Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
20-3-1938 L Gi sürüei ULUS —3 DIŞ İCMAL Çekoslovakya 'Anşlus'dan sonra vaziyeti en çok zorlaşan devlet şüphesiz Çekoslo- vakyadır. Anşlus'dan evvel de Çe- koslovakya, Almanya, Macaristan ve Polonya gibi, Prag'a karşı sem- pati beslemiyen devletlerin komşu- su idi. Fakat hiç olmazsa, cenub sı- nırlarında dost bir Avusturya vardı. Her iki devletin istiklâli ve mülki tamamlığı tehlikeye — düştüğü — za- manlarda Prag ve Viyana biribiriyle derdleşirdi. Avusturya ortadan kalktıktan sonra Çekoslovakya, şark tarafında Romanya ile müşterek olan çok kısa bir sınır parçası müstesna ol- mak üzere, tamamiyle Almanya, Polonya ve Macaristan tarafından ihata edilmiş, hele Alamanyanın kıskacı içine alınmıştır. Avusturya- ya karşı indirilen muvaffakiyetli 'Alman darbesinden sonra da dünya kamoyu Çekoslovakya ile meşgul olmaya başlamıştır. Acaba Alman darbesinin ikinci hedefi Çekoslo- vakya mı olacaktır? Filhakika Çekoslovakyanım garb kısmını ilhak etmek Almanyanın işine çok elverir. Avusturya'nın ilha- kmdan sonra Alman hududu çok uzamıştır. Hudud Silezya'da Opo- va'dan başlar ve belki de bin kilo- metrelik bir kavis yaparak Bretis- lava'ya kadar uzanır. Halbuki Opo- va ile Bretislava arasında doğru bir hat, ancak yüz yirmi kilometre ka- dardır. Sonra Çekoslovak hududu Berlin'den yüz elli, Laypzig'den sek- sen Drezden'den kırk kilometredir. Bu hudud kısaltılacak olursa, Al- manyanınm askeri vaziyeti takviye e- dilmiş olacak ve sanayi merkezleri de tecavüzden masun kalacaktır. Çekoslovakya iktisaden Almanya için pek faydalı bir memleket ola- bilir. Esasen bu memleket eski A- vusturya imparatorluğunun en zen- gin cüzü idi. Eski —Avusturyanın toprnk itibariyle ancak yüzde yir- misini ve nüfus bakımından da yüz- de yirmi beşini teşkil eltıgı halde ür ve linit denlerinin yüzde seksen boşı, demır çelik ıınıyimın yüzde y şeker de doksan üçü, tekstil ıııııyımm de yüzde yetmiş beşi Çekoslovakyada kalmıştır. Çekoılovıkyı ziraat ba- kımından da zengin ve ileri bir memlekettır Senede bir buçuk mil- — A geg mılyon ton patates, pek çok yulaf ve şeker pancarı yetiştirir. Skoda silâh fabrikası dünyanm en maruf müesseselerinden biridir. Burno ve Bretislava'da da silâh — fabrikaları vardır. Binaenaleyh Çekoslovakya bu bakımdan Almanya için çok fay- dalı bir memlekettir. Ve bu mem- leketi hududları içine almakla Al- manyanın vaziyeti çok kuvvetlene- bilir. Fakat Almanya bu faydaları ileri sürmüyor. Çekoslovakyayı nü- fuzu altına almak için ileri sürdüğü iki sebeb vardır: 1 — Çekoslovakyadaki üç buçuk milyon Alman 2 — Çekoslovakyanın Sovyet Rus- ya ve Fransa ile bir ittifak akdede- rek Doyçe Algemayne Çaytung ga- zetesine göre, “Orta Avrupada Cer- menliği demir bir çember içine al- maya teşebbüs eden Litvinof'un ve Bartu'nun,, siyasetlerine âlet ol- masıdır. Hakikatte Çekoslovakyanın Fran- sa ve Sovyetlerle akdettiği misak tedafüt mahiyettedir. Fakat Alman- ya, Sovyet Fransız misakını