ihtiyar bekçi: Yordu. Çete reisi çocuk kaçmı Sekiz kadar çocuktu. €r #ene erik mevsimi gelir gel - | mahalledeki | bahçelerin muharebe gününe çeviriyorlardı. <a, aralarında müthiş bir çete ter- İ bile olduğunu işitmiştim. Reis- ir sekiz on yaşmda kadar bir | arasım « Kendi haline gözüküyor - 5 sağa ve çelimsizdi. Fakat bir kırmız: boyalı evin | bahçesinde andığı bir dakikaya şahit oldum: | Sesine ağlıyordu. O kadar Yârtyordu ki, bahçenin Pdisine emanet edilen ihtiyar bek» » bu zavallı biçareyi azat etmekten | hiç Açtı; “öz veriyor musun, dedi; fazla her şeyi bir çare bulamamıştı. Kapı» bir lime geçecek olursan. Dü- Y ikada, ihtiyar o bekçinin hdi küçük çocuğunu hatırlıyorum. Basimin hiddeti yanımda, ürkütül - 3 bir tavsan kadar kulakları kısık Yord . İhtiyarın, bütün çocukla - | olduğu gibi; “İsendi “çocuğuna da bir vakit şefkatli davranmadığımı” | Yordum; bütün roahallede zulmü | Elime geçersen!. Düşün baki. “Erik Hırsızları w Küçük Hikâye Hikâye 4 — diye haykı- ştı, seven bir insan olarak tanınmıştı: — Onları başka türlü adam ede - f meyiz, derdi, Birden bire nasıl bir hareket oldu | bilmiyorum; kolundan sim sıkı tuttu- ğu çete reisi çocuk kurtulmuştu; fa- kat her şey, bir dakika içerisinde ge- ne birden bire değişmişti; bir az evvel, ağlıyan çelimsiz çocuk, ihtiyar bekçinin evini müthiş bir Laş yağmu- runa tatta; kapıları kapadık; camlar büyük şangırtılar de iniyordu. İh- tiyar bekçi bir dakika kapıyı açmak istedi; büyük bir çakıl taşı süratle şa- kaklarını sıyırdı; naklarına akıyordu; yumruklarını sık- W — Elime geçecek olursan!.. Dedi, Çele reisini, böyle bir vakada ta - nimiştım. hafif biz kan izi ya- Sekiz çocuk, bu sene de, her vakit olduğu gibi gene kırmızı evi düşünü - yorlardı. — Bekçi, artık ihtiyarlamış “ola - <akl, Diye konuştular | 4 Çete röksüt”* / pbesiz! Diye atıldı; eğer be- mr ME ENE Bunları Lâstik elbise Bundan sonra, “çoraba belki | ! takmak lâzımgelmiyecek, | Endiliğinden dik duracak, düş - *cek.. Kravatlar bükülmiye - Pantalon kırışmıyacak, ağaçtan mayi, halinde sr- bir nevi lâstik o keşfe - di. Bu Jâstik fabrikada, insan dar ince bir cam haline bindir Üzerine ipek Miçikleriz” başbaşa : Avrupayla yarış a izde köprü parasını hatırlar hız?. Bunu kaldırdılar ve pek muza gitmişti. Elimizi kolu - 3 sallıyarak geçiyoruz . Hem bulmak, bozdurmak için, Ü başlarında vakit kaybet- AN yok. Köprü parası, Av - tm da birkaç yerinde vardı: mi meşhur Vaterlu z ç ahali, Zima Paâramızla aşağı yukarı 20 Si Vermeğe mecburdu. o Araba “mobiller 60 para verirlerdi. *T Beçen, inek, koyun ve bey- ai için de 5 kuruş almır- Va u da kaldırdılar. | Ylu köprüsü, bundan tam a a evvel yapılmıya başlan - İçi imdi de tehlikesi görüldü- tela, meğe başladığı için yıkı - Sünden geçmek için ürkiye şehirleri, Avrupanın- 8r türlü yenilikten yana, | esini biliyor.. Bu eski ve | lm adetten, birçok " gibi