20 Mart 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ca Şem ULUS 20-3.-1938 OU S UN ELLLLLLLLIR ÜŞLER Vanununaf” VANGARKANAUAKAKKAURA KK KANR UK RR NNK KK KA KAKN KUK A KA RAKAKEEAR AA EAEA SKKK BUK A” On sene sonra Harf inkılâbımızın onuncu yıldönümü önümüzdeki ilkteşrinde lâyik olduğu ehemiyetle kutlanacaktır. Kültür Bakanlığımızın bu teşebbüsü- nü çok yerinde bir karar olarak alkışlamalıyız. Hakikaten, dan on yıl geçtikten sonra, harf inkılâbınim, bugün, ara- genç Türkiyeni nsayısız in- kılâpları içinde en büyüklerinden biri olduğunu daha iyi takdir edecek vaziyette bulunuyoruz. 1928 sonunu hatırlaymız: ne kadar kararsızlık, ne kadar telâş, ku- laktan kulağa fıslanan ne bedbince kanaatler! Bu darbeden sonra, kül- türümüzün, Hyenlere en bîlini doğrulması için asırlar beklemek icap edeceğini söy- münevverler arasında bile rastlamak mümkündü. Bugün, aradan yalnız on sene geçmiştir. Bir milletin hayatında göz açıp kapayıncaya kadar süren bir müddet! Şimdi en bedbin ruhlular için bile artık bir harf meselesi mevcud değildir. Sarsıntı elbette ki hissedilmiş - asırlık bir binanm hiç sarsıntısız yı- kılması mümkün müdür? - fakat en nikbinlerin bile ümidlerini aşan bir kısalıkta olmüştur. On sene zarfında memleketimizde neşriyat, yalnız arap harfleri devrinin seviyesini bulmakla kalmamış, bunu birkaç misli aşmıştır da. Türk kültürünün, kuvvetli bir rönesans devrinin ilk yılları- nı yaşamakta olduğunu gösteren deliller karşısında bulunuyoruz. Oku- ma alâkası süratle inkişaf ederken, okuma bilenlerin mikdarı da hayret verecek bir hızla yükselmektedir. İnkılâp hükümeti, analfabetizmi en kısa zamanda tasfiye etmek kati kararmı, bugün, ancak - harf inkılâbı- mızdan aldığı kuvvet ve cesaretle vermiştir. Bu ideal, eski harflerimizin devam ettiği müddetçe, ancak plâtonik bir hayal olarak kalmaya mah- kümdu. Harf inkılâbrmızın onuncu yılmı kutlayacağımız mesud tarihin, türk kültürü için, daha kuvvetli bir inkişaf ve himaye devrinin başlangıcı ol- Masını temenni edelim. — YAŞAR NABİ Her sene 3.000 eğitmen Kültür Bakanlığı, köy eğitmenleri yetiştirilmesi işine bu yıl büyük ehe- miyet vermektedir. Şimdiye kadar mektebsiz kalmış köylerimizi bir an önce kurtarmak maksadiyle 1500 eğit- men daha yetiştirilecek ve bu suret- le eğitmenli köy mektebleri sayısı i- kinciteşrin ayı başında 2000 i geçmiş olacaktır. Bakanlık, nüfusları dört yüzden az olan köylerimizin sayısı 32.000 bulunduğundan, bu köyleri on yıl içinde mektebe kavuşturmağa ve her yıl 3000 eğitmen yetiştirmeğe ka- rar vermiştir. Bu kararım tatbiki ve lüzumlu tedbirlerin alınması için ö- nümüzdeki yıldan itibaren büdceye lü zumlu tahsisat konulmağa — başlana- caktır. Bundan başka Baâkanlık, eğitmenlerin — çalıştıkları — köylerin ikteb binaları inş yetiştirile- bilmesini temin için her köyün mali vaziyetlerine göre köylere yardım e- decektir. Bakanlık bu suretle bu yıl içinde 500 yeni köy mektebi binası meydana getirecektir. Tüberkuloz mücadelesi Ziraat Bakanlığı, bu