ve bu misakınm mütemmimi olan Çekoslo- vak « Fransız, Çekoslovak - Sovyet anlaşmalarını, kendi aleyhine tev- cih edilmiş itilâflar mahiyetinde te- lâkki etmektedir. — Görülüyor ki Çekoslovakya ile Almanya arasındaki ihtilâf, çok de- rin ve şümullüdür. Çekoslovakya Alman azlığının vaziyeti hakkında Almanya ile müzakereye girmeğe bile razi olmamıştır. Bununla bera- ber, Avrupa sulhunu alâkadar eden bir mesele olması dolayısiyle, Fran- sa ve İngiltere ile bu mesele üzerin- de görüşmeğe hazır olduğunu bil- dımnçkır. Almanyaya gelince; ken- v graş wraz | DÜNYA HABERLERİ Orta Avrupada Almanyanın yeni bir hareketini önlemek için.. İngiliz bakanları Çekoslovakya hükümetine ekalliyetlere dair olan alman isteklerini kabul ettirmek için uğraşıyor FRANSIZ PARLAMENTOSUNDA Harb halinde milletin teşkilatlandırılması meselesi konuşulacak Paris, 19 (A.A.,) — Parlamento salı günü harb halinde milletin teşkilât- landırılması hakkındaki kanun proje- sini görüşecektir. 1922 de kongre ta- rafından hazırlanan ve 1927 de Penlö- ve'nin parlak müdahaleleri neticesin- de büyük bir ekseriyetle kabul edilmiş olan bu proje, senato tarafından tadil edilmiş ve ondan sonra da bir kere da- ha değiştirilmiştir. Projede silâhsız müdafaa teşkilâtı yapılması derpiş e- dilmektedir. Başvekil milli müdafaa bakanı vazifesini görecek veya bu sa - lâhiyeti başkasına verebilecek ve mil- li müdafaa daimi komitesinin muave- netile harb, deniz ve hava nezaretleri- ni tanzim edecektir. Hava taarruzlarına karşı Komitenin başkâtibliği aynı za- manda yüksek milli müdafaa meclisi- nin başkâtibliği olacaktır. Milli müdafaa bakanı, memleketin hava taarruzlarına karşı korunmasını temin edecektir. Hazerde memleketin bütün zenginlikleri bir teşkilâta bağ - lanacak ve harb halinde bunlardan is - tifade edilecektir. Proje, kitlelerin seferber hale geti- akalliy Çekler ise, üç asır Cermen tahakkümü al- iin t rilmesi ve herkese müsavat dairesinde muamele edilmesi prensipine sadık kalmıştır. Harb bir menfaat kaynağı olmama- lıdır. Harb vasıtalarının tedariki taz - minat talebine hak vermiyecektir. 40 yaşından Aaşağı olan mebuslar, tamamile askeri mecburiyetlere riayet edeceklerdir. Tek kumanda meselesi Hükümet, yüksek milli müdafaa meclisinin yardımile harbi sevk ve idare edecektir. Askeri harekâtın sevk ve idaresi bir şefe tevdi edilecektir. 'Tek bir k da heyeti lesi nin büyük münakaşalara yol açacağı anlaşılmaktadır. Projede eşhasın ve emlâkin emniyeti, iki meclisin ve icrai kuvvetin Paris dışına nakli düşünül- mektedir, Eyaletlerdeki milli sefer- berlik, valinin kontrolu altında yapıla caktır, Ekalliyet partileri dış bakanı- nın izahlarda bulunmasını istiyorlar Paris, 19 (A.A.) — Parlamento e- kalliyetler delegasyonu, Meclis reisi Heryoyu ziyaret ederek salı günü ya- pılması kararlaşmış olan dış politika görüşmelerinin geri bırakılacağına da- ir yapılan tebligat etrafında, görüş- Londra, 19 (A.A.) — Deyli Telgraf gazetesinin verdiği bir habere