Öğr PR mea mm 5 — VAKIT 29 Mayıs1933 — VAKIT'n Tefrikası 2 3 MAYIS — Evet efendim, — Ne vakit söyledim?. E efendi, Hanımefendiyle, iz en evvel sizin iyi tanıdı. zı iddia edip, kavga çıkardığı söylemiştiniz. ağ ma kuvvetli!, Tebrik e- — Teşekkür ederim. ni Teni halde sen de beyefendi- eli olduğunu görmüşsündür. Müf — Siz öyle diyorsunuz efendim. lerini üfit, gene dikkatle uşağın göz- İn içine baktı: dn, Ema biliyor musun? <evap vermedi. arısı ben öldürmüşüm. İ mi efendim? U Sözün, bu tasavvurun ne die Mantıksız olduğunu tekra- may np Deli olduğu yeli ii Esasen delice şeyler de —a almasaydım, beni öldü- | maz efendinin eski huyudur. | Men silâha sarılır. e fikir ona nereden geldi?. biliyor musun?. va > Biliyorum efendim. le bakalım. Şu on lirayı Sİ cebine at, Azur görünüz efendim, söy- im şeyler on misli fazla e - — vik şaşaladı, . fakat belli et - > iz emin misin?, — Eminim efendim. anımda o kadar para yok. in lirayi al, kalemle mürek- *, seksen liralık bir çek ya- ai sa edeyim. Yurunuz efendim. midi masa hanımefendinin, bu yerli kalem de onundu de- ON SE efendim... Yazabiliyor Z efendim ?Kalem altındır. Mng, hanımefendinin her şeyi i. DT âmyorum... Ey bakalım. Hindi söyle, NM Eendim, sizi görmüş. Merin Bey oturmuştu. Bu söz ü- doğruld — uz O Beni görmüş mü?. ek efendim, gördüm diyor. diriyi Maki, © efendin temamile çıl - Beni gördüğünü iddia et- ai söylemek istiyor. N e ediniz de anlata - , Bende anla” Senç kız ateş etti, Beye - kalbin gari andı.. Az bir şey daha Panini sargı rulacaktı. Doktor ya- Yalnız VE alak sonra odasında iv ak istedi. Evin içinde Herke, * Şok insanlar vardr. Mm am sonra, beyefendi istedi. Ağır değil miydi?, ağır değildi. Hem yefendi gene aklı- » Hanıme - fa dr hea Müşleş göni yatak odasına! 0 zamandanberi, am ayni w orlardı.. Biliyorsunuz. SE ne demek?.. A rel endinin yk Bim, â güzeldi. yi çok : se- dı... İ vi tabancayi vaktin «| GECESİ.. verdi.. Hani kendini ateşe at de- se atardı. Birinci katın sahanlığı- na indiği zaman bir pitırtı duydu. — Etrafta ışık var mıydı?, — Hayır efendim... Beyefendi usul usul iniyordu. Aşağıda bir gölge gördü. Bu gölge kapıyı a- çınca, dışarının elektriğinde sizi tanıdı. — Rüya görmüş olacak. — Bunu bilemem efendim. — Benim evde saklanmış ol- mam lâzım. -—— Saklanmış olabilirdiniz... imdi deliliğini nereye var - | Çünkü hanımefendiyi o genç kız öldürdü diye kimse evi araştırma- Size, saklanabileceğiniz iki üç yer gösterebilirim. — Teşekkür ederim, hacet yok.. Heh halde efendinin hayal gördü: ğünü söylemeğe haçet var mı? O- nun hayal gördüğünü isbat etmek de pek kolay... Bu hayale kapılıp | karısını öldürüdüğümü zannedi - yor. — Sizi görmesi kâfi değil mi?.. — Değil ya.. Görmüş bile olsa ne çıkar? Farzediniz ki eve gir - dim. Beni gördü, Cinayeti neden ben işlemiş olayim?. Ama görme- di, buna emin ol... Başka bir s€- bep yok mu?. — Onca var, — Demek başka bir sebep da- ha var?. — Var efendim, anlalayım “ Beyefendi, Hanrmefendiyi u- yuyor sanıyordu. Belki sofraya in- memişti. Başının ağrıdığını söyle- mişti. Saat on da yatmış olacak» U. O siâlle beyefendi odasına gitti. kapıyı kilitli buldu. Hanım-|« efendi de kapıyı açmadı. Yatıyor rum, kalkamam, dedi. Devami Var İhtiyat zabitleri Yoklama başlıyor Eminönü askerlik şubesinden; 1 — Kanunen her sene. yapıl- makta olan ihtiyat zabitan yokla * ması bu senede 1 hazirandan 30 ha zirana kadar devam etmek üzere her haftanın cumartesi, pazartesi, salı, çarşanba günleri yapılacağın- dan şubemizde kayitlı olupta İs- tanbulda bulunan tekmil ihtiyat zabitanının mezkür günlerde #aat 8,5 ten 17,5 kadar şubeye müra - caatları. 