Ulus Basımevi Çankırı caddesi Ankara 20 Telgraf: Ulus - Ankara TELEFON MART 19 38 Başmuharrir drüşir Yazı işleri 5 KURUŞ Atölye Fransızca Ankara İdare müdürlüğü ı 1063 1062-1063 1061 1064 Büyük devletlerin yardımıni görmeyince Litvanya hükümeti ülfimatomdaki bütün şartları kabul etmeğe mecdbur kaldı! Vatan ve h ürriyet — İttihat ve terakki Ya 'Türk Tarih Kurumunun I nisan 937 tarihli ikinci sayılı Bellten'inde (Ata- türk'ü dinlerken) başlığı altında yaz- dığınız kıymetli ve samimi yazıyı o- kudum. Harbiye mektebinden Erkânı- harb yüzbaşısı olarak çıkan Mustafa Kemal'in Şam'daki menfasında geçen askeri bir macerayı anlattıktan gonra kısaca (Vatan ve Hürriyet) cemiyeti- nin Atatürk tarafından nerede ve na- &l kurulduğunu hikâye ediyorsunuz. Bu yazılar şimdiye kadar meçhul kalan tarihi bir hakikati aydınlattı. Bu itibarla Türk Tarihine yeni bir ha- zine kazandırdığınızdan dolayı sizi gandan tebrik ederim. Yazınızın sonunda “Evrensel ve ta- Kibiğ isi Li YA P AHALAND zımdır” cümlesiyle bitiriyorsunuz. Mustafa Kemal'in bu büyük eserini memlekete nasıl yaydığını ve 1908 in- kulabına ne suretle mücesir olduğunu her safhasında yaşamış bir adam sıfa- tiyle ben de söyliyeceğim. Bayan Â- fet, bu mesut fırsatı bana verdiğiniz- den dolayı size teşekkür ederim, Şam'da Dr, Mustafa'nın evinde A- fatlirk'ün kurduğu “Vatan ve Hürri- yet” cemiyeti o havalide intişara baş- Tamıştı. Ancak bu büyük eseri bütün memlekete yaymak, teşkilâtlandırmak lâzımdı, Artık onun muazzam deha kuvveti, taşacak yeni sahalar arıyordu. Sultanın zulüm ve istibdadına karşı mernleket ve milleti kurtarmak zama- nınm geldüğne katiyetle inanmıştı. Bu inanış, bu ateşin ülkü, bütün mev- gudiyetini sarmıştı. Şam ve Suriye onun düşündüğü ge- niş ihtilâl ve inkılâp hareketlerine üs- sülhareke olamazdı. Kendisine en mü- #aid muhit, yabancı unsurların iftirak şurişleri içinde kaynaşan (Makedon- ya) idi. Hem de orada mekteb haya- tındanberi sevdiği, itimad ettiği yüz- lerce fedakâr zabit arkadaşları da var- san : Hüsrev Sami Kızıldoğan Kars Saylavı 'Türk Tarih Kurumu A- başkanı Prof, Bayan Afet' Bir gün Mustafa Kemal Selânik rıhtımına yanaşan bir vapurdan çıktı. Derin mavi gözlerinin içinde ihtilâlin şimşekleri çakıyordu. Rıhtımda kendi- sini bekleyen Tevfik'in ellerini hara- retle sıktı. Kendisinin olan bu güzel memlekete ayak basar basmaz duüydu- u tatlı heyecan içinde yolculuğunun bütün zahmetlerini, meşakkatlerini u- nutmuştu. İskeleden, yıllarca çocuk: luğunun aziz ve ateşli hatırlarını ta- şıyan sokaklardan geçerek evine doğru gitti. O gün çok sevdiği annesinin şef- kat ve hasretle tutuşan huzurunda ay- (Sonu 8. inci sayfada) Polonya umumi ordu müfettişi mareşal Smizli Ridz'in Parisi ziyareti esnasında fransız milli müdafaa bakanı ile beraber alınmış bir resmi (Litvanya hâdiselerine dair gelen haberlerimiz 8. inci sayfamızdadır.) Zaferden sonra rak parçasının herhangi bir yabancı devlet lehinde İs- panyadan ayrılmıyacağını ale- nen beyan ederim. Akdeniz müuvazenesini — değiştirmeği hiç bir zaman aklımızdan ge- çirmedik. Daha Eden'in isti- fasından önce Akdeniz politi- kasının ahenkleştirilmesi hu- susunda ısrar etmiştim. vermiyeceğiz Aragon cephesi, 19 (A.A.) — Havas ajansının muha- birini umumi karargâhın merkezinde kabul eden başku- mandan Franko, aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: “— Zaferi tam olarak kazandıktan sonra hiç bir top- yabancılara bir karış toPrak Fransız bombalandı Vis konsülü öldü 1300 ölü, 2000 yaralı var! Barselon, 19 (A.A.) — Yirmi dört saat içinde şehir on iki kere bombardıman edilmiştir. 