ız İtalyan ve Yunan gemileri ol- alıklarımızı kokutup denize iz. İki tane konserve fabrika- m olsa hem biz, hem de hükümet is- tifade eder. n balıkçılık yapar mism? - erelerde balık tutarsınız? — Balık nerede olursa. Karadeni- ze çıkarız, Marmaraya da gideriz. ne balık çok çıkıyor mu? k nakliye esnafı İ- Ben| bunun idare memuruyum. — Başka bir söyliyeceğin var mı? — Şirketi Hayriye biletleri çok r, Üsküdara gidip gelme 22 Bu pahalılık karşısında Üs - da oturanlar azaldı. Üsküdar den ölüyor. rin şirketten — Hepimizi aç bırakan şirkettir de ond re hitap ederek, — Bununla da meşgul olmak M- ek ihracatımız Sıra Adalılara gelmişti. Reisi - bakalım, Adalılar, diye Sadığı çağırdılar; Cerede oturuyorsunuz” Heybeliadada. — Nerelisiniz $iz? Rizeliyim zaman geldiniz? — 905 te — Bu işe ne zaman başladınız? — Dokuz sene kadar oluyor. | — Anlat bakalım, | Ben burada mensup olduğum içekçiler cemiyetiyle Adayı temsil| rum. Çiçekçilik memleketimiz - de yedi sekiz seneliktir. Daha evvel çiçek memlekete hariçten geliyordu. | Biz bir birlik yaptık. Ve hariçten çi- çek getirilmemesi için o yaptığımız müracaate muvafık cevap aldık. Bu- nun üzerine çiçekçilik inkişaf etti. lnız G. İ. R. de çiçek için bir kayit olmadığından çiçek memlekete gümrüksüz olarak girmeğe başladı Müracaatimizle buna da mani olduk. Şimdilik çiçek satışlarını idare et - mek için bir çiçek haline ihtiyacımız vardır, Sonra çiçekçiliğimiz ihracat yapı- Jabilecek hale.de gelmiştir. — Meselâ hangi çiçekler? —Narcis familyası çiçekleri, Çi- çek yetiştiren bahçevanlardan kazanç vergisi alınıyor. Halbuki bu'kanu - na uygun değildir. Buna mani olmak lâzımdır. Nerelerde çiçek yetiştiriliyor? — Kışın adalarda yazın da Boğez içinde ve bilhassa Mecidiye köyün - de, — Çiçek ihracı bizim için mühim. dir. Bize ne tavsiye edersin, ne ya- palım da çiçek ihraç edelim? — Dışardan iyi damızlık çiçek| <insleri getirtmeli, Satış işlerini ni - zam altına almalı, — Bu kadar mı? — Evet, — Teşekkür ederim oğlum! Zaptedilen dalyanlar Bundan sonra: Sarıyerli balıkçı Ömer Alpan dinlendi. İnönü sordu: — Nerelisin? — Sarıyerliyim. Babam, dedem, hep oralıyız. — Çok güzel oğlum. Ben çocuk- luğumdan bilirim. Saryer eski- den dahs kalabalıktı. — Büyük yangından hale geldi. — Şimdi iyileşti mi? — Evet, 500 ev yanmıştı. 100 ü yeniden yapıldı. — Sarıyerliler hep balıkçı mıdır? — Yüzde ellisi balıkçıdır. Diğer- leri muhtelif işlerdedir. — Balıkçılıktan anlat bakalım! — Bizim işimiz pek belli olmaz. Torik olursa uskumru çıkmaz, troik olmayınca uskumru tutabiliriz. Çün- kü teriğin düşmanı uskumrudur. Hal buki biz de uskumru tutmak isteriz. Çünkü bunun kârı daha fazladır. Şim di torik yüzünden uskumru kalma- dı. İki sene evvel 68 milyon çiroz tutmuştuk. Torik yüzünden bu mik- tar beş milyona düştü. — Başka? — Bir maruzatım daha var, Bir dalyan üç sene müddetle kurulmazsa hükümet tarafından zaptediliyor. Biz bu kanuni hükümden kurtulmak i - çin, bazı dalyanları üç senede bir ku- sonra bu! — Bir dalyanın senelik masrafı nedir? — 1500 lira kadardır. — Başka ne var? — Baz deniz vasıtaları volilere n yerlerine gelip demirliyor lar Kömür bakiyeleri ve salre atıyor lar. Halbuki