| Gi “ lerime kadar titretiyordu. 7 farktemiş, k* ll ei İK — Peki bu adamlar ne ile ya- şarlar? — Bir az pirinç yetişir. Bazıları | balık tutarlar. Hem | gece, gider, sonra, borç para alırlar. Bu borcu her üç dört ayda bir, tefeciye ö- derler. Çünkü, üç dört ayda bir madenden toplanan taşlar satılır, yüzde onunu bunlara taksim eder- ler. Bazı yerlerde maden sahiple- ri küçük küçük dükânlar açarlar, ameleye veresiye pirinç, yağ, kon- serve, bazan da borç para bile ve- rirler. Pek tabii bu veresiyeleri ve borçları büyük defterlere kay- dederler ve daima alacaklı çıkar- lar. Bu suretle, ameleleri tefeci - lerin elinden kurtardıklarını söy - derler, — Peki amma bu adamlar ni- çin rençber veya oduncu olmuyor- lar? — İşte mesele burada!. Toni uzun uzadı baktı ve ilâve eti: — İşte, bütün mesele burada... Çünkü, onlar da benim ve senin gibi tutulmuşlardır. — Tutulmuşlar mı? — Evet. Elmas perisine tutul - muşlardır. Farzediniz ki bu ak - şam illemayı yıkarken 200.000 rupyelik bir taş bulduk. Kırk a- melenin paylaşacakları yüzde on — hisse, gene oldukça mühim bir ye- kün tutar. yerin dibinde bir amelenin kaz- masının altına böyle bir taş rast geldi ve onu gizlice çıkarmağa muvaffak oldu. O zaman, peri & le geçti demektir. O zaman ar - tık... Ne var; ne oluyor? Amele durmuştu. Kuyunun di - binden bir ses geliyordu. İki kişi kuyunun ağzına eğildiler ve ko - © muştular, Toni dinliyordu. Birden- bire: — Vay canına, dedi, gülü aşa- ğıda birisi ezildi. Gidip bakınız. Burası sizin daireniz. — Kuyuya mı ineyim? — Tabii, fakat dikkat ediniz, merdiven bir az tehlikelidir. Kuyunun kenarındaki küçük çi- ti atladım. Biran içeri baktım. Kuyunun dibinde sim sihay su pr- rıldıyordu. Yavaş yavaş enmeğe başladım. Ben endikçe aşağıdaki koku berbatlaşıyordu. Bir kaç da- kika geçtikten sonra galerilerin © başladığı kısma, yani kuyunun di- , bine indim. Yanıma bir amele geldi. Elinde bir yağ kandili vardı. Kandilin ışığı, amelenin gözlerinde büyük korkunun parladığını gösteri - yordu Elleri titriyordu: > — Geliniz, dedi, galiba iki kişi öldü... : > dar bir geçide girdik. Burada insan atcak iki kat olarak yürüye- bilirdi. Duvarlardan sızan sular, baza enseme damlıyor, beni ilik- nin iki tarafında küçük küçük de- — likler açılıyordu. Buradan illema- nın çıkarıldığı odacıklara gidili - yordu. Kaza, soldan dördüncü o- dacıkta olmuştu. Burada iki adam çalışıyordu. Sabahtanberi, bura - dan yirmi küfe çıkarmışlardı. Ya- ni odacığı bir metre murabbaı ka- dar genişletmiştiler. İki büklüm olarak çalışan bu adamların da, hepsinin yanında olduğu gibi, bi- kandilleri vardı. On dakika evvel, oradan köfeleri çe - amele, kandilin söndüğünü öm Ve yahut farzediniz ki | Galeri- | 7- Nakleden : fa. dü zanederek fazla ehemmiyet vermemişti. Bununla beraber ses- lenmişti. Kimsenin cevap verme- diğini görünce, sürüne sürüne iler- lemiş, kandili uzatınca, odacığın ortadan kaybolduğunu görmüştü. Facia sessiz sadasız olmuştu. Top- rak, kayıvermiş ve içindekileri ez- mişti, O zaman, amele haber vermiş- ti. İki galeride çalışan dört amele hemen koşmuşlardı, Ötekiler iş - lerine devam ediyorlardı. Zira, bir kaza vukuunda ancak iki ga- lerinin adamları yardıma gidebi - lirdi. Bu hususta talimatname ka- ti idi. Şimdi, yardıma gelen ameleler, mütemadiyen toprağı kazıyorlar - dı. Burada kazmanın iş görmek ihtimali olmadığı için, toprağı a- vuçlarile çekiyorlardı. İğne ile ku- yu kazıyorlardı yani... Bunu gör- mekliğime rağmen: — Çabuk olunuz. Demekten kendimi alamadım. Sözlerime bir inilti cevap verdi. İki amele, insan şeklinde bir ça » mur yığınını sürüklüyorlardı. Bu çamur yığını hafifçe kımıldanı - yordu. Amelelerden birisi kuyu - nun ağzına koştu ve seslendi: — ip!... i Ezilmiş adam, kuyunun ağzına doğru sürükleniyordu. Başımın du- varlara çarptığını duyuyordum. Fakat yapılacak başka bir şey yoktu. Yer dardı. Onu kucakla- yıp götürmek kabil değildi. Kuyunun başımda Toninin göl - gesi görünmüştü. — Dikkat, asansör geliyor. Ameleden birisi, peştemalını çözdü, yaralının belinden geçire- rek bir kuşak yaptı, bu kuşağa yu- kardan uzatılan ipin ucundaki 'çengeli taktı, ellerile ağzını bir hunu ypaarak bağırdı: i —Çek!.. i —İp gerildi. Amele; — Aman, dedi, şöyle kenara çe- kilelim. İp koparsa üzerimize dü- ser. Mümkün olduğu kadar kenara çekildim, duvara yapışarak başı - mı yukarı kaldırdım. Zavallının vücudu, ortadan kırılmış gibi iki kat olmuştu. İpin ucunda sallanı- yordu. (Devamı var) Roman yada Yahudi düşmanlığı yü- zünden bir hâdise Bükreş, 28 (A.A.) — Bokovina da Cermenti Darülfününunda bir takım kargaşalıklar çıkmıştır, O - rada bir musevi aleyhtarı bir ta - kım hareketler yapılmış olduğun- dan ciddi tedbirler ittihaz olun - muştur. Bu tedbirlerden memnun olmı- yan talebe, yeniden nümayiş yap- mıştır, Asker ve polisin müdahale- sine mecburiyet hasıl olmuştur. Askeri krtaat, Darülfünunu iş - gal etmektedir. Musevi muharrirlerden Pa - nait İstrati, Bükreş kütüphanele - rinden birinde eserlerinden bir ta-| kım nüshaları ithaf etmekteyken | Demir muhafız teşkilâtma men - sup talebenin taarruzuna uğra -| mıştır, Muharrir, mütaarrızların elin - den romancı Petresconun müda - halesi ve polisin himayesi saye - 'n ' sinde kurtulmuştur. e) güreşlerde Daha çok muvaffa- kiyetler kazandık Dün gece Macar güreşçilerile dördüncü ve sonuncu temasımızı yaptık. Maçlar bu sefer Taksim stadında ve açık havada tertip €- dilmişti. Bu itibarla hayli garip bir manzara hasıl olmuştu. Bu te- mas, birdenbire kararlaştırıldığı bir taraftan da hava devamlı bir yağmura çevirdiği için Taksim stadı bu ilk, gece faaliyetine lâyr- kı veçhile hazırlanamamıştı. Ziya tertibatı hayli noksandı. Sağ tri - bünde yer alan halk görünmüyor, yalnız sesleri geliyordu. Bununla beraber hiç bir ciddi serbest güreş tecrübesi yapamamış olan takrmı- mızın usta Macar güreşçilerinin teklifini kabul ederek ortaya atı - lışı çok alâka uyandırdığı için, İ- lân işlerinin zaruri bir ihmale uğ- ramasına rağmen sahaya epice meraklı toplanmıştı. Tafsilâta girişmeden evvel, kr- saca işaret edelim ki güreşçileri - miz bu ilk “serbest güreş,, tecrü - besinden de yüzlerinin akile çık- tılar, Hattâ diğer akşamlardan zi- yade muvaffak oldular. Filiz sıklet Küçük Mustafa ile Banyas kar- şılaştılar. Yalnz serbest güreş ya- pacak güreşçimiz gelmediği ve Küçük Mustafa da serbest güreş bilmediği için bu güreş müstesna olarak Greko-Romen