2 — Şubemizde kayıtlı olupta berayi maslahat muvakkaten taş- raya gitmiş olanlar şube riyasetine sarih ikamet adreslerile beraber mükemmel ve muvazzah künye, rütbe, sınifı ve kayıt numaralarını gösterir birer mektup yazarak mü- racaat edecekler ve zarflarda ihti- yat zabitanının yoklaması içindir ibaresini yazacaklardır. 3 — Yoklama bir ay devam ede | ceği için ihtiyat zabitanınm bü müddet zarfında behemehal şube- ye müracatları aksi takdirde bir ay müddetin hitamından sonra müracaat edenler haklarında ah - kimi kanüniyenin tatbik edileceği ilân olunur. Bir Çekoslovak muharriri geldi Çekoslovakyanın tanınmış mu - harrirlerinden M. Alfred Neuwald dün şehrimize gelmiştir. Mumaileyh Türk hayatı hakkın da tetkikat ger Dilimiz 75 inci liste ANKARA 28 (A. A.) — TDT. Ce miyetinden: Karşılıkları aranacak arapça ve Farsça kelimelerin 75 numarali İistesi şudur: 1 — Yed 8 — Takrir 2 — Teammüm 9 — 'Taksir 3 — 'Yeammüt 10 — "Takvim 4 — Tasssvp 1 — Talik $ — Takdir 12 — Tamir ü — Takdis 19 — Tasi 7 — Takit 14 — Tazim Muhtelif mektep mual- limlerinin buldukları karşılıklar 47 inci liste 54 üncü mektep: Saadet: Kutluluk — Srahoş: İçkiye düş- klin — Satır: Yazı sırası — Satvet: Zerlu— Selahat: Eğlenoye | düşkünlük — Sefalet: Aşağılık, alcaklık — Selâm: Saygılık, dü - zenlik — Selimet: İyi verim — Selâset: Sör de açıklık — Semt: Taraf — Senet: Karşı hık — Serbest: Bağlı olmayan, 15 inci mektep; Saadet: Mutlu — Sarhoş: Kafası duman- — aStıri Yazı dizisi — Satvet: Atılma, önlü olma — Sefahet; Eğlenceye düşkünlük — Sefalet: Sıkıntı, aşağılık — Selâm» Say - gı — Selâmet: Kurtuluş — Selâset: Açıklık — Serbest: Başı buyruk. 27 inci mektep: Saadet: Mutluluk — Sarhoş; Uyuşma, bay dumanlanmınıı — Satır: Yazı mira — Satvet: Atılmak, gürü anılmak — Refakat: Eğlenerek Yaşamak (hgr vurup harman sa » vurmak a— Sefalet; Düşkünlük — Selâm: Tanışıklık gösterme — Selhset: Dil düzgün- Tüğü — Selâmet: Genişliğe çıkmak — Semt Yer — Serbesti Başıboş — Sanat: Bağlantı yazanı, 18 inci mektep: Bandet: Matinink — atm: Yazı arası — Sefahat: Lüzumsuz yere pars sarfı — Seta let; Aşağılık — Selah: Aşinalık — Selâ - met: Sellset: Açık — Semti Serbest: Bir şeyle bağlı olmıyan, 56 ıncı ; Sarhoş: Çek içmiş, keyfi — Satvet Yük seklik, büyüklük — — Sefalet: Yoksunluk, düş- nik matiz — Satır, sair: Yanı mirası — Sat- vet: Saldırma — Sefnhat: Alalsesiir, hovar dalık — Betalet: Düşkünlük, yoksulluk — Selâm: Saygılı olmak — Selâmet: Kurtul « "win — Belâseti Acıkli — Semi: Yün — Se nel: Klavuz, kandırak — Serbest; Başı boş. 13 üncü mektep: Saadet: Mutluluk — Sarhoş: Başı borul- muş — Satır: Yazi dizisi — Sefahat:,Çok eğlence “— Selâm: Tanışma — Selâmeti Kur tuluş — Selâset: Avıklık — Semt; Yan — Serbest: Başı bay. 14 üncü mektep: Sasdet: İyilik, mutluluk — Sarhoş, ser - hoş — Bağı dönmüş — Satır: Yanı arasi — Satvet; Sıçrama, ululuk — Setahet: Ussuz — Sefalet: Düşkünlük — Selâm: Günün kut. du olen, gün aydın — Selimet; iyiliğe er- me, kutla olma, sıkıntıdan kurtulam <- Ses Misel: Düzgün söz — Semi: Yön — Senet: Yazı dayağı, borç koruma — Serbest: Mi - | siksiz, 41 inci mektep: Saadet: Mutluluk — Satvet; Güç — Se - lâmet: Kurtuluş — Selâset: Açık sözlülük — Semt: Yön — Serbest: Başıbaş, 44 üncü mektep: Saadet; İyilik — Sarhoş: İçki — Satır: Yazı dişisi — Satvet: Saldırma, atılma — Setahet: Çok para yeme — Sefalet: Duğı - piklik — Selâmet: Düzgün söyleme — Semt: Yer — Banat; Deştek — Berbeşi; Başıboş. 