göre, Çemberlayn'le dış işler bakanlığı erkâ- nı arasında görüşmelere devam edil- miş ve Avusturyanın Almanya ile bir- leşmesi üzerine hasıl olan vaziyet göz- den geçirilmiştir. İngiliz bakanları, Orta Avrupada Almanyanın yeni bir hareketine engel olmak üzere Çekos - lovakyaya, akalliyetlere dair olan al- man isteklerini kabul ettirmek gayesi - ni takib ediyorlar. Umumi hizmetlerde kullanılan almanlar Prağ, 19 (A.A.) — Nazırlar lisi İngilterede İç ve dış politika vaziyeti Londra, 19 (A.A.) — İç vaziyetteki gerginlik hafiflemiştir. Parlamento mahafilinden alınan bu intıba Avrupa vaziyetinde hafta başına nisbetle hasıl olan sükünete ve siyasi mahfillere dü- ü k imkânını ver ine atfolun - maktadır. Diğer taraftan kabinenin önümüz - deki toplantısından sonra sarih bir va- ziyet alacağına dair çıkan haberler de sinirleri yatıştırmıştır. İngiltere ve dış politik vaziyeti Londra, 19 (A.A.) — Havas ajansı muhabirinden: Kabinenin gelecek iç- timamdan önce hükümetin dış vaziyet hakkında beyanatta bul bekle - TÜRKİYE BASINI Avrupa karşısında İngiltere SON POSTA'da Selim Ragıp E- meç, İngilterenin milletler cemiyeti paktına muhalif her harekete mua - rız olduğunu, bununla beraber böy- le hareketler karşısında işi zor isti- mal ederek müdahaleye de vardır- mak istemediğini, Avusturyanın i- hakı meselesinde de aynı tavrı ta- kındığını söyliyerek diyor ki : Şu hale göre yarın Çekoslovakya- daki almanların vaziyetile meşgul olmak istiyecek bir Almanyanın bu arzusuna, çek istiklâli tehdide uğra- dığı takdirde dahi filen muhalefet etmiyecek, demektir. Ama Çekoslovakya ile ittifakı bu- lunan Fransanın böyle bir vaziyette harekete geçmesi İngiltereyi de 0 - nunla beraber yürümeye sevkeder mi, etmez mi? Bu nokta şimdiden kestirilemez. Fakat daha evelden tabık kalmadığı takdirde, Fran - nilmektedir. Parlamento mahfilleri, “şiddet” ta- raftarı olanlar muvaffakiyetle nüfuz- larını kullandıkları takdirde bile İn- umumi hizmetlerde kullanılan âalman - ların yüzde 22 olmasına dair bir emir- name neşretmiştir. Bir muhabir Avusturyadan çıkarıldı Londra, 19 (A.A.) — Deyli Telgraf g inin Viyana muhabiri Gestapo tarafından izahat verilmeden hudud haricine çıkarılmıştır. Muhabir 13 senedenberi Avusturya- da bulunmakta idi. Eski hava kumandanı Berline gitti Berlin, 19 (A.A.) — Eski Avustur- ya hava kuvvetleri kumandanı general Lör hava nazırının daveti üzerine bu - gün tayyare ile Viyanadan Berlin'e gelmiştir. Üç hariciye memuru tevkif edildi Münih, 19 (A.A- — Avusturyanın eski Münih konsolosu Jordan ile kon - solosluğun diğer üç memuru tevkif e - dilmiştir. |tında y:aıdıklırmdın bö;le bir va- dooıklcn'lîr. 2 — Çekoslovakya Avusturya gi- bi kuvvetsiz ve hazırlıksız değildir. Çekoslovakyanm yüz seksen bin iyi talim görmüş, iyi techiz edilmiş as- keri vardır. Hududları tahkim edil- miştir. 