kurtulduk. Biliyor musunuz ... pamuk veya yün kaplanarak ku - maş ipliği yapılıyor. İstenilen ren- ge de boyandıktan işte böyle birçok yenilikleri faydalar olan kumaşlar, örgüler meydana sonra, getirmiye çalışıyorlar. Bez göz İnsanlar bazan kusurlu da ©! sa, onları örtmek isterler. Bu ha' eşkidenberi vardır. Bundan 2434 sene önce yaşıyan insanların bez göz kullandıklarını bilir misiniz? Tabii, bir gözü kör olanlar bu- gu kullanıyordu. Bezi yapıştırdık: ” tan sonra, üzerini göz biçimi bo - vuyorlardı. Bugünkü takma cam göze sıra gelinceye kadar, deriden, içi boş altın zıpzıptan takma gözler ya - pılmıştır, e —— —— Eğlenceli fıkralar: Zekâ Annesi küçük İhsana çıkışıyordu: Bu imtihanda dam: seni. — Çocuğum! gene kaldın?.. Ne tenbel şeysin Bir de komşunun kızı Perihana bakt, Yine birinci olmuş!. İ — Ama annel.. Onun babası, annesi| de çok zeki şeyle: Bir ders Baba oğul yolda gidiyorlardi: — Oğlum!. Dedi babası; bir adam İnamuskâr olmadan mes'ut olamaz! — Öyle ise dün tramvaydan para vermeden inince niçin pek keyifli idin babal.. Iyi söz İhtiyarken genç olmak belki iyi, fa. kat gençken ihtiyar gibi yaşamak kadar kötü bir şey yoktur. nim dediklerimden dışarıya EE . cak olursanız, ihtiyarı odasında hap » sedebiliriz del. Bahçelerin duvar dipleri arasından yürüyorlardı; ayakları çıplaktı; bu - nunla beraber cesaretleri vardı; bilhas- sa ihtiyarı hapsetmek.. Bu çok hoşla- rına gitmişti. Fakat bir dakika içinde, bütün ha» yallerinin birden bire yıkıldığını gör düler, Boylarının iki misli yüksek bir duvar, koca bahçeyi dört bir tarafın- fon kaplamıştı. Yukarı taraflarında çubuklar arasinda iğneli teller üyordu. Herşey, bir hudutta ol- duğu kadar bir muharebe gününe ha- zır ve kuvvetli idi. Reis, böyle zor dakikalarda büyük | maharetiyle tanınmıştı: — Omuz verin!,. Dedi. Yedi çocuk buna derhal itaat etti- ler. Yarım saat sonra, açmak için ça- lıştıkları tellerin bir tarafından reis İ- çeri atılıyordu; bahçenin kapisini açtı: Dedi. On dakikada, bütün erik dallarını indirdiklerini söylemeğe lüzum gör - miyorum. Yerler yeşil bir yaprak kü- mesi içinde kalmıştı. £ Artık gitmeğe hazırlanıyordular, Arka taraftan bir ayak sesi işidildi; çete reisi: — Kapı açık; diye bağırdı; açıktır! Yedi çocuk ileriye seğirttiler. Re- is ağaçta kalmıştı; bir saniye içinde, birden yere atladı; fakat bir aksilik- le her şey bozulmuştu: Kapıdan son defa çıkan çocuk, demir kapıyı yanlış lıkla birden bire çekti; reis içerde kalmıştı. Bu dakikalarında, kapana kısıldı - ğını anlar anlamaz, teslim olmaktan başkâ hiç bir şey düşünmezdi; zaten da “ihtiyar yetişmiş bulunuyor- | du; artık, serbet bir yerde, bir fırsat — Giriniz!., kapı Havaya ir Gemi Zeplin, sahiden bir gemi kadar © büyüktür. Gemiye de benzer. “Graf Zeplin,, isimli, Alman- ların en büyük hava gemisi ,ya - kmda gene büyük yolculukların - dan birine çıkıyor. Cenubi