— Yaptırmak Üzere ikinci bir M İLKKÂNUN 1934 SALI komisyon Sçeceğine ilitimal verilmektedir. Yugoslayya'nın bütün - ithamlarını Teddeden macaristan, böyle bir tahkik İşini kabule hazır bulunmakta ve bita- Taf bir heyet tarafından yapılacak olan ::Işı iyi karşılıyacağını söylemekte - Mecsele, konseye geldiği zaman, bu Roktanın macar delegesi M. Ekhard ta- Tafından ileri sürüleceği muhakkak gi- r, Fransa'nın konseye bir başka tâli syon teşkil edilmesini teklif ede- Seği umuluyor. Bu komisyonun vairfe- N, muhtelif — memleketlerde bulunan Niyast mültecilerin serbest serbest do- takma isimlerle sınırlar- dan geçmemeleri işiyle uğraşacaktır. Sıyasal kaçaklar Son günlerde yeniden, Sovyet - Fran- Miz askerlik birliği, şark andlaşması gi- Bi şeyler hakkında fevkalade mahiyette isler geçmeğe başladı. Savyet Birliği Ordusunun büyük savaş — kabiliyetini İt fransız mebusunun açığa vurması, ve batıdaki bütün barış sözlerini Oydınlattığı gibi, Paris ile Moskova a- Tasında sıkı bir askerlik anlaşması ya- Püldığı hakikatini yeniden en ön plâna Sürdü. Bunlarla alâkadar olmak üzere Sov- Yet Birliğinin Fransa ile gün geçtik- tt daha mükemmel münasebetlere gi- Teceği, ancak Moskova'nın bazı haller. ©e yeniden Almanya'ya dayanacağı ve Golayısiyle Almanya'yı, kendi. sıyasal #nezonları İçine almağa da müte- Mayil olduğunu gösteren mathuat du- Yumlarının çıkması enteresandır. Başka devletlerle olduğu gibi Al- Manya'nın Sovyetlerle de olan münase- Betleri düzgündür, ve dalma bu düzgün Niğü korumak gayesini gütmüştür. Almanya'nın, Sovyet Satranç tahta- O Tmnin istenildiği zaman sürülen, can rse alıkonulan bir piyadesi olmadı- Bmnr yukarda söylenen gazete duyum ir yayan merkezlerin artık anlama. Tarr lâzımdır. Bu veya öteki — mesele hakkında ulusal sosyalist -Almanyası- Tn takmmacağı tâvır, yalnız alman im-> Paratorluk hükümetinin, yani Fürer'in “lecıfi bir iştir. Bu meselelerde alı- Macak clan tedbirler, tamamen müsta- kil olarak verilmiş kararlara uygun ©- İataktır. Yoksa entrikacıların tandık harı gibi, sıyasal — kombinezonlarında Zorluk içinde kalmış olan yahud da bü- fün umduklarınını yıkıldığını gören bir Gevlet gibi tesir altında kalmıyacaktır. Bilakis Almanya halledilmesi alman u- yaşayış faydalarına uygun ol — Muyan anlaşamamazlıklara — karışmak, K y) le dostca münasebetlere girişmek iste- taşıdığı ulusların da bulunduğu Rürültülere katrlamk aklından bile geç- TMemektedir. vw4 Sıyasal sığınan hakkı son onyıllar de hemen hemen bütün Avrupa dev- Üerinde sınırı çizilmemiş bir hüküm- Ü idi. Sıyasal sığınanlar, misafiri bu- h'l'lui.lın ülkenin kanunlarını bozma- Ükları müddetçe, kendilerinin varlık- h gücleştirilmemiştir. Sryasal göçken- OK'un Romasir: Benim Güna İr Ülea & Soyadı alanlar Konuk — Adliye teftiş heyeti reisi Bay Raşid, Bursa C, H. F. Bakanı ope- ratör Bay Sadi ile babası Rasim. Uyba- dun — Tekirdağ saylavı Bay Cemil. A- pasar — Çorum saylavı Bay İzmai! Ke- mal Savran — Ziraat — Bankası idare meclisi üyesi Bay Cevdet