yıl İstanbul, Bursa, İzmir ve Ankara vilâyetlerinde tüberkuloz mücadelesi yapılacaktır. Bu mücadelede 15.000 hayvan elden geçi- rilecektir. Bundan başka ilk defa ol- mak üzere memleketimizde Distama - toz mücadelesi yapılacaktır. Bakanlık mücadele mıntakalarını yakında tesbit edecektir. Limanlarım mefruşatı Ekonomi Bakanlığı, bu yıl Bandirma ve Mudanya liman idareleriyle sair li - manların pek köhne ve kullanılamıya - cak bir hale gelen mefruşatını yenile - meğe karar vermiştir. Diğer taraftan Bakanlık, merkezde bakanlığa bağlı dairelere mevcud bina kifayet etmedi - ğinden yeniden bina kiralamağa karar vermiştir. Bazı Bakanlık daireleri kira- lanacak olan bu binalara taş l Merinos yetiştirme bölgeleri Ziraat Bakanlığı, Bursa, Bandırma, Manyas mıntakalarında da merinos ye- tiştirme bölgeleri açacak ve böylelik - le merinos yetiştirme sahasını genişle- tecektir. Bu mıntakalardaki yerli ko- yunlar sunt tohumlama yoluyla meri - nosa tahvil edilecek ve tohumlanan sü- rülerin kontrolu için de 40 tohumlama istasyonu kurulacaktır. Bakanlık, bu tertibatla önümüzdeki — yaz içinde 150.000 yerli koyunu merinosa aşıla - mak kararındadır. Bakanlık, merinos yetiştirme mıntakalarında mikrobik ve parazitli koyun hastalıklariyle müca - dele edecek ve bu mıntakalar koyunları hususi banyolardan geçirilecektir. Ziraat Bakanlığı halkın merinosa karşı alâkasını fazlalaştırmak tizere bu yıl merinos yetiştirme çiftliğindeki da- mızlık koyun mevcudunu köylüye tev- zi etmek üzere arttırmağa karar - ver - miştir. Muallim kadrolarında Yüksek muallim ve Gazi Terbiye Enstitüsünden ve bu yıl enstitüde a- çılacak kurstan, musiki muallim oku- lundan, Ankara kız ertik muallim o- kulund Avrupadaki (i ler - den mezun olacak muallimlerle, üni- versitede - açılacak yar öğretmenlik imtihanlarında muvaffak olan mual- limler , birleştirebilmek ve yeniden a- çılacak şubelerden dolayı mekteble - rin muallim kadrolarını tamamlaya- bilmek için Kültür bakanlığı 1937 ye lında mevkuf tutulan kadrolardan bir kısmını geri almağa karar vermiştir. Bir nalband mektebi Ziraat Bakanlığı, nalband kanunu mucibince, ihtisas sahibi nalband ye - tiştirmek üzere bir nalband mektebi a- çacaktır. Anadolunun kazı yerleri Fon der Osten enteresan bir konferans verdi Dün saat 17.30 da halkevinde Tarih, dil ve coğrafya fakültesi arkeoloji profesörü Fon der Osten projeksiyon- la (Eski Anadolu hafriyat yerleri) mevzulu bir konferans vermiştir. De- ğerli profeörün konferansı büyük bir kalabalık ve gençlik tarafından zevk- le dinlenmiştir. Konferansı ehemiyeti dolayısiyle aşağıya alıyoruz: “Türkiyenin işgal ettiği coğrafi sa- .