4, İLKKÂNUN, 1934 SALI Tokyo, 3 (A.A.) — Kabine bu sabah topla- — narak, Vaşington deniz andlaşmasının bo- zumunda tutacağı yolu görüşmüş, bozum kararını hususi meclise bildirmiştir. Bu meclisin, kararı onayacağı beklenmektedir. ON BİRİNCİ YIL. No: 4800. Aılımıı._ııfıulınıızdır. Her yerde 5 kuruş Gündelik - TÜRKÇENİN BAŞKALARINA VERDİĞİ DİL KEREÇLERİ Çok eski kurunlarda, bundan ©n binlerce yıl önce, büyük işler rmak yükümü ile dirime ge- len yüce bir ulus zorlu bir dil ya- rattı... Türk dili... O çağlarda, acun, ne adamlık, he de kültür düşünümlerini tanı- 'ordu. Ş Ulıı'ı meşelerin erkliğini, dirikli- #ini damarlarında taşıyan bu can- h dil, yüzyıllarca, kendi özlü to- larını acunsal — tarlalarına serpti. Bugün hangi bir ulus dili- ne bakacak olursak onun yapı ta- lür. * Eski dil bilginleri, evr_enıe' dil. leri “Ural - Altay”; ”Hind - Av_- -Yupal,, gibi, biribirinden ayrı, bi- ribirine yabancı tuttukları bir ta- kım - dil kömelerine ıyıqnışhr. yanlış yoldan yürümüşlerdir. Ye- ni bilimik (ilmi) dil ınşh_n_nılıny yeni yöndemlerle genişletilip de- rinleştirildikçe, bu ayırımın doğ ru olmadığı görülür. Şundan ölü- Tü ki kömeler arasında eski bir yakınlık, göz yumulamaz - bir or- taklık vardır. Deai. Artık, bugün, yeni dil bılqınlaı “Ural - Altay dilleri,, terimi ye- rine, açıkça, salt “Türk dilleri,, d!' yorlar, hem de ileri sürüyorlar ki, türk dilleri ile “Hind - Avrupal,, g:ller ırııı:dı. Iı“g-ı lnıırıınlır_ıl.;i, ilıklı bi öz alımveri: Yl:ılmışıır; ;Ç:ni belgelere daya- han bü bileinlerin simdiki sözleri tunlardır: Öbür dillerden tüm ay- Yi kalmış, bir urla çevrilmişçesine kendi içine kapanmış hiç bir dil yoktur; diller arasında irçağdan- i karışma olmuştur. Ancak hangi dil, kendinden, başkalarına en çok kök, ek vermişse, odı:r: Üzel, köknel ana olan! İşte bu öz- lükler en çok türk dilinde görülü- Yor. O ne tükenmez bir pınar ki, Asya, Avrupa, Afrika, Amerika :ill:rindaı birçoğuna, kanıncaya leğin su vermiştir. ğ Bu özgü evrensellik bış_l:ı hiç bir dilde türkçedeki gibi görülmi- Yor. Alman dil bilginlerinden Prof. Aug. V. Edlinger “türk dillerinin Hind - Germen,, dillerine olan es- ki ilişiklikleri “Alte Beziechungen der Türkischen Sprachen zu den E d adlı — bitiği lürk sözlerini, eski Hind, Latin, Kelt, Germen, İslav, Litvan sözleriyle karşılaştırıyor, Ayrıca da memeli yaratıklara, kuş- lara, balıklara, böceklere, otlara, İn üyelerine verilen adlarla bu karşılaştırmaları — zenginleştiri- Yor, Türk Dili Araştırma Kurumu Başkanlığının bu değerli bitiği Yakında öz dilimizde bastıracağı- P yurddaşlarıma bildiririm. Bu Htîiin ne denlü asığlı bir örgüt 'Idlliunu göstermek - için burada uz iki örneği abayınıza suna- Baş, pağ, pak — bağlamak, de- Met, deste... İttifak, Misak. “Le pacte de kelog — Kelog &hd ı; le pacte balkanigue * Balkan andlaşması,, sözlerin- BC “pacte (pakt) — ittifak, mi- Sak,, deyimleri türkçedeki “bağ,,- M öbür biçimi olan “pak,, deyi- hitden başka bir nese değildir; " “T,, nin katılmasıyle olmuştur. Mel Bu türkçesinde “sulh aktet- kık' yerinde bağ-ın-mak at Latincede “Pax,, (pac-s) ”sulh,, K ir. Türkçe gene ?i önce "pax,, , sonra diyor- * “pak,, dan- da fransız- ', Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve C. H. F. divanında ee ai T L —— Yeni bir kanun, ne dinden olursa olsun , ruhantlerin mabed ve âyinler dışında, ruhani kisve taşımalarını yasak etti Kadın - erkek, yurddaş! Dün Büyük Mület Meclisi, Tür- kiye'de bulunan ruhanilerin dini kılıklarını ancak vazifeleri başın- da taşıyabilecekleri hakkındaki kanunu onaylamıştır. Kanunda, spor ve kulüb kurumlarının kıya- Fet işleri için de ayrıca hükümler vardır. Türk değişiminin başlıca ku- rallarından biri, lâiklik düzeni ol- dağunu herkes bilir. Bu düzene aykırı düşen garabetlere nihayet vermenin tam sırası idi. Bundan başka, İçeri İşler Bakaru Bay Şük- rü Kaya, dini kılıklar meselesinin hallolunmasını gerekleştiren se- bebleri Millet Meclisi kürsüsün- den anlatmıştır. Çoktanberi bir takım - İsviçre kantonları ile Amerika Birleşik Cümhuriyetlerinde dini kıyafetle sokakta dolaşmanın yazak - edil- miş olduğunu biliyoruz. Hocalar, papaslar, hahamlar, camilerinde, kiliselerinde, havralarında, ruhani âyin sayılabilecek merasimde ru- vazım taşımalarını yaszak eden maddesinin, ancak, yurddaş ve misafirlerimizi korumak kaygu- sundan ileri geldiğini- söylemek lüzumsuzdur. Avrupa'nın - birçok yerlerinde bu yüzden her gün dost devletlerin arolarını soğutan hâ- diseler olmahtadır. Biz, yurdu- muzda herkesin serbest ve rahat yaşamasını isteriz. Dün Millet Meclisinde İçişler Bakanımızla mebuslarımızın söy- lemiş olduklarının her tarafta eyi anlaşılarak, ilk havadis çıktıktan sonra, bazı taraflarda yüz göste- ren yanlış telakkinin ortadan kal- kacağını ummaktayız. ULUS Dün General Kâzım Özolp'ın başkan- lığında toplanan Büyük Millet Meclisi ,FuzZnameye geçmeden önc: bazı kanun layibalarını gözden geçirmek için kurul- zası gerek olan muhtelit encümenler hani kılıkta bulunabilirler. Fakat | dışarda yurddaşların tabüi geyini- | şine uymak mecburiyetindedirler. Türkiye Büyük Millet Meclisi- nin kabul etmiş olduğu kanunda din ve ibadet işlerini gücleştire- cek, aksatacak hiç bir şey yoktur. Bir vazife kıyafetini, ua'z.ılî dışş- da kullanmanın hiç bir lası da yoktur. Hiç bir ’:ı'îı, kıyafet ceb- retmez. Eğer bu kanundan içerde dışarda şikâyet edenler olursa, bu şikâyetlerin eyi bir maksaddan ileri geldiğini anlamak bizim için hayli güc olur. Türkiye'de vicdan hürriyeti ha- kikidir, tamdır. Ancak - bu hürri- yet, hiç kimse ve müessese tara- fından, hiç kimseye ve müessese- ye karşı suülstimal olunamaz. Dün çıkan kanunun Türkiye'de bulunan türklerle - yabancıların, yabancı memleketlerin sıyasa, as- kerlik ve milis teşekkülleri ile | münasebetli kıyafet, alâmet ve le- ——— — ça “paix — sulh,, olmuştur. üA 2) Türkçede “Bot — bitmek, büyümek, neşvünema bulmak,, tır. Bu “bot,, kılığı grekçede "nebat,, anlamınadır, sonra “bot-ân&,, bi- çimini almış, fFransızçada da “bo- tanigue,, olmuştur. Öz türk dili kök kereçleri Hind- Avrupal dillere işte böylece geç- miştir. HASAN CEMİL ÇAMBEL 1 — Kereç — malzeme 2 — Kurun — zaman 3 — Yüküm »- vazife (missyon) 4 — Dirim — hayat $ — Erklik — kudret, kuvvet, sağ- Tamlık 6 — Acuntal — dünyaya ait 7 — Avrupal — avrupat, peenne) 8 — Bilimik (Bilim, bilimik) — il. mt 9 — Yöndem «« usul, metot 10 — Ayırım — tefrik ll — Terim — ıstılah (terme) 12 — Tüm — tam, büsbütün 13 — Ur —- hendek 14 — İrçağ — ilk zaman 18 — Üzel — ezeli 16 — Köknel « asli, orijinaf 17 — Özlükler — öze ait hususiyet- ler, meziyetler 18 — Özgü — kendine hâs, özlü 19 — İn üyeleri — İnsan bedeni u- zuvları, 20 — Deyim m ifade (expresslon) (EBuro- Dün, mecliste yeni kanunu anlatan Dahiliye Bakanımız Bay Şükrü Kaya hakkında kararlar — aldı. Bundan sonra ruznamedeki maddeler — görüşülmeğe başlandı. Gizli nüfasun yazılması haklan- daki layiha münasebetiyle İçişler Baka- mı Bay Şükrü Kaya dedi kit — Baylar, gizli nüfusun — yazılması için bir kanunumuz vardı. İki defa mü- zakere edildi. İşlerim dolayısiyle Büyük Mecliste bulunamadım. Arzı iytizar e- derim, Arkadaşlardan bazıları kıymetli mütalenlarda bulunmuşlardır. Gazeteler. de hulasalarını okudum. Zabitlar daha neşredilmediği için tamamiyle okuyaam- deiıııde buyurursanız arkadaşları - mın mütalcalariyle birlikte Dahiliye en- €ümenine iade edilsin. Orada bir daha müzakere edilerek — huzurunuza gelsin. (Onay sesleri) Dahiliye Encümeni müzbata muharri- vi Bay Şükrü — Encümen de istiyor. Başkan — O halde veye koymağa hacet yoktur. Encümene veriyoruz. Ruznamede mevcud olan diğer mad- deler iki tarihinde tevzi edilmiştir. He - nüz müzakere için muayyen müddeti göçmemiştir. Yalnız bugün gelen bir ka- nuün hakkında Dahiliye Vekilinin müla- bazası vardır, Bay Şükrü Kaya kürsüye gelerek de- Miştir kiz Baylar, büyük inkılabımızın temelle- rinden biri de lâyik olmaktır. Lâyik ol Fırka divanının kararı Bu akşam toplanan C. H. F, ar saylav seçilebilecekler Divanı saylav seçimi - işlerini konuştuktan — sonra aşağıdaki tekliflerin Fırkanın Meclis Grupuna sunulmasına karar vermişlir; Kadın erkek otuz yaşını bitiren bileceklerdir. yurddaşlar - saylav seçile- Bu seçimde kadınlar da rey vereceklerdir. Rey vereceklerin yaşı on sekizden yukarıya çıkarılacaktır. Bu vaşı meclis tesbit edecektir. Bütün bunlar için Teşkilatı Esa- siye ve Saylav Seçimi Yasaları yakında değiştirilecektir. mak demek devlet işlerinde ve ulus ip- lerinde dini tesiratı kaldırmak demek- tir. Biz cümhuriyetin kurulduğu gün - denberi buna dair ehemmiyetli kanun - lar yaptık, kararlar verdik. Hilafetin il- gası, mahkemelerin birleştirilmesi, şeri- ye mahkemelerinin kaldırılması, tevhidi tedrisat, medreselerin kaldırılması, tari- katların ilgası, kanunu medeni ve buna müteferri bir çok kanunlarımız vardır. Fokat tatbikatta görüyoruz ki ve blhas- sa Büyük Meelisin bize verdi; rektif. lerden anlıyoruz ki bunlar makıs- tır. Bunlardan bazılarının zamanı gel- miştir. Büyük arzunuzu yerine getirmek için bugün bir danesini daha huzurunu- za takdim ediyorum. Bu kanunun diğer- Terine takdimen ve tercihan müstaceli- yetle müzakeresini kabul buyurursanız şimdi © kanunun konuşmasını yapabili- riz. (Onay sesleri). İçişler Bakanının iyzahatından sonra bazı kisvelerin giyilmiyeceğine dair ka- mun layihasının maddeleri okunarak ter- cihan ve müstacelen müzakeresine b- . rar verilmiştir: KANUN 1—Hangi din ve mezhebe men- sub olurlarsa olsunlar rubanilerin mabed ve üyinler haricinde ruha- ni kisve taşımaları yataktır. Hükümet her din ve mezh«sbten Münasib göreceği bir ruhaniye ma- bed ve âyin baricinde dahi ruha- ni kıyafetini taşıyabilmek için mu- vakkat müsandeler — verebilir. Bir müsaade — müddetinin hitamında onun aynı ruhani hakkcında yenilen- mesi veya bir başka ruhaniye ve- rilmesi caizdir. 2 — Türkiye'de kanuna tevfikan teşekkül otmiş ve edecek olan iz- cilik ve aporculuk gibi topluluklar ve cemiyet ve kulüb gibi heyetler ve mektebler mahsus kıyafet, alâ- met ve levazım taşımak istedikleri zaman yalnız nizamname veya ta- Timatname ile muayyen tiplere uy- gun kıyafet, alamet, levazım taşı- yabilirler. 3 — Türkiey'de bulunan türk- lerin ve yabanerların yahancı mem- leketlerin sıyasa, askerlik ve milis teşekkülleri ile münasebetli kıya- Fet ve alametlerini ve Tevazımını taşımaları yasaktır. 4 — Ecnebi teşekkül mensub- Tarının kendi kıyafet, alamet ve le- vazımlariyle Türkiye'yi ziyaretle- ri Vekiller Heyetince tayin oluna. cak mercilerin müsaadesine tâbi. dir. 5 — Türkiye devleti nezdine me- mur bulunanların kıyafetleri bey- nelmilel meri âdetlere tâbidir. Müsaadei mahsusa ile gelan yabancı memleketler kara, deniz bava kuvvetlerine mensub kimse- lerin vesmi üniformalarını — nere- lerde ve ne zaman taşıyabilecekleri Tcra Heyetince tayin olunur. Layiha hakkında Bay Şükrü Kaya yu iyzahatı vermiştir: Bay Şükrü Kaya (İçbakanı) — Bay- lar, bu. kanunu iyeab ettiren sebebin aslı, mahiyeti inkılabın emrettiği bir zarurettir. Türkiye Cümhuriyetinin hat- tâ Türkiye devletinin bakasiyle alakadar bir nizamı âmme meselesidir. Lhâik devlet bu zaruretleri gözetirken şu veya bu dinin ahkâmiyle alakadar ol- maz, (Onay sesleri) Bu kararları verdi- (Sonu 2 inci sayıfada) — ——— TÜRK İNKILABI DERSLERİ ——— — İkinci ders Bugün İnkılâb dersleri hakkınan maarifin bir tamimi E. :ı. F. Genel Kâtibi Bay Re- ceb, bugün saat on yedi buçukta Ankara Hukuk Mektebinde bu devrenin ikinci türk inkılâbı der- sini verecektir. Türk inkılâbı derslerinin nasıl şartlar içinde verileceği ve dinle- nileceği Maarif Bakanlığı tarafın- dan bir tamimle Ankara Hukuk Mektebi ve İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne bildirilmiştir. Bu tamimin bir suretini aşağı- ya koyuyoruz. Bundan başka bü- tün bir tahsil devresi içinde türk inkılâbı enstitüsü profesörleri ta- rafından okutulacak derslerin tam bir programını da basıyoruz. Türk İnkılabı kürsüsü dersleri bu ders yılında aşağıdaki esasla- ra göre okutulacaktır: 1. Derslerin umumi adı “Türk İnkılabı dersi,, dir. 2. Bu dersler mahiyeti itibariy- le Üniversitenin başka derslerin- den hiç bir cihetle ayrı tutulmıya- caktır, yani bunlar ayrıca bir seri konferans gibi değil, doğrudan doğruya Üniversite programları- na dahil olan diğer dersler — gibi, aynı şartlarla okutulacaktır. Ta- lebe de bu dersleri Üniversitede ders dinlemenin tâbi olduğu kai- deler ve nizamlar dairesinde din- liyeceklerdir. T. I. derslerinde ta- lebenin alkışlamak veya diğer herhangi bir şekilde takrirleri tas vib veya takdir tezahürü göster. mek gibi hareketleri caiz değildir (Sonu 4 üncü sayıfada) —— —————————— Bugün Bay Reşid Tankut'un Sümer kurununda dil savaşı İbrahim Yalavaç Yazısını dördüncü sepimizde - okuyunuz.