Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ON YEDİNCİ YIL. NO: 5266 ADIMIZ, ANDIMIZDIR 28 MART 1936 CUMARTESİ İlâvemiz Bugünkü sayımızda, Başbakanımızın Ç son gezisine aid dört sayfalık bir ilâve ; vardır. : '__ Heryerde 5 kuruş 'lı’(ış!wfke BİR KIYMET Her gün yeni bir eserin başında- yız; bir fabrikanın temeli atılırken, başka bir fabrikanın açılış günü müj- deleniyor. Yeni istikamette bir de- miryolunun ilk kazması vurulurken, başka bir yolun merhalesine kavuş- tuğu söyleniyor. Yurdun her yanından gelen gün- lük haberler hemen hemen şu maal- dedir: Bir mektep daha açılmıştır; şehir elektriğe kavuşmuşstur; içme suları tanzim edilmistir; hastane g' - nişletilmiştir; bataklık kurutulm 1ş- tur. Her birinin kendi çevresindeki kıymeti mühimce olan bu eserler; maddi bünyelerindeki ayrılığa rağ- men, büyük değerde bir manzume- nin birer âhenk unsurudurlar. Bun- ların topluluğu “Atatürk'ün feyz- li eli ile açılan yolda bütün Tür- kiyenin bir vücud gibi ilerleyişini” gösterir. Bu ileriliğin maddi kudretini eser- lerin hacimleri ile ölçmek kolaydır. Ancak bunun manevi tarafı daima rakamların dışında ve üstünde kalan yüce bir kıymettir. Ruhlarda yaşa- yan bu kıymetin zaman zaman güzel tezahürlerini görmiyor değiliz. Bü- tün yurddaşlar her fırsatta, gerek A- tatürk'ün şahsında, gerek Kamâliz- min her başarısı önünde, “inkilâb fikirleri ile beslenmiş, inkilâb fi- kirleri etrafında toplanmış,, — ol- duklarını gösteriyorlar. Başbakanı- mızın dört gün süren son seyahati de -- her defasında olduğu gibi - bü- tün çevrede rejime saygı ve ileriliğe 'âzim hislerinin tezahürüne çok gü- zel bir vesile olmuştur. Bü tezahürle- vin derinliğini ve ciddiliğini her han- gi bir seçim rakamı dahi ifade ede- mez. Başka memleketlerde sık sik âlınan bu ölçüye Türkiye ancak nor- mal ehemiyetini verir, çünkü kur- tuluş savaşının ateş ve kanı içinde çetin imtihanını veren ulusal şef say- giımızın ve onların emrinde ilerilik azmimizin her ölçü dışında bir kıy- met olduğuna hepimiz inanmışızdır. Bu kıymetin vekar ve samimiyet i- çindeki tezahürü ise bizim ulusal — yarlığımızın bir özelliğidir. Kemal ÜNA' Lokarno cephesinde Görüşmelerin devamı için Almanyanın Reni tahkim etmemek teahhüdüne girişmesi şart koşuluyor . < BB. Baldvin ve Fon Ribbentrop Londra, 27 (ÂA. A.) — Baldvin, alman delegesi Fon Ribbentrep'la u- || zun bir konuşma yapmıştır. Bu ko- nuşma etrafında sıkı bir ketumluk müuhafaza olunmaktadır. ——Alman mahfillerine göre, konuş- ma çok samimi olmuştur. Baldvin'in Hitler için -Ribentrop'a bir mektup verdiği resmen tekzib olunmaktadır. Ancak şurası muhakkak ki, Bald- vin, Almanya tarafından yapılacak hakdirlerin; — Almariya İla'Froniğ aa :' daki çukuru dolduracak mahiyet- * te olması hakkındaki Eden'in sözle- rine kuvvetle yardım etmiştir. Ribbentrop'un cumartesi günü ha- reket etmesi muhtemeldir. B. Fon Ribbentrop Berlinden : talimat istedi Londra, 27 (A,A.) — B. Fon Rih- bentrop, dün B. Baldvin'le görüşdük- ten sonra Berlin'den talimat istemiş- tir. Haber alındığına göre, B. Fon Rib- bentrop'un dönmesi B. Edenin avam | kamarasındaki beyanatına ve alman dış bakanlığından alacağı talimata bağlıdır. Kendisi bugün Berline hare- ket edecek olursa, önümüzdeki salı (Sonu 5. inci sayfada) Afyondan Eskişehir 26 mart Ancak mayısın ilk günlerinde rastlanabilecek