650 kişi ülmüş ve 1100 kişi yaralanmıştır. Enkazın kaldırılması işine bilhassa Katslonya meydanı civarında durmadan devam edilmek- tedir. Cumhuriyet avcı tayya- relerinin dün tekrar görünme- $i halka emniyet vermiştir. Brezilyanın eski sefiri dün bir bomba parçasile yaralan- mıştır. Dün bir havat bombardıman esnasında lokantada bulunan fransız vis konsolosuna bir bomba parçası isbaet ederek ö- 2031938 Pa: aSti 15,30 da Üçok « Harbiye, Pazar, saat 15 de Türkiye bi- rinetliği kar koşusu. Mesafe: 6 kı. dir. 60 atlet iştirik ede- cektir. Antakyanın güzel bir görünüşü Hatay seçimi için Kat'i nizamname dün kabul edildi — Seçimler — Her halde 15 femmuzda bitmiş olacak Cenevre, 19 (A.A.) — Milletler Cemiyeti Sekreterliği- nin neşrettiği bir tebliğde ezcümle deniliyor ki : İskenderun ve Antakya Sancağında ilk seçim nizamna- mesini tetkike memur Milletler Cemyeti konseyi komlitesi, işlerini bitirmiştir. 31 - kânunusanide konsey tarafından kabul edilen karar sureti mucibince, İsveç delegesi, ittifak- la kabul olunan kati nizamnameyi, fransız hükümetine bil- dirmek üzere, Milletler konseyi relsine tevdi ede- cektir. Komite, seçimin herhalde önümüzdeki 15 - temmuz da bitmiş olmasmı tesbit eylemiştir. İNGİLİZ - İTALYAN GÖRÜŞMELERİ İşin esasına girişildi, iki taraf ta neticeden nikbin görünüyor Roma, 19 (A.A.) — Dış İşler nin Roma büyük elçisi yeniden mede bulunmuştur. İngiliz - İtal, faza edilen kati süküta rağmen ve meselenin esasma girişildiği Gerek İtalya resmi mahfilleri, ge- rek ingiliz elçilik mahafili yapılmak ta olan görüşmelerin muvaffakıyetle Bakanı Kont Ciano ile İngiltere. bir saatten fazla süren bir görüş- iyan görüşmeleri etrafında muha- iptidai safhanın aşılmış olduğu sanılmaktadır. 'ıkra Bu denizin sahilinde bulu- lümüne sebebiyet vermiştir. | Deticeleneceği hususunda nikbin gö- n ::;:'::',:,';,"2' ıengi:.;ıvlıl:ı:;: nan bütün milletlerin - sulh Barselon, 19 (A.A.) — İs- | üküyorlar. Nasihat ormanlı ve karlı dağlarında maksadaız | isinde yaşamaları lâzımgeldi- panyol baberalma ajansının | — Yeni ingiliş - italyan ticaret ı iyetle kanlim. Ga. Secliği Hlelimığin Dalde, Bize lll Osmanlı imparatorluğu — berhangi çarpışıyorlardı. Orada yakın tehlikeyi | & anlamış olan Türk kütlesi daha uya- Huık, daha olgun idi. Hemen kararını verdi; Makedonya'ya geçmek... Fakat Mustafa Kemal Şam'da hür ve #erbest değildi. Oraya dakika nezaret ve teccssi lunuyorda. Bu şartlar içinde büyük e- melini nasıl tahakkuk ettirecekti? İş- te bu kördüğümü çözmek lâzımdı. Mustafa Kemal için hayatta müşkil ve gayri mümkün yoktur. Bir kere ka- Tar verdikten sonra o şey mutlaka ve behemehal olmalıdır ve olur. Makedonya'ya geçmek için izin al- yem büyük ve herkesin hür- i bir İspanya vücu- da getirmektir. İspanyanın komünizmin garbi Avrupada yerleşmesine engel olmaki dünyaya ve medeniyete b yük bir hizmet ettiğini iddia edebilirim. İngiltere ve Fran- sanın arzularımıza karşı bü- yük bir anlayış gösterecekle- rinden ve bizimle pek samimi bir şekilde işbirliği edecekle- rinden eminim. Esasen İngil- yarısına kadar enkaz arasın- dan çıkarılan - bombardıman kurbanlarının adedi 1300 dür. Bundan başka 2000 de yaralı vardır. Nevyork, 19 (A.A.) — Ame- rikan matbuatı Barselon'un Frankocular tarafından hava bombardımanına tutulmasının amerikan halkı nezdinde u- yandırdığı nefret — hislerine terceman olmaktadır. Nevyork Taymis diyor ki: Londra, 19 (A.A.) — Yeni italyan- Sonu 8. inci sayfada) |bir taarrüz tehlikesine uğradığı za- man, kahvelerde ve gazetelerde konu- şulurdu: —İagiltetre birakır mı, dersiniz?. Yahud, Almanyanın razı olacağını zanneder misiniz? İmparatorluğun toprak bütünlüğü ve istiklâli evvelâ tanrıya, sonra da Düveli-muazzama'ya emanetti. Eski | cedlerin yedi düve!'e meydan okumak pervasızlığı yerine, kendinden gayri herkese güvenmek tevekkülü kaim öle muştu. 