Ame- | rikaya gidecek. Graf Zeplin ,son beş sene için- de, 355 defa yola çıkmıştır. Bun- lardan birinde Atlas denizini geç- miş, birinde dünya seyahati yap- mıştır. Bu zaman içinde 461,835 mil mesafe kat'etmiştir. Ve bu seya- hatlerin hepsi, 7,342 saat 51 da- kika sürmüştür. Bu, büyük hava gemisi vasati olarak saatte 63 mil yol almakta- dır. Şimdiye kadar taşıdığı yol - cuların sayısı, 8.900 dür. Her se - ferde 25 kişi alabilmektedir. Bakın bu hesap, ne kadar me - raklıdır: Cabi | muharebe gününe dakikasını kollamaktan başka yapacak bir şey yoktu. Bununla beraber ihti - yarı birden bire değişmiş gördü; bu şaşılacak şeydi; kolundan, çok defa - lar tat- | muştuş çete velsis — Mahsus yapıyor!.. dü. Beni odasma sokmak Belki orada kamçı bile atacak! Her şeyse rağmen, ihtiyarın şefka- tini anlamış gibiydi; içeri girdiler, İh- tiyar bekçi: kendi çocuğunu tutar gibi Diye düşün- istiyor.. | — Seni polise verebilirim!, Diye | konuşmaya başlamıştı. Fakat. Bili » yorsun ki, bu kış çocuğumu kaybet - tim, Çete reisi: — Evet, dedi; son defa çok döğ- düğünü söyliyorlar. İhtiyar birden bire değişmişti: — Hayır!,. Dedi, Sizinle beraber gezmek istiyordu. Bırakmadım!.. Sonra bir anda: — Yalnızım!. Dedi. Ağlıyacak gibi konuşuyordu. Çete reisi? — Eğer isterseni durdu; fakat düşünd ğe karar vermişti; — Yanınızda ka- labilirim!.. Diye ilâve etti, Bu birden bire olmuştu!.. Kışın en soğuk ve karlı bir günün- | de çocuğu (— ölen ibtiyarla, mahpus çete reisi bir dakika göz gö- ze geldiler. İhtiyar: — Çıkalım! Deği. gezdiyerim!.. — Çikalım!ı. Her sene çocukların büyük çevirdikleri, Dedi, burada künü söyleme bahçede Sana bahçeyi İN bir yeşil İİ yapraklı erik ağaçlarınm altına doğ- ru yürüdüler Çete reisi içerde kalmıştı. Aünbey Kaza esnasında paraşutla kurtulan yeni bir tayyare Graf Zeplin isimli büyük ha - va gemisi, şimdiye kadar tayfası pilotu ve memurları da beraber olduğu halde tam, 23.332 insan getirip götürmüştür. Bu hesaba göre, her defasında İ İ Zeplin içinde 66 insan bulunuv Şu resme bakarak bize bir hikâye çıkarabilir misiniz? Kü- çük bir hikâyecik olmalı ve bir defter yaprağını aşmamalı- dır. Okunaklı yazın, İsminizi de altına yazarak gönderin. Kim iyi yazarsa hediye kan zanacak, Dikkat! 9 Ağustos tarihli çocuk sa- yıfamızdaki bilmeceyi halle» den okuyucularımızdan kaza - anların isimlerini salı günü |nesred iyoruz. Hediyelerimiz'her iperşembe öğleden sonra idare- hanemizde verilir(.. © |” du, Ayni zaman da büyücek bir ağırlıkta posta ve yük taşımış- tır, Şimdi bu ko- caman'hava ge misinin obhava yoluyla posta, işi adamları ta- şımak üzere şi- Amerika» ya da munta- zam seferlere mali başlaması iste- niyor, Büyük hava gemisine, gemi ciler lisanında “Kız kardeş,, deni- len eş bir gemi daha yapılmakta- dır. Bunun adı LZ 129 olacak. Ar- tık beraberce sefer yapmıya baş- lıyacaklar. Efendinin başından geçenler ,