3 — Fakat üçüncü bir el t olmasa, Çekoslovakya, yetmiş beş milyonluk Almanya karşısında uzun zaman mukavemet edemez. Bu da Çekoslovakyanın — müttefikleridir. Avusturyanın çok dostu vardı. Fa- kat müttefiki yoktu. Çekoslovakya- nın ise Fransa ve Sovyet Rusya gibi müttefikleri vardır. Fransa, Çekos- lovakya taarruza uğradığı takdirde yardım edeceğini, iki hafta içinde dört defa tekrar etmiştir. Sovyet Rusya da geçen gün ayni teminatı vermiştir. Hattâ Sovyet Çekoslovak hududlarının bitişik olmadığı söy- leninc2 Sovyetler namına söz söyle- meğe salâhiyetli olan zat: — Bir koridor açarız demiştir. Bu koridorun da ya Romanyadan, yahud da Polonyadan açılması lâ- zım geldiğine göre, Çekoslovakyaya karşı taarruz, büyük bir Avrupa harbinin başlangıcı olabilir. Her şey Almanyanm bunu göze alabilip a- lamıyacağına bağlıdır. Almanya son seneler içinde bü- yük muvaffakiyetler elde etmiştir: Silâhlanmıştır. Harb borçlarını red.- detmiştir. Sar'ı geri almıştır. Ren nehrini silâhlamıştır. Avusturyayı ilhak etmiştir. Bütün bunları harb- siz yapmıştır. Bunlardan cesar:t a- larak Avrupa harbine sebeb olacak bir adım atması, harbden evvelki Almanyanın hatasını tekrar etmek olur. Harbden evvel de Almanya on sen? içinde silâhma ve kuvvetine dayanarak bır çok :iyaıî zaferleı- di 1 dan olan i l d ka tı lar. deratı hakkında Fransa ve İngilte- Tenin alâkasını inkâr etmekte ve bu işi doğrudan doğruya Çekoslovakya ile halledeceğini bildirmektedir. Acaba Almanya Avusturya hak- kında yaptığı olup bittiyi Çekoslo- Vakya hakkında da tatbik edebilir Mi? Hemen şunu söyliyelim ki en- ternasyonal münasebetlerin bugün- kü anarşisi içinde her şey mümkün görülmekle beraber, Almanya, bir vrupa harbini göze almadıkça böyle bir teşebbüse girişemez. Çe- kl)ılı'.wukyı da Avusturya gibi küçük lekettir. Fakat Al y Alıılııı gibi bu- dırbeyı burada da tekrar edebilmesi bakımımdan vazi- Yet çok farklıdır. 1 — Bir defa Çekoslovakya tama- uüyle Alman degıldıı- Almııılır bu Kongo'yu ıldılar Ruıyıyn tevdi et- tikleri bir ültimatomla Bosna Her- seğin Avusturyaya ilhakını kabul ettirdiler. Şu zafer bu zafer derken, karşılarındakilerin tahammül ede- miyeceği bir teşebbüse giriştiler. Ve bütün Avrupa karşılarna çıktı. Kendilerine otuz iki senedenberi it- tifakla bağlı bulunan İtalya bile, Netice malümdur. Bugünkü Çekos- lovakya harbden evvelki Sırbistana çok benzer. Büyük harbin acı dersi karşısında Almanyanın ayni hatayı tekrar edeceğine ihtimal verilemez. Harbsiz olacak işler var. Harbsiz olmıyacak şeyler var. Almanya, şîmdilik harbsiz yapılabilecek işle- ri birer birer seçerek, onları başar- maya çalışır gibi xorünüyor A. Ş. ESMER filhakika bu görüşmelerin başka bir tarihe bırakılmasını istiyeceğini teyid eylemiştir. Bunun üzerine delegasyon dış işler bakanının salı günü hiç değil- se dış işler, bahriye, harbiye ve hava ü lerinin müşterek bir topl tısında izahat vermesini istemiş ve bu yolda bizzat dış işler bakanı nezdinde teşebbüste bulunmuştur. Dış işler bakanı çarşamba günü esa- sen senatoda izahatta bulunacağını söylemiş ve perşembe günü de parla- mento dış işler encümenine izahat ve- receğini