inanılmaz bir ışık ve yeşillik bolluğu içinde, Kara- kuyu'ya doğru gidiyoruz. Yeni de- miryolunun durak isimlerine ba - kınız: Tınaztepe, Kocatepe, Çığıl- tepe,.. Hatıralarınızı on beş yıl evvele, bir ağustos ayının ilk gün- lerine kadar geriletiniz; Tınazte- Pe, Kocatepe, Çığıltepe.... İstiklâl Sarasının ne yaman bir hakikat olduğu, türkün sesi ile, cihana an- latıtan kürsülerdir. C--he kumandanının treninde, sonra “ — — Nasuhi BAYDAR Hususi treni karşılayan bir hava filomuz ve onun o günkü ve bugünkü ça- lışma arkadaşlarının arasında, Is- parta'ya ilerlediğimiz şu dakika- larda kurtuluş harbının bitmiş ol- duğuna inanmak imkâni var mı? V t Ko Çığıltepe şimdi bir başka savaşın başka ses- leriyle doludur: Kuş sesleri, ço- cuk sesleri, kadın sesleri, işçi ses- leri ve lokomotif düdükleri. Yeni demiryolunun iki yanında yapılmakta olan daha birçok işler var, Buralarda çalışanlar, treni- miz geçerken, biran için kazmala- pi W 3 te bulunmuş bir müessesedir; B. Hifl(;,rin iki nutku namına söz Berlin, 27 (A.A.) — Havas ajansı bildiriyor: B. Hitler, dün akşam Layp- zigde dokuzuncu nutkunu söylemiştir. B. Hitler bu nutukta ezcümle demiş- tir ki: “— Alman milletinden, 29 martta, siyaselimi tasvib eden sembolik bir harekette bulunmasını istedim. Cihan, ğ A | B. Hitler, son seçim 'ııtuquı;ıdai .bı'rı' ni verirken, dinleyicilerini selamlıyor. «Siz zevale mahküm haklardan l)ahsediyorsunuz, ben ebedi bir millet söylüyorum.» bu hareketin nasıl bir hareket olaca- ğgını görecektir. Bize güvenilebilir ol- duğunu isbat etmekliğim istenildiği zaman cevabım şudur: Yaşamaktan başka dileği olmayan 60 milyon nüfuslu bir milleti tahkir etmeyiniz. Alman milletinin şerefin- Kamutavdunku toplantısında sekiz kanun projesi kabul etti : “Kamutay dün Refet Canıtez'in re: isliğinde toplanmıştır. Matbuat kanunu- nun dokuzuncu maddesinin (K) fıkrası- na bir fıkra eklenmesine dair olan ka- nun projesi hükümetin — talebi üzerine geri verilmiştir. K tay ve ilâtındaki eşya hak kında meclis hesaplarının tetkiki en. y p Ce B S sonra V| hava yolları devlet işletme idaresi 935 yılı bütçesinde yeniden bir fasıl çıl: Doçentlerin maaşı arttırılmaktadır — Hava yollarına ikiyüz bin lira verildi. karşılaşacağı arttırma, eksiltme ve iha- le işlerinin Maliye veya icabına göre, İcra Vekilleri Heyeti karariyle tamam- lanması, hem yurdun uzak köşelerin- de bulunan belediyelerin sürat istiyen işlerini sürüncemede bırakmakta ve hem de aded itibariyle fazla olan işler İcra Vekilleri Heyetini lüzumundan çok iş- gal etmektedir. Bu işlerin 68 inci mad- (Sonu 5. inci sayfada) Fıkra: Ev köpekleri hakkında Geçenlerde belediyemiz gaze- telere bir ilân verdi: Sokağa ağız- lıksız, bağsız, numarasız ve sahip- siz köpek çıkarılmıyacak, köpek- ler, bahçelerde de bağlı buluna caktır. Başt boş köpekler öldürü- lecektir. Hemen söyliyelim ki beledi- yemizin başka türlü hareket etme- sineimkân yoktu. Gerçi, meselâ Londrada caddelerde, sokaklar - da, parklarda on binlerce köpeğin dolaşmakta olduğunu görmüş o- lanlar, hattâ İngilterede haftada bir defa köpeği çözüp dolaştırmak mecburi olduğunu bilenler, bu ilâ- nı garip bulmuşlardır. Ancak on- lar, Londrada hiç bir yabancı kö- peğin komşunun bahçesine- atla: madığını, yahud bahçesinde otu- ran köpeğin sokaktan geçene ka- rışmadığını, ve sıksık diş şakası