15 Eylül 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 22

KARMIZI | BALIKLAR — Bakalım hoşuna gidecek mi Filiz? Genç kız, annesine sokul enin yaptığın şeyler, her zaman güzel, tadına doyulmaz olur, anacığım... Ağzını şapırdatıyordu: — Bunu ne zaman yiyeceğiz anne? — Şimdi ocaktan indireceğim. Ka- hıba dökerek Frijidere koyacağım. Bir çeyrek saat sonra buz gibi olur. Haydi gen sofrayı kur... — Peki anne... Genç kız, bir çocuk çevikliğile ko- Şarak çıktı. Küçük koridoru geçerek bdasina gitti. Lambayı yaktı. Bu oda, baştan aşağı penbeydi. Do- lap, karyola, tuvalet masası penbe lâke; karyolanın örtüsü, geniş pencerelerdeki perdeler, hep bir örnek, çiçekli penbe ketendendi. Yerde mavi, sarı, penbe nakışlı, güzel bir İsparta halısı seriliydi. Genç kız, dolabı açarak, kolundaki mantosunu astı. Şapkasını rafa koydu. Sırtındaki elbiseyi çıkardı. Rop döşam- 20 brını omuzlarına alarak, odasından ban- yoya geçilen kapıyı iterek, elektriği çevirdi. Duvarlar, . yerler, banyonun beyaz çinileri, nikel musluklar, bir ışık yağ- murile tutuştu. Genç kız, yüzünü yıkadı. Lâvabo- nun aynası önünde saçlarını taradı. Son ra ışığı söndürerek odasına döndü. Giyinerek e. çıktığı vakit anne: sinin sesini uydu — Filiz, ay kurdun mu kizim? Genç kız, hafifçe dilinin ucunu çı kararak, yavaş sesle mırıldandı! — Eyvah! geç kaldım. Annesine, sevgisi kadar büyük bir saygı beslerdi. Bu saygı ve sevgi ha- yatının yolunda ona bir ışık tutmuştu. Sesini tatlılaştırarak, seslendi: — Şimdi anneciğim, İki dakikada kurarım... Koşarak salona girdi. Saman sarısı bir aydınlık; sükünet, rahatlık verici Je: 2 e z in bir güzellikle, önü boydan i cereli, bir tek yuvarlak camlı! iyi eşyalı salonu ışıklandırmış enç kız, büfeninin kapağı becerikli ellerile, tabakları, ; bardakları çıkardı. Çekmeden aldığı, kolalı kir leri, cilâlı masanın üzerire £ Anne, elinde parlak günü” siyle, salonun kapısında 3 Masaya yaklaşarak; tepti zak et, yeşil salata, meyi sofranın üzerine sıraladı. Genç kız, sofradaki yiyet den geçirerek sordu: — Ya, krema nerede ani -— Daha soğumadı yavre ları yy kadar, buz gil , birden güldü: Ka 'Bu gün dalailıyın Demindenberi bir eksik y dum. Halbuki suyu unutmuş” Dışarı çeneyi, elindef mesi bir olmuştu: — Haydi anneciğim, ol Anne kız, karşılıklı isker leştiler. Tabaklarına birk k et ve biraz da salata