bildirmiştir. B. Hitlerin nutkunun akisleri Nutuk umumiyetle iyi karşılandı Berlin'de : Berlin, 19 (A.A.) — Alman gaze- teleri kâmilen Hitler'in nutku ile meş gul olmaktadır. Gazeteler bu nutkun büyük ehemiyetini tebarüz ettiriyor ve 10 nisanda alman milletinin kati- yen Hitler politikası lehinde buluna- cağı kanaatini ızhar eyliyor. Londra'da: Londra, 19 (A.A.) — Hitler'in nut- kundan bahseden ingiliz gazeteleri bu nutukta Hitler'in kullandığı lisa- nın mutedil olmasından, hiç kimse a- leyhinde tehdidleri ihtiva eylememe- sinden ve yeni istekler de ileri sür- memesinden dolayı memnuniyet gös- termekte ise de enternasyonal bir muvafakat ile temin edilebilecek olan Avusturyanın ilhakı işinde kullandı- ğr usulü şiddetle tenkid eylemekte- dir. Roma'da : Roma, 19 (A.A.) — Hitler'in dün Brenner hududuna dokunulamıyaca- ğını resmen beyan etmesi ve Avustur- ya hâdiseleri esnasında İtalya tarafın- dan takınılan tavırdan sitayişkâr bir lisanla bahsetmesi buradaki makam- lar tarafından memnuniyetle karşılan mıştır. İtalyan matbuatı Hitler'in nutku- nu tebarüz ettirmekte ve iki memle- k arasında esasen mevcud olan sağ- 1 — dostluğa bir çözülmezlik Sofya, 14 (A.A.) — Bulgar hükü- meti Viyanadaki orta elçiliğini lâğvet- meğe karar vermiştir. Yakında bu şe - hirde bir £ tır. losluk ihdas ol Amerikanın demokrat devletlere sempalisi Vaşington, 19 (A.A.) — Havas a- jansının muhabiri bildiriyor: Bütün mahfiller demokrasilere karşı sempa - tilerini izhar etmekte ve müştereken enerjik bir harekette bulunul için giltere hükümetinin resmi hareket tarzında radikal bir değişiklik olaca - ğını zannetmemektedirler. Çekoslovakya lehinde “şartsız,, bir teahhüde girişilmesi derpiş edilme- mektedir, İngiltere hükümetinin İspanyaya karşı takınacağı hareket tarzı Fransa-| » daki siyası vaziyete, ve hemen tesirini gösteremiyecek olan halkın yapacağı muhtemel tazyike bağlıdır. Hükümet erkânı arasında mevcud olduğu, iyi haber alan mahfiller tara - fından iddia edilen, fikir ayrılıkları - nın bir buhran tevlid edeceği şüpheli- dir. Bununla beraber bazı muhafaza- kâr mebuslar tarafından yapılacak te- sirlerin hükümeti daha az menfi bir tavır takınmağa sevketmesi muhte- meldir. İngiliz - amerikan işbirliği Londra, 19 (A.A.) — Amerikanın yeni Londra büyük elçisi Keneddi bir ziyafette söylediği bir nutukta, iki memleket arasında açık ve samimi iş birliği lüzumunu kaydetmiş ve umumit bir harb takdirinde Amerikanın mut - lak ve her ne pahasına olursa olsun bitaraf kalabileceğini sananların hatâ eylemı; olıcı.klumı bildirmiştir. Geçımsızlık yuzünden Bir garson karısını ve kayın babasını bıçaklayıp öldürdü İstanbul, 19 (Telefonlay — Bugün Sultanahmedde iki kişinin ölümü, bir kişini 1 n n bir cinayet oldu. Hâdisenin tafsilâtı şu- dur : Emin isminde bir garson, altı sene evel Ki ide Zehra isminde bir kadınla evlenmiş, genç evliler bir Londra ile Parisin gomglerînde bira- henk temin edil dirler. İki memleketin karşılaştığı güçlükler ümümi surette