23 üncü mektep: Saadet: Kutluluk — Sarhoş: Kendinden geçen — Satır: Yazı dizisi — Satvet: Kal - dırma, Meri atılma — Safahat: Eğlenceye düşme — Sefalet: Bitkinlik, düşkünlük — Selâm: Kötülükten (Kurtulma —. Solâmet: Korkusuz olma — SelAset: Tatir okuyuş, ko- lay okuyuş — Semt: Yün — Sepet: Borç #intiri, destek, değrü #ÖZ — Serbest: Engel siz, taktır. 39 uncu mektep: Saadet: Mutlulak, kutluluk — Sarhoş: Başı dumanlı — Satır: Yazı dizisi — Satvet: güçlü sıçrayış, saldırış — Sefahat; Ayağı - hık, düşkünlük — Selâm: "Tanaşrklıle, düş - künlük — Selimet: Kurtulma, iyi son — Selâset: Sözekantesi, Kolaylıkla | söyleyiş — Semt: Yan, yer, Yön — Senet: Dayanıklı, tutunma yeri — Serbest: Bağuız, ilişiksiz. 48 inci mektep: Saadet: Mutluluk — Satır: Yarı sörası — Satvet: Atılmak — Sefahat: Çılgınlık — Se- falet; Düşkünlük — Selâmei: Kurtuluş — set: Düzgünlük — Semt: Yer; Serbest: Başıbeş. 9 uncu mektep: Saadet: İmer gay Sarhoş: Başı duman- Güç — #efahat: Samatyada bir meyhanecinin dükkânmda çıkan bu yangın, mey hanecinin ateşte yakılmasile ne - ticelendi. Ateş, birkaç evi tutuştu” runca, korku arttı. Yeniçeri ağa - sı, yangınm bir meyhaneden çık - tığını duyunca: du. Birkaç ağız birden cevap ver- di: — Hem fecereden mel'un. Ağa burnundan solumıya baş- ladı. Şikâyetçilerin ardı arası ke “| “Faska | silmiyordu. Meyhanecinin fücur ehli,, olduğu, her gece ma - halleliye saklu çengi oynattığı i- lâve edildi. Ağa fazla dinlemiye tahammül edemedi: Bulun $ol mel'unu. Emrini verdi. » Mahalleli etrafa koştular. Bir meyhaneden ibaret olan serveti - nin mahvolmasından ne yapaca - ğını şaşırmış bir halde O bulunan zavallr adam ele geçirildi. Onun - la zevklenmek istiyen bir yeniçe- ri: — 'Ağa, dedi. Seni bizim ağa » mız çağırdı. Sana yeni meyhane kurduracak... Meyhaneci, akibetinin ne ola - cağından habersiz, kendisine mu- *İavenette bulunacaklarına inana - rak sevinçle ağanın huzuruna çik- .It. Ağa, halâ hiddetini teskin ede- memişti, Karşısında büzülmüş du- “İran meyhaneciye, çatırdıyarak ya nan evleri ve meyhanenin bulun- duğu sırada kara bir iskelet yı ğını halindeki yanmış evleri gös- tererek: — Bre mel'un, dedi. ketin sebebi kim?. Meyhaneci, ağanın hiddetini gayritabii buluyordu: — Ağam, pasam., Diye yalvarmak istedi. Fakat ağa: — Sus, yezit, dedi. Söylemiye ! hak ararsın. Ve etrafında neticeye intizar eden yeniçerilere emir ver» di: — Tiz şu yezidi nara ilka edin.. Yeniçeriler, bunu bekliyorlar - mış gibi meyhaneciyi yaka paça sürüklemiye başladılar. Zavallı Bu felâ - “ladam, yalvarmanın kâr getirmiye- İceğini çoktan anlamıştı. Yanan *İbir evin önüne geldikleri vakit ama > ğıdı — Serimst: Basiboş. 19 uncu mektep: Saadet: Matinluk, kutluluk — Sarhoş: Başı dumanlı — Satıri Yazı dizisi — Satveti Güçlü, serayış, saldırış — Sefahatı Us yeğ- niliği — Selairt: o Aşağılık, düşkünlük — Selâm: Tunışıklık, tanışma iğilişi — Selâ » met: Kurtulma, iyi son — Selâseti Söz akın- tası, kolaylıkla söyleyiş — Semt: Yan, yer yön — Senet: Dayanıltı, batunma yeri — Ser | besi: Bağsız, ilişiksiz. 