FRANSA'DA M. Laval Ribentrop'u kabul ettikten sonra Cenevre'ye gitti. Parla, 3 ÇALA) — Hariciye bakanı M. Laval, ilkkânun tarihinde açılacak o- lan uluslar derneği könseyine iştirak için bugün Cenevre'ye gitmiştir. Bakan dün M, Fori Ribbentrop'u kabul etmiş- tir, Bu mülakat alman büyük elçisi ta- tafından istenmişti. 2 Tan güzetesi japon sıyasasını göz önünde tutmak gerekliğini anlatıyor — — Paris, 3 (A.A.) — Tan gazetesi ja- pon sıyasasına tahsis ettiği uzun baş- Makalesinde diyor ki: “Almanya'nın muhtelif Üülke mer- kezlerinde harcadığı diplomatik çalış- mnalar uzak şarkta inkişaf etmekte o- han büyük sıyasa oyununu gözden u- gaklaştırmamalıdır. Japon çalışmaları bu mıntakada şimdiye kadar anane ha- linde mevcud olan nüfuzların değerini altlüst etmek Üzeredir. Japon kabinesi yalaız deniz mese- lesini ortaya koymuyor, buna muvazi elarak, kendi icadı olan yeni Mançuko devletinin ve onun bundan böyle bu muıntakada nâfiz ve Asya'nın taliine hâkim olan durumunun güclendirilmesi için olan çalışmasını kayda değer bir direnmeyle genişletiyor.,, Kazetc, Hariciye Bakanı M. Hirota- mın japon diyetindeki bildirimini-tet- kik ederek, silahlı bir ihtilafim yakın olduğunu sanmıyor ve çünkü, diyor, Japonlar, zamanın şartlarına uygun ola- yak tatbik cdilen mahirane diplomasi yasıtalariyle ağır ve fakat cmin terak. kileri fevkalâde tercih ederler. Bu usulle şimdiye değin elde edilen warımlar ancak buna devamı teşvik et- mektedir. 'Tan, Japonya ile Sovyet Rusya ara- #mdaki münasebetletin — eyileşmesini gösteriyor. Balık avı hâdiselerinin durması ve doğu Çin demiryolları üzerindeki rus hbaklarının devri için itilaf edilmesi. Gazete bu hususta diyor ki: *“M. Hirota'nın gözlerine göre, Sov- yet — Japon dostluğu birkaç ay önce- ki gerginliğin yerine faydalı bir suret- Mecliste (Başr 1 inci sayıfada) ven sebebler doğrudan doğruya milletin menfaâtinin iycab ettirdiği maddi ve gerçek sebeblerdir. Şu dinde ba kıyafet wardır, bu dinde şu kryafet vardır. Ha- kikaten l1âik olan hükümetimizin aklın- dan böyle bir endişe — geçmemiştir. Bu yürüyen ve yürümesi lazımgelen canlı Ankılabımızın eseridir. İakılab yapıldığı zaman onun gösterdiği zaruretler takib edilmez ve İnkişafına yardım edilmezse © inkılab geri kalır hattâ geriye döner. İnkılab geriye döndüğü vakit bu türk gamiasının tas! bir âkıbete duçar olaca- ğamı tahmin etmek gayet kolaydır. İnkı- labın emirlerini yapmamak irzticaa hiz - met etmek, mürteci olmak demektir: im- paratorluğun — kendi eliyle bu millete bazırladığı âkıbetleri tekrar hazırlamak demektir. Bizim içimizden asla böyle bir adam çıkmıyacaktır. (Onay sesleri, şiddetli alkışlar). Bü kanun şu ve yahut bu Terde şu we yahut bu teşekküle karşır almmış bir tedbir değildir. Umumldir. Ve zamanın, Ankılabın icab ettirdiği zarurettir. Yani bu tedbir buyün alınmazsa memleketin asayişi, âkabeti vahim netiycelere uğrar onun için büugün bu kanunu almak la- gım gelmiştir. Önun için Meelisi âli- mnizden bunun müstacelen müzakeresi rica edilmiştir. (Bravo sesleri). , Kanunun birinci — maddesi budur. İkinci maddesi ondan daha mühim ve memleketin nizamı ammesi ile alakadar olan bir maddedir. Memleketimizde hal krmızın ve milletimizin gerek Idik ruhu- nu, gerek millici ruhunu, İstiklal aşkını rtencide etmiyecek esbabı mucibeyi