Nasuhi. Akın. cı — Ziraat Bankası idare meclisi üye- &i Bay İbsan Abidin. Güçlü — Ziraat Bankası idare mes üyesi Bay Zeki. Alper — Malatya saylavı Bay Abdül - muttalip. Erten — Mardin say'avı Bay Ali Rıza, Yargı — Kocacli saylavı Bay Salahaddin. Ağar — Gazlantep - saylavı Bay Reşid. Kayaalp — Ankara tedikiki iytiraz komisyonu üvesinden Bay Hu - lüsi ve oğulları belediye yazı işleri mü- dürü Tahsin, belediye ceza kalemi şefi Muammer, Doğruer — Devlet Şurası ü- yesinden Bay Nusret. Türkkan — As- keri temyiz mahkemesi ikinci başkanı General Fahreddin. Bulca — Rize sayla- vı Bay Fuad. İnanç — İzmir saylavı Bay Kizım. Köken — İzmir saylavr — Bay Rahmi, Konya — Tokad — saylavı Bay Hüsnü, Ortaç — Kars saylavı Bay Ö- mer Kâmil, Osmalı — Malatya saylavı Bay Dr. Hilmi. Ortaç — Yozgad saylavı Bay 8. Sırrı. Poroy — Tokad sayfavı Bay Nazım İzzet. Somer — Sabık iskân Umum Md, Kütahya saylavı Bay Meh- med. Suda — Bolu saylavı Bay Dr. E- min Cemal, Şatane — Mardin Saylavı Bay Abdürrezzak. Talay — Bursa say« lavr Bay Rasim Ferid, avukat Bay Sa - deddin Ferid, Selanik Bankası müdürü Ganim Ferid, Ankara sinemaları iş mü- dürü Fazıl Ferid. Ulgur — Sıvas sayla- vı Bay İsmall, Ural — Maraş saylavı Bay Nuri, Uran — Adana saylavı Bay Hilmi, Özoğur — Rize saylavı Bay E- sad. Öz — Riyaseticüimhur idare memu- ru Bay Rıza. Delan — Sumer Bank kim- ya sanayii şubesi müdürü Ahmed Ad- nan ve kardeşi C. Merkez Bankası me - murlarından. Tan — Devlet Demiryolla- tt işletme umum mildürlüğü genel yaz- ganı Bay Nazmi, Hayderpamı Devlet Demiryollarr hareket müfettişi Ferruh, Cebeci hastanesinde doktor yüzbaşı Sü- reyya, Ödemiş sulb hâkimi Sebati, Pu- led — Divanı muhaşebat murakıbrı Bay Memduh Ziya. Pınar — Maliye Bakan- lığı levazım müdürü Bay Fuad. Yavuz — Gümrük, İnhisarlar sicil memuru Bay İsmail Avni. Işık — Divant muhasebat baş müurakıbı Bay Faruk. Ülgen — Ri- yaseticlimhur köşkünde Ferid. ea lerin bir devlet içinde yaşamaları ve bazan da gizli olarak sıyasal işlerle uğ- rTaşmış olmaları, herhanci bir devletin sı- yasal bir cinayeti teşvik veya kurum- laştırmakta olması demek değildir. Göçkenlerin kat kat Ççoğalması, doğrudan doğruya taarruza — uğra- yan üÜlkede olmasa bile, bu ülkenin dışındaki dünya efkârı umumiyesine, eyi münasebet biçimlerine hiç de uy- gun gelmiyen bir sinirlendirme vasıta- 81 olduğu için bugünlcü sıyasal vaziyet- Jer bakımından ihtimal ki, sıyasal sığı- nanlar hakkında da yeni bir hüküm ve mütaleaya uydurulması lüzımgelecek- tir. Fölkişer Beobahter'den Tefrika: 21 hım (MEA UULPA) Yacını ANNIF VİVANTI — Acaba ne diyecek? Beni na k; ılryacak? Titreyerek, heye Çalı, abdallaşmış, karşıma çıka- '»h"ı mı? Elimi, elbisemin eteğini Vür k mi?... Acaba evinde kim * kimbilir, bütün arabların oldu ıtîbî onun da kadınlara, kendi larına mahsus bir “harem,, i mı? —nkltrîd hatırlıyordu: bir. gün, aç Uda - ogün onu kendine bağ- N:k ve çekmek için hafif, kötü 'i görünmek istemişti -, onun k M”"l' masallarındaki prensle « gibi şehvet büyülü bir kö- Olup olmadığını sormuştu. a Skmerlr saatlerinde, büyük A gözlü dişilerin, yarı çıplak, dans edib etmedikle- o'urmugm. ___!