4 üncü mektep: Sandet: İyi yaşama — Sarhos: Başıboş Satır: Yazıçizgisi — Batvet: Yüksek güç — Sefalet: Düşkünlük — Hefahat: Bayağılık— Selâmet: Kurtuluş — Selâset: Düzgün söz— Semt: Yer — Serbest: Başıboş, 48 inci mektep: Saadet: Kutluluk — Satır: Yazıçizgisi— Barheş: Kendini kaybeden — Satveti Bal » durma — Sefalet: Aşağılık — Selâmet: Kur- tolma — Bomt: Yer — Serbest: Başlıbaşıma, 47 inci mektep: Saadet: Kutluluk, iyilik — Sarhoş: Bayı dumanlı — Satır: Dizi, bir sıra yarı — Sal vel: Yüce gilç — Setahat: 'Taşgın eklenti — Sefaleti Aşağılık, alçaklık — Selâmet: Kur. — Kefereden midir?. diye sor- | haneciyi ateşe doğru Istanbul Cehennemi TARİHTE BÜYÜK YANGINLAR Yazan: Niyazi Ahmet Rum meyhaneciyi ateşe niçin atmışlardı ? meyhanecinin üstü başı parçalan » mıştı. Bir külhanbeyi haykırdı: — Ulan yezit, mel'un. Güna - kından mahalle yanıyor. Tiz ateşe gir. Yoksa, ayağma taş bağlayıp salacağım. 4 Yeniçeriler, mızraklarla mey - itiyorlardı. i Fakat adamcağızın vücudu mız - rakların ucuyla kana boyandığı halde girmiyordu. Bir yeniçeri bitgin bir hale ge- len meybaneciyi kuvvetli kollari- le belinden kavrıyarak enkaz ara- sma fırlattı. yağ Haliçten Marmaraya.. 1755 senesi omartında Ci» balide yahudi evlerinde çıkan yan gın otuz dokuz sene evvel tasmim ettiğini yaptı. Haliçten Marmara - ya kadar uzandı. h İstanbulun yangın yılları diye anılan ve bu yangından üç sene evvelki yangında Cibali (o hali bir arsa haline geldikten sonra üç se « ne zarfında eskisinden daha mü « kemmel bir surette evler yapılmış- tr. Cibali biran bile bal Kalrıryan mubhittir, Müteaddit £ felâketlerin sökmediği bu itiyadı, buranın yan gın yüzünden meş'um tanm- masına mukabil halkın mukaddes bildiğine atfetmek lâzımdır. 1755 senesinde çıkan yangın ilk ânden itibaren akılları durdu- racak süratle ilerliyor, müteaddit kollara ayrılıyordu. Şaşkın bir ha- le gelen halk, ne yapacağını, ne - resini söndürmiye çalışacağmı ta- yinde âciz kalıyordu. Bir kol Unka panına kadar ilerledi. Vefa meyda nımı boylryan diğer kol Şehzade camii ve eski Odalar kapısma das yandr, Saraçhane, At meydanı, Ak saray, Yeni odalarda bir kaç kışla, Atratpazarr, Davutpaşa, iskelesi, diğer taraftan Sultan Mehmet, Sul tan Selim ve Ali paşa çarşısı ke - enlemyekün oldu. ! 48 saat devam eden-bu yangın hakikaten bir façiaydı. 8,000 den fazla ev, 580 büyük değirmen, 70 hamam, 200 cami, ve birçok büyük hanlar yandı. İki gün ve iki gece mütemadi i yen devam eden yangın Marmara denizinde can verdi. I “Matı,, isminde bir şair bu yan» j gının tarihini: ğ “Parlaymea hışm odu mati de- di tari “Narı kahrı geldi hakkım ys hep istanbulü,, Beytini söyledi. Fişek pazarı yangını 1761 milâdi senede xyloporta denilen odun iskelesinde — üçüncü defa yangın çıktı. Ateş, ilk anda | büyük tahta hana geçmişti. Muaz» zam hanın her tarafı bir anda tu « tuşarak cehennemi alevlerle yan « mıya başladı. Çok zengin olan bi- nanın eşyalarını kurtarmak için bütün eşyalar, pencerelerden 80 - kağa atılıyordu. Ateş, tehlikeli bir vaziyet alırken can korkusun » dan kimse malına bakmadan 80 » kağa fırladılar. Zavallı örücü ka- dın tamamile ateşin sarmış oldu » ğu bir odada kalmıştı. Pencereden — Selkmet: | buluş — Selâset: LAF düzgünlüğü, yavaşlık | bağrıyor, istimdat ediyordu. Bere hal — Semt: Yel, yön — Senet; İnanma küğı - .— pe li,