| ha itibariyle;; bulundurduğu ve birçok medeniyetlere aid olan eski eserlerin sayısı çoktur. Türkiyenin dünya coğrafyasındaki y.en hatırda tutulacak olursa bu zen- gin eski medeniyet eserlerinin kıymet ev ehemiyeti kendiliğinden meydana çıkar, Kültürlerin seyrini hatırlatan medeniyet tabakatından bunların izle- rini okumak kolaylıkla mümkündür. Fakat ışığa çıkarılan eski eserlerin sa- yısı zeminin sinesinde gizlenmiş ka- lan kısmının yanında pek küçük bir e- hemiyet teşkil eder. Bu çevredeki eski eserleri toplu olarak tetkik ederken, bunları bir üçlü tasnife tâbi tutmamız doğru olur: i 1- Her şeyden evel insan için ev olan tesisler: (höyükler), 2- Müdafaa maksadiyle — yapılmış müstahkem mevkiler (kaleler ve hi- sarlar), 3- Teker teker serpilmiş âbideler, Birinci zümre eski eserler tali bir tasnife tâbi tutmak gerektir: A - Uzvi yani tabıl hayat şartlarına cevap verir tarzda vücud bulmuş or- ganik tesisler, B - Cebri olarak, muayyen hâdisele- rin tazyiki ile vücud bulmuş organik olmayan tesisler. Bu tesislerin tarihçesini yapan ha- tip şekil bakımından şöyle bir tasnif yapmıştır: 1- Höyükler, 2- Kaleler. 3- Hisarlar (bir nevi politik ve idari makarlar). 4- Binefsihi harabeler. 5- Umumi olarak kaya ve kaya dibi âbideleri. 6- Tomü- lüsler. 7- Münferid serpilmiş eski e- serler.,, Profesör tasniflerini izah ettikten ve her bir meseleye aid olan resimleri gösterdikten sonra Anadoludaki me- deniyetlerin prehistorik devirlerden historik devirlere kadar, hir devamlı- lık fikrine tâbi olarak doğmuş, yaşa- mış, inkişaf etmiş ve kıymetli izler bi- rakarak göçmüş olduğunu anlattı. Ve da hükümetinin ve ilim mü selerimizin bu sahadaki kıymetli ça« lışmalarının çok daha verimli bir kıy- met edinebilmesi hususunda, vatan- daşlarımızın her birinin bu başarıda şerefli bir hissesinin bulunmasını te- menhni ile kıymetli konferansını aşağı- daki şu veciz ve canlı cümlelerle bi- tirmiştir; “— Anadoluda halen iki bini aşma- yan eski âsar bulunmaktadır, Bu mik- dara bir ikinci bin de sizler katınız, Anadolu, en eski kültür tecellilerinin beşikliğini yapmış bir kıymetli ilim Ve nür ocağıdır. Ve kültürlerin sey- rindeki devam ve bağlantı fikrini dün- yada bu beşikten daha ziyade başka hiç bir beşik göstermemektedir. Binael, aleyh aydın yolumuzu bir kat daha ay- dınlatacak olan bu mütemmim iki bin yeni eski eserlerin ışığa çıkmasında da siz vatandaşların şerefli bir hissesi Karadenizde şiddelli bir fırtına başladı Giresun, 19 (A, A.) — Şiddetle e- sen yıldız karayel rüzgârlarından dün akşamdan beri Karadenizde büyük bir fırtına başlamış, seyir halinde bulu- nan ufak, büyük bütün deniz vasıtala- rı Vona ve Polathane limanlarına sı- ğınmışlardır. Büyük dalgalar sahilleri mütemadiyen dövmektedir. Fırtına karada da tesirini göstermiş, bazı evle- rin kiremidleri uçmuş, bazı ağaçlar yıkılmış ve bu sabah fındık büyüklü « ğünde dolu yağmıştır. Fırtına devam ediyor . 