusi idarelerle mütevazin işler görmek- ) *e bulunmüş bir müessesedir. Memle- kette mecvud 519 belediyenin her gün koufer lıl.s——_l Hukuk ilmini yayma kuru- I munun M'rlil_? ettiği konferans- ların on beşincisini Hukuk Fa- kültesi profesörlerinden B. CAHRİD Bugün saat on beşte Ankara Halkevinde I verecektir. Mevzu; Eski ve Ye- ni telâkkilere göre hükmi şah- siyet dir. karşılaşacağı arttırma, eksiltme ve iha- x le işlerinin Maliye veya icabına göre, Tera Vekilleri Heyeti karariyle tamam- lanması, hem yurdun uzak köşelerin- de bulunan belediyelerin sürat istiyen işlerini sürüncemede bırakmakta ve hem de aded itibariyle fazla olan işler İcra Vekilleri Heyetini lüzumundan çok iş- gal etmektedir. Bu işlerin 68 inci mad- (Sonu 5. inci sayfada) Heryerde 5 kuruş Fıkra: Ev köpekleri hakkında Geçenlerde belediyemiz gaze- telere bir ilân verdi: Sokağa ağız- lıksız, bağsız, numarasız ve sahip- siz köpek çıkarılmıyacak, köpek- ler, bahçelerde de bağlı buluna caktır. Başt boş köpekler öldürü- lecektir. Hemen söyliyelim ki beledi- yemizin başka türlü hareket etme- sineimkân yoktu. Gerçi, meselâ Londrada caddelerde, sokaklar « da, parklarda on binlerce köpeğin dolaşmakta olduğunu görmüş o- haftada bir defa köpeği çözüp dolaştırmak mecburi olduğunu bilenler, bu ilâ- mnı garip bulmuşlardır. Ancak on- lar, Londrada hiç bir yabancı kö- peğin komşunun bahçesine - atla- madığını, yahud bahçesinde otu- ran köpeğin sokaktan geçene ka- rışmadığını, ve sıksık diş şakası yapmadığını bilmezler. Bizde sa: hiplerini ısıranlar bile oluyor. Doğrusunu isterseniz, sokak köpeği devrinden ev köpeği dev: rine henüz geçemedik. Biraz köy veya sürü köpeği devrindeyiz. Bu yüzden — dostlarına ziyaretlerini seyrekleştirönler bile olduğunu bi: lirim, İstanbulda bir dostumuzun köşkünü bekletmek için büyüttüğü bir çoban köpeği vardır. Eğer kö- pek büyük kapının önünde yat- maktan hoşlanmışsa, ev halkı ar- ka kapıdan işliyorlar. Biz kö- pek sahipliği edemediğimizden, köpeklerimiz ev sahipliği etmek- tedirler. Gene dava, maarif meselesine- ılıyını)oı İngilterede köpeklerin hepsi mektep mezunudurlar. Hat- tâ sahiplerinden başka polise ita- at etmeyi öğrenmişlerdir. Bu su- retle caddelerde kendilerini gidip gelme kaidelerine uydurmak bile mquıjn oluyor. Bizimkiler ise, ümmi'dirler. Belediyemizin ilânından haş- lanmıyanlar - varsa, toplanıp bir mektep açmalı, köpekleri terbiye etmelidirler. Bu da kâfi değil: Konferanılar tertib ederek, insan- lara da köpek kullanmağı öğret- #i olduğu gibi, mükemmel bir po- lis köpeği kullanmasını bilmiye- mirt elinde kurd olur. Misallerini Pek yakından biliriz. — Atay Ulue,. un Dil Yazıları Güneş -Dil teorisi ile kelime larihî ve tarihi tetkik yapmak tecrübeleri VI. Ziyaret. Ziyare Sayın bir okur, dilimizde bu güv dahi çok canlı olarak yaşa- makta olan ziyaret kelimesinin bu ziggurattan başkası olamıyacağı- nı bildirdi. Kendisine teşekküre borçlu olduğum bu muhterem ka riin Güneş - Dil Teorisine tatbik ederek yaptığı analiz -ile verdiği malümatı aynen aşağıya geçiriyo- rum: (Yükseklerde ve dağ başların. daki ağaçlı kayaların Sümerce veya Akatça adı olan Ziggurat ile Anadolunun hemen her - yerinde bulunan ziyaretlerin , aynı şeyler olduğuna ve aynı manada aynı adları taşıdığında şüphe ktur. Çünkü evvelâ kelimelerin her iki- H. R. TANKUT sinin de etimolojik analizi aynı neticeleri vermektedir. Her iki ke- limenin Güneş . Dil Teorisine gö- re etimolojik analizleri şunlardır: m () ) 6) (5) (6) Ziğgurat — iğ H iz - iğ t ig H ur * at Ziyaret — ig * İz * iy Hiğ t ar 1 et Birinci kelimenin - tahlilinden hasıl olan elemanların 2 ve 3 ün- cüsü aynı cinsten iki konson oldu- ğu için Güneş - Dil Teorisinin tes- bit ettiği kaideye göre analiz sı- rasında birisi (. g) ye çevril. miştir. İkinci kelime yani ziyaretin 2 ve 3 No. li unsuruna gelince keli- me morfolojisinde mevcut olmı- yan (14 Şöükelimede * y Hunsi <Sayfayı çeviriniz -