. Yana bütün gayri traftan t olmı- izlerde sonra, miştir. nra Ürü ömülmüş; ı faciayı eN ee i Keşir > a vi iş Sgk ikinci defa olarak bu ve perişan — Kaçın.. Geliyorlar... mıştı.. Avar ülkesi hudutlarının kena: rında müthiş bir panik başlamıştı. Çünkü Avar kılınçları nerede parlarsa, orada taş taş üstünde kalmazdı. Örta Asyadan, Avrupaya doğru akip gelen Türk uluslarının en kuv- vetli bir kolunu teşkil eden (Avar)lar, İslavların set çektikleri geçitleri bir hamlede geçmişler... Azak denizi sahil. lerine kadar inmişler.. ve sonra, önüne geçilmez coşkun bir sel gibi, orta Avrupayı istilâ etmişlerdi... O, zaman, paytahtı (Meç) şehrinde bulunan (Gol) ükümeti, mukavemet imkânı olmıyan bü muharip dalgası karşısında şaşırmış. vergiler ve hediyelerle sulh teklif ederek, bu istilânın önünü almaya mecbur kalmıştı O zaman Avarlar cenuba Odoğru dönmüşler, (Bizans) imparatorluğu hududuna ilerlemişler.. Şarki Roma imparatoru (Jüstinyen Je bir sefaret heyeti göndermişlerdi. Bu sefaret o heyetinin omanzarası obile, Bizanslılara büyük bir dehşet vermişti. İri cüsseli Ayarlar, gür saçlarını renkli ipekli kumaşlar, altın ağlarla örmüş lerdi. o Sırtlarındaki Okeymettar deri elbiseleri, mukaddes taşlarla süslemiş» lerdi. Boyunlarında düz, uzun, gayet eniş yüzlü bir kılıç asılı idi. Çatık kaşlarının altında parlıyan sert gözleri, uzun ve düşük bıyıkları, enli ve geniş © çeneleri, onlara esatiri birer mahlük heybeti vermekte idi. Bu sefaret heyeti, Bizans sarayla- rının göz kamaştıran salonlarında j impas ratora Odoğru pervasızca ilerlemi işi. Reisleri; biebiz mukaddemeye lüzüm görmeden! — Size zarar veren milletleri tama men ezdik. Barbarları, artık sizin kork« mıyacağınız bir hale getirdik Bu hizmetimizin mükâfatını isteriz. Eğer i ği siz de (Frankj)lar gibi m vergiyi e Bizans hududundan içeri girme Yok; eğer a ülke nizi biylan tn çiğneriz, Demişti. Jüstinyen, bu açık ifade karşısında, kurnazca hareket etmiş.. Bizansın, bu dessas diplomat imparatoru, saf ve açık kalpli Asya evlâdlarını oyalamak ve aldatmak istemişti. Maksadı yda, giz- e (Frank) larla a Avarları akı ateş arasına alarak oya kül şi ekti. > Netekim Avarlar, Jüstinyenin söz- lerine ve vaitlerine itimat etmişler, geri dönmüşlerdi. Fakat biraz sonra, (Ostrazi » gol) kıralı (Sigeber) in, gizlice harekete ae ia alır almaz, i Fransızların üzerine yüklenmişlerdi. Fransizlar, o kadar süratle mağlup u olmuşlardı ki, kendilerini Bu sözler, her tarafa dehşet sal- AVAR OĞLU — Başı 6 ıncı sayfada — mağlup edenlerin kimler olduğu bile, farkedememişler.. Gözlerine, bir takım müthiş hayaletler görünerek, onlardan kaçtıklarını o söylemişlerdi.. Fransız ordusunun dört tarafı, li kalkan ve mızraktan Oomürekkep (obir (o duvarla çevrilmişti. Kral, servetinin büyük bir minı Avar bhükümdarına hediye etmek suretiyle, büyük bir felâketten kurtulabilmişti. Avarların bu zaferi, onları bütün komşu hükümetler nazarında birdenbire yükseltmişti. (Lombard) kıralı (Alboan) dan, Romadan, diğer hükümdarlardan sefirler gelmiş.. Muzaffer ar büküm:- darı ile muahedeler akddetmişti. Artık « İslavların (dev cüsseli adamlar) ismini verdikleri » (Avar) ların korkusu, bütün komşu millet ve hükümetlerin kalbine yerleşmişti. Yalnız Bizans imparatorlu» ğu, henüz Avarlar hakkında bir hüküm vermekte mütereddit di. (Bizans), zekâ ve şeytanetinin, bu saf Asya