tarzında ya - pıldı. i ” Küçük Mustafa malüm olduğu üzere filiz siklet Balkan şampiyo- nudur. Fakat idman olmadığı için bun- dan evvelki müsabakalarda Ma - carlarla karşılaşmamıştı Bu güreş çok çetin ve güzel oldu. Fakat ilk devrede Mustafa oyun yapar - ken alta düştü. Macar çok teknik ve kuvvetli olduğu için bu devre- de yerden kalkamadı. Fakat müt- hiş bir tazyika güzelce dayandı. Güzel köprüler yaptı. “Diğer on dakikalık devre ayakta geçti ve Macar ancak müsabakayi hükmen kazandı. En hafif Yaşarla Fabyan karşılaştılar, Yaşar iyi güreşiyor, iyi bacak ka - pıyordu. Bir aralık Macarı altına aldı ve devre sonunda hükmen ga- lip sayıldı. Hafif İsmail ile Galanboş karşılaştı - lar. 6 dakika ayakta geçti. Bun- dan sonra Macar kura ile alta yat- tı. Bu esnada İsmail ani bir hare- ketle rakibini çevirerek 6.29 daki- kada yeniverdi. Yarı orta Hegedüş ile Hüseyin karşılaşa - caklardı. Fakat Hüseyin işleri do - layısile Ankaraya döndüğü için, gelememişti. Hegedüş hükmen ga lip sayıldı. Orta Ahmetle Bobiş karşılaşacaklar- idı. Ahmet ringe çıktı.Fakat sağdan soldan davete rağmen Macar genci ortada yoktu. Bu maç ev- velâ en sona bırakıldı. Fakat Ma- car genci bulunamadığı için Ah - met hükmen galip sayıldı. Son - radan öğrenildiğine göre kendi bnm güle bir ihta- Mer ye ee AMMAN Define Adasıl(srokr | Plğida çel çekilen ELMAS ARAYICILAR esim raklı bir boşanma davası nasıl halledildi ? Madam Gabril, evine sabaha karşı dönüyordu! o zamanlara kadar nerde vakit geçiriyordu? | Budapeşte mahkemelerinden bi- rinde, meraklı safhalar gösteren bir boşanma davası neticelenmiş ve bu davada plâjda çekilmiş bir fotoğraf, en büyük rolu oynamış - tır. Dava, Madam Gabriyel isminde | nü tesbit ettim. Bunu ö bir kadınla kocası olan yüksekçe mevki sahibi bir hükümet memu -! Kendisine henüz nikâhım ru arasındadır. Kadın, kocasının kendisini birlikte yaşadıkları ev - den kapı dışarı ettiğini, bir buçuk sene ayrı yaşadıktan sonra, bir gün sokakta karşılaştıklarını ve bu sı- rada herkesin gözü önünde koca sının hakaretine uğradığını sebep göstererek, davacı yerine geçmiş - tir. Buna karşı, kocasının avukatı, madam Gabriyelin evi kendi key- | fine tabi olarak terkettiğini, ko -| vulduğu doğru olmadığını söyle - miş ve sokaktaki” hâdiseye gelin- ce, buna da kadının yakışıksız ha- reketi sebebiyet verdiğini, onun kocasına pervasızca ve devamlı su ! rette ihanet ettiğini ileri sürmüş - tür, Mahkemede Madam Gabriyelin kocası dinlenilmiş, o, aradaki va - ziyet etrafında şu izahatı vermiş- tir: — Hayli zamadanberi, karımın ev haricinde bulunduğu sırada, Yi takip eden herkes, kadını pe şüphe uyandıracak mahiyette bu -! vayı kazandığmı zannetmi$: gi luşmalarla vakit geçirdiğini sezi - yordum. Şüpheleniyor, fakat iş, güç arasında şüphelerimi kyyvetle | lendirecek deliller &lde bulamıyordum. Bir gün, karım, “Artık seninle terdiği görülmüştür. Bu bir arada yaşayamıyacağım. Şim- di bu evden uzaklaşıyorum,, dedi keklerden birisinin de tacir ali, ve dediği gibi yaptı. Benim şüphe- | anlaşılmıştır. Madam Gal lendiğimi sezdi mi bu suretle ken diliğinden gidişe hayret ettim, fa- kat artık ayrı ayrı oturmakla bera- ber, ne ben, ne o boşanma isteğile mahkemeye