SA Fransız - Sovyet anlaşması Savaş bütçesi dolayısile fransız parlamentosunda neler söylendi? Deyli Meyl gazetesinin Paris mu- kabiri 23 sonteşrin tarihiyle bildiriyor: Fransa harb bütçesinin 73,960,000 ingiliz lirasına varan tutarı için dün TESİ 3 İLKKÂNUN 1934 PAZAR M. Litvinot'un konuştuğu fransız harici ye bakanı değişmiş, işler değişmemiştir. yazganının sözlerine beylik beyanat gözü ile bakılmaktadır . M. Arşimbo demiştir ki: “— Hitler, barış muahedesine riayet etmiyor. Rusya bundan bize duyum verdi, Bunun üzerine iki Mmemleketin parlamentonun reyine mü edildi- ği sırada hava elektrikle yüklü gibi idi. O gün, bütün dünyayı alâkadar ede cek iki haber verildi: anl gerekli görüldü. “Hitler —Japonya ile Polonya'yı Rusya'nın aleyhine çevirmeğe uğraştı. Bundan dolayı Rusya ile Fransa'nın Harb bütçesi bata yazg; M. Leon Arşimbo, izahatr sırasında Al- manya ile bir harb olduğu takdirde Rusya'nın da ordusu ile Fransa'ya yar- dmn edeceğini söylemiştir. Harbiye ba- kanı general Moren ise mütehassısların tekliflerine rağmen askerlik müddetinin bir yıldan on sekiz aya, yahut iki yıla çıkarılmıyacağını söylemiş, beklenmi - yen durumların bundan müstesna oldu- ğunu bildirmiştir. Fransız — Rus anlaşması ve birleş mesi haberi meclisin birçok tarafların - dan alkışla karşılanmıştır. Mazbata acunun altıda birini kaplıyan ve içinde 186.000.000 kişi yaşıyan rus toprakları- nn genişliği ileri sürülmekte ve Fransa için böyle geniş bir ülkenin dostluğu- nu Ööyküye getirmemesi salık verilmek- ğ **& tedir , Yön — taraf Çek — imza Söy — fıkra Sıyasa — siyaset 'Törü — Devlet Konuk — misafir Bitik — kitab Yığınak — mecmua Kalık — hava Bakan — nazır Güt — maksat Üye — aza Açar — miftah, anahtar Savaş — harb Barış — sulh Yelen — ihtiras “ambition,, Süce — askerce Savaşa karşı — harba aleyhtar Kurumlandırma — teşkilâtlandırtma Uluslar derneği — milletler cemiyeti Yeter — kâfi Salt — sadece Oba — aile Oran — sanat Burkat — mabet Uza — müddet Sep — sayıfa Orunç — heyecan Kongü — mevzu Acun — dünya Öykü — ihmal Salıkvermek — tavsiye etinsir. birleşmesi Avrupa'daki barışı sağlam- laştıracaktır. “ Rusya'nın iyi techiz olunmuş bir ordusu vardır ki Almanya ile aramız- da bir savaş çıkacak olursa bu ordu bi- zimle birlik savaşacaktır. M. Arşimbo, Rusya'nın dünyada en kuvvetli hava filosuna sahib olduğu, Fransa'nın ise ondan sonra geldiği fik- rindedir. Fransız saylavı, bundan sonra sözü- ne devam ederek demiştir ki: “ — Uslusların, Fransa Sovyet Rus ya ile anlaştr diye neden canları sıkıl- sın Kardinal Rişliyo alman protestan prensleri ile anlaşmamış mı idi? Yazıktır ki genel savaştan 20 yıl sonra biz hâlâ, eski kuvvetlerin müva- zenesi politikasına doğru gidiyoruz. değildir. En büyük nokta, savaştan kaçınmak- Lâkin, bu, bizim kusurumuz tır. Hüküfümet, 1935 savaş bütçesi için 73,960,000 lira istiyor. Bu, 1934 bütçe- sinden 3,340,000 lira eksiktir. Bu Süretle yeni bir savaşın önüne geçebileceğimize göre bunu savaş mad- delerine harcamak doğru olmaz mı?,, Bundan sonra söz alan Miralay Fa- leri de şu sözleri söylemiştir: # — Havadanı akın makineleşmiş or- duların hızlı yürüyüşleri ile yapılacak olan gelecek savaşlar insanlıktan uzak savaşlar olacak ve düşmanın bürüdüğü yurd parçalarından artık hayır kalmı - yacaktır. Almarya'nnı böyle bir savaşa hazı” landığı gün gibi