yapmadığını bilmezler. Bizde sa: hiplerini ısıranlar bile oluyor. Doğrusunu isterseniz, sokak köpeği devrinden ev köpeği dev- rine henüz geçemedik. Biraz köy veya sürü köpeği devrindeyiz. Bu yüzden — dostlarına ziyaretlerini seyrekleştirenler bile olduğunu bi- lirim. İstanbulda bir dostumuzun köşkünü bekletmek için büyüttüğü bir çoban köpeği vardır. Eğer kö- pek büyük kapının önünde yat- maktan hoşlanmışsa, ev halkı ar- ka kapıdan işliyorlar. Biz kö- pek sahipliği edemediğimizden, köpeklerimiz ev sahipliği etmek- tedirler. Gene dava, maarif meselesine dayanıyor: İngilterede köpeklerin hepsi mektep durlar. Hat- tâ sahiplerinden başka polise ita- at etmeyi öğrenmişlerdir. Bu su- retle caddelerde kendilerini gidip gelme kaidelerine uydurmak bile mümkün oluyor. Bizimkiler ise; ümmi'dirler. : Belediyemizin ilânından hoş- lanmıyanlar - varsa, toplanıp bir mektep açmalı, köpekleri terbiye etmelidirler. Buda kâfi değil: Konferanslar tertib ederek, insan- lara da köpek kullanmağı öğret- mek lâzım! Bir kurd köpeği ter- biye ile mükemmel bir polis köpe- ği olduğu gibi, mükemmel bir po- lis köpeği kullanmasını bilmiye- mirt elinde kurd olur. Misallerini pek yakından biliriz. — Atay — “sımna ve bu fasla münakale suretiyle : 200.000 liralık fevkalâde tahsisat konul. “ması ve posta, telgraf ve telefon umum müdürlüğü 935 yılı bütçesinde 88010 li- ralık münakale yapılamsına dair olan kanun projeleri kabul edilmiştir. Bun- dan sonra artırma, eksiltme ve ihale kanununa ek kanun projesinin görüşül- mesine başlanmıştır. Hükümet esbabı mucibesinde: * ... Belediyeler, mahalli ihtiyaçları yerine getirmek için kurulmuş ve hu- susi idarelerle mütevazin işler görmek- Memle- kette mecvüd 519 belediyenin her gün YAT Z n eee Bugünkü konferans Hukuk ilmini yayma kuru- munun tertib ettiği konferans- ların on beşincisini Hukuk Fa- kültesi profesörlerinden B. CAHİD Bugün saat on beşte Ankara Halkevinde verecektir. Mevzu; Eski ve Ye- ni telâkkilere göre hükmi şah- siyet dir. (Sonu 5. inci sayfada) “Ulus,, un Dil Yazıları . Giineş-[)il teorisi ile kelime tarihi ve tarihi tetkik ; yapmak tecrübeleri VI. Ziyaret. Ziyâre Sayın bir okur, dilimizde bu- gün dahi çok canlı olarak yaşa- makta olan ziyaret kelimesinin bu ziggurattan başkası olamıyacağı- nı bildirdi. Kendisine teşekküre borçlu olduğum bu muhterem ka- riin Güneş - Dil Teorisine tatbik ederek yaptığı analiz -ile verdiği malümatı aynen aşağıya geçiriyo- rum: (Yükseklerde ve dağ başların- daki ağaçlı kayaların Sümerce veya Akatça adı olan Ziggurat ile Anadolunun hemen her yerinde bulunan ziyaretlerin , aynı şeyler olduğuna ve aynı manada aynı adları taşıdığında şüphe çtur. Çünkü evvelâ kelimelerin her iki- H. R. TANKUT sinin de etimolojik analizi aynı neticeleri vermektedir. Her iki ke- | limenin Güneş - Dil Teorisine gö- re etimolojik analizleri şunlardır: (© ()' (3): (o (5).(0) Ziğggurat — iğ H iz H iğ t ig Hur Hat Ziyaret — iğ 4 iz H iy t iğ H ar 4 et kelimenin tahlilinden hasıl olan elemanların 2 ve 3 ün- cüsü aynı cinsten iki konson oldu- ğu için Güneş - Dil Teorisinin tes- bit ettiği kaideye göre analiz sı- rasında birisi (. -— ğ) ye çevril- miştir. İkinci kelime yani ziyaretin 2 ve 3 No. İr unsuruna gelince keli- me morfolojisinde mevcut olmı- yan (. 4 3) kelimede (y) unsu- - Sayfayı çeviriniz - Birinci ai