ha- zırlamak lazımdır. — Her şeyde hattâ memleket bir gün fena vaziyetlerde ka- hıp da devlet ve hükümetinizi müşkül vaziyette bırakmamak için bu lazımdır. Hükfimet etmek demek dtiyi görmek ve Kabarir yapmak demektir. İtlmadınıza YUNANİSTAN'DA. M. Venizelos Arnavutluğa saldırılmasmı mı istiyor Atina, $ (A.A.) — Eski başvekil M. Venizelos garetelere şunları söylemiş- tir: “ Uluslar cemiyeti Arnavutluk'taki yunan azlığının mekteb haklarını tanı- madığı takdirde Cenevre cemiyetinden gekilmek ve hattâ şimal epirinde yunan halkına inkâr edilen haklara Triayet et- tirmek için güce başvurmaya engel olan bütün muahedelerden geri dözmek Yu- nanistan için bir vazife olur.,, Bunun üzerine kendisine müracaat eden gazetecilere başvekil M. Çaldaris: “— Yunanistan'ın Uluslar Cemiyetin- den memnun olmaması için şimdiye de- ğin hiç bir sebeb olmamıştır,, demiştir. Süşüüi ci Büramammakemnkye te geçmektedir, fakat uzak şarktakl Rus — Japon sryasal meselesi olduğu gibi durmaktadır.., Tan, Londra görüşmelerini tetkik ederek bu uzun makalesini şu suretle bitiriyor: “Tokyo hükümetinin hakift olarak istediği şey, güclü bir filo yapabilmek için herhangi bir uluslararası muahede- sinin iptali değil, her ülkeye korunma- sı için gerçekten gerek olan güclere malik olabilmesini temin edecek yeni bir muahede görüşülebilmek üzere Va- şington muahedesinin ilgasıdır.. Londra görüşmeleri, japon - teklifi- nin ana hatlarını tasrih etmektedir, On yıl için yapılacak bir anlaşma, ilk $ yıl içinde Amerika, İngiltere ve Ja- ponya parlamentolarının tatbikine de- vam edecekler ve fakat onuncu yıldan itibaren japonlar güclerini yavaş ya- vaş İngiltere ve Amerika pileleri döre- çesine çıkaracaktır. İşte Tokyo sıyasa- &1 ve diplomasisi: Hiç bir şeyi koparrp atmamak, fakat Japonya'nın erişmek istediği amactan katiyen vaz geçme- mek ve gayretlerini yalnız zamanın imkânlarına uydurmak.,, " mashar olan hükümetiniz bunu yapma- dığı gün itimadınızı kaybetmiş demek - tir. Onun içindir ki memleketin duçar o- labileceği bütün Akıbetleri nazarı dik « kate alarak bu birinci ve ikine! madde- leri huzuruâlinize takdim ettik. Bunun haricinde olan mesail bugünkü mevzuu- müzün tamamen dışındadır. Eğer İnki- lab bunu da icab ettirirse hükümetiniz onda memleketin menafiini görürse der- hal huzurunuza böyle bir kamın getirir. Bendenizin ricam kanunun çerçevesi da- hilinde kalacak ve bu kanunun icab et- tirdiği esaslar dahilinde müzakerede bu- Tunarak hükmünüzü vermenizdir. Hükü- metin varifesi hükmünüzü yerine getir- mektir. Bundan sonta layihanın heyeti u- mumiyesi hakkında ilk sözü Bay Hak- Kkı Klıç (Kocaeli) alarak şu beyanatta bulunmuştur: 3 — Baylar, bugün yüksek hüzurunu- za getirilen kanun hurafeleri ve hura- fecileri temsil edenlere dair bir kanundur. Vakıa onlar çoktan mezara girmişlerdir. Bu kanun onların Üzerine taştan bir baskı vazifesini görecek, artık bu hu- rafeteri biz de çocuklarımız da görmi- yeceklerdir. (Önay sesleri) Baylar; bu kantn büyük inkılâbımızın yarattığı kanunların en mübareklerindendir. Gönül arzu ederdi ki bu kanun şap- ka kanunu ile beraber gelsin. Fakat İç Bakanı arkadaşımızın dediği gibi belki zamanı gelmemişti. Geç oldu, nihayet oldu. Bütün hür fikirlileri sevindirdi. Memlekette zaten fikir hürriyeti ta- mamen yayılmıştı. İslâmiyetin ruhun- da