1912 harbında, büyük devletler istatükonun mubafaza edileceğini söye mığ BEK eee dışm:_y:n M;:ık Za- İtere ile böyle bir işbirliği Bdi S ÜN “Barselonalılara karşı âsi ledikleri vakit, imparatorluk, bunun, Turf bir mecburiyetti. Fakat Mustafa | , glamıştır. tayyareciler tatafından yapı- “ne alınırsa geri verileceği” değil, fa- Kemal'e kim ve ne cesaretle izin vere- Hükümetçi askerler Barselonda çimanta a ü kat “ne alırsa geri vereceği,, manâsına bilirdi? En meşru mazeretleri bile ka- bul edilemzdi. Bu vaziyet karşısında Mustafa Kemal kendisine has olan ka- Tarını verdi: İzin almadan gitmek. Bu hareket firar etmek demekti. Ruhu- nun bu İlk isyan ateşiyle Akdeniz kı- Franko, bundan sonra ken- |di saflarında hizmet eden ya- bancı mubhariblerin geçen seneki ra- kamlara nisbetle yüzde yirmi beş &- zaldığını söylemiş ve yakında İspan- yaya yeniden yabancı kıtaları gönde- rileceği hakkında yapılan “aptalca if- ekmek dağıtıyorlar çocuklara lan cinayet İspanya iç harbı- nn bir ayıbıdır. Bu kıtallerin asker! hiç bir hedefi yoktur. Yapılan şey insaniyete karşı, çocuklara ve has- değildir.,, Madrid sokaklarının talara karşı bir harptan başka bir şey olduğunu Meriç boylarında anlayabil- di. | - Ve Piyer Loti'nin mensur şiirlerin den başka da imdadına gelen olmadı. | Nasıl ki bugün dabi kazaya uğrayan- İYar için kara mürekkep deniz gibi akı- yısına indi. Oradan ilk vapurla Akde- nizin dalgalı enginlerine açıldı. Mustafa Kemal'in Yunanistandan Yazdığı bir telgraf arkadaşları arasın- da hemen şayi olmuştu. Bu telgraf kendi sınıf arkadaşlarından Erkânı- harb yüzbaşısı Selânik'li Ahmet Tev- fik'e (1) hitaben yazılmıştı. yor; fakat kimse kırmızı kanından bir damla vermeği düşünmüyor. Senelerden beri osmanlı imparator- luğunun hülyası ile avunup giden Mile letler cemiyeti Avrupası, şimdi, teca- |vüzü. menetmek tedbirleri iflâs edin- ce, sulhun, mukavemetlerin önüne geçmekle müdafas olunduğunu görü- | yor. Bereket teminat yerine na- | 5ihat veriyorlar. Ya onu da vermese- Ter? » Fatay tiraları,, kati surette tekzib etmiş ve demiştir ki: “— Düşmanlarımızı ezmek için biz- de lüzumundan fazla adam vardır. Aragon cephesindeki muzafferiyet hakkında Franko şöyle demiştir: “— Bu zafer, askeri, sınal ve iktı- sadi kuvvetimizi mühim surette arttı. ran, İspanyanın şimalindeki muvaffa- kiyetimizin mantıki bir neticçaldir., 5. inci sayfada Çekoslovak- ya bir taarruza uğrarsa orta Avrupa'nın ve devletlerin vaziyetine dair bir yazıyı, 7. inci sayfamızda da alman as- | zetmektedir. Hoparlörlerle mücehhez fFeci hali Madrld, 19 (A.A.) — Madrid'in so- | kakları, sonteşrin 1936 da düşman hü- | kümet merkezinin kapılarına yaklaştı- ğt zaman gösterdiği feci manzarayı ar- birçok kamyonlar sokaklarda dolaşa- tak halkı cesaret göstermeğe çağır- maktadır. Hatibler her tarafta halka (Sonu 8. inci sayfada) kerlerinin Ayusturya'yı iş- gallerine dair son gelen ori- jinal resimleri bulacaksınız. ) Ahmet Tevfik Hürriyetin ilânından ev- vel ölmüştür. Cemiyetin eeki ve kay- metli azasından idi,