meydandadır. Sor. yıt- lar içinde Almanya okadar fazla silah- lanmıştır ki bu, bütün Avrupayı telâşa vermiştir, Her halde harb maddelerinde biz, en üstün vaziyette bulunuyoruz. Bu üstünlüğü daima muhafaza etmek is- terir. « Çok kuvvetli bir vaziyette bulundu ğumuzu meydana koymalıyız ki günün birinde bize ansızın bir baskın yapmak istiyenlerin cüreti simdiden kırılsın, Bizim gücümüz, başlıca hava ordu- muza yaslanır. Eğer, adamlarımız da kâfi derecede oulunursa 6 zaman Fransa havada düp yanıf en kuzvetli Jezleti olacaktır. Fransa'nın sınır istihkâmları oka- dar kuvvetlidir ki iyi talimli le doldurulacak olursa buradan maki- neleşmiş €en kuvvetli ordu bile geçe- askerler- mez. Bizim zayıf tarafımız harb ve bom- ba tayyarelerimizdir. Sonra istihkâmlarda çalışmayı iyi öğrenmiş askerler yetiştirmeğe ve gaz ve tank hücümlarına karşı olan tedbirle- rimizi mükemmelleştirmeğe muhtacız. « ,« . Bir asker, hepimizin dilediği- miz barışa karşı bir şey demez, Lâkin ben bütün kuvvetimle ordunun manevi gücünü korumak isterim.., * *« Askerlik müddeti Mareşal Pe - Biz, umulmaz vakalar bizi mecbur etmedik- ten'in söylediği gibi kalacaktır. ce bir yıl hizmeti artıracak değiliz.,, Miralay, bundan sonra alman ve daha boğaz boğaza gelmelerinin büyük bir felâket manzarası olacağını söylemiş ve de- miştir ki: * Her ne kadar ortada birçok bulut- fransız milletlerinin bir lar ve zorluklar varsa da ben bunlara müşkilât nazariyle bakmakta, fakat fe- caat gözü ile bakmamaktayım.,, Bu sözler sürekli alkışlarla karşı - lanmıştır. Fransa'da İşçilerin korunması Lö Tan gazetesinin 21 sonteşrin ta- rihli sayısından: “Fransada işçileri korumağı temine memur olup hariciye, dahiliye, ziraat ve iş bakanlarından mürekkeb bulunan bakanlar komitesi aşağıdaki kararı itti- haz etmiştir. Bakanlar Meclisinin bugünkü içti- marmnda tasdik olunan bu karara göre, Fransada hükümet tarafından yardım edilen 300 bin işsiz Fransız işçisi ve 800 bin yabancı işçisi vardır. Bu vazi- yete çare bulmak için önce sınaj ve zi- raf muhaceret ve bunların murakabesi servisleri birleştirilecek, saniyen bun- dan sonra Fransaya gelmek istiyecek işçilere işçi müsaadesi verilmiyecektir. Verilmiş bulunan müsaadeler sıkı bir surette tetkik edilecektir. Takdiri iş bakanına bırakılmış olan müstesna vakalar haric olmak üzere, kı- sa vadeli müzaadelerin hiçbiri yenilen- dirilmiyecektir. Yalnız iki senedenberi Fransada oturanlar bünd. ü dır, Muayyen mevsimlerde işliyen mü- tehassıslar meselesi ileride tetkik edi- lecektir. Devlet, vilâyetler, nahiyeler hesabına işliyen lerde kullanı- lacak amele fransız olacak ve bu husus defterlerde tesbit olunacaktır. Eğer Fransada bu gibi işler için amele bu- lunmadığı görülecek olutsa, muaâyyen Sıyasal konuşmalar 28 ikinci teşrin tarihli Tan gazete- sinden: Romanya Dış İşler Bakanı M. Titu- lesko ile Türkiye Diş İşler Bakanı Bay Tevfik Rüşdü Aras, Sar işini konuşmak için toplanacak olan Uluslar Cemiyeti konıeyinin. fevkalâde toplantısının 3 birinci kânuna bırakılmasından istifa- de ederek Başbakan ve Dış İşler Baka- nı ile temas etmek üzere Cenevre'den Paris'e gelmişlerdir. M. Piyer Laval dün M. Titulesko ile | şmuştur. Bu- gün de Bay Tevfik Rüşdü Aras ile ko- nuşacaktır, Bazı mehafilde bir fransız »türk andlaşması üzerine dolaşan ha berlerin en büyük ihtiyatla karşılanma- sı gerek olmakla beraber, mesul bakan- lar arasında bugünlerde konuşulacak pek çok şeyler olduğu da kabul edilme- lidir. Bunlar arasında bilhassa çok mü- him ve günün meselelerini teşkil eden “şark karşılıklı yardım andlaşması,, ile Yugoslavya'nın Kıral Aleksandr ve M. Bartu'nun öldürülmesindeki mesuliyet- lerin kimlere ait olduğunu — gösteren dosyayı Uluslar Cemiyeti konseyine vermesi gibi işler vardır. M. Bek tarafından eylül ayında M. Bartu'ya gönderilen ve Lehistan kabi- nesinin bir şark karşılıklı yardım and- laşması akdine dair gösterdiği tered- dütleri anlatan notaya fransız hüküme- tinin verdiği cevabın kabinece tasvib edilerek Lehistan hükümetine verilmek üzere Varşova elçiliğimize gönderildi- ğini biliyoruz. Lehistan'ın verdiği no- tada yazılı olan şeyler bilinmediği gi- bi fransız notasındaki düşünceler de malüm değildir, fakat M. Laval'in ge- çen hafta Cenevre'de M. Litvinof ve M. Benes'le konuşması, meselenin dikkat- le gözden geçirildiği ve Varşova kabi- nesini çok meşgul eder gibi görünen bir şark andlaşmasının neticeleri Üüze- rinde Lehistan'a her türlü inatın Yugoslavya hükümeti karışıklık 6” karmamak düşüncesiyle hareket €0” rek bu işin çabuk görüşülmesinde W rar etmemişken, zan altında olan Me caristan'ın işin Cenevre'de hemen KO nuşulmasını istediği malümdur. Uluf lar Cemiyeti konseyi 3 birinci kânuf tarihli toplantısınad bu işi könuşacal? ve meseleyi hemen, yahud ikinci Kkânım kontiğ” sonlarındaki âdi toplantısında mak için bir karar verecektir. Asıl ortalığı karıştıran, daha mest” lenin konuşulmasına başlanmadan itah ya'nın işin çabuk konuşulması bakımın dan olduğu gibi diğer bakırmlardan ( Macaristan'a çok yardım etmek istedi” ğini açıktan açığa dir. M göstermesi Musolini'nin, sarih anlaşmalarla bağli , olduğu Macar hükümetine doğruluğ!” nu göstermek suretiyle M, Gömbö"e kati bir sıyasal tesanüd delili verm" istediği anlaşılıyor. Ancak İtalya'nıt bu hareketinin işleri kolaylaştıracağ” ası ME Yugof nı sanmamalıdır. Bazı Uluslarar hafilde İtalya'nın bu hareketi lavya ile arasındaki soğukluğun bif dtî lili şeklinde tefsir edilecektir. Halbt*” İtalya ve Yugoslavya'nın birihirlerit” yaklaşmaları, Avrupa uluslarının yaP” cakları işbirliği sryasasının en biril” hedeflerindendir. İ Bu vaziyete göre İtalya Macaristafi iltizam etmiş, buna karşı da küçük aft laşma ve Türkiye Yugoslavyadan “'“f: olmuşlardır. Paris'le Belgrad arau“dr ki bağlar dikkat nazarına alınmasa j le Fransa Marsilya cinayetinde m“h'. telif ulusların mesuliyetleri meseles” duramaz. Çünkü Kıral b b ne y verildiği düşüncesine yol açıyor. Avru- pa'nın doğusundaki vaziyeti durumlan- dıracak olan bu andlaşmanın Leh - Al- man anlaşmasiyle olduğu kadar Leh- Rus andlaşmasiyle de telifi kabil olur- sa ve bu hususta Lehistan'ın Baltık ve- ya Orta Avrupa uluslariyle kendi ara- sında güclükler doğurabilecek hususi bir takım garantiler göstermesi gerek- mezse barışı sağlamlandırmak için U- luslar Cemiyetinin — düşüncelerine ve çizdiği çerçeveye uygun bir anlaşmaya Lehistan'ın girmemesi için seheb yok- tur. M. Titülesko'nun dün M. Laval'le yaptığı konuşmaların en çok, Cenevre- de yugoslav hükümetinin yaptığı teşeb- büsten doğan ve çok nazik tarafları o- lan vaziyet üzerine cereyan etmiş ol- ması mühakkaktır. Kıral Aleksandr'ın öldürülmesi kar- şısında çok büyük bir soğuk kanlılık ve vakar gösteren yugoslav hükümeti Mar- silya faciasından xmeınl olan uluslara ait dosyayı Uluslar Cemiyeti konseyi- ne vermekten başka bir şey yapamazdı. Bu, kıralını böyle feci bir surette kay- beden ulusu memnun etmek için yapıl- ması gereken bir hareketti. Hattâ di- yebiliriz ki yugoslav ulusunun Orta Avrupa'da çok mühim karışıklıklar do- ğurabilecek mahiyette olan aksülamel- lerini yugoslav hükümeti başka türlü anlatamazdı. miktarda ve azami haddini katiyen aş- mamak üzere yabancı amele getirilmesi ne müsaade edilecektir. Bu azami hâd, her vilâyet için ayrı ayrı tesbit olun- muştur. Hususi müesseselerde işliyen yabancı amele miktarı 7410 dan ziyade olmıyacaktır. Bunların miktarı da her vilayet için ayrı ayrı tayin olunmuş- tur. ©6 10 dan ziyade yabancı amele kul- lanılmasına müsaade veren kararlar ye- niden tetkike tâbi tutucaktır. Bu yüzden hudutların sıkı bir suret- te mürakabesine lüzum hissedilmiştir. Dahiliye Babanlığı bu kontrolün ziya- deleştirilmesi müsaadesini almıştır. Buna gümrük bakanları da yardım edeceklerdir. Fransa topraklarında ya bancı amele mürakabesini kolaylaştır- mak için amele müsaadeleri sisteminin tadili cihetine gidilecektir, Hudud haricine çıkarma kararına karşı irtikâb olunacak bir suçun cezası teşdid edilecekdir. Bakanlar komitesi bu husustaki tet- kikatına devam edecekdir. leksandr fransız topraklarında öldü! : müş ve fransız Hariciye Bakani Bartüu da bu iğrenc cinayetin kur olmuştur. Onun için *âdisenin tesbit ve adaletin tatbiki istenilirken konu?” maların hayli tehlikeli sıyasal bir M” hiyet almasından korkulabilir. Bu dr timalin önüne geçmek için şimdide” çalışmalıdır. Ç Taymis gazetesi Uluslar Cemiytt” nin metodlarının eyiliğini, bunlar ae yesinde en kızgın kavgaların soğudu” ğunu, savaş kopacak sanılrrken herhaf” gi bir işin barış yoliyle halledildiğit” işlerin bazen değerleri çok büyüf vi lan gecikmelere uğratıldığını ve G"l kaldıkları zaman ortadan kalkmıyâ” olan infiallerin ortaya konulunca haf y lediğini söylemekte çok haklıdır. kat herkesin anlaması da gerektir ki luslar Cemiyeti ancak adalet ve w_ lehindeki müracaatları kabul eden * mahkemedir, Fransa, Çekoslovakya ve RW”””; nasıl Belgrad üzerindeki nüfuzla''| teenni ve sükünun korunması İÇİN e lanıyorlarsa, italyan nüfuzunun d€ B;,, j dapeşte'de teenni ve sükün yolun lışmasını dilemek gerektir. ga Cenevre'deki toplantının sonuf ortaya çıkacak iş, Avrupa'da bartf düzeni tehdid eden tedhişçiliğe elbirliğiyle yapılacak savaşın landırılmasıdır. Eyi niyetler ’!ı bütün hükümetler Avrupa'nın bü Ş . nüd eserine candan katrlacaklard!” ğer taraftan Hırvat tedhişcilerini? “ tığı cinayetin, Kıral Aleksandi v / Bartu'nun başladıkları yakmw işbikliğini , 'bozdüğu da .5,1:#’;: Başbakan M. P. E. Flanden'in adlı yugoslav gazetesine yaptığ! M natta da bilhassa işaret ettiği gibi. gç silya cinayeti kurbanlarının h'"”,ı,rd* na gösterileceken büyük sayg': - başladığı güzel sryasayı devam ;,gw mektir. Okuyucularımızın da bil ri gibi bu sıyasa, İtalya ile Y o ya'yı biribirlerine yıkml"“"n'wf samimi bir fransız - italyan 47 Ö yge sının neticesi olarak da İtalyâ aptli çük itilaf anlaşmasının Orta — | çir” da işbirliği yapmasını mmkanv.fl”' mektir. Kıral Aleksandır ve M Tyen nun emekleriyle bu yolda 'ıdek geeit şeylerin bir daha geri gelmem* , yok olmasını kimse istemez. '