1350 metrelik bir tünel dün açıldı Erzincan, 19 (A.A.) — Sıvas - Erzu- rum demiryolu üzerinde Divriği ile Kemah arasında 15 inci kısımdaki 1350 metre uzunluğundaki tünel dün gece açılmıştır. Devlet basımevinin iş sistemi Kültür Bakanlığı, devlet basımevi- nin bir kısım teşkilâtının birçok mües- seselerde olduğu gibi iki posta halinde çalıştırılması suretiyle daha verimli bir mesai elde edilmesine karar vermiştir. Bu hususun temini için Devlet basıme- vi para sermayesi çoğaltılacaktır. Küçük sanatları teşvik Ekonomi Bakanlığı, bu yıl küçük sa- natlar için model ve desenler hazırlattı- racak ve küçük sanatları teşvik maksa- diyle bu desenleri ve modelleri basıp çoğaltarak ayrıca küçük sanatlar üze - rinde lüzumlu neşriyat yaptıracaktır Bir çeşid elbise Ekonomi Bakanlığı, kömür havzası ve diğer emaneten idare edilmekte ©o- lan madenlerde çalışan kolcu ve hade - melerin bir çeşid elbise giymelerini ka- rarlaştırmıştır Bu karar hazirandan sonra tatbik olunacaktır. Dördüncü umumi müfettişlik srhat müşavirliği Dördüncü umumi müfettişlik sıhi müşavir muavini Doktor Halid Barba- ros Niğde sıhat ve içtimai muavenet müdürü olmuştur. Damızlığa yaramıyan hayvanlar Ziraat Bakanlığı, Trakya, Çifteler, Garbi Anadolu ve tenub vilâyetlerimiz mıntakalarında damızlığa yaramıyan hayvanları enetmeğe karar vermiştir. Bu karar, hayvan neslimizin ıslahında büyük bi rehemiyet göstermektedir. ÇAĞRI X Arzuhal encümeni pazartesi günü saat 10 da toplanacaktır, * Dahiliye Encümeni 21. 3. 1938 pa- zartesi günü saat 10 da toplanacaktır. olması en hâr ve en samimi dileğim- dir.,, Bu konferansı Tarih, dil ve coğraf- ya fakültesi doçentlerinden Feridun Kurt düzgün bir lisanla dilimize çe- virmiştir. Hayat pahalılığı için 300 aile arasında bir anket yapılıyor Anket için seçilen aile tipi aylık kazancı 70 İirayı geçmiyenlerdir Hayat pahalılığiyle mücadelede bir fikir verebilecek rakamlar elde et- mek ve dolayısiyle hayat endeksleri vücuda getirmek için aileler arasın- da anket açmak usulüne baş vurul- müuştur.. İlk anket, en kalabalık şehir olması itibariyle İstanbulda 300 aile teb talebesinden faydalanılacaktır. Merkezde bu anket işini İktisad Vekâletinin konjünktür servisi takib etmektedir. B. Şefik Bilkur'un şefi ol- duğu ve bir yabancı profesörünün de iştirakile kuvvetlendirilmiş olan ser- vis; son zamanlarda bu anketle uğraş- ktadır. arasında açılmıştır. İstanbuldan alr- nacak neticeye göre ankete Türkiye- nin Ankara, İzmir, Adana gibi diğer bazı kalabalırk şehirlerinde de devam edilecek ve bütün bunlardan alıman netice bir mütehassıs komisyon tara- fından tasnif edilecektir. İstanbulda ankete iştirâk edecek ailelerin büyük kısmını devlet sana- yii ve küçük sanayide çalışan işçiler ve küçük memurlar teşkil etmektedir. Umumiyetle, seçilen aile tipinde göz önünde bulundurulan nokta aile ka- zancının ayda 70 liradan aşağı olma- sıdır. Bugünkü hayat pahalılığından en çok sıkıntı çeken aile tipi kazan- cı bu seviyeden aşağı olanlardan i- baret bulunduğuna göre hükümet ilk adımda bu aileleri sıkıntıdan kurtar- mağa karar vermiştir. Hesablarda ai- lelerin vasati olarak dört - beş nüfus- lu olması kabul edilmiştir. Anketin gayesi Anketin gayesi bu muhtelif ailele- rin geçinme seviyesini yakından gör- mek, neleri ve ne mikdarda istihlâk ettiklerini ortaya çıkarmaktır, Bu anketlerin bir sene devam et- tirilmesine çalışılacaktır. Karneler ay nihayetinde ailelerden toplanacak ve yeni ay