bu balık © tutulmasına manidir. Liman memurluğu bu vasi- talara demir yeri gösterdiği halde bu ve etmelerini istiyorüz. İnönü, bu noktada da valiye em- rettiz — Bunları kaçınılması kabil olan bir zarara katlandırmamak lâzımdır. Seyrüsefer bakımından kabilse, iste- diklerini yapmalıdır. yüpte karşısına geçti. İstanbullu, ve Feshane mensucat fabrikasında alt. mış lira aylıklı usta olduğunu söyli- yen İlyas, İnönünün: — Bir şey söylemek İstiyor mu- sun? Sualine şu cevabı verdi: — Paşam, bizim işçiler günde se- kiz buçuk saat çalışırlar ve ayda 26- |27 ira kazanırlar. Bizde ekseri kira- cılar çalşır. Bunlar, ev, kira, ve baş- larında üç dört nüfuslu aileleriyle i- dare edemiyorlar. Bunlar iş kanı - nundan evvel daha fazla çalışır ve daha fazla kazanırlardı. Şimdi sekiz buçuk saatten fazla çalışamadıkları için kazançları da azalmış oluyor. — Evet, Karamürsel fabrikasın- da çalışan arkadaş da ayni şeyi söy- lemişti. Başka? — Sağlığınız paşam, — Peki oğlum, peki arslanım Hamamcıların istekleri Hamamcılar namına Osman Gün- say gelmişti Tokatlı olduğunu, 45 sene evvel İstanbula geldiğini ve ye- di senedenberi hamamcılık yaptığı - nı söyliyen bu vatandaş da şunları anlattı: — Paşam, belediye hudutları i - çinde 98 hamam vardır. Bizim iki derdimiz var: Birisi su, diğeri ka - zanç vergisi. İstanbula üç yerden su gelir. Kırk çeşme, Halkalı ve Taksim. Dördün- nıyorduk. Son iki sene zarfında da yalnız Terkos geliyor. Terkosun met- re mikâbını 15 kuruştan © aliyotuz. Bu çok pahalıdır. En çok beş kuruş- tan alabilmemiz lâzımdır. Sonra kazanç vergisi kanununun bize tahmil ettiği mükellefiyet ira - dı gayri safiyenin yüzde 25 idir. Evvelce hamamlar çok | işliyormuğ. Vergi bir hamama günde vasati elli kişi geldiği hesabiyle tahakkuk etti- rilmiş. Halbuki şimdi yeni binalars da banyo tertibatı olduğundan ha - mamların müşterisi azaldı. Günde vasati yirmi kişiye düştü. Bu nisbe- tin tadilini rica ediyoruz. —Başka bir şey var mı? — Yok paşam. — Teşekkür ederim, Reisicümhurumuzun dün şehir mümessilleriyle yaptığı (hasbihaller bu suretle bitmiş oluyordu. A. M. Ankara, 3 (TAN Muhabirindenk— Emniyet Umum Müdürlüğü kadro sunda yeni tayin ve terfiler yapıl miştir. Bunları bildiriyorum: Trakya umumi müfettişliği emni- yet müşavir muavini Cavit Gönenç Manisa emniyet müdürlüğüne, Ma nisa emniyet müdürü Tevfik Arican Samsun (oemniyet (o müdürlüğüne, Samsun emniyet müdürü Nuretün Agat Trakya umumi müfettişliği emniyet müşavir muavinliğine, Yoz gat emniyet âmiri Ahmet Özbek Ço- rum emniyet âmirliğine, polis ens- titüsü dahiliye müdürü Yaşar Alba- raz Yozga emniyet âmirliğine, İs- tanbul emniyet âmirlerinden Ali Kıral İgdir emniyet âmirliğine, İs- tanbul eraniyet âmirlerinden Zeki Akalın emniyet umum müdürlüğü emniyet müdürlüğüne, emniyet u- mum müdürlüğü emniyet âmirle rinden Hüsnü Gören mezkür umum müdürlük emniyet müdürlüğüne Gi resun emniyet âmiri Zeki Taner Kir- şehir emuiyet âmirliğine, emniyet mum müdürlüğü emniyet âmirlerin den Hulüsi Saymer Giresun emni- yet âmirliğine, Sinop emniyet âmiri Cemil Rem mezkür vilâyet emniyet âmirliğine, İstanbul polis mektebi dahiliye müdürü Nurettin Gökmen İstanbul