îıakalrnıq, ağır bir bakışla aAna Pavan vermisti! İtalyanca aslından türkçeye cevirent NÜSHET HAŞİM SİNANOĞLU — Hayır. Onun bu sade vakurluğu kar - gısında, kendi hafif, kötü - fikirli modern genç kız tavrından utan- mıstı. Bununla beraber, alaycı tavrını bıirakmıyarak israr et. mişti: — Zevceleriniz. . yahut sev- gilileriniz yok mu?.. Her hangi bir kimseden hazzetmiyor musu - nuz? Yüreğiniz çarpmıyor mu?.. Çırpınmıyor musunuz??. O cevab vermişti: — Vatan için yüreğim çarpı- yor; fedakârlıktan — hazzediyo- rum; hürriyet için çırpınıyorum. Bu sözleri söylerken, yü_ıum!n donuk solgunluğunda martirlerin ve kahramanların o ilâhi büyük - lüğe dalmış ifadesi belirdi. *e»* Otomobil tozlu — yolda uçarken o bunları düşündü; ve bir | Inkıla SÜLÜSZ ” (Başı 1 inci sayıfada) ! 3. Bu derkler bilhassa Üniversite ve | yüksek mektebler talebesine mahsüs | olduğundan bunlar haricinde dersleri dinlemek için ders salonuna girmek İs- tiyenler “Girme, kartı göstermeye mecbur. tutulacaklardır. Girme kartla- rı Üniversitece yaptırılarak istiyenle- | rin kolayca tedarik edebilecekleri bir tarsda ve konferans salonu kapısında verilecektir. Ancak devamı mecburi olan talebe adedi daima göz önünde tutularak her defada yalnız bunlardan artacak yer- ler adedince kart dağıtılmalı ve talebe- nin yerlerile dışardan dinleyicilerin yeri biribirinden ayrı olmalıdır. Tale- benin yeri her vakit sabit kalmalıdır. Hariçten dinleyiciler de derslerde asıl talebe gibi hareket etmeğe mecbur- durlar, Bu cihet “girme,, kartlarını » arkasına münasip bir tarzda kaydedil. melidir. 4 'T. 1. dersleri bağir programda gösterilen tertib üzere okutulacaktır. Dersler ilkkânunda başlıyacak mayıs sonuna kadar bu tertibe göre sürecek- tir. $ 'T. İ. dersleri geçen yıl olduğu göbi bu yıl da gene aynı zatlar tarafın- dan verilecektir. Kendilerine ilmi ve tedrisi işlerde yardım etmek ve bu sa- halarda yetişmek üzere ber dere için bi- rer doçent verilmesi tensib olunmuş- tur. 'Türk inkılâbr kürsüsü doçenti Bay Ömer Lütfi askerde olduğundan bu yıl için kendisinden istifade eilemiye- cektir. Bu sebeble gelecek ders yılında ayrıca müstakil maaşlı doçentler tayi- ni düşünülmek üzere bü yıl için mev- cud döçentlerden istifade edilecektir. Bunların isimleri aşağıda gösterilmiş- tir: Bay Receb'in dersleri için: * Bay Hıfzı, medeni hukuk doçenti Bay Hikmet'in dersleri İçin: Bay Enver Ziya, yeni ve son zaman- lar tarihi döçenti . Bsy Mahmud Esâd'ın dersleri için: Bay Yavuz, hukuk başlangıcr ve felsefesi doçenti Bay Yusuf Kemal'in dersleri için: Bay Rüçhan Naci, iktısad ve iktısa. di meslekler doçenti. (Bu doöçentlere münasib bir ücret verilmesi için lâzım gelen tedbir alın- maktadır.) 6.'T. İ. derslerine devam diğer üniversite derelerinde olduğu gibi ay- nr şartlarla mecburidir. ?. T. |. derslerinin imtihanları tah- rirf olacaktır. 