kahra- manlarını mağlup edeceği zannedilmekte idi. Fakat biraz sonra İstanbula (Salak) isminde bir Avar elçisi geldi. Bu da, s evvelki sefaret heyeti gibi - açık ve dürst bir lisanla : — (Sava) nehri üzerine kurduğumuz köprüyü bitirdik. En güzel beldeleri. nizden biri olan (Sirmik) şehrini ele eçirmemiz için, Hâkanımızın bir tek kısa emri kâfi. Medeni bir şebri harap etmek, ahalisini kılıçtan geçirmek iste- miyoruz. Bize bu şebri teslim ediniz. Verdiğiniz vergiye de bir misli ilâve eyleyiniz. Sonra, abırlarınızdaki en güzel atları Şi Hüâkana hediye edeceksiniz... u sözlerdeki katiyet, dessas Bizans “dinletir sert bir kırbaç gibi tesir etmişti. Ne Bizanslıların (kudretli imparato« ru), ve ne de en meşhur kumandanları olan (İyber); Avarlara karşı mukave- met etmeyi gözlerine kestirememişlerdi. Buna binaen umumi bir müzakereden sonra; Sirmik şehri Avarlara teslim edildi. o Ayni zamanda OHâkana da, istediği verginin peşinen üç seneliği olan (80 bin altın) ile, kıymetter bazine eşyalarını taşıyan katırlardan, ve en cins atlardan mürekkep bir kervan gönderildi. Bu suretle artık o muazzam Roma imparatorluğu da, Avar Hâka- Bının Sp altında, boynunu eğmişti, — Geliyorlar!... feryadı sa zaman bu sesler; taaâ, sahillerin» den, Bizans Gilan Eli aksetmişti. se — Nereye ilişorr 2. — O, belli değil. nereyi görürse, oraya. nereye gideceği — O da bilinemez. lan öfkesi nerede sükün bulursa, oraya! Avar ordusunda konuşulan sözler, emen hemen bunlardan ibaratti. Fakat aradan çok geçmeden Hâkanın hedefi, belli oluwermişti. Bir gün Bizans casus- larından biri, at çatlatarak gelmiş. İHâkanın çadırına girmiş.. “Şu sözleri söylemişti: — Şaman Bokoslabra ile kaçan zevceniz, Libidin şehri civarından Tu- nayı geçerlerken, Bizans askeri Gara fından tevkif o edildiler. | İstanbula götürüldüler Hakan bu sözler karşısında, sende» ledi. Zevcesinin, Bizanslıların o eline çmesi, ona çok acı gelmişt., O Bizanslılar ki daha pek az bir zaman evvel onlara dünyanın en ağır, en hicabı mucip bir omuahedenamesini imza ettirmişti. Casus, Hâkanın önünde diz çökmüş duruyor.. Getirdiği bu büyük müjdenin mükâfatını bekliyordu. Çadırın içinde birdenbire bir şimşek çakmış.. Hâkanın savurduğu ağır kılıçla casusun kanlı başı, çadır kapısından dışarı yuvarlar» mıştı. Ve o zaman Hâkan, büyük bir hiddetle: — Ordul.. Doğruca Bizans üzerine.. Diye bağırmıştı. v Hâkanın gözü Bizans imparatoru değişmiş.. yerine ei gelmişti. Os izans, İran ordusu tara" fından yn edilmekte idi. — İran hükümdarı (Hüsrev) in kumandasında» ki İran ordusu, Anadoluyu geçmiş.. Bizansın karşısındaki (Halki- don) kalesini (1) muhasara eylemişti. ranlılarla mücadele eden İrakliyos; Avar hükümdarı Hâkanın da cenuba doğru taşkın bir sel gibi akdığını haber alınca, şaşırmış.. Bizansın en makbul olan ipekli kumaşlarından, o sarayın nadide (omücevberatından, en seçme kadın ve erkek esirlerden mürekkep hediyeler göndererek Hüâkanı durdurma» ya çalışmış Hâkan, hilekâr Bizansa karşı kur nazca davranmıştı. Bütün bu hediye İleri kabul etmiş: im maksadım, neimpâraborun ülkesini zabtetmek, ve ne de Bizans kalesine girmek değildir. Sadece bizzat imparatorla görüşmektir. Eğer benden bir şüphesi varsa, Bizans surlarından uzak bir yerde bir mülükat mahalli tayin etsin. Orada birleşelim. Görü. şelim. Dostluğumuzu takviye edelim. sı var (1) Şimdiki (Kadıköy). v7