bir kere teşkilât yoktur. Namaz me- selesi var, imam vardır. Husust bir. sa- rık ve cübbe, kıyafet yoktur. — Fazilet- kâr ve bilgin bir kimse mihraba geçer, halka namaz kıldırır. Bugün de vicda- mını bir ibadetle tatmin etmek istiyen- ler istediği mabede gider. İalâınlıkta asıl olan budur, Binacn- âleyh rezmi bir şekilde İmam tanıma- makta çok haklıyız. Ancak bu kanün ALMANYA'DA Almanya Baldvin'le Laval'e cevap vermeğe mecbur değilmiş Berlin, 3 (A.A.) — Dresden'deki nazi gazetesi Nasyonal Çaytung yazıyor: *Almanya M, Laval ile M. Baldvin' in nutuklarına hiç — bir surette cevab vermeğe mecbur değildir. Almanya, dış sıyasasınm yeni metotlarını Cenevre me- todları lehine bırakmak için hiç bir se- beb görmemektedir.,, Eski müstemlekeler ve Almanya Berlin, 3 (A.A) — Alman müstem- leke kurümu başkanı doktor. Şne Al- manya'nın, Versay muahedesini imza et miş olmak itibariyle mandalar sisteminin kendi muvafakati olmadan değiştirilme- mesini istemek hakkı olduğunu söyle- dikten sonra Almanyanın cski alman müstemlekelerinin ve hattâ diğer müs- temlekelerin ilhakını güden bütün yö- neİmçlere şiddetle Lım gelmesi gereke. ceğini lındlrmıuır Doğu andlaşması için Lehistan bir karar veremiyor Varşova, $ (A.A) — Lehistan'daki genel düşünec, bu ülkenin fransız — ah man görüşmelerinin ve bilhassa Sar ple- bisitinin varımı anlaşılmadan “doğu andlaşması,, meselesinde hiç bir şeye ka- rar vermiyeceği yolundadır. Bu düşün- ce her ikisi de hükümet blokuna men « sub bulunan muhafazakâr Czad gazete- sine radikal Panrsvâ Praey gazetesi ta- rafından, neşredilmiştir. Bu gon gazete diyor ki: * Bu, açık ve kolayca anlaşılır bir harekettir. Çünkü, herhangi bir andlaş- ma hakkında Sar plebisitinden önce bir karar verilmesi mevsimsit olarak arzu edilmez,;, İyran Başbakanıyla Hariciye Bakanı Afganistan smırımda 'Tahran, 3 (A.A) — Başbakan ile ha- riciye bakanı İyran — Afganistan sınır meselexi hakkındaki hakem görüşmeleri- ni kolaylaştırmak ve çabuklaştırmak için sınıra gitmişlerdir. gelirken isterdim ki bir madde daha ilave edilsin. O da hiç bir yerde artık manası kalmamış — olan müftilerdir. Müftilik bugün halk nazarında çok ha- kir görünen bir vazifedir. Çok defa ku- lağımla işittim, haydi müfti sen de, müfti oğlu diyorlar, Bu kadar düşmüş bir adı kullanmakta bir mana yoktur. Müftilerden bahsederken fetvaları da hatıra getirmeği düzumlu — bülüyorüm, Fetvaların bu aziz yurdda yaptığı ci- mayetlerin hepsini saysam saatlerce si- zi yorarım, Fakat burada kültüre taal. luk eden yalnız birini söyliyeceğim. O dâ İbrahim — Müteferrikanın üçüncü Ahmed zamanında memilekete soktuğu matbaacılığı fetyacı Ahmed namımda birlafa bir fetva ile ortadan kaldırma- sıdır. Bu yüzden kültürümüz iki buçuk asır geri kaldı. (Yalnız o kadar mı ses- keri.) Diğer hususlarda sizin hür fikirle. rinize, geniş düşüncelerinize — iştirak ederim. Artık gelecek nesiller ve gele. cek meclisler bunlarla uğraşmasın; on- lara yalnız kültür sahalarını bitaka- lım, Birkaç gün sonra intihabatın ye- milenmesi için tedbir alacağız. Ayrı- lrrken en son işlerimizden birisi de bu olsun. Müfti ve fetva, mademki lüzum yoktur, artık ortadan kalksın. - (Önay sestleri) Son bir ricam da bu kııııınun bir an evel kabul edilmesidir. Bundan sonra Bay Turgud (Mıniıı) Böz alarak bu layihayı