8. — Türk inkılâbr. enstitüsü için aytı bir kütüphane vücude getirilmesi lâzımdır. Bunun için mevcut imkân- lardan istifade edilmek suretile şimdi- den harekete geçilmesi münasibtir. Yukarki maddelere göre icab eden tedbirlerin alınarak neticenin çabuk bildirilmesini rica ederim, Maarif Bakanı B. Özmen an, bayağı, küçük düşüren bir va- zivet karşısında kalmak k.orkuıu yüreğini doldurdu. O, tazyik altın da bir milletin çocul göz - lerindeki o mistik dalışı, mukad - deş ve ümitsiz bir dava martirinin önünden geçmiş ışığı_nı iyiden iyi ye tanıyordu. O alevi, o, ateşli ve yatıştırılmaz “Sizin Fıgnef.. nas- yonalist irlandalı tahrikçi baba - sının — gözlerinde görmüştü. O babasının ki, serbest ve kendi ken dinin sahibi bir İrlanda için karı- sı ile çocuklarımı bırakarak kendi- ni feda etmiş, bir ingiliz hapisha- nesinde kendini açlığa mahküm ederek trajik ve faydasız bir deh- şetli ölümle ölmüştü. Evet, babası da kadınları, aşk- lart az hesaba katmıştı. Evet, on- un da yüreği vatanı için çarp- mış, fedakârlıktan haz etmiş, hürriyet için çırpınmıştı. “dava',, daha çocukken o ve küçük karde- şi Patriek, Cork da anneleri ile yazarlarken - varlıklarına hâkim olan söz, bu sözdü. Solgun iskandinavyalı, koca - sından uykusunu, parasını, huzu- Tu u ve muhakemesini çalan, ken disinden ve çocuklarından onun bı dersleri 1934 * 1935 yılı: İnkılâb dersleri İlkköünun, 1934; * BSalı 9 Pazar 11 Salı Çarşamba Pazar Salı Çarşamba Parar Salr Çarşamba Pazar Sonkânun, 1935: Salı Çarşamba Çarşamba Pazar Parartesi Salı Pazar Sak Çarşambu Pazar" Salı Çarşamba Şubat, 1935: 24 Pazar 26 Salı Mart, 1935 8 Pazar Salı Perşembe Pazar Re. Hi, Es. Hi N P FPE-PPEP FFPEPER z PPFE 7 Salı 8 Çarşamba Mayıs, 1935: Pazar Salı Çarşamba Pazar Salı Perşembe Pazartesi Çarşamba Re. — Sayın Receb, C, H. P. Genel Yazganı Es, » Sayın Prof, M. Esat Bozkurt Hi. — Sayın Hikmet Ke. — Saym Prof. Yusuf Kemal 12 u 15 19 21 23 27 20 korumasını ve sevgisini çalan o fanatizmi, o kısır ve ümitsiz öfke- yi asla anlamamıştı. Onun için zavalb şimalli sarışın, İrlanda'- nın yeis veren yağmurlu havasm- da, icini kemire kemire ölürken, çocuklarına bir ikiz kin telkin et- mişti: zulüm ve gadir memle- keti olan İngiltere'ye karşı kin, delilik ve ıztırab memleketi olan İrlanda'ya karşı kin. İkisi de merhametsiz olan bu iki memleket de onu acılandır - mıştı, varlığını zehirlemişti: biri hâkim olmak hırsı ile, öbürü hür olruak hırsi ile. İki çocuk, yetim ve yalnız kalmışlar, iki topraktan hangisi - ne daha çok lanet edeceklerini bilmiyorlardı: babalarını öldüren İngiltere'ye mi, annelerinin yüre- ğini parçalıyan İrlanda'ya mı? Sonra, hemen daha on yedi yaşında iken çocuğun hayatını, fıkaralık, kışlar ve yeisler parça- lamış bulunuyordu: küçük “Paft,, kiralık sefil bir odada veremden ve kederden ölmüştü. Ve Astrid, on bir yaşında çocuk, güre ve ka- ba, yalnız kalmıştı. - Ankara Radyosu Dün akşam radyoda, haber vermiş olduğumuz gibi Rrendenblatt gazetesi muharrirlerinden M. Rayss bir konuş- ma yapmış, Türkiye'de