emniyet müdürlüğü Ş 6 müdür muavinliğine, İzmir emniyet 'âmirlerinden İsmail Güntay mezkür ruyoruz ve ziyan ediyoruz. Bu bük- mü kaldırmak lâzımdır. vilâyet emniyet âmirliğine, Kirkla- na riayet olunmuyor. Buna dikkat İlyas, Reisicümhurün cü ve yedek olarak da Terkos kulla-| HALK İçinde (Başı 1 incide) vakit hayran bırakan hareketi ile mukayese ettiğim zaman göğsüm kabariyor, Türkiye Cümhurreisi - nin bütün dünyaya demokrasi der- si verdiğine İnanıyorum. * Demokrasinin temeli eski Ati nada atılmıştır. Orada Cüm- hürreisi yoktu. Bütün kuvvet ve kudret halkın intihabiyle teşekkül eden mecliste toplanırdı. Meclis de devlet işlerini görmek üzere bir heyet seçerdi. Bu heyet, bu - gün bizde Büyük Millet Meclisi & çinden seçilen kabineye benzerdi. Bu heyet umumi şahallerde'açık- ta toplanır ve halkla “doğrudan doğruya temasa gelerek onları din ler, ve derdlerini bizzat halleder - di. Her vatandaş doğrudan doğru- ya bu heyete müracaat ederek der- dini açıkca söyliyebilirdi. Modern cemiyetlerde devletin büyümesi, nüfusun çoğalması, or- İ ganizasyonun mudil bir şekil al ması devlet reisi ile halkı birbirin- den uzaklaştırdı Devletle halk arasindaki müna- sebete resmi bir şekil verdi. Bu - gün halk hükümeti olduğunu ilân eden memleketlerde iktidar mevki ın rey e seçilen devlet a- damları bile, ancak intihap zaman- larında halkla temasa gelebiliyor, diğer zamanlarda halktan İ yaşamağa mecbur oluyorlar. Je İnönü modern demek - rasilerin halkla devleti bir- | birinden uzaklaştıran bu Tesmiyet ananesini yıkıyor. Eski Atinada ol- duğu gibi, halk içinde ve halkla beraber yaşamak ananesini kuru- İ yor. Kastamonide, tneboluda halk- İ la yaptığı temaslar, dündenberi şeh rimizde her sınıf halkla doğrudan doğruya yaptığı hasbihaller, Can- kayada tertip ettiği çay ziyafetle- ri, onun halk İçinde ve halkla be- raber yaşamak İsteyişinin bir ifa- desidir. İsmet İnönü bu hareketiyle mo den demokresiler için. yeni bir İ anane yaratıyor ve bütün'dünya- ya Türkiyede en ileri demokrasi. uzakta yer. Yeni Defterdar Tayinleri Ankara 4 VTan muhabirinden) — Zonguldak defterdarlığına Tekirdağ- dan Hüsnü, Tekirdağ defterdarlığına Tunceliden Cemal, tayin edilmişler. dir. Siirt tapu müdürlüğüne Trab- Jan yere Konyadan edildiler. Kulis. tayin Yeni Emniyet Tayinleri ya mezkür vilâyet emniyet âmirli mer Koyas mezkür vilâyet emniyet âmirliğine, emniyet umum müdür- lüğü emniyet âmirlerinden Riza Er- den mezkür umum müdürlük emni- yet âmirliğine, Mazldağ kaymakamı Ekrem Rolas emniyet umum mü dürlüğü emniyet müdürlüğüne, İs- tanbul obaşkomiserlerinden O Fevzi Çelik, İstanbul E başkomiserlerinden Halit Calkin, ve yine mezkür vilâ- yet başkomiserlerinden Ali Özkul, mezkür vilâyet emniyet kadrosun- da açık bulunan emniyet âmirlikle- rine, İzmir başkomiserlerinden Fa. ik Nart polis enstitüsü dahiliye mü- dürlüğüne, Antalya başkomiserle- rinden Bahaettin Vural İstanbul po- Mis mektebi dahiliye müdürlüğüne, Muğla başkomiserlerinden Aziz Tu- izug, Edirne başkomiserlerinden Hu- lüsi Şentürk, Samsun başkomiser- lerinden Ali Sunmaz, Giresun baş- komiserlerinden Saim Sönmez, Mar din başkomiserlerinden (İbrahim, İstanbul (e