takdir edilmekte ve a - merikan ricali Avrupanın vaziyeti hak- kında fikir söylemekten kaçınmakta - dırlar, Halk parlâmento ve matbuat umu- mi olarak İngiltere, Fransa ve Çekos - lovakyanın lehindedir. Londra ve Paris tarafından takınıla- cak tavrın Amerikadaki akisleri ame - rikan hükümetine tutacağı yolu gös - terecektir . Lübn_an kabinesi istifa etti Parisı 19 (AsA.) — Berut- tan bildirildiğine göre, Lübnan kabinesi istifa etmiş ve parlâ- mento, fevkalâde bir toplantı - ya çağırılmıştır. yetini verdiğini yazmaktadır. Budapeşte'de: Budapeşte, 19 (A.A.) — Hitler'in nutku Macar matbuatı üzerinde de- rin bir tesir hasıl etmiştir. Bütün ga- zeteler, Macaristan tarafından ittihaz edilen hattı hareketin büyük Alman- ya tarafından takdir edilmiş olmasını derin bir memnuniyetle kaydediyor- lar. Prağ'da: Prag, 19 (A.A.) — Hitlerin nut- ku burada büyük bir intiba bırakmış- tır. Umumiyetle söylendiğine göre, gerginlik bu nutuktan sonra artmış değildir. Gazeteler nutkun sulhçu mahi- mahiyetini tebarüz ettirmektedirler. üddet sonra İstanbula gelmişlerdir. İlk zamanlar epey sıkıntı çeken Emin nihayet garson olarak çalışmağa baş - lamıştır. Fakat, kadıncağızın sıkıntısı, ko- casının iş bulmasile sona ermemiştir. Emin evini ihmal etmeğe, karısını ve çocuklarını aç bırakmağa başlamıştır. Eminin çalıştığı lokantanın sahibi Mehmed, bu genç karı kocanın haline acımış, bunlara, Sultanahmeddeki e- vinde bir oda vermiştir. Ayrıca de E- minle karısıma elinden geldiği kadar yardım da etmiştir. Fakat, bütün bu kolaylıklara rağ- men, karı koca arasındaki geçimsizlik azalacağı yerde, bilâkis artmıştır. Ar- tik sabrı tükenen zavallı zehra, koca - sından ayrılmağa karar vererek Kas- tamonuda bulunan babası Hasan çavu- şu, bu işe delâlet etmesi için: İstanbu- la getirtmiştir. Facianın cereyan ettiği dün akşam, Hasan çavuş kızı ve torunlarile geç vakte kadar oturmuşlardır. Bu sırada Emin gelmiştir, Hasan çavuş kendisi- ne: Artık karınla alâkan yok. Çık git. Demiştir. Emin bu söz üzerine evden çıkmış, bir saat kadar dolaştıktan sonra geri gelerek evin arka pençeresinden içeri girmiştir. Emin, önce, uyumukta olan karısını bıçaklayıp öldürmüş, gürültüyü du- yarak koşan Hasan çavuşü-«merdiven başında yaralamış, alt katta rastladığı aşçı Mehmedi de bir bıçak darbesile yere yuvarladıktan sonra kaçmıştır. Feryadları duyan | y poli- sanın böyle bir hareketi karşısında İngilterenin behemehal Fransa ile birlikte yürüyeceğine hükmoluna- maz, Milletler cemiyetinin aczi sabit Iduktan sonra İngilterenin kabul et- miş göründüğü esas, milletler cemi- yeti beraberliği temin edilmediği müddetçe kollektif hiç bir harekete iştirak etmemek ve kendi menfaatle- rini doğrudan doğruya alâkadar e- den mevzular ortaya atılmadan da başlı başıma bir harba girmemek. Dikkat edilecek olursa görülür ki İngilterenin kabul etmiş olduğu bu hattı hareket büyük bir elâstikiyeti haizdir. Onun bu hali, şunu demek ister ki, ben harbı istediğim zaman, istediğim şartlar