müracaat ettik. Yal - nız, ben bir taraftan ihanet delili toplamak için mümkün olduğu ka- dar göz, kulak oluyordum. Karım, görünüşe göre yalnız ba- şına oturuyor, bir inziva hayatı ge rından müteessir olan Macar bu teessürün sevkile maça gelme - mişti. Yarı ağır Palotaş ile S. Mehmet karşılaş - tılar. Evvelce Macar S. Mehmedi üç dört dakikada yenmişti. Bu sefer de 3.15 dakikada gene galip geldi. Ağır Mehmet ile Kont karşılaştılar.. Mehmedin ne kadar terakki ettiği bu güreşte daha iyi göründü. Çün- kü rakibini daha ilk dakikada ye- re savurdu ve ikinci dakikada müt hiş bir hamle yaparak gene yeni - verdi. Bu geceki güreşler de bu suret- le bitmiş ve takımımız üçe karşı dört galibiyetle dördüncü teması kazanmış oluyordu. Bundan ev - velki temaslarda ise dörde karşı üçle Macarlar kazanmışlardı. Güreşçilerimizi ve bilhassa yenil mesine rağmen bize heyecanlı bir mücadelenin zevkini tattıran Kü - çük Mustafa ile usta rakibini dör- düncü defa yenen büyük Mehme- di tebrik ediyoruz. k icin, | körmim Böğinde dolaşmağa imkâr mr | giriyordu. Lâkin, çok Çare kendisinin sık sık şehrin iÇ rinda dört katlı bir evin sabiP e gin bir taciri ziyaret ettiğini, e akşamları erkenden gidip ken: düği vine ancak sabaha karşı di m sonra bir gün sokakta ki alimi bulunduğunu söyliyerek, ZiY! e lerinden dolayı hesap istedim ga ettik, pek haklı olarak söydür hattâ tokatlamaktan bile alamadım. Elimde karımın iye tini isbata yarıyacak delil var* ye Kocanın ismini verdiği **. mahkemeye davet edilmiş, si Madam Gabriyelle aralarında V rabıta bulunduğunu katiyetle”. “ kâr etmiş, ayni evde, ayni . turan dostu ve şeriki a 2 in dinletmiş, evde tacirle gecenin hemen her saatinde si be ber bulunduklarını, Madam vi ' riyelle tacir arasıda hiç bir i bulunmadığını temin cemi dm da, “Ben, o eve arasra rim, ama üçüncü kattaki mi ye ve dördüncü kattaki diş vede hanesine!,, demşitir. Biribirini tevsik eder görü” bu sözler karşısında, muhal i bu sırada koca, cebinden çi gir” bir fotoğrafı hâkime doğru i irak “İşte, en kat'i delil!,, d Bu fotoğraf tetkik edilmi$» çi daçekilmiş, bir fotoğraf old. ri “iki kadın, iki erkek bir grubU ai yi Ml dan birisinin Madam Gal plâjda mayoyla duruyor, yanı duran tacir de ayni vaziyett€ e telik, kolunu kadınm omü el yamış bir vaziyette!.. Diğef tacirin dostu ve şeriki.. onunla tanışan birisi!.. , Buna karşı madam caki kendisini şöyle müdafaa etm — Ben, plâjda resmim ken, bu tacirin yanımda d m mun farkında bile değildi” sen, kolunu omuzuma dsY' p ziyet, tamamile uydurma resim, sahtedir. Fotoğraf si bu şekle konulmuş bir dek Maksat, davayı ka: pr tan sonra, haksız olan bu Fake lelere başvuranlar vardı m resimdeki diğer kadın, huzuruna gelerek, madam lerle Ge yelin müdafaasını şu gözl ra indirmiştir: 4 — Resim sahte değildir. yi © gün plâjda idi. Fotoğ” ken, hep bu resimdeki bir grüp teşkil etmişti” Gabriyel, tacirin koli dayamasına müsaade et Diğer taraftan, f | hangi bir fotoğrafg" rülmediği dinlenilen ların ifadesile meydi dava, kocanın ehin& Madam Gabriyel. ğın İp lar, aldanıyorlar. Bu ger” e ce, o benim rakibe yari kandığı için böyle söyl mişse de, cizlerine Mdr mıştır, Esasen bu kad ğin da ni kimden söylemek e ii