başkomiserlerinden (O Mu- zaffer Arıkan, Hamdi Tongar, Akil Yılmaz. Emniyet umum müdürlüğü kadrosunda açık bulunan emniyet â- mirliklerine, Maliye Vekâleti milli Emlâk müdürlüğünden Hüsnü Ba - şar, emniyet umum müdürlüğü şu - be müdürlüğüne, £ terflan tayinleri tensip kılınmıştır. nin kurulduğunu göstermiş olu » İ İzondan Hamdi, İçel tapu müdürlü- İğüne Sivastan Recep, bundan açı -| reli emniyet âmiri Mehmet Ali Kon- | ğine, Bilecik emniyet âmiri Muam-| 9 UYKULU İ KUYTU MENKİBESİ 10 Nasrettin Hocanın Hayatı ve Fıkraları 12 Demokrasi Ne Demektir? 13 Büyük Ka- terina ve Aşkları 17 Yirmi Altı Erkek ve Bir Kiz 18 KENDİ KENDİMİZİ TAHLİL 19 > i ve Eğitmen Kursları (Bişi 5 inelde) ciye kadar, eğitmenler, köylerimi- ze biraz hayat ve ruh götürecek- ler, köylerimizin zirai, ve kültür lü kalkınmalarında — ellerinden geldiği kadar — faydalı olacaklar, ve kendilerinden sonra gelenlere || yol açacaklar, onların daha mü - sait şartlar içinde çalışmalarını mümkün kılacaklardır. İzmir Kızıl Çullu köy eğitmeni yurduna 1938 yılından itibaren köylü kızların ve o kadın- ların da alınması, ayrıca büyük bir merinuniyetle © karşılanacak bir hâdisedir. Bu suretle köyler. de, dikiş ve biçki bilen, çocuklara ve hastalara bakmasını öğrenmiş olan kadınların bulunması, köy - lerimizin Omedeni (seviyelerini yükseltecek tedbirlerden biridir. Yalnız, lüzum ve faydalarına 4-3-939 Cep Kitaplarının 21 inci Numarası Bugün Çıktı. AŞKIN TEKÂMÜLÜ Elen Key'in Bu Meşhur Eserini Okuyunuz. » CEP KİTAPLARI Size senede 100 kitap vermekle, beynelmilel oedebiyata girmiş eserleri, en büyük mütefekkirle- rin, âlimlerin eserlerini tanıtıyor. Bu fırsatı kaçırmayınız Senede 10 Liraya Zengin Bir Kütüphaneye Sahip Olacaksınız. Abone Şartları: Cep kitaplarının nelik abonesi 8 lira. Altı aylık abonesi 4 4 liradır. Senelik bir küçük hed'ye edilir. Adres: Ankara cad- desi, Reşit Efendi Hanı birinci kat. Posta kutu- su 97. se- abonelere kütüphane İstanbul Satış Yeri: Yeni kitapçı, Anka ra caddesi No. 85, Ankara Bilâl Ak Ba. satış yeri; Konya satış yeri: Ye- ni Kütüphane. İecik satış (Oyeri: Nail Kitabevi, İzmir satış yeri: Dev- rim Kitabevi, Her Kitabın Fiyatı 10 Kuruştur. Kleopatra ve Aşkları I Köy Muallim Mektebi ve | İZMİT POSTASI Yalnız bu haftaya mahsus olmak üzere 5 Mart Pazar ve 7 Mart Salı günkü İzmit —— amima hattı postaları yapılmıyacaktır. kani olduğumuz bu © eğitmenler meselesi münasebetiyle © mühim bir noktayı tebarüz ettirmeyi bir vazile biliyorum: Bir senelik bir kurstan sonra yetişen eğ'tmen - deri, hak ki mânasında bir musl- im olarak kabul etmemek ve nor- mal yoldan kuvvetli muallimler yetiştirmeyi, yani şehir ve köy muallim mektepler'ne lâzım olan ehemmiyeti vermeyi bir dakika v- nutmamak lâzımdır. Bu muallim mekteplerinden kuvvetli muallim» ler yetiştikçe, eğitmenler yerleri: onlara verecekler, daha doğrusu. onların idareleri ve rehberl'kleri altında faydah olarak çalışmakta devam edeceklerdir. Fikrmce, eğitmenler (yetiş tirmek işi, Maarif Vekâleti W beraber, Ziraat, Sıhhiye, Nafıa vi Milli Müdafaa Vekâletlerinin çok sıkı bir surette, elbirliği ile vel plânlı olarak çâlışacakları ve ba şeracakları büyük bir devlet işi dir