bulundu. hafta içinde yaptığı tetkiklerin netice- lerini, öz inanr halinde söylemiştir. M. Rayss Türkiye'deki kurulut ve yükseliş işinin karakterini büyük Ön- der Atatürk'ün çu sözleri ile şekillen- direrek söze başlamıştı: “Sıyasal, aske- ri murafferiyetler ne kadar büyük o harsa olsunlar iktısadi — murafferiyet- lerle tetevvüc edilmezlerse — kazanılan zaferler paydar olamaz.., Fremdenblatt muharriri, tetkiklerini bu ölmez sözlerden ilham alarak yap- mış ve “siz bu işleri, başka yerlerde e- nerji kıtlığı hüküm sürdüğü, fabrika- lar kapatıldığı, — işsizliğin yıkter bir ilerleyiş gösterdiği bir sırada başartyor sunuz,, sözleriyle hayranlığını ifade et. miştir. Ulu Önder'den hürmetle bahseder- ken: O büyük adam Atatürk, bir ulusu zulüm ve esaretten kurtarmak ve hum- malı bir yaratıcılık faaliyetine koştur. mak için bütün kabiliyet ve meziyetler: le fıtraten mücehbez olan Bu Önder, gerçekten türkün atası, babasrdır. Ve her şefkatli babanın ailesi hakkındaki takayyüd ve ihtimamı gibi Atatürk'ün de türklerin ve Türkiye'nin bütün ış M. Rays “ın konuşması her eyi yü- rekli yabancının tetkikleriyle varabile.: ceği neticeyi bize anlatmıştır. Ayrıca bahsedilmeğe yaraşan bu de ierli konuşmadan dolayı M. Rayss'ı kut larız. Almanca yapılmış olan bu konuşma türkçeye çevrilerek tekrarlanmıştır. Dün akşam, müzikte de yüksek mu- vaffakıyetler gösterildi.. Necdet Rem- zi, Ulvi Cemal — bu akşam rus Ustadı Çaykovski'nin melodisini çalarken us- talıklarını bir daha ispat etmişlerdir. Çok değerli mühendisimiz Bay Maz- har'ın radyo amatörlerine vereceği kon: ferans başka bir güne bırakılmıştır. Bu akşamım programı şudur: 10. — Ordunun saati 15. — Musiki: Sarasate — İntroductlon et Tarentelle Deep River Zenci şarkısı Necdet Remzi (Keman) Ulvi Cemal (piyano) 10. Ahmed Muhib kendi - şiirlerini okuyor 20. — Musiki: “Ankara Trio, sunun konseri Cesar Franek — Trio Keman: Necdet Remzi Piyano: Ulvi Cemal Viyolonsel: Necil Kâzım 10. — Maliye Bokanlığı saati 15 — Dans musiki Haberler . RAMAZAN Diyanet İşleri Reisliğinden : Birinci kânunun sekizinci cu martesi günü oruc ayınım iptidası olduğu ilan olunur. İste o sırada, Lady Mary Tay- lor Michael O'Reyliy'nin üvey kız kardeşi, sevimli kibar halis in giliz kadını, kibirli ve düşman torununu alıp götürmek için Lon dra'dan gelmişti. Richmand'da iyi bir mektebte iyi bir ingiliz ter biyesi, onun trajik hatıralarını ha fifletmiş, güre ruhundaki isyanı ve kışlı İskandinav sertliği, An - glo - sakson korrektliği yosunu ile örtmüştü. Azar azar, yüreğin- den o hatıralar silindi; her iki mernlekete aid kin de kısıldı. Kısıldı; ama sönmedi. O par- lak birinci kâmun akşamı, Nil sa- hili boyunca onda yeniden doğan, soğu't Britanya gaddarlığına ker- şi direlen gene o âsi ruhdu. Sol - gün küçük Furia'yı, İngiltere'nin düşmanı Mısır'a doğru iterek için —— de alevlenen, hiç şüphe yok, baba kanı, idi, Michael O'Reyliy" in yatıştırılamamış kanı idi. İn- giltere, atalarının merhametsiz, asırlık düşmanı idi. * ö , Somu var -