meclise verdiği için hükümete teşekkür ederek ilave etti: — TLayihada muvakkat bir madde vardır. Bu muvakkat maddenin kalk- masını ve doğrüdan doğruya kanunun olduğu gibi derhal tatbikatına — geçil- mesini arkadaşlardan rica odmıh. Hükümtten de bilhassa bu maddenin geri alınmasını rica ecrim, Bay Turgud kürsüyü terkedince — SOVYETLER BİRLİĞİNDE Leningrad'da öldürülen Kirof kimdir? Moskova, 3 (A.A.) — Leningrad'ta öldürülen Kirof eski bir ihtilâici idi ve komünist fırkasına 1904 de girmişti. Stalin'in de şahsi bir dostu idi. Kirof ihtilâleiliği yüzünden - çarlık kürumunda bir kaç defa habsolunmuş ve 1917 ihtilâlinden sonra Kafkasya'da beyazlara karşı savaşarak Denikin or - düzünu ezmiştir. 1921 de kamünist fır- kası merkez icra komitesine üye olmuş, 1926 d3 Leningrad koömünist fırkası kâtibliğine getirilmiş ve geçen yıl da merkez icra komitesi başkanlık divanı - na secilmişti. Kitof'un m Leningrad işçileri üzerinde çok büyük bir nüfuzu vardı. Ölümü yalnız bu şehirde değil bütün Rurya'da derin bir acı uyandırmıştır. Her tarafta protesto mitingleri yapılmış ve bu yasın işçileri Lenin fırkası ve Stalin etrafında daha sıkı birleştireceği- ni bildiren kararlar alınmıştır. Kitroi 1886 da doğmuştur , Kirof'u öldüren Moskova, 3 (ALA) —Dahiliye komi- serliği bildiriyor: İlk tahkikata göre, M. Kirof'u öldü- ren Nikolayef Vasilyeviç isminde biridir. 1904 doğumlu olan Nikolayef Leningrad işci ve köylü müfettişliğinde memurdur. Tahkikat devam etmektedir. ROMANYA'DA Bükreş'te sryasal görüşmeler Bükreş, 3 (A. A.) — Başbakan M. 'Tatarcsko ile maliye bakanı M. Slaves - ko, sanayi bakanı M. Manulesko Strun- gA, ulusal banka müdürü M. Dumitres- ko ve haririye bakanlığı müsteşarı M, Savcl Radülcsko dün öğleden sonra ha. ticiye bakanı M Titillesko'nun vanın - da toplanmışlardır. M. Titüleeko bu toplantıdan sonra eslii başbakan M. Ma- niu'yu kabul etmiştir. M. Titülesko saat 22 de sovyet elçi- si M. Örtrovsi kabul ederek saat ya- tıma kadar gi Bıy Torahim (Isparta) söz istedi. Baş. kan: — Müzakerenin kifayeti hakkında bir taktir vardır. Evvelâ onu reye arz edeceğim. Kabul edilmezse o vakit söz vereceğim dedi. Bay İbrahim (Isparta) kifayet âley- hinde söyliyeceğim diyerek kürsüye geldi. Dedi ki: — Cümhuriyet İnkılabım:zın mana ve mefbumunu Kılmcoğlu Hakkıdan din- lergek kepimiz cayır cayır yanarız. A- ma devletimizin samimi ve yüksek ri- çgalinin ağzından dinlediğimizde — ki bunda Şükrü Kaya da Gdahildir — © vakit ellerimizi değil, bütün canımızı veririz, Bay İbrahimen sonra Bay Şükrü Kaya tektar söz alarak dedi ki: — Evet nazariye ister ki bir devlet kurulduğu vakit, bir sistem tutulduğu vakit onun bütün icabatı hattâ âkıbeti Gde gözetilerek birden tam ve mütekâ- mil kanunlar ve kararlara raptedilsin. Fakat devlet her gün yaşıyan bir uz« viyettir. Her gün ayrı ayrı ihtiyaçları olan bir uzviyettir. Eğer bunda geci- kilmişe ihmalden dolayı değil, vaktin gelmemiş olmasındandır. (Çok güzel sesleri) Hükümetin bazı âmme hizmet« lerine taalluk etmek itibarile aldığı sa- lâhiyet çok cüzf bir şeydir ve bu salâ- hiyetin arkasında da büyük bir mesu- Byet vardır. Eğer hükümetlere tatbik edecekleri büyük işler için bazı salâ- hiyetler verilmeese ©o vazifesini tama- mile yapabilmesi müşküldür. Ricam İTALYA'DA Latin yakınlaşması Roma, 3 ÇA.A.) — Fransız mareşali Peten, İtalya'daki eski fransız — savağ” — çılırının çıkardığı “Tredünyon,, gazeter sinde söyle yazmaktadır: “Ren'den Brenner'e kadar olan toft — raklarda lâtin acununun başka bir kef — görmediği ikiyüz yıllık bir - barış tatılmıştı. Bunu — romen- Tejiyonlarınızi — kılıaı tatmuştu. Şimdi de gene bu Kirilfe larda yüz milyonluk bir kalabalığın :Ü' ; cü barış için en güvenli bir and olabilife — Te ulus arasında sıkı el birliği yal” nız iki milyon ölünün manevi vasıyeti — ile değil, Avrupanın ilerisi için de BEF — kurumdan çok gerektir.., K Bütün italyan gazeteleri mareşaliri bu yazısını “Tredünyon,, dan — alarak basmışlardır . y Lar Roma görüşmeleri a vesie Româ, 3 (AAJ — Framsız man mütehâssıslarr dün sabah j sonra türekli olarak *Paris ve-Berlin il€ muhabere ederek görüşmelerine devati etmişlerdir. Görüşmelerin san safhasıi” da bilhassa zorlük olduğu ve anlaşml — imkânı olmıyan noktalar hakkında üçlef komitesinin müdahalesine gereklik rüleceği anlaşılmaktadır. Sonu ne oluf* sa olsun, uluslar kurumuna - veril üzere bir rapor kaleme alınacaktır. BU* Nün yazılması için mütehassıslar ve ÜŞ' — lar komitesi üyeleri bu sabah, o Pompeo Aloisi'nin Cenevre'ye hareket — tinden önce son bir toplantı yapacaklar" dır. AVUSTURALYA'DA M. Laval'in sözleri ve bir Avnsturya gazetesi Vıyana, 3 (A.A.) — Rayşpost gaze' — teni fransız dış işleri bakanı M. Laval't — in parlamentodaki sözleri için diyor Kit “Bu «özlerin bilhassa fransız - almafi münasebetlerine ait olanları geniş Di€ nefes aldırmıştır. — Almanya'yı idart edenler bir çok defalar Sar konuşmala ” ranın bozulmamasını istediklerini söylü mişlerdir. M. Laval'in bu uysa) sözl ni koçırmıyacaklarını umarız.,, ğından ileri gölmiştir. kadaşları olmak itibarile bundan ser vindiğimi arzetmek isterim, G Bundan sonra Tayibanım maddel görüşülürken Bay Ragıb (Zonguldal istisnanın Tüzumu nedir diye İç İştef Bakanından bir şual sordu. Bay Şükt Kaya kürsüye gelerek maddeyi okudü ve ilave etti: — Hükümet kendisine böyle bir lâhiyet almak istiyor. Demin arzet gibi bunu verirseniz kanunların kihde vüÜsat vermiş olursumuz. bed ve âyinlerden bahsediliyor. 'gün bizim bilmediğimiz, onlarca telakki edilebilecek bir hâdise çıl bilirler. Bunu ne ile tesbit edeeıl”i Mustafa Şeref Özkan (Burdur)* Het dinde âyinler sabit şeylerdire Bay Şükrü Kaya bu suale yu ceV” verdi — Her dinin kavaidi esasiyesi $ kesin malüimudur. Dinler işlerini bitir Miş vazifeleri tükenmiş yeniden yet ve hayatiyet bulamıyan Jerdir. (Onay sesleri, alkışlar) Binaenaleyh şimdiye kadar yini tesbit etmek gayet kol ten din kitablarında da kitahlar bir ser değildir. ve kin de inhisarında değildir. Yarı ve alkışlar). Layihanın ecnebi w»ını- alâmetlerin taşınamıyacağı şudür ki bu kanunda gerek müddet ve| maddesi görüşülürken Hâcim gerek ufak bir salahiyet için hüküme- tin istediğini ne bu hükümetten ve ne de başka hükümetten Jütfen deriğ bu- yurmayınız. Büyük arzularınızın tam husulü için bu lâzımdır. — ğ Layıklık hakkında söyliyen iki ar- kadaş arasında geçen bahse . gelince: Her halde layıklık ve inkılâba merbu., tiyetin hassasiyetinin yüksek — bağlılı- din (Giresuri) sordu: — Bizim memlekette yabanc! Jeketlere ait bazı rosetler taşınıy0” maddede onlar da var madif Bay Şükrü Kıyı - Vlî!"' zere ııhıyı nihayet '<