için başka bir karne veri- lecektir. Dolmuş karneler derhal işlenecek ve bu suretle sene nihayeti gelmeden bile, bu ailelerin geçinme seviyeleri hakkında bir fikir elde etmek müm- kün olacaktır. Bir yerde hayatın pahalr olduğu, ancak kazanç ve masraf arasındaki mu den anlaşılabileceğ göre anket karnelerinde ehemiyetle üze- rinde durulan sualler bu tevazünü meydana çıkaracaktır. Eşya ftatlarile, vasrtasız vergiler ve ücretlerin teşkil' ettiği muhassala o ailenin ay sonu va- Ziyetini gösterecektir. Başka memle - ketlere göre Türkiyenin hayat paha - lılığı veya ucuzluğu da aynı seviyede- ki ailelerin aylık veya yıllık masraf - larının mukayesesile anlaşılabilecek- tir. Mücerred olarak ve yalnız eşya fi- atlarına bakarak hayat seviyesi hak - kında bir hüküm vermek mümkün ol - mıyacağından Türkiyeye gelen mü- tehassıslar esaslı bir tedkik devresi geçirmeden bir kanaat elde edememiş lerdir. Üniveristelilerimiz çalışıyor Başka memleketlerde böyle bir an- ket vücuda getirmek büyük bir mas- rafı göze almak demektir. Onun için, bu iş birkaç senede bir yapılır. Halbu- ki bizim son ekonomi anketi büyük bir fedakârlıkla aşağı yukarr masrafsız bir şekilde başarılmaktadır. İstanbuldaki üç yüz ailenin iştirak ettiği anketin takibini ve doldurulması işini üniversite iktisad fakültesinden 130 genç üzerine almıştır. Ankarada açılacak olan ankette de yüksek mek- Zirait mücadele istasyonları Ziraat Bakanlığı yeniden bir zirai mücadele enstitüsü kurmağa karar ver- miştir. Bu enstitüde emraz ve haşerat lâboratuvarları da kurulacaktır. Havalar ısınıyor Bugün Ankarada hava açık ve hafif rüzgârlı geçmiştir. En düşük ısı, sifi - rın altında bir, en yüksek ısı da 13 de- rece olarak kaydedilmiştir. Yurdda hava, Karadenizin ve orta Anadolunun şark taraflarında çok bu - lutlu ve mevzil yağışlı, doğu ve cenu - bun doğu kısmında bulutlu, diğer yer - lerde açık geçmiştir. Yirmi dört saat içindeki yağışların karemetreye bıraktıkları su mikdarı Rizede 17, Trabzonda 14, Giresunda 12, Orduda 10, Samsunda 9, Urfada 4, Kastamonu, Sivas, Siird ve Bayburd- da 2 kilogram, Bolu ve Sinopta cüzi mikdardadır. Yurdda en düşük ısılar da sıfırın al- tında Erzincanda 3, Sivas ve Vanda 4, Kayseride 5, Erzurum ve Karsta 1i derecedir. En yüksek ısılar da Balıke - sir ve Samsunda 18, Antalyada 14, Edirne ve Nazillide 20, Manisada 22 derecedir F i Uaumadarn Kubilay Büugün 20 mart, Menemen'de genç inkılâb şehidi Kubilay için bir tören yapılıyor. Sırtında yedek yarsubay ünifor- ması taşıyan genç bir öğretmen olan Kubilay'ın körpe başını irticam kapkara yılanları koparıp Mene- men'de bir taş parçasının üzerine koymuşlar, karşısında bir pars için bile tasavvuru güç bir vahşetle gül- müşlerdi. Kubilay'ın şahsında memleket gençliği, bir daha başlarını kaldırt- mıyacağı geriye ve eskiye son kur- banını vermiş oldu. Uğursuz bir ur gibi koparıp at- tığımız irztica, bu çocuk Menemen- deki mezarında yattıkça bir daha hortlamıyacak ve — muhal ola- rak — hortlayacak olursa Büyük