dahilinde kendim- ce icabettiğine hükmettiğim zaman yapacağım. Hâdisatın ve benim ol- mıyan menfaatlerin icbarile silâhlı bir ihtilâfa sürüklenmiyeceğim. Ba- zılarına göre, bu telâkki, pek zoraki bir tefsir sayılabilir ve frenklerin tâbirince hakikati saçlarından tu- tup ortaya çıkarmak nevinden bir gayret dahi addolunabilir. HATAY MESELESİNDE ANLAŞMAYA DOĞRU KURUN'da Asım Us, Cenevre« den, Hatay ihtilâfı üzerindeki mü- zakerelerin bir anlaşma zemini üze- rinde yürüdüğü hakkında Cenevre- den gelen memnuniyet verici haber« leri kaydederek, fakat Hatay mese- lesi gene Cenevre'de evvelce iki memleket arasında halledilmiş de« ğil miydi? şeklinde hatıra gelebile- cek bir suale cevab vererek esas ü- zerinde yapılmış olan anlaşmanın teferrüat itibarile bu esasa uygun bir şekilde tatbik edilmediğini, inti- hab komisyonunun yalnız fransız sömürge makamlarile temas ederek bir intihab nizamnamesi hazırlamış olduğunu, şimdiki müzakerelerin, itirazımız üzerine açılmış olduğunu anlatarak diyor ki : “Geçen sene imzalanan anlaşma « da fransızlar türklerin haklkımı ka- bul etmişlerdi. Bu da Hatay ülkesi- nin Suriyeden ayrı bir varlık haline gelmesi ve burada resmi dilin türkçe olması idi. Bu iki şartın kabul edil- mesi de Hataystürklerinin hâkimiye- tine dayanan bir idare kurulmasın - dan başka bir şey değildi. Fakat iş bu prenııblerm tıtbıkıtmı geçmı:o fransız prensiplerini filiyat ile suya du;üı' mek istedikleri görüldü. Onlar, Ha- tayda yerli türklerin hâkimiyeti ye- rine müslüman, hıristiyan bir takım azlıkları bir araya toplayarak bun- ları türkler üzerine hâkim kılmak istiyorlardı. Hatayda yapılacak in- tihabata aid talimatname bu esas maksad dairesinde hazırlanmış bu- lunuyordu. Milletler cemiyeti nezdinde yap - tığımız protestolar ile milli davâmı - zın bu tarzda intrikalı teşebbüslere aslâ tahammülü olmadığını anlat- tık, Hatayda azlık adı altında topla- nan karışık unsurun yekünu türk nü- fusundan fazla olduğu farzedilse bile burada kurulacak yeni rejim türk hâkimiyetini temin etmezse böyle bir anlaşmanın Türkiye için aslâ manası olamıyacağını ifadeler ile söyledik. Öyle zannediyoruz ki Cenevrede türk tezi bu kadar açık ve kati su- rette ortaya konuldııktın sonra fr l ile ar lacak yeni anlaşmada, artık tutbıkat bakı- mından, şüphe ve tereddüd edilecek bir nokta olamaz. Buna rağmen tat- bikatta gene zorluk çıkarıldığı tak- dirde bu vaziyeti iyi niyet eseri ola- rak göstermeye imkân bulunamaz. Kaldı ki dünyanın umumi vaziye- ti de bundan bir yıl evelisine nisbet « le çok değışmıştır. Surıyedekı fran- K İnin se haber vermişler, araştırmalar he- men başlamış ve katil emin bir saat sonra yakalanmıştır. AÂğır yaralanan Hasan çavuş biraz sonra ölmüştür. Aş- çı Mehmed hastahanede bulunmakta- sız inin şahsi ihti- rasları için bugünkü ahval ve şerait içinde türk dostluğunu feda etmeyi göze alacak kadar gafil bir fransız hariciyesi, bir fransız hükümeti bu- lunabileceğini akıl ve havsala kabul dır. etmez.,, TTTT