Kul sıkılmayınca... .—— Sene 17 — No: 5794 — Fiatı her yerde 5 kuruş m Böyle olmamalı, şöyle olmalı «Düşünülüyor, düşünülecektir» adındaki yâzımızı okuyan bir bil- | dik, dedi: i «— Bir pesneyi beğenmemek, kötülemek çok zor değildir.. Hele bü beğenmeyiş ne biçim yapılırsa değme gitsin; dokunaklılığı kat kat artir... Bir beğenmemek demek; bü beğenmeyiş ve biçim yapılırsa yapılsın; şu iki sözü söylemek de- mektir: BU BÖYLE OLMAMA. Li! Nit-kim, o yazınızda da, «ac Söcuk'ara yardım. «böyle > olma- malı» diyorsunuz. İyi, doğru, gü- Zö) amma, «böyle olmamalı da nasıl olmalı? Bunu O yazmıyorsu- nuz!, Benim bildiğim doğru, ya- Tarlı beğenmemezlik: Yalnız «bu böyle olmamahdır» demez, «BU BÖYLE OLMAMALI, ŞÖYLE OLMALIDIR» der.. Olanın kötü- lüğünü bildirmekle işini yarım birakmaz; ne yapmak, nasıl yap- mak gerektir, onu da gösterir...» Ben bizim bildiğin sözünü doğ- ru buldum, Şimdi, bu işin; okullar. daki aç çocukların doyurulması işini rum Kültür Bakanlığının kanadı al- tında, köklerini bütün ülkeye sal- miş bir dernek kurulmalı.. Bu der- Değin adı «okullulara öğle yeme- Bi verme derneği» olabilir.. Adın- dan da anlaşılacağı gibi, bu der- nek yalnız ülkenin okullarındaki «şöyle olmalı» sını yazıyo- o: aç çocuklara öğle yemeği vermek işini, yalnız bu işi üstüne alma- hıdır. Bu; her yıl karşılaşacağımız bu Şeşid yıkıma karşi bulunmuş ana düzen olur.. Bence bu derneğin kuruluşu işine yarından tezi yok başlamalı. Bundan başka, yine Yarından tezi yok, İstanbul «Be- lediyesi», «Hilâliahmer», «Kük tür Bakanliği», «Himayeietfalı, Halkevleri elele vermeli! benim dediğim dernek kuruluncıyadek; «faslın maslını» aramadan büt- çelerinden para ayırıp çocukları doyurmalı... kAX DÜŞÜNCELER İ garbi Anadolunun belli başlı şe- Gençlik teşkilâtı nasıl yapılacak ? Bir seneden beri yapılan tetkikatın neticeleri öl ii 1 Izcnerimizden bir grup Ankara 3 (Hususi) — Halk fır- kası, bir senedenberi gençlik teş- kilâtı hakkında tetkikat yapmak- taydı. Bu işlere memur edilen mü- tekait erkânıharb miralayı Hüse- yin Rahmi bey, İstanbul, İzmir ve | hirlerinde bu yolda araştırmalar yapmıştı. Bir taraftan Türkiyede- ki gençlik kurumları, spor, ve hal. kevlerindeki gençlik çalışmaları tetkik edilirken diğer taraftan da yabancı memleketlerdeki gençlik kurumları araştırılmıştır. Yabancı memleketlerde: genç“ Mik kurumlarının -pek büyük ör- nekleri Sovyet Rusyada, Alman- yada, İtalyada göze görünmekte- dir. Sovyet Rusyadaki kömmün denilen komünist partisine genç“ leri hazırlıyan bir gençlik kurumu vardır. Bu kurum şekil ve mahik- yeti ülküsü itibarile ancak Sovyet cumhuriyetleri içinde yer bulabi- lir. Başka memleketlerin içtimat rejimleri, bu tarzdaki kurumlara müsaid değildir. Almanyadaki, İtalyadaki nazi ve faşist kurumlarının o memle- ketlerde sokak muharebesi hali- | ne dökülen sinıf kavgalarına kar- şi olduğunu söylemeğe lüzum | yoktur. Bu itibarla nazi ve faşist kurumları, kuruluşlarındaki gaye- leri itibarile siyasi mahiyettedirler. (Devamı 4 üncü sahifede) BİZİM BAKKALIN OĞLU EVLENDİ. Duymadınız mı? Bizim bakkalın oğ- ha evlendi, evlere su taşıyan arabacının kazanı aldı... Duymadınız mı? Bu çok büyük, çok değerli işi duymadığınıza şaştım doğ- rusu... 4, Duymuş, işitmiş, gazetelerde okumuş, radyolarda o dinlemişsinizdir elbet, Bil. | mem hangi kralın küçük oğlu, bilmem hangi kralın kızıyla evlendi.Şu kadar hira lik armağan aldılar sağdan soldan, sofra: | larına konan pastanın ağırlığı şu kadar | kiloydu, gelinin şöyle entarileri, güve yin böyle kunduraları varda. ”. Neden bizim bakkalın düğününü duy- madınız, bu sizi sarmadı bilmem hangi. kralın oğlunun düğünüyle içli dışlı oldunuz? — Yakışıklılığına, bizim bakkalın oğlu, kralın oğlundan daha yakışıklıdır. Aldığı arabacının kızı ise, inanın büna, kral kızının bin kat gü gelidir.. Sordum soruşturdum, , sğinleli oğlu ne yazıcılıkta, ne olkumuşlukta, ne askerlikte, me yapıcılıkta, ne diplo- müatlıkta, ne şunda ne bunda öyle dişe dokunacak bir iş yapmış değilmiş. Kral kızına gelince, o da öyle.. Bizim bakkalın oğluyla arabacının kızından bir ayrılıkları yol. Onların da iki göz Teri, iki ayakları, bir burunları var, bun- ların da, Sonra, ben kalıbını basarım ki, - bizimkilerden doğacak çocuk, on- larınkinden doğacaktan daha güçlü ola- caktır... Diyeceksiniz ki, onlarınki kral kraliçe tohumu; bizimkiler yine bir bakkala, bir çifçiden doğmuş.. Peki amma bun- dan ne çikar? Kim demiş ki, bakkal oğlu, çifçi kın olmak; kral oğlu ol- maktan daha (o aşağıdır?. Kim demiş ki.... Neyleyim, anlıyamıyorum!.. Efendiliği, ağalığı, beyliği kaldıran bir ülkede yaşadığım için; neden bil. mem hangi kralın oğluyla bilmem han. gi kralın kızınm evlendiğini duydunuz da, bizim bakkalın oğlunun evlendiği. ni duymadınız, anlayamiyorum!.. Orhan Selim SALI — 4 Kânumuevvel 1934 Telefon « 24240 (İdare) « 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) .. Hizir yetişmez!... Yunan - Bulga r hudut hadisesi — ağır neticeler verebilecek Atinada haklı bir! heyecan hüküm sürüyor Bulgaristanın . Balkan sulhünü tehdit etmesine meydan vermiyecek ted- birler alınmalıdır Bulgar askerlerinin Yunan hu dudundan kilometrelerce içeri gi- rerek Bulgaristandaki tazyikten kaçan beş Türkü öldürmeleri ve bunların ailelerini alıp tekrar Bulgaristana götürmeleri her ta- rafta büyük bir heyecan uyandır- miştir. Bu hadise, Yunan toprak- larına tecavüz dolayısile daha zi- yade Yunanistanı alâkadar eder. Fakat taarruza uğrıyanların Türk- ler olması ve Balkan sulhü nokta- sından bizi ve diğer Balkan dev- letlerini de alâkadar edecek ma- hiyettedir. Bulgar hükümeti ötedenberi kendisinin Balkanlarda sulhün , muhafazasından başka bir emeli olmadığn söylüyor. Halbuki Buk garistanın hareketi bu sözlerine uymamaktadır. Son hadise de bu- nun bir delilidir. Aşağıdaki telgraflar Yunan hü- kümetinin meseleyi ciddiyetle ta- kib etmeğe karar verdiğini bildi- riyor, Fikrimizce bu gibi hadisele- rin tekerrürüne meydan verme- mek için kati tedbirler alınmasi lâzımdır. Yoksa Balkan sulhü da- ima tehlikeye maruz kalır. Dün bu hususta Atinadan şu telgraflar gelmiştir: Atina 3 — Yunan Bulgar hu- dudunda beş pomağın ölümi- le neticelenen kanlı çarpışma- | tahkik ve tes- Yu- hın mesullerini bite memur olan muhtelit nan - Bulgar komisyonu dün sa- | bah saat on birde hudud üzerin- de tayin edilen bir noktada top. lanacaktı. Toplanma tarihi ve yeri Bul garlara vakit ve zamanında bil. dirilmiş olduğu halde, Bulgar za- bitlerinin gelmemelerinden bu toplantı olamamıştır. Bulgarlar, Sofya hükümetinden talimat al- madıkça böyle bir toplantıya iş. tirak edemiyeceklerini bildirmiş- lerdir. Bulgarların bu kaçamakça ce- vabı Yunanlılar tarafından fena bir surette tefsir edilmekte ve | Bulgarların mesuliyetine bir de- il olarak telâkki edilmektedir, Yunan hükümetinin fikrine ter. cüman (olabilecek (o salâhiyet- tar bir zat, Yunan - Bulgar ha- disesinin âdi bir hudud vakası olamıyacağını ve bu hadiseyi çıka- ranlar için pek ağır neticeler ve- rebileceğini söylemiştir. Atina gazeteleri, Bulgaristana şiddetle hücum ediyorlar. Hudut komisyonu nihayet tahkikata başlıyor Atina 3 — Bulgarların, Yunan hududundan iki buçuk saat mesa- * (Devamı 4 üncü sahifede) Fi Karaköy köprüsünün öçılma zamanı, ötedenberi birçok çşikâ- yetlere sebeb olan İstanbulun es- ki derdlerinden biri halindedir. Köprünün açılma saati her ay de- Bişir, Fakat daima şikâyet mev- zuu olur. Bu ay 5,45 de açılıyor ve havalar müsait olduğu zamanlar 6,45 te kapanıyor. Fakat bazı gün- ler kapanma saati yediyi buluyor; binlerce halk köprünün iki tara- fında bekliyor, vakit kaybediyor, hattâ birçokları rahatsızlanıyor. Bu vaziyet belediyenin de dik- Alman — İşte komsucuğuml!... Karaköy köprüsü Fraasız — Banş istediğine beni nasil inaridırabilirsin?1., Istanbulun bir derdi Köprünün açılıpkapanma meselesi hallediliyor Belediye köprünün üçte açılıp beşte kapanması için liman idaresile anlaştı katime #lişmiş ve halka kolaylık olmak üzere köprünü; atinin böyle her ay mesi, geceleri saat üçte açılarak beşte kapatılması hususunda li man idaresile mutabık kalmıştır. Açılma saatinin değişmesi için liman nizamnamesinin tadili lâ- zım geldiğinden hükümete müra- caat edilmiştir. Mesele Dahiliye vekâletince tetkik edildikten son- ra vekiller heyeti kararile hallolu- nacaktır. (Devamı 4 üncü sahifede) aran Ima sa- gm ZN, enn |