Şef'in emrinde milyonlarca Kubi- lay'ı karşısında görecektir. — T. İ. Sunturlu bir tertib yanlışı! Tashih ve tertib yanlışı, gazete- lerimizin, henüz, yakalarmı kurta- İstibdadda ve meşrutiyetten sonra da yapılmış bir takım sun- turlu tertib hataları vardır ki meş- hurdur. Meselâ günün birinde zavallı komik Naşidin “yeni kostümlerile sahneye çıkacağını,, yazan bir ilân “yeni koşumlarile,, şeklinde As zit ı, ve d Yesl. A ; bl"ı' miştı, Evelki günkü Haber gazetesin- de de “Nizameddin Nazif'in adı llNi AA N“i'. ş y P | çlk' mıştı. — Ne olmuş? Bir tek harf düş- mekle ne çıkar? diyemezsiniz? Bir harf ama, ideolojilerin birbiri ile bu kadar çarpıştığı bir devirde Nazifin Nazi olması, en ufak ke- limesile, talisizliktir. ramadıkları bir felâkettir. Matbaanm icadından ve bu ica- Ümnid ve gözyaşı! İal ıi ı , 4 ARK | önce bu türlü yanlışları kâtibler ve hattatlar yaparlar, başta Fu- zuli olmak üzere, eski şairler de Avusturya tahtının bir türlü tac giyemiyen genç varisi Otto, son anşlus hâdisesinden sonra da “ü- idini : iğini,, söylemiş; annesi imparatoriçe Zita ise habe- ri radyoda öğrenir öğrenmez o- t $4, hüngür hüngür ağlamış tır. Genç Otto'nun ümidi insana şh hatırlatıyor : Ümmid cihandan da büyük, zevk ise mahdud! Fakat siz bu delikanlının ümidi- ne değil de tecrübeli annesinin göz yaşlarına kıymet veriniz ! Yeni otobüsler ! Bir İstanbul gazetesinde oraya getirilen yeni otobüslerden birisi- nin resmini gördüm, Daha önce de bizim gazetede İzmire getirtile- cek otobüs tiplerinden birisinin fotografı çıkmıştı, Ne bunun, ne de ötekinin hangi fabrika malı, ne marka olduğunu bilmiyoruz. Bilmeğe de lüzum yok. Yalnız ucundan muhakeme, Esrarsız Sfenks ! Bir müddettir, Greta Garbo'- nun kendinden yirmi yaş büyük bir amatör ile evleneceğini yazan gazeteler, dün isveçli yıldızın be- yanatını bildirdiler. Kadıncağız Royter muhabirine: S — Evlendiğim ve evl haberi yalandır! demiş. Belki de bu beyanatı anşlus ha- berleri, Hitlerin, Musolininin nut. ku kadar ehemiyet ve merakla o- kuyanlar vardır. Bana kalırsa bu şimal yıldızı, Oskar Vayld'ın bir hikâyesinde anlattığı “esrarsız sfenks” & ben- zemektedir; bütün esrarı, kendini esrarengiz göstermesinden ibaret- tir. Yeni Rayhştag! ——— Anşlus gerçekleştikten sonra Rayhştag da feshedildi. 10 nisan- da yeni seçim yapılacak . Bu fesh kararına tabii bir göz- le bakmak lâzımdır. Malüm ya, Hitler rejiminin bir adıda “Ü- çüncü Rayh” dır. Şimdi Avustur- yanın ilhakındı sonra değişeceğine göre yeni Rayh'a, belki de, dördüncü Rayh denile- Servis diğer taraftan da aynı mev« zu üzerinde diğer mühim bir anketin neticeleri üzerinde çalışryor. Bir bu- çuk sene önce yüksek ziraat enstitüsü talebelerinden bir kafile Anadoluyu dolaşarak 380 köylü ailesi üzerinde &- tüdler yapmıştı. Bu suretle bir taraf « tan şehirli işçinin : bir taraftan da köy-« lünün geçinme endekslerinin tesbitim esaslı surette başlarımış olmaktadır. Hukuk ilmini yayma kurumunda — Kanun ve tefsirine dair konferans B. Sabri Şakirin dünkü konferan- sında, “kanun ve tefsiri,, mevzuu ü- zerinde durulmuş, kanun tefsirinin muhtelif usulleri ve geçirdiği istiha- leler anlatılmıştır. Tefsir işinde iki metod kullanıldığı, bunlardan poziti- vist metodun 19 uncu asırda revaçta olduğu, 19 uncu asır sonlarına doğru kritik metodun ortaya atıldığı, Alman ya ve Fransada bu istikamette çalışm malar yapıldığı izah edildikten sons ra, bu sahada, en ileri adımı İsviçre medeni kanununun attığı anlatıldık- tan sonra konferansta hulâsa olarak Şu mevzulara temas edilmiştir: Kanunun otoritesi onu tatbik ile mümkündür. Bu tatbik, bir tefsiri za- ruri kılar, Tefsir, kelime ile olamaz, P İA SAA arAmak VA B metli hukuk fikrini elde etmek en İ- yi ve âdil olan hal suretini seçmeld mecburiyetindedir. Hukukt — kaideler tabiat kanunları gibi mazide mevcud kanunlar değil bilâkis olması matlüb olan şeylerin kanunudur, temiyet ha- yatının nizamımı istihdaf eder, Bunun için bu gayeye, nısfete, adalete, ha kikt hukuk mefhumuna ve içtimat mefküreye uygun surette tefsir edil. melidir. Birçok hukuk âlimleri, gramatik tefsir ile mantıki tefsir arasında ya- pılmakta olan tefrikin isabetli olmas dığını söylerler, Söz ve fikir bir ka- lıbta birleşmiştir. Kelimesiz bir manâa ve manasız bir kelime yoktur. Sübjektif veya tarihi tefsir deni. len vazır kanunun iradesine göre tefa sir, birkaç noktadan mecruh ve mas lâl sayılır. Bir kanunun ihzar malze- mesi ancak ilmi bir eser olmak Üzere kıymeti haiz olabilir. Müfessir, kanunu tenkid ve takdir ederek tefsir eder. Hukuki düşünce, tatbiki, ameli aklın ve takdirf bir hükmün faaliyeti olabilir. Hattâ hu« kuk tenkidden başka bir şey değildir diyenler olmuştur. Müfessir, bu metodla kânun mef« humlarını tevsit, tahdidt bir tefsire tâbi tutabilir. Kanunun metin ve ma- nasına göre ondan bir hüküm çıkara- mazsa onda bir boşluk var demektir, bu boşluğu vazırkanun imiş gibi kı- yas ile yeni kaideler bulmak suretiy- le doldurur. Bu ameliyede hâkim, a- dalet prensipi, nizam prensipi dene- bilen iki prensipe riayetle mükelef. tir. Hâkim haiz olduğu bu salâhiyet« le ve bu ameliye ile kanunun tahrir yanlışlıklarını ve kanunun umumt muhtevasından ve biribiriyle irtibat- larından anlaşılan mana tenakuzları- nı düzeltebilir. Kıyasi bir kanuni hükmü kanun- da im edil iş olan bir nakil ve tatbik etmekten ibarettir. Bunun için illette, sebebde iştirâk lâ- zımdır. Her iki unsur arasında ehe- miyetli fark var ise kıyas? yolu ile değil mefhumu muhalif yolu ile istide lâle gidilir. Hâkim boşluğu doldururken objek- tif bir hukuk kaidesi aramağa mec- |burdur. Akıllı ve âdil bir vazırkanun keyfe, tesadüfe yahud hisse göre ha- reket etmiyeceği gibi hâkim de objek- tif saiklardan ilham alacaktır.,, Bundan sonra, tefsirin nasıl yapıl- ması icab ettiği, kanun? mefhumların hangi metodlarla tefsire tâbi tutula- cağı, hukuki teşrihin ehemiyeti, tef- sir işinde yeni hukuk ilim ve cere- yanlarını takib etmenin kıymeti teba